Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı şirketin 2009 yılında müvekkil şirkete ait…..daire inşaatının iskan aşamasındaki teknik takipte dahil tüm malzeme ve işçilik bedeli karşılığı elektrik işlerini yapmak üzere sözlü olarak anlaştıklarını, ancak davalı şirketin yetkilisinin maddi durumun iyi olmadığını beyan etmesi üzerine müvekkilin malzemeleri kendisinin aldığını, davalı firmanın ise sadece işçilik yapma hususunda müvekkil ile yine sözlü olarak anlaştıklarını, davalı şirketin maddi olarak sıkıntı yaşaması üzerine işin malzemelerini alamayınca ve inşaatın elektrik işine başlayamayınca, hem davalıyı maddi açıdan rahatlatmak için avans olarak hem de inşaatın aksamasını önlemek için inşaatın malzeme bedellerini ödeyerek davalıya birçok ödeme yapıldığını, buna rağmen davalının 15/12/2010 tarihinde A … numaralı 10.620,00 TL bedelli malzeme bedeli ve işçilik alacağı adı altında bir fatura kestiğini, bu faturayı müvekkile tebliğ etmeden Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/6921 esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, ödeme emrinin muhtara tebliğ edildiğini, takipten habersiz müvekkilin itiraz süresini geçirdiğini, müvekkil şirketin davalı şirkete borcunun olmadığını, müvekkil şirketin davalı şirkete hem işçilik hem de bir kısım malzeme parası olarak toplam 9.556,05 TL ödeme yaptığını belirterek, davanın kabulü ile, müvekkilinin Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/6321 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine konu 13.459,62 TL borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında birçok kez iş yapılmış olduğunu, zaman içinde gelişen güven ilişkisi neticesinde anlaşmaların sözlü olarak yapıldığını, icra takibi dayanağı faturanın 15/12/2010 tarihlinde davacı şirkete teslim edildiğini, faturanın davacı şirketin ticari defterlerine de işlendiğini, ayrıca fatura suretinin icra takibine başlamadan önce ihtarname ekinde 05/06/2012 tarihinde davacı şirketçe tebliğ alındığını, ayrıca davacının borcun ödendiğine dair iddiası ile dava konusu fatura ve içeriğini de kabul etmiş olduğunu, öte yandan davacının daire satışı esnasında takipten haberdar olduğu iddiasının gerçeklikten uzak olduğunu, davacı borçlunun talep ve kabulü ile sadece davacının belirtiği taşınmaza haciz konulduğunu, davacı ile icra takibi derdest iken bu mahiyette imzalanan 20/01/2014 tarihli protokolün borç ikrarı anlamına geldiğini, ayrıca davacının müvekkil şirket dışında üçüncü kişilere yapmış olduğu çeşitli ödemeleri müvekkil adına yaptığı iddiasının da ticari hayatın işleyişine aykırı olduğunu belirterek, haksız ve dayanaksız davanın reddi ile borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, dava konusunun davalı tarafından davacı hakkında yapılan Eskişehir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/6921 esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olup olmadığı, bu hususta öncelikle tarafların aralarında ticari bir ilişki olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği ve taraf beyanları gereğince taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, davacı iddialarında davalının işi eksik yaptığını ve bu durumun tanık beyanlarıyla da ortaya konulduğunu beyan etmesine rağmen bir taraftan da faturaya ilişkin ödemelerin yapıldığına dair çelişkili beyanlarda bulunduğu, BK.nun 474-478 maddeleri gereğince teslim edilen işlerle ilgili eksikliklerin makul bir sürede davalıya bildirilmesi gerektiği ancak buna yönelik bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacının işi örtülü de olsa kabul ettiği ve örtülü de olsa işin kabulünün yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldıracağı, ayrıca taraflar arasında işin sadece davalı tarafından yapılacağına dair bir sözleşme olmadığı ve işin alt yüklenici tarafından da yapılabileceği, … tarafından gönderilen yazı cevabı eklerinde davaya konu faturadan kaynaklı 6 dairenin elektrik iş tesisatı bölümünde davalı şirketin imzasının olduğu, özetle davacının işi eksik yaptığı itirazlarının yerinde olmadığı, bu nedenle davacının ödemeye yönelik beyanlarının ve delillerinin incelenmesi gerektiği, İİK’nun 72. maddesi ve Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince davayı ispat yükünün alacaklıda olduğu, ancak davacının ödeme savunması da yapması üzerine ispat yükünün davacıya geçtiği, davacının dava dilekçesine ek olarak sunmuş olduğu delillerden Eylül Elektrik 26/01/2014 tarih …. numaralı faturada davalıya ödeme yapıldığına dair bir kaydın olmadığı, … tarafından düzenlenip gönderilen davalı şirket adına düzenlenen faturaların davacı şirket yetkilileri …ve … adına kredi kartıyla ödeme yapılmasının davalıya ödeme yapıldığına dair bir delil oluşturmayacağı, çünkü davalının bu faturalarda imzasının olmadığı ve davalının cevap dilekçesinde de bu ödemeleri kabul etmediği, ayrıca bu makbuzlar üzerinde yapılan incelemelerde, tahsilat makbuzları arasında davalı şirket yetkilisi … adına da kredi kartı ödemelerinin olduğu, …’ya banka aracılığıyla yapıldığı iddia edilen ödeme belgesi üzerinde de davalıya yönelik bir ödeme olduğuna dair bir kaydın olmadığı, …’e yapılan ödemenin tek taraflı olduğu ve bu ödemenin davalı tarafından da kabul edilmediği, …’nın kızı adına yapılan ödemeye dair bir belgenin olmadığı, ayrıca bu ödemenin de davacı tarafından da kabul edilmediği, davalı adına yapılan kömür ödemesine ilişkin bir belgenin olmadığı ve bu ödemenin de davalı tarafından kabul edilmediği, davacı tarafından yapılan kiremit ödemesine dair bir belgenin olmadığı, ayrıca bu ödemenin davalı tarafından da kabul edilmediği, ayrıca 07/05/2019 tarihinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davalının davacıdan icra takip tarihi itibariyle 10.620 TL alacağının bulunduğu, her ne kadar bilirkişi davacı tarafından sunulan ödeme belgelerini davalının alacağından düşse de, yukarıda belirtilen gerekçelerle dikkate alınamayacağı, davacının yukarıda belirtilen deliller haricinde davalıya ödeme yaptığına dair başkaca bir delil sunmadığı, davacıya yemin deliline başvurup başvurmayacağının sorulduğu, ancak davacının yemin deliline başvurmayacağını bildirdiği, bu durumda davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 07/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıya 9.556,05 TL ödeme yaptığının tespit edildiğini, mahkemece bunların dikkate alınmadığını, ilgili tarihlerde taraflar arasında tek bir ticari ilişkinin bulunduğunu, belge ve tanık beyanları ile işin bitirilmediğini sabit olduğunu, davalının işi bitirdiğine dair fatura kesmediğini, işin üçüncü kişiye tamamlattırıldığını, buna ilişkin faturaların sunulduğunu, 20/01/2014 tarihli protokolün borç ikrarı içermediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
…