Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/980 E. 2022/520 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

…. (İnceleme aşamasında/Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b.1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2017
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2022

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 17/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarafından……için yapılan 2011/88695 ihale kayıt numaralı ihalenin müvekkili şirket üzerinde kaldığını ve müvekkili şirket ile davalı arasında söz konusu direklerin imalatı, test ve nakliyesi amacıyla 21/07/2011 tarihli eser sözleşmesi kurulduğunu, müvekkilinin yükümlülüğünün sözleşmenin 5. maddesine göre 5 tip direğin imalat resimlerinin hazırlanması ve onayı alınmasını müteakip direk imalatlarının yapılarak prototiplerinin kurulması, prototip kontrolü yapılan direklerden test gövdelerinin ve ayaklarının test istasyonuna sevk edilerek…standardına göre test yapılması, test işleminin başarıyla sonuçlanmasını müteakip test gövde ve ayaklarıyla birlikte diğer gövde ve ayaklarının nihai imalat resimlerinin gövde ve ayak kesin ağırlıkları gibi tüm dokümanların iş sahibine sunulması, yükleme testine tabi tutulacakların dışındaki direk malzemesinin idareye teslim edilmesi olduğunu, statik hesapların ihale öncesi … tarafından …’ye yaptırıldığını, buna göre imalat yapılması gerektiğini, ancak davalının vermiş bulunduğu hatalı projeler sebebiyle mükerrer test, imalat ve nakliye yapıldığını, bu işlemlerin yapılması için masraflar yapıldığını, bu kapsamda olmak üzere mükerrer test masrafları için 155.150,00 TL(55.000,00 €), mükerrer imalatlar için 155.150,00 TL(55.000,00€), mükerrer nakliye için 12.581,00 TL(12.581,00€) olmak üzere toplam 322.881,00 TL harcama yapıldığını belirterek toplam 322.881,00 TL tazminatın lehe olan tarihten itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 21/01/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, imalatların sözleşme hükümlerine uygun olacak şekilde yapılması gerektiğini, herhangi bir mükerrer test, imalat vs yapılmadığını, yapılan imalat ve testlerin sözleşme kapsamında olduğunu, teknik şartnamede alımı yapılacak malların niteliklerinin belirtildiğini, idari şartnamenin 46. maddesinin 1 fıkrasında fiyat farkı verilmeyeceğinin belirtildiğini, özel teknik şartnamede test direği için gerek statik yönden, gerekse malzeme kalitesi, işçilik vb gibi tüm yönlerden yüklenicinin sorumlu olacağının belirtildiğini, testlerde direği güçlendirecek gerekli revizyonların yapılacağını, gerekli test giderlerinin yükleniciden talep edileceğini, bu kapsamda … öğretim görevlisi, teşekkülün temsilcisi ve yüklenicinin katılımı ile testlerdeki hasarlanmaların nedenleri incelenerek çeşitli revizyonlara gidildiğini ve bunların mutabakat ile yapıldığını, 2PA tip direkte 3. test sonucu başarılı sonuç elde edilmiş olduğunu, 2PB direğinin deformasyonların giderilmesine kadar giderleri yükleniciye ait olmak üzere tekrarlandığını ve davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, davacıya hiçbir şekilde fiyat farkı verilmeyeceğini, bunun rekabet ilkesine aykırı olduğunu, davacı yüklenicinin, dava konusu işlemlerle ilgili olarak hak edişlere herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, yapılan hak edişlerin davacıya ödendiğini, faturalarının düzenlendiğini belirterek tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili 24/02/2016 havale tarihli dilekçelerinde; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edim yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, projede eksik veya hata bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2017 tarih 2014/1608 Esas ve 2017/611 Karar numaralı kararında özetle; dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla imalat, nakliye ve test giderlerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir(Mülga BK m. 355 vd., TBK m.470 v.d.).
Sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın bu kanun hükümlerine göre çözüme kavuşturulması zorunludur.
Taraflar arasında kurulan 5 … İşi’ne ait 21/07/2011 tarihli eser sözleşmesi örneği, yapılan test imalata ve nakliyelere ilişkin kayıtlar, fatura örnekleri, taraflar arasında yapılan yazışma örnekleri, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Taraflar arasında kurulan sözleşme ve bu kapsamda yapılacak prototip direk imalatı, montajı ve nakliyesi konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf sözleşme kapsamında mükerrer test ve imalat bulunup bulunmadığı ve bunların sözleşme kapsamında olup olmadığı ve davacı tarafın mükerrer test ve imalatlar nedeniyle yapılan harcamaları talep edip edemeyeceği konusundadır.
Taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi uyarınca davacının yükümlülüğü, davalı firma ve tasarımcı … teknik ekibi tarafından belirlenen teknik şartlara göre hazırlanan projelere göre işin yapılmasıdır.
Taraflar arasında kurulan 21/07/2011 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, iş sahibinin davalı …, yüklenicinin davalı … Tic. A.Ş olduğu, sözleşmenin 6. maddesinde sözleşme türü ve bedelinin gösterildiği, 6.1 maddesi uyarınca sözleşmenin götürü bedel sözleşme olup 2.195.000,00 TL toplam götürü üzerinden akdedildiği, 7. maddede sözleşme bedeline vergi, resim, harçların dahil olduğu, KDV’nin idare tarafından yükleniciye ödeneceği, 7.2.1 maddede taahüdün yerine getirilmesine ilişkin yapı kullanım izin belgesi giderleri vb. giderler ile ulaşım, nakliye ve her türlü giderlerin sözleşme giderlerine dahil olduğu, 9. madde uyarınca sözleşmenin süresinin işe başlama tarihinden itibaren 270 takvim günü olduğu, 11. maddede yüklenicinin 219.500,00 TL kesin teminat verdiği, 12. maddede ödeme koşullarının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Sözleşmede kararlaştırılan niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu vasıfların eserde bulunmaması ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibinin bedel ödeme borcu eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur (TBK m.479; mülga BK.m.364).
Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici belirlenen bedelin arttırılmasını isteyemez. Ancak başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülüp de taraflarca göz önünde bulundurulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedelle eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını talep edebilir. Bunun mümkün olmaması halinde veya karşı taraftan beklenmediği takdirde sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Dürüstlük kuralının gerektirdiği hallerde yüklenici ancak fesih hakkını kullanabilir. Eser öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür(Mülga BK m.364, 365; TBK m.479, 480).
Dosya üzerinde bilirkişi kurulu marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 19/10/2015 tarihli rapor ve alınan ek raporlarında; taraflar arasında kurulan eser sözleşmesi uyarınca prototip direk imalatı, nakliye ve test giderleri yapılmasının kararlaştırıldığını, davalının iş sahibi, davacının yüklenici olduğunu, 5 tip direğin teknik şartnamede düzenlenen niteliklere uygun olarak imalatının kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu mükerrer imalat, nakliye ve testlerin sözleşme kapsamında yer alıp almadığı konusunda olduğu, sözleşmenin götürü bedel üzerinden kurulduğunu, esas olan bu bedel üzerinden işin tamamlanması gerektiğini, ancak ilave işlerin yapılması durumunda bunların talep edileceğini, mevcut davada mükerrer imalat test ve nakliye giderlerinin yükleniciden kaynaklanmadığını, bu nedenle yüklenicinin mükerrer imalat bedeli, 226.632,44 TL, mükerrer test bedeli 797.951,92 TL ve mükerrer nakliye bedeli 12.577,65 TL talep etmekte haklı olduğunu, yapılan bu giderlerin sözleşme kapsamında olduğunun kabul edilmesi halinde talep edilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu, dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup teknik tespitleri hükme hükme esas alınmıştır. Diğer değerlendirmelere itibar edilmemiştir.
Somut olayda; davacı yüklenici, davalı iş sahibi olup sözleşmede kararlaştırılan prototip direklerin imalat, nakliye ve testlerinin yapılmasını yüklenmiş olup, sözleşmenin 6. Madde hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca götürü bedel üzerinden ödeme yapılması konusunda tarafların anlaştığı, her türlü nakliye ve testlerin sözleşme kapsamında olduğu, tacir olan davacının sözleşme kapsamında olmadığını iddia ettiği test ve giderler için mülga BK 365.(TBK m.480) maddede düzenlenen sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması veya dönme hakkını kullanmadığından dava konusu imalat, test ve nakliye giderlerini talep edemez.
Dosya içerisinde toplanan deliller, taraflar arasında kurulan sözleşme, yazışma örnekleri, ihtarnameler, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; dava konusu direk, imalat, test ve nakliye işinin yapılmasına ilişkin sözleşmenin götürü bedel üzerinden kurulduğu, talep edilen bedellerin sözleşme kapsamında olduğu, davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan dönme ve uyarlama seçeneklerini kullanmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 16/01/2018 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin, yeniden imalat, yeniden test ve nakliye bedellerinin götürü bedel kapsamında olduğu yönündeki değerlendirmesinin dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri gerekçelerle sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, işin özünde müvekkili şirketin, testin başarıyla sonuçlandırılması gibi sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin, götürü bedel kapsamında üstlendiği işin bir imalat işi olduğunu ve yüklenicinin imalat hatası olmadığı taktirde müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin, sözleşme ve eklerine ve davalı idarenin talimat ve kontrollerine uygun şekilde imalat resimlerini hazırladığı ve prototipleri imal ettiğinin açık olduğunu, davalının herhangi bir kayıt koymaksızın hem imalat resimlerini onayladığını hem de imal edilen direkleri kabul ettiğini, yani müvekkili şirketin bir kez hesaplara ve davalı idarenin onayına uygun şekilde imalatı gerçekleştirdiğinde ve imalat hatası da bulunmadığında da yükümlülüğü yerine getirmiş olacağını, bu aşamadan sonra yapılan yeniden imalat ve testlerin götürü bedel kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bunların vekaletsiz iş görme kapsamında olup fazladan yapılan işlerin bedelinin davalı idare tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, bundan sonraki sorumluluğun tamamının davalı idarede olduğu ve müvekkili şirketin hiçbir kusurunun bulunmadığının ispatlandığını, sürece ilişkin detayların cevap dilekçelerinde ve istinaf başvuru dilekçelerinde ayrıntılı olarak anlatıldığını, tüm statik hesaplarının henüz müvekkili şirketin ihaleyi almadan ve sözleşme imzalamadan önce tasarımcı … tarafından hazırlandığını ve imalatlara esas olmak üzere … tarafından müvekkiline verildiğini, toplam beş adet direğin dördünde, imalat resimleri hazırlanarak … tarafından onaylanmasına ve yine direk imalatları tamamlanarak … tarafından kabul tutanağı ile test için sevkine onay verilmesine rağmen, daha testler başlamadan ihbar olunan …’nün önerisi ve …’ın talebiyle statik hesapların defalarca revizyona uğradığını, bunun sonucunda da müvekkili şirketin tüm süreci baştan alarak yeniden imalat resimleri hazırlamak, imalat yapmak ve sevk etmek zorunda kaldığını, hatta bazı revizyonların direklerin test istasyonuna sevkinden sonra yapıldığını, müvekkili şirketin katlanmak zorunda olduğu ek masrafların asgariye çıkarıldığını ve defalarca uygulanan revizyonlara rağmen testlerin yine de başarısız olduğunu, tekrar ve tekrar imalat ve test süreçleri yaşandığını, bunların, müvekkili şirketin kusurundan ileri gelmediğini ve bunlara ilişkin müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu olmadığının açık olduğunu, bu sebeple bunların götürü bedele dahil olmayan ilave işler olarak kabul edilmesi ve müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, aksi yöndeki mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu,
Dosya kapsamında bir adet kök, dört adet ek olmak üzere toplam beş bilirkişi raporu alınmış olup, tüm raporların teknik ve hukuki olarak müvekkili şirketin haklılığını ortaya koyduğunu, yerel mahkemenin ise kendi atadığı heyetin verdiği teknik raporları dikkate almaksızın bunun gerekçelerini de açıklamaksızın haksız bir hüküm kurduğunu, buna dair ayrıntıları dilekçelerinde belirttiklerini, sonuç olarak bilirkişi kök ve ek raporlarındaki teknik ve hukuki değerlendirmelerin tamamının müvekkili şirketin haklılığını ortaya koymasına rağmen yerel mahkemenin kararında yazılı delillerin, yazışma ve tutanakların hiçbiri değerlendirilmeden ve beş adet rapordaki görüşlerin hiçbirine itibar edilmeden ve neden itibar edilemeyeceği de açıklanmadan müvekkili aleyhine hüküm kurulması sebebiyle istinaf başvurularının kabulüne ve mahkeme kararının kaldırılmasına, davalarının kabulüne karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili 02/02/2018 tarihli davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin, testlerin başarı ile sonuçlandırılması gibi bir sorumlulukları bulunmadığı ve testlerin başarısız olmasının statik hesapların hatalı olmasından kaynaklandığı yönündeki iddialarının doğru olmadığını, bu konudaki sözleşme ve şartname hükümlerinin açık olduğunu ve ayrıntılarına dilekçelerinde yer verdiklerini, bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere direklerin statik yönleri ile ilgili olarak davacı firmanın sorumluluğunun bulunduğunu, ayrıca dizaynı yapılan ve boyutlandırılan direğin tip testinin yapılma sebebinin, bilgisayar programı kullanılarak statik hesabı yapılan direkte programın hesaplamadığı farklı yüklerin direğe gelmekte olup bu beklenmeyen ve hesaplanmayan yüklere karşı direğin dayanımını ölçmek için olduğunu ve tüm bu sebeplerle yapılan revizyonlar ve testlerin sözleşme maddelerine göre işin tanımında yer alan faaliyetler olup söz konusu revizyon işlemlerine ilişkin olarak da davacı ile mutabakat sağlandığını, davacının herhangi bir itirazda olmadığını, dolayısıyla da ilave bir ödemeyi gerektirecek sözleşme dışı bir hizmetin söz konusu olmadığını, direk test aşamasında oluşabilecek deformasyonlar ve hasarların sözleşmenin ilgili maddelerinden de anlaşılacağı üzere tüm giderleri ile birlikte yüklenicinin sorumluluğunda olduğunu, yıllardır bu sektörde faaliyet gösteren davacı firmanın basiretli bir tacir olarak teknik olarak olabilecek tüm ihtimalleri göz önüne alarak teklifini ona göre hazırlaması gerektiğini, davacının istinaf sebeplerinde sözleşme hükümlerini yok saydığını, dava konusu edilen işlemlere ilişkin hususların davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ve sözleşme hükümleri çerçevesinde yerine getirildiğini, sözleşme gereği ödenmesi gereken sözleşme bedelinin de alındığını, daha sonradan dava açılmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, yine mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi Borçlar Kanunu’na göre sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını talep etmediği gibi dönme hakkını da kullanmadığını, bu konularda talepte bulunmadan bir de dava konusu işin faturasını düzenleyerek iş bedelinin tamamını alan davacı şirketin huzurdaki dava ile sonradan bir takım alacak kalemleri ileri sürmesinin sözleşmeye de mevzuata da açıkça aykırı olup yasal zemini bulunmadığını ve dava dosyasına sunulan bilirkişi raporlarının uyuşmazlığı çözmeye elverişli olduğunu, tüm bu nedenlerle davacı vekilinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla imalat, nakliye ve test giderlerinin ilave imalat kapsamında davalı iş sahibinden tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca, davacı yüklenicinin yükümlülüğü 5 … işi olup, davalı firma ve tasarımcı … teknik ekibi tarafından belirlenen teknik şartlara göre hazırlanan projeler kapsamında işin yapılmasına ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın mevcut 21/07/2011 tarihli eser sözleşmesi ile bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan teknik şartname kapsamında mükerrer test, imalat ve nakliye yapılıp yapılmadığı, bunların sözleşme ve teknik şartnamelere göre götürü bedel kapsamında olup olmadığı ve davacı yüklenicinin fazladan yaptığını söylediği bu bedelleri davalı iş sahibinden talep edip edemeyeceği konularında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece bilirkişi kurulundan alınan kök ve dört ayrı ek rapor sonrasında, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin götürü bedelli sözleşme olduğu, davacı yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan prototip direklerin test, imalat ve nakliyesini üstlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ve şartname hükümlerine göre götürü bedel üzerinden davacı yükleniciye ödeme yapılması gerektiği ve bu hükümlere göre her türlü test, imalat ve nakliye giderlerinin sözleşme kapsamında olduğu, tacir olan davacının sözleşme kapsamında olmadığını iddia ettiği test ve giderler için mülgâ BK 365 (TBK madde 480) maddede düzenlenen sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması veya dönme hakkını kullanmadığı ve sözleşme götürü bedel üzerinden kurulup davaya konu giderlerin götürü bedel kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece yukarıdaki yasal düzenlemelere uygun olarak dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ve şartname hükümlerine göre mahkemece değerlendirme yapıldığı, fazla imalata ilişkin olduğu iddia edilen harcamaların sözleşme kapsamında yapıldığı anlaşılan giderlerden olup davacı yüklenicinin düzenlenen hak edişleri ihtirazi kayıtsız imzaladığı anlaşılmakla ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2017 tarihli 2014/1608 Esas-2017/611 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı …… Şirketi vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2 – Davacı …… Şirketi’nin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 44,80 TL maktu istinaf karar ve ilam harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3 – Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5 – Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 24/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.