Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/957 E. 2021/641 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.4,6 )
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2021

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; … … … AŞ. Genel Müdürlüğü tarafından davalıya ihale edilen “…-02 … Bölgesi … Tesisi İşleri” kapsamındaki işlerin yapılması konusunda davacı ile davalı arasında 30.11.2011 tarihli Taşeron Sözleşmesi akdedildiği, davacının edimini eksiksiz olarak ifa ettiği, işin …ı … nezdinde yapılmasına rağmen, davalı firmanın sözleşme gereği yapması gereken ödemeden imtina ettiği, hazırlanan Hak Ediş Raporuna göre ödenmesi gereken bedelin toplam 4.146.463,35 TL olduğu, davalı tarafın yaklaşık 965.273,75 TL borçlu olduğu, ancak bazı poz ve fiyatlarda taraflar arasında mutabakat sağlanamadığından kesin miktarın belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği, düzenlenen Hak Ediş raporu üzerinde mutabakat sağlanamadığından, kesin hesabın Mahkeme marifetiyle yapılmasını talep ettikleri, Kesin Hesabın Mahkeme marifetiyle yapılmasına, davanın kabulü ile yargılamayı gerektiren poz ve fiyatlar bakımından yapılacak inceleme sonrası ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL nin Ticari Avans faizi ile birlikte davalı tarafından ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş; yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile taleplerini artırmıştır.
Davalılar vekili; taraflar aarsında taşeron sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeden önce müvekkili firmanın … … … A.Ş. ile 2011-2012 yılları …. Tesis işlerinin sözleşme ile üstlenildiği, davacı ile imzalanan taşeronluk sözleşmesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinde, sözleşmenin 2, 5, 6, 8 ve 15. Maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin hükümlerin ayrı ayrı düzenlendiği, Davacı tarafın yer tesliminden sonra işlerin devamında aksamaya sebebiyet verdiği, kendisine sözlü uyarıda bulunulduğu, edimini ifa ettiği hususunda ispata davet ettikleri, İşin proje ve şartnamesine uygun şekilde bitirilmesi, geçici kabullerin yaptırılması, idareye onaylatılması, işin geçici kabule hazır olduğunu yükleniciye yazılı olarak bildirilmesinin sözleşme gereği taşeronun sorumluluğunda olduğu, ancak, davacı taşeronun geçici kabullerin hazır olduğu yönünde yazılı bildirim yapmadığı, geçici kabule iştirak etmediği, edimini yerine getirmediği, … sahasında … Mühendisi bulundurulmasına ilişkin yükümlülüğünü yerine getirmediği, taahhütname vermesi gerektiği, işin başında bulundurmadığı mühendis için gün başına 500 TL cezanın hak edişinden kesileceği, taşeron tarafından … … yaptırılmadığı, bu sigortanın müvekkili tarafından bu sigortanın yaptırılmak suretiyle davacının hesabına yazdırıldığı, Sözleşmenin 8.maddesinin 32. Fıkrasında bahsi geçen nihai projelerin taşeron tarafından hazırlanıp orjinalleri ve CD kayıtları ile birlikte İdareye verilmesi gerekmesine rağmen, bu edimin yerine getirilmediği, sözleşmeye göre bu işlerin şirket tarafından yaptırılıp bedelinin %25 zamlı olarak taşerondan tahsil edileceğinin hüküm altına alındığı, giderin taşerona yansıtıldığı, ayrıca, taşeronun … … Şebekesinde etiketleme yapmadığı, geçici kabule katılmadığından eksikliklerin müvekkili tarafından tamamlandığı, halen yapılmayan uygulamalar bulunduğu, koordinatların bir kısmının taşeron tarafından yetkisi olmadan İdareye teslim edildiği, ancak iş sahibinin eksiklik nedeniyle iade ettiği, Sözleşmenin 9. Maddesinin 4. Fıkrasında düzenlenen hükme göre, eksik ve süresinde yapılmayan işler için özel bir düzenleme getirildiği, taşeronun namı hesabına yaptırılan son durum projesi, Ataşmanlı … işlerinin bir kısmı, Şarkışla ve Kangal ilçelerinde bulunan beton trafo köşklerinin kum havuzu, davacı tarafından bir kısmı yapılan ancak ikazlara rağmen firmaya iletilmeyen koordinat bilgilerine ilişkin işlerin 3.şahıslara yaptırıldığı, davacı hesabına %25 zamlı olarak kesin hesaba geçirildiği, Sözleşme gereği, yüklenicinin taşerona %20 oranında eksik veya ilave iş yaptırma hakkı olduğu, yine aynı hüküm gereği, fiyat cetvelinde fiyatı bulunmayan yeni iş kalemlerinin bedellerine, Yapım İşleri Genel Şartnamesindeki hükümler çerçevesinde İdare tarafından belirlenen fiyatlar üzerinden Taşeronun aynı tenzilat oranı uygulanacağı, İdare tarafından yükleniciye getirilecek mükellefiyetlere Taşeronun aynen uymak zorunda olduğu, hiçbir kayıt ve şart getirilmeyeceği, bu hüküm göz önüne alındığında bir kısım işlerin taşeron harici ve işin aciliyetine binaen 3. Şahıslara yaptırıldığı, Sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi 39. Maddesi uyarınca müteahhide ara hakedişler kapsamında hesaplamaların nasıl yapılacağının açıkça düzenlendiği, birim fiyat analizlerine göre hesaplanmış fiyatların yapılan … miktarı ile çarpılıp ödenecek miktarın hesaplandığı, sözleşmenin 5.maddesinde … birim fiyat kitapçığında belirlenen 2010 yılı 1.Bölge birim fiyatları üzerinden %52 indirimle sözleşme üstlenildiği, ayrıca sözleşmenin 8.maddesinin 2.fıkrası uyarınca imalatlar ile ilgili nakliye bedelinin de ayrıca taşerona ait olduğu hüküm altına alındığından, nakliyesi müvekkili tarafından gerçekleştirilen imalatlar bakımından kesin hesaba yansıyacak kesin hak ediş bakımından belirlenen miktardan nakliye bedeli düşülmesi gerektiği, temel sorunlardan birisinin de bu noktada oluştuğu, Sözleşmenin 12.maddesinde ödemenin ne şekilde yapılacağının düzenlendiği, yüklenicinin hak edişinin idare tarafından onaylanması ve ödeme yapılmasına müteakip, taşeron tarafından yapılan hak edişin incelenip uygun bulunması ve onaylanması sonrası fatura karşılığı ödeme yapılacağı, davacının kendi başına düzenlediği hak edişin yeterli olmadığı, fatura düzenlemesinin işin yapıldığı ve alacağın doğduğu anlamına gelmediği, edimin yerine getirilmiş olup olmadığının incelenmesi sonrası belirleneceği, Davacının kesin hak ediş düzenlenmesi talebinin reddedildiğini bildirdiği, bu durumu kabul etmedikleri, keşide ettikleri ihtarda kesin hesap yapılması için davet ettikleri, ancak davacının reddettiği, hesap kesim işlemlerinin ayrı ayrı hüküm altına alındığı, bu hükümler doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, öncelikle edimin tam olarak yerine getirilmesi, cezai şartların uygulanması, başkalarına yaptırılan işlerin %25 zamlı olarak davacıdan talep edilme hakkının gözetilmesi halinde davacı alacağı bulunmadığının anlaşılacağı bildirilmiş, haksız davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davalı ile davacı arasında imzalanan sözleşme kapsamına göre davacı tarafından yapılacak işin sadece işçilik olup montaj edilecek malzemelerin Davalı işveren tarafından verileceği, davacı tarafından dosyaya sunulan tablo ve davalı tarafından imzalanmış olan hakedişler incelenerek davacının yapmış olduğu işin bedeli yönünden itibar olunan bilirkişi hesaplamalarında taraflar arasındaki sözleşmenin 15. Maddesi 4. Paragrafında ” İdare ile yüklenicinin gerekli görülerek yapılmasını istediği, ancak birim fiyat cetvelinde fiyatı bulunmayan yeni iş kalemlerinin bedellerine, Yapım İşleri Genel Şartnamesindeki hükümler çerçevesinde idare tarafından belirlenen fiyatlar üzerinden Taşeron aynı tenzilat oranını uygulayacaktır. İdare tarafından Yükleniciye getirilecek mükellefiyetlere Taşeronda aynen uymak zorunda olup, hiçbir kayıt ve şart getirmeyecektir..” denildiği dikkate alınarak özel birim fiyatlı işlere de taşeron tenzilatının uygulanmasının gerektiği, … Hafik yolunun klavuz kavşağı ile 2. Organize kavşağı arası orta refüjden yola paralel açık kazı çalışması sürecinde otomatik sulama sistemine zarar verildiği 21.12.2011 tarihli tutanakla tespit olunmuş olup … … bu zararın giderilmesini talep etmiştir. Davalı, Davacının nam ve hesabına 32.944,80 TL fatura bedelini ödediği, yapılan işlerin tutarının:(6.174.427,21TL + 2.817,487,81 TL)=8.930.610,59 %52 tenzilatlı tutar miktarı: 8.991.95,02 x (1-0,52) = 4.316,119,21TL KDV dahil yapılan iş tutarı ise; 4.316,119,21TL + 779,901,45 TL (% 18 KDV) = 5,093,020.67 TL olduğu, davacıya ödenen tutarın, davacı tarafından 3.181.189,60 TL olarak belirtildiği, çalışma mahalinde Sulama sistemine verilen zarardan dolayı fatura bedelinin 32.944,80TL, Davacının alacağının: 5,093,020.67 TL-3.181.189,60 TL-32.944,80TL= 1,878,886,27 TL olduğu, Bilirkişi tesbitlerine göre, iş kalemleri içerisinde malzeme bedeli bulunmadığı, iş kalemi tutarının montaj ve demontaj tutarlarından ibaret olduğu, özel birim fiyat tutarında malzeme bedeli dışlanmak suretiyle montaj, demontaj ve demontajdan montaj bedeli uygulanarak, bedeller idarece tasdikli kesin hakedişlerde belirtilmiş olduğu, özel fiyatların idarece ve yüklenici firmaca belirlenerek imzalandığı, Birim fiyatlı imalatlar ve özel fiyatlı imalatlara sözleşme gereği %52 tenzilat uygulanması gerektiği, Baks bedellerinin davacıdan kesilmesine ilişkin iddia, bu malzemenin davalı tarafından temin edildiğine ilişkin kanıtların dosyaya sunulamadığından ispatlanamadığı belirtilerek kesin hesapta dikkate alınmadığı, davalının taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca son durum projesi ve koordinatları taşeron tarafından hazırlanıp orjinalleri ile CD kayıtları ile birlikte 3 tk çıktı alarak idareye teslim edilmesi gerektiği aksi halde bu işlerin şirket tarafından yaptırılacağı bedelin taşeron hak edişinden kesileceği düzenlemesi çerçevesinde, davalıya teslim edilmesi gereken son durum projeleri ve koordinatlar teslim edilmediğinden bahisle,son durum proje kesintisi 204,294.00TL ve koordinat kesintisi 43,187,50TL kesinti yapılması talebi yönünden yapılan incelemde, işin resmi alt yüklenicisi olduğunu belirten davacının teslim etmiş olduğu koordinat projelerinin dava dışı idare tarafından 5 klasör halinde, proje baş mühendisi … tarafından “ekleri elden teslim alındı” notu ile alındığı ve teslime ilişkin belgenin imzalandığı dikkate alınarak, eksiklik bulunmamakla durum proje kesintisi ve koordinat kesintisi adı altında kesintileri yapabileceği savunmalarının yerinde olmadığı, davalının, sözleşme uyarınca yapılan işe ilişkin malzemeyi temin ederek davacıya teslim ettiği, montaj işlemi bittikten sonra, davacı tarafından artan malzemeyi iade etmesi gerekirken, bu yükümlülüğü yerine getirmediği, iade edilmeyen malzemeden dolayı yapılan mutabakat uyarınca taşeron davacıdan yapılan 45,471.85TL lik kesintinin dikkate alınması gerektiği iddiası yönünden yapılan incelemede, davalının ileri sürdüğü bu hususa ilişkin denetime elverişli bir değerlendirme yapmaya olanak sağlayacak bilgi ve belgeleri dosyaya sunmadığı belirtilerek artan malzemelere ilişkin iddiaların yerinde görülmediği, davalının, … ödemelerine ilişkin kesinti talebi, dayanak olarak gösterdiği Özel Şartlar Ve Genel Hükümler m.8/24’de davacının sigortaya ilişkin sorumluluğu “Taşeron şirketin lehtar olduğu, 3. Şahıs mali mesuliyet ve sorumluluk sigortası yaptıracaktır” açık hükmü karşısında ( Sözleşmenin 3. Maddesinde taşeronun davacıyı tanımladığı anlaşılmaktadır.) sigorta sorumluğunun, davalının … sigortasının yaptırılmasına ilişkin olmadığı, davalının davacıdan … sigorta bedelini kesmeye ilişkin talebinin yerinde olmadığı; davalının bilirkişi raporuna itirazında belirttiği, hesabın davacıyı da ikna etmediğinden ıslahını kısıtlı tuttuğu yönündeki savunmaları, davacı tarafından dava dilekçesinde hesabı yapılabilen işler yönünden alacaklarını belirledikleri, tarafların anlaşamadığı ve kesin hesabı gereken kısım yönünden mutabakat bulunmayan kısımın varlığını da bildirdikleri yönündeki beyanı dikkate alınarak, taleple bağlı kalınarak davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının metrajı ispatlayamadığını, davacının imal ettiği işlerde … birim fiyat kitapçığında fiyatı bulunmayan iş olmadığını, raporun denetime elverişli olduğunu, hangi işlerin neden özel birim fiyatlı kabul edildiğinin belli olmadığını, birim fiyat cetvelinde nakliye, montaj, demontaj, müteahhit kârı içinde olduğunu, davacının ise sadece montaj ve demontaja ilişkin işçilik yaptığını, örneğin a pozunda 285,00 TL bedelin 75,00 TL’sinin montaj ve demontaj bedeli olduğunu, bunun da tenzilata uğraması gerektiğini, davacının ihtirazi kayıt sunmadığını, hesaplamaları imzaladığını, taşeronun hakediş alacağını temlik edemeyeceğini, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 21/1 maddesinde iş artışında %10 iş yaptırılabileceğini, sözleşme fiyatının %20’sini aşamayacağını, yapılan kesintilerin ve ihrazat kesintisinin usule uygun olduğunu, All-risk sigortası kesintisinin hukuki dayanağının vekaletsiz iş görme hükümleri olduğunu, davacının 3. Kişiye verdiği zarardan dolayı cezai şart koşullarının oluştuğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 30/11/2011 tarihli eser sözleşmesinin düzenlendiği konusunda uyuşmazlık yoktur.
1- Davacı kendi hazırladığı hakedişe göre; 8 imalat kaleminden toplam 4.146.463,35 TL alacağı olduğunu, ödemelerin mahsubu ile bakiye alacağının 965.273,75 TL olduğunu ileri sürmüş ve dava dilekçesinde talebini bu şekilde sınırlandırmıştır. (Yargıtay …..
Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK md. 266/1). Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itiberen iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK md.281/1). Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK md. 281/2). Mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK md.281/3). Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK md.282/1).
Diğer taraftan, mahkemece bilirkişiler uyuşmazlık konusuyla ilgili uzmanlık dalından ve alanında özel ve teknik bilgiye sahip uzman ve deneyimli kişilerden seçilir (HMK m.266, 268). Bilirkişi raporları takdiri delil olup hakimi bağlamaz. Hakim bilirkişi görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarının hükme dayanak yapılabilmesi için uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı nitelikte bir inceleme, değerlendirme ve hesaplama içermeleri, ayrıca denetime elverişli olmaları gerekir. (Yargıtay…
Somut olayda bilirkişilerce düzenlenen asıl ve ek raporlar denetime elverişli nitelikte bir inceleme ve hesaplama içermediğinden hüküm tesisi için yeterli bulunmamaktadır.
2- Alacağın devri (temliki) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiş, devam eden maddelerde devir sözleşmesinin geçerlilik şekli, yasal veya yargısal devir ve etkisi ile devrin hükümleri düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre kural olarak sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup borçlunun rızasının bulunmaması halinde alacağın temliki borçluya karşı ileri sürülemez.
Dava konusunun devri ise alacağın temlikinden farklı olup, alacağın temlikinde davadan önce ve aşamalı ödeme kararlaştırılan hallerde sözleşmenin ifası aşamasında dahi yapılması mümkün olmakla birlikte, dava konusunun devri adından da anlaşılacağı gibi ancak davanın açılmasından sonra yapılabilir. Dava konusunun devri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1. bent a ve b fıkralarında davanın açılmasından sonra davalı tarafın dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacının seçimlik hakları gösterilmiştir. Somut uyuşmazlıkta bu husus konumuzun dışındadır. Dava konusunun davacı tarafından devri 125. maddelerin 2. bendinde düzenlenmiş ve madde metninde aynen “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devir edilecek olursa, devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden devam eder” denilmiştir.
Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi halini düzenleyen HMK’nın 125/2. maddesi hükmü, devralan üçüncü kişinin hukuk gereği (ipsojure) davacı sıfat ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği gerekçesiyle devralan kişinin kendiliğinden davacı yerine geçerek davaya kaldığı yerden devam olunacağı esasını getirmiştir. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecektir. Bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmaz (Medeni Usul Hukuku, Yetkin Hukuk Yayınları 1. baskı Prof…… Karar)
Somut olayda dava, harcı ödenerek yüklenici davacı tarafından açıldıktan ve karar verildikten sonra, 13/01/2020 tarihinde düzenlenen temlikname ile dayanağı dava konusu alacak olduğu davalı tarafça ifade edilen Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasındaki 1.600.000,00 TL alacağın davacı tarafından dava dışı …’a devredildiği anlaşılmıştır.
O halde Mahkemece; karar tarihinden sonra gerçekleşen bu devir işleminin niteliği, yukarıdaki açıklamalara göre tespit edildikten sonra bu işlemin sözleşme hükümleriyle birlikte tarafların hak ve hukukuna etkisi de tartışılmalıdır.
3- Sözleşme dışı işler; iş değişikliği, fazla imalât ve sözleşmede hiç bulunmayan işler olmak üzere üç ayrı gurupta toplanır. Sözleşmede hiç bulunmayan işin yüklenici tarafından yapılması halinde bu işler, hakediş raporlarına girmeyeceğinden hakedişlere ihtirazi kayıt konulmasa dahi bedeli yüklenici tarafından istenebilir. Ancak, fazla iş ya da iş değişikliği halinde yüklenicinin bu işler nedeniyle iş bedeli isteyebilmesi için ara ve kesin hakedişlere usulüne uygun olarak ihtirâzi kayıt ileri sürmesi gerekmektedir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki olduğundan şartnamenin 22. ve 23. maddelerinde sözleşme dışı imalât ya da iş değişikliği halinde sözleşmenin birim fiyatlı ya da götürü bedelli olmasına göre fazla imalâtın hesaplama yöntemi belirlenmiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, ….
4- O halde Mahkemece; konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden tarafların ileri sürdüğü kesin hesaplar incelenerek karşılaştırılması, kesin hesaplar arasındaki farklılığın nedeninin gerekçeli şekilde izah edilmesi, hangi işlerin sözleşme kapsamında, hangi işlerin sözleşme dışında olduklarının tespiti; sözleşme ve eklerinde yer alan hesap yöntemi ile karşılaştırmalı incelenerek tablo halinde hesabın gösterilmesi, kesinti ve mahsupların incelenip değerlendirilmesi, özel imalatlı işlerin niteliğinin, hesap yönteminin ve hesap detaylarının gösterilmesi; ara hakedişlere yüklenici tarafından usulüne uygun olarak itiraz edilip edilmediğinin incelenmesi, bu şekilde yapılacak inceleme sonucu işin kesin hesabının çıkarılması için yapılan tüm işin bedelinin belirlenmesi, bu tutardan yapılan ödemelerin mahsup edilerek alacağın tespit edilmesi, bu rapora esaslı ve hukuken geçerli itiraz olduğu takdirde yeniden ek rapor alarak bu itirazları değerlendirmek ve raporun Dairemiz kararına uygun düzenlenip düzenlenmediğini denetledikten sonra sonuca ulaşılması suretiyle karar verilmesi gerekirken denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarına dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4,6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 06/11/2019 ve … Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,
5-Davalılarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır