Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/138 E. 2022/525 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.6)
DOSYA NO : 2021/138 Esas
KARAR NO : 2022/525

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2017/713 Esas-2019/791 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan anlaşma gereğince, davalının …rsin ili, … İlçesi, … Mah., … ada, … nolu parselde kuracağı Güneş Enerjisi Santrali Projesi için …, …, …, Kamulaştırma Projeleri Yapımı ve Statik Projeleri Yapımı İşi için anlaşıldığını, davalı taraf ile e-posta yolu ile iletişime geçilerek anlaşma sağlandığını, davalı tarafın da davacı şirketin belirlediği bedeli kabul ettiğini, tüm bu süreç boyunca davacı şirketin işleri yapması ve CD örneklerini davalı tarafa vermesinden sonra davalı şirketin eksik ödeme yapacağını söylediğini, bunun üzerine edimini yerine getiren davacının işleri ıslak imzalı olarak teslim alması ve bakiye borcun ödenmesi için davalı tarafa Ankara 67. Noterliği’nin 14.09.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiğini ve ekinde davacı tarafından yapılan işlere karşılık düzenlenen 02.09.2017 tarih ve … no’lu faturanın gönderildiğini, ihtarnamenin davalı tarafa 16.09.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnameye itiraz etmeyen ve faturayı da kabul eden davalı tarafın işlerin asıllarını teslim almaması sebebiyle posta yolu ile gönderildiğini ve 28.09.2017 tarihinde davalı tarafından teslim alındığını, davalı şirketin yapılan işler nedeniyle KDV dahil bakiye 33.190,00 TL borcu olduğunu, bu borç ödenmediğinden Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2017/18463 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, ancak davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek davalı borçlunun icra takibine itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Davalı şirketin … ili, … İlçesi … Mah., … ada, … nolu parselde bulunan kuracağı Güneş Enerjisi Santrali Tesisi ile ilgili olarak … Dağıtım A.Ş. ile 19.04.2017 tarihinde lisanssız elektrik üreticileri için dağıtım sistemi bağlantı anlaşması imzalandığını, bu çerçevede işçilik mühendislik, danışmanlık ve proje yönetimi konusunda davacı şirket ile görüşüldüğünü, danışmanlık hizmeti de sağlanmak üzere projenin biran önce hazırlanması ve 2018 yılı Ocak başı itibariyle yürürlüğe girecek olan Lisanssız Elektrik Üretiminde Uygulanacak Dağıtım Bedelleri Tarifesi gereğince daha az kar elde edileceğinden bahisle 2017 yılı sonu gelmeden işlemlerin ve inşaatın tamamlanarak dağıtım şirketine başvuru yapılması gerektiğinden taraflar kamulaştırma projesi için 30.000,00 TL + KDV, Statik Proje için 12.000,00 TL + KDV olarak sözlü şekilde anlaşıldığını, daha sonra yazılı metne döküleceğinin kararlaştırıldığını, anlaşma çerçevesinde davalı şirketin 03.08.2017 tarihinde 30.000,00 TL + KDV olan kamulaştırma proje bedelinin %60’ı olan 18.000,00 TL ile statik proje bedelinin %70’i olan 8.400,00 TL’yi davacı şirkete ödediğini, ayrıca tarafların projelerin danışmanlığı v.s. için 69.000 USD tutarında mutabık kaldıklarını, bu süreç içerisinde davacı tarafın 2 hafta geçmesine rağmen işlemlere başlamadığını ve anlaşmaya aykırı olarak 2. statik proje bedeli için 10.000,00 TL + KDV bedelini fazladan fiyat olarak çıkardığını, daha sonra davacı taraf ile yapılan görüşmelerde hizmetin verilmeyeceğinin bildirildiğini ve anlaşma gereğince süresi içerisinde projenin teslim edilmediğini, çıkartılan bedelin de piyasanın üzerinde olduğunu, statik projelerin 25.09.2017 tarihinde süresinden sonra gönderildiğini, davacı tarafın avans olarak aldığı bedellerin faturasını da kesmediğini, usulüne uygun düzenlenmiş kamulaştırma bedeline yönelik fatura olmadığından KDV’sinin ödenmediğini, teslim alınan kamulaştırma bedelinin 18.10.2017 tarihinde 12.000,00 TL olarak bakiyesinin ödendiğini, sonuç olarak davalı şirket tarafından 38.400,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından yerine getirilen tek edimin kamulaştırma projesi olup bunun da bedelinin fazlasıyla ödenmiş olduğunu, statik projeler ile ilgili olarak herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Davalı firma ile dava dışı … Dağıtım A.Ş arasında 19/04/2017 tarihli Lisanssız Elektrik Üreticileri İçin Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması, davacı firma tarafından 29.07.2017 tarihinde davalı firma adına verilen 424.kw. EPC ve danışmanlık hizmet teklifinde; statik proje yapımı için 12.000,00 TL+ KDV, kamulaştırma projesi için 30.000,00 TL+KDV teklif verildiği, bu teklif çerçevesinde davacı ile davalı firma arasında sözlü anlaşma sağlandığı, davacı firmanın 02.09.2017 tarihinde davalı firma adına … no.lu KDV dahil 61.360,00 TL bedelli fatura düzenlediği, 03.08.2017 tarihinde davalı firma tarafından davacı firmanın hesabına 18.000,00 TL ve 8.400,00 TL yatırıldığı, 14.09.2017 tarihinde davacı firma tarafından davalı firma adına Ankara 67.Noterliği’nden 33.190,00 TL bakiye borcun ödenmesi için ihtarname çekildiği, ancak ödenmemesi üzerine davacı firmanın davalı firma aleyhine 02/10/2017 tarihinde Ankara 28.İcra Müdürlüğünün 2017/18463 E.sayılı dosyası ile 33.190,00 TL asıl alacak 53,19 TL işlemiş faiz, 205,70 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 33.448,89 TL’nin ödenmesi için ilamsız icra takibi yaptığı, davalı firmanın borcun tamamına 06.10.2017 tarihinde itirazı üzerine 19.10.2017 tarihinde icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği, icra takibi sırasında 18.10.2017 tarihinde davalı firma tarafından davacı firmanın hesabına 12.000,00 TL yatırıldığı, taraflara ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalı defterlerinin kayıtlarının düzenli ve usulüne uygun tutulmadığı, icra takibine ve davaya konu … no’lu 61.360,00 TL bedelli faturanın 14.09.2017 tarihinde davalı şirkete ihtarname ekinde tebliğ edildiği, ancak davalının faturayı kayıtlarına almadığı, faturaya itiraz etmediği, davalı tarafından davacı şirkete 38.400,00 TL ödeme yapıldığı, davacı şirketin ticari defterlerinde 22.960,00 TL bakiye alacağı bulunmasına rağmen, davalı şirketin defterlerinde 38.400,00 TL davacı şirketten alacağının olduğunun kayıtlı olduğu, bu farkın da takibe konu faturanın kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu durumda ticari defterlere göre alacak durumunun belirlenemeyeceği, dosyaya sunulan-getirtilen bilgi ve belgeler ile taraf beyanlarına göre değerlendirme yapılması gerektiği, davalı firma vekilinin, hem faturanın teslim alınmadığı, hem de ödeme yapıldığı savunmasında bulunduğu; ancak dosya kapsamına göre faturanın ihtarname ekinde davalı tarafından teslim alındığı ve kısmi ödemede bulununulduğu, hatta takipten sonra da ödemede bulunulduğu hususları dikkate alındığında davalı tarafın savunmasına itibar edilmediği, taraflar arasındaki akdi ilişkiye göre, davacı şirket proje hizmeti sunan (yüklenici), davalı şirket proje hizmeti alan (iş sahibi) konumunda olup; davacı şirket vekili, davaya konu ve takibe konu faturada konu edilen proje hizmetlerinin sunulduğunu, ancak faturadan kaynaklı 33.190,00 TL tutarında bakiye bedelin alınmadığını iddia ettiği, buna karşın davalı şirket vekili ise, kamulaştırma projesi için 30.000,00 TL+KDV ve her iki statik proje için 12.000,00 TL+KDV olarak sözlü anlaştıklarını, ödemenin kamulaştırma proje bedelinin %60’ı, statik proje bedelinin ise %70’i oranlarına karşılık gelen bedellerin ödendiğini savunduğu, davaya ve takibe konu davacı şirket tarafından davalı şirket adına kesilen 02.09,2017 tarihli ve (…) seri, … sıra nolu faturanın 1.sırasında “… mh… ada-… parsel de yapılacak 400 kwe ve 800 kwe güneş enerji santralleri enh, kök, dm kamulaştırma projeleri” açıklamasıyla, miktarının 1 adet, birim fiyatının ve tutarının 30.000,00 TL, 2.sırasında “… mh… ada-… parsel de yapılacak 400 kwe güneş santralı statik projeleri yapımı” açıklamasıyla, miktarının 1 adet, birim fiyatının ve tutarının 12.000,00 TL, 3. sırasında “… mh… ada … parsel de yapılacak 800 kwe güneş santralı statik projeleri yapımı” açıklamasıyla, miktarının 1 adet, birim fiyatının ve tutarının 12.000,00 TL olmak üzere toplam tutarının 52.000,00 TL, KDV tutarının 9.360,00 TL, genel toplamının 61.360,00 TL olduğu, taraflar arasında kamulaştırma projesinin niteliği ve bedeli konusunda anlaşmazlık olmayıp, uyuşmazlık statik projenin niteliği ve bedeli noktasında olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen 29.07.2017 tarihli teklif mektubunda “Yapılacak Hizmetler, Fiyat Teklifi ve Ödeme Şartları” başlıklı 1.maddesinde; Statik projelerin betonarme temel olarak projelendirilmesi, çelik optimizasyonlarının yapılması ve uygulama projelerinin onaylarının alınması işi bedeli 12.000,00 TL+KDV (%70 Peşin %30 onayda), DM, ENH ve KÖK binaları kamulaştırma projelerinin hazırlanması, projelerin ilgili dağıtım şirketine teslimi işinin 30.000,00 TL+KDV (%80 Peşin- %20 Onayda), şeklinde yapılacak işin tanımı, kapsamı, bedeli ve ödeme şartlarının belirlendiği, davacı şirketin 29.07.2017 tarihli teklifinin, davalı şirketin de kabulünde olduğu, davaya ve takibe konu fatura ile 29.07.2017 tarihli teklifin karşılaştırılmasında; 02.09.2017 tarihli ve (…) seri, … sıra nolu faturanın 1.sırasındaki “… mh… ada … parsel de yapılacak 400 kwe ve 800 kwe güneş enerji santralleri enh, kök, dm kamulaştırma projeleri” açıklaması ve KDV hariç 30.000,00 TL tutarlı proje bedeli dikkate alındığında, davalı şirkete ait 400 KW ve dava dışı …’ye ait 800 KW güneş enerji santralleri ENH,KÖK,DM kamulaştırma projeleri olarak belirlenmiştir. Teklifte ise işin kapsamının “DM, ENH ve KÖK binaları kamulaştırma projelerinin hazırlanması, projelerin ilgili dağıtım şirketine teslimi” ve işin bedelinin KDV hariç 30.000,00 TL olarak belirlendiği, faturada ve teklifte kamulaştırma projeleri işinin kapsam ve fiyat yönünden örtüştüğünün belirlendiği, faturanın 2.sırasındaki “… mh … ada-… parsel de yapılacak 400 kwe güneş santralı statik projeleri yapımı” ve 3.sırasındaki “… mh-… ada -… parsel de yapılacak 800 kwe güneş santral statik projeleri yapımı” açıklamaları ve toplam KDV hariç (12.000,00 + 10.000,00) 22.000,00 TL tutarlı proje bedelleri göz önünde bulundurulduğunda ise, davalı şirkete ait 400 KW ve dava dışı …’ye ait 800 KW güneş enerji santralleri statik projeleri bedelli ayrı olarak belirlendiği, teklifte ise kapsamının “Statik projelerin betonarme temel olarak projelendirilmesi, çelik optimizasyonlarının yapılması ve uygulama projelerinin onaylarının alınması” ve işin bedelinin KDV hariç 12.000,00 TL olarak belirlendiği, burada davalı şirkete ait 400 KW’lik ve dava dışı …’ye ait 800 KW’lik güneş enerji santrallerine ait statik projeleri ayrımı yapılmadığı, faturada ve teklifte statik projeleri işinin hem kapsam hem de bedeli yönünden örtüşmediği anlaşılmışsa da, davacı şirket teklifinin sözleşme niteliğine dönüşmesi nedeniyle, teklifteki statik proje bedeli olan KDV hariç 12.000,00 TL tutarının dikkate alınması gerektiği, davacı şirketin teklifinde proje işlerine yönelik bedeller belirlenmiş olup, mahalli serbest rayiçlerine göre statik proje bedelinin tespit edilmesine yönelik hesaplama yapılmasına gerek bulunmadığı, dosyaya sunulan … Üniversitesi Rektörlüğünün yazısına göre, dava konusu işe ait güneş enerji santrallerinin taşıyıcı sistemine ait inşaat statik hesapları ve projesinin onaylandığının belirtildiği, bu durumda; DM, ENH ve KÖK binaları kamulaştırma projelerinin hazırlanması, projelerin ilgili dağıtım şirketine teslimi işi (onaylama işlemi hariç) 30.000,00 TLx0,80=24.000,00 TLx1,18=22.656,00 TL; Statik projelerin betonarme temel olarak projelendirilmesi, çelik optimizasyonlarının yapılması ve uygulama projelerinin onaylarının alınması işi(onaylama işlemi dahil) 12.000,00 TLx1,18=14.160,00 TL olup; davalı tarafından 03/08/2017 tarihinde yapılan 18.000,00 TL ve 8.840,00 TL ödemeler düşüldükten sonra takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği bakiye alacağının 9.976,00 TL olduğu, davacı tarafın takipten önce Ankara 67.Noterliğinin 14.09.2017 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bakiye alacağın 3 iş günü içinde ödenmesini talep ettiği, ihtarnamenin davalı şirkete 16.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı şirket vekilinin 26.09.2017 tarihinden itibaren işlemiş faiz talep ettiği, bu durumda, 26.09.2017 tarihinden takip tarihi olan 03.10.2017 tarihine kadar talep edilebilecek işlemiş faiz miktarının 18.65 TL olduğu, davalının borca itirazının kısmen haksız olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulü ile; Davalının Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18463 Esas sayılı dosyasında 9.976,00 TL asıl alacak, 18,65 TL işlemiş faiz, 205,70 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 10.200,35 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile, icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa %9,75 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; takipten sonra davalı tarafından 18/10/2017 tarihinde yapılan 12.000,00 TL ödemenin icra müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına; dava yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 424 kw güneş enerjisi statik projesi için 12.000,00 TL+kdv, kamulaştırma projesi için 30.000,00 TL +kdv tekliflere davalının onay verdiğini, 0,8 mw’lık santral statik projesi için 10.000,00 TL +kdv bedel teklifi gönderdiklerini, davalının bu işi de kabul ettiğini, işi tamamladıklarını, ihtarname ile fatura tebliğ edildiğini, davalıya itiraz edilmediğini, davalının süresinde ayıp iddiasında bulunmadığını, teknik inceleme için dosyanın tevdi edildiği bilirkişi heyeti yetkisini aştığını, ilk raporun davada haklı olduklarını ortaya koyduğunu, bilirkişi heyetinin kdv eklemesini hatalı yaptığını, açık hesap hatası yapıldığını, kamulaştırma projesi bedelinden hatalı indirim yapıldığını, gerekçeli kararda proje bedeli konusunda ihtilaf olmadığı belirtildiği halde indirime göre hüküm kurulduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan istinaf başvuru sebepleri yönünden, kararın içeriğine göre bu aşamada değerlendirme yapılmamıştır.
1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK m. 21/2). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2019/3926 Esas, 2020/2954 Karar).
Somut olayda davalı taraf savunmasında fatura aslının tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de esas olan faturanın usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğidir. Kaldı ki davalı tarafından faturanın alınmasından itibaren 8 günlük süre içerisinde, bu direnmesi de karşı tarafa bildirilmemiştir.
2- İtirazın iptali davalarında borçlu tarafından davadan önce yapılan ödemeler için 6098 sayılı TBK’nın 100. maddesi hükmünce borçlu, faiz ve giderleri ödemede gecikmemiş ise kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olup bu madde hükmüne göre hesaplama yapılarak ödenen kısımla sınırlı olarak dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının araştırılması, davadan sonra yapılan ödemeler için ise alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği konusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmesi gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/1600 Esas, 2020/3087 Karar).
Somut olayda takipten sonra ve dava tarihinden 1 gün sonra davalı borçlu tarafından 12.000,00 TL’lik bir ödeme yapılmış olup TBK m. 100/1 kapsamında değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; hükme esas alınan bilirkişi raporunda KDV gerçekten eklenmeden KDV eklendiği yönünde hesap yapılması neticesinde ortaya çıkan çelişkinin giderilerek KDV’li olarak iş bedelinin hesaplanması; dava tarihinden sonra yapılan ödemeler bakımından mahsup işlemi yapılmadan bu ödemelerin tarih ve miktarları gösterilerek TBK 100. maddesi gereğince bu ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmesi, bu şekilde ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 05/11/2019 tarih ve 2017/713 Esas-2019/791 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …