Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/1013 E. 2022/735 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1013 – 2022/735
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-3 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO : 2021/1013
KARAR NO : 2022/735

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI : 2020/539 Esas – 2021/622 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 70 ton harici filler filosu ve ekipmanları imalat ve montaj işi nedeniyle ticari ilişki olduğunu müvekkilinin 23/03/2018 tarihli teklif formunu davalı yana gönderdiğini, bu kapsamda 27.000,00 Euronun KDV hariç ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, teklif formundaki işlerin KDV dahil 31.860,00 Euro olarak tespit edildiğini, teklif formunun her iki tarafça imzalandığını, davalı şirkete 21/05/2018 tarih, 39928 nolu 31.860,00 Euro miktarlı bir adet faturanın kesildiğini, davalının 28/08/2018 tarihinde bu fatura karşılığında 165.168,72 TL’lik ödeme yaptığını, ancak ödeme tarihindeki EURO döviz kurunun 7.269,30 TL olduğunu, davalının 21/05/2018 tarihli kur üzerinden ödeme yaptığını, davalının 231.599,00 TL ödeme yapması gerektiğini, bakiye 63.780,54 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik ödenmeyen kısmının tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; dava konusu uyuşmazlık yönünden İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı ile yapılan iş kapsamında tüm borçlarını ödediğini, davacıya bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davacıya 28/08/2018 tarihinde 167.819,36 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin davacının kur farkı alacağına ilişkin tanzim ettiği 04/10/2018 tarihli … numaralı faturaya 12/10/2018 tarihinde itiraz ettiğini, davacının yapılan ödemeyi ihtirazi kayıt koymaksızın kabul ettiğini, yabancı para üzerinden sözleşme yapılamayacağını, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Her iki tarafın kabulünde olan 23/03/2018 tarihli teklif formununda 27.000,00 Euronun kdv hariç ödeme tarihindeki merkez bankası efektif döviz satış kuru üzerinden ödeneceğinin yazılı olduğu, davalının 31.860,00 EURO’yu 28/08/2018 tarihinde ödediği, döviz kurunun TL’ye çevrilmesinde merkez bankasının döviz alış-satış verilerinin esas alınması gerektiği, merkez bankasının efektif satış kuruna göre EURO bedelli olarak düzenlenen faturanın ödeme tarihi itibariyle TL’ye çevrilmesi gerektiği, mahkememizce yapılan incelemede, EURO para biriminin 27/08/2018 tarihindeki Merkez Bankası Efektif satış kuru 7.2112 TL olduğu;
1 EURO=7.2112 TL olarak faturadaki miktar hesaplandığında;
31.860.000,00 Euro = 229.748,83 TL ödenen 165.168,72 TL’nin mhsubu ile kalan miktarın 64.580,11 TL olması gerektiği, davalının yanlış kur üzerinden yaptığı hesaplama ile az miktar üzerinden ödeme yaptığı açıkça anlaşıldığından, davacının talebi ile bağlı kalınarak ve davalının gönderilen ihtarname ile 21/08/2018 tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesi ile, bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili yönünde davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin merkezinin Kadıköy olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, mahkemenin uyuşmazlık konusunu hatalı tespit ettiğini, uyuşmazlığın hangi tarihteki kur üzerinden ödeme yapılması gerektiği hususuna ilişkin olmadığını, uyuşmazlığın davacının kur farkına ilişkin bir alacağı olup olmadığı, cari hesabın TL üzerinden mi, yoksa döviz üzerinden mi talep edilip edilemeyeceği hususuna ilişkin olduğunu, alınan bilirkişi raporuna aykırı hüküm kurulduğunu, davalının sözleşme de üstlendiği edimlerin gereğini yerine getirdiğini, borcunu ödediğini, kur farkı faturasına da süresi içerisinde itiraz ettiklerini, davacının ödemeleri ihtirazi kayıt koymaksızın kabul ettiğini, bu nedenle ayrıca kur farkı talep edemeyeceğini, yabancı para üzerinden sözleşme yapılmasının da Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanununa aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekili süresi içinde yetki itirazında bulunarak İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiş mahkemece ön inceleme duruşmasında davacının yerleşim yerinin Ankara olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmakta olup, eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkeme, Yargıtay 15. HD. 2015/6236 E,2016/447K; 2019/2763 E., 2019/3958 K.; 2015/6312 E.,2016/542 K. sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, HMK’nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi, aynı yasanın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi, yahut taraflar tacir ise HMK 17 maddesi doğrultusunda yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesidir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 Esas – 2015/4747 Karar sayılı bir başka kararında ise; “Eser sözleşmesinde ilişkin ifa yerinin neresi olduğuna dair özel düzenleme bulunmadığında genel kurallara göre ifa yeri belirlenmelidir. TBK’nın 89. maddesine göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerinde ifa edileceğine dair 89. maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı dairemizce istikrarla uygulanan kararlar ile kabul edilmektedir.” İçtihatında bulunulmuştur.
Taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca üretilen, harici filler filosu ve ekipmanlarının montajı da kararlaştırılmıştır. Montaj işleminin davalı iş yerinde gerçekleştirileceği tabiidir. Davalı iş yeri İstanbul Anadoludur. Bu itibarla akdin ifa edileceği yerin İstanbul olduğunun kabulü gerekir. Davalı yerleşim yeri de aynı yerdir. Alacaklının yerleşim yeri olan Ankara mahkemeleri yetkili değildir. Bu itibarla mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğu yönünde hüküm kurulması gerekirken, yetki itirazı reddedilerek işin esası hakkında karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/539 Esas, 2021/622 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip