Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/936 E. 2022/6 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi/HMK m. 353/1-b.1)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) İstemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalı idarenin …/… kanalizasyon inşaatı işini ihale yolu üstlendiğini, söz konusu iş için taraflar arasında 14.05.2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, iş bedelinin 4.368.752,00.-TL, iş süresinin yer teslimi tarihinden itibaren 600 gün olarak belirlendiğini, sözleşme konusu işin sözleşme şartlarına uygun bir şekilde yapımının devam ederken, … Belediye Meclisi’nin 05.08.2014 tarihli ve 29 sayılı karan ile sözleşme konusu kanalizasyon şebekesi hattının iptaline ilişkin oy birliği ile karar alındığını, bu karar doğrultusunda davalı idare … … A.Ş. tarafından 01.04.2015 tarihinde işin tasfiye geçici kabulünün yapıldığını ve 23.12.2015 tarihinde tasfiye kesin kabul tutanağının imzalandığını, sözleşme konusu işin iptalinin müvekkilinden kaynaklanmadığını, davalı …Ş.’nin gerekli hazırlık, görüş ve altyapısal hazırlıkları yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin sözleşme konusu iş için maddi ve altyapısal tüm hazırlıklarını yaptığını, tüm iş ve yatırım planının işin tamamlanması üzerine kurduğunu, davalının kusurlu eylem ve işlemleri nedeni ile işin yarıda bırakılması neden ile müvekkilinin menfi ve müspet zarara uğradığını, davalı …Ş.’nin özel hukuk hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir kurum olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, davalı ….. hükümlerince müvekkilinin uğradığı zararın giderilmesi ve ayrıca tazminat ödemekle mükellef olduğunu, davalının Türk Borçlar Kanununun 106,112,119 ile 485 maddelerinin ilgili hükümlerince sözleşme ile kararlaştırılan işin kısmen de olsa eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa edildiğini, sözleşme konusu işi müvekkilince tamamlamasının davalı iş sahibince engellendiğini ve zarara uğratıldığını, bahsedilen kanun hükümlerince gerek borca aykırılık hükümleri gerekse de eser sözleşmesinde iş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması hükmünde bahsedilen sorumluğun, kusursuz sorumluluk olduğunu, davalının kusursuz sorumluluk kapsamında müvekkilinin zararlarım giderim borcunun bulunduğunu, kusurlu sorumluluk kapsamında da tazminat ödeme zorunluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu işin bitmemesinden kaynaklı ödemiş olduğu … taşıma iş ve işlemleri, şantiye kurulması, araç giderleri gibi birçok giderlerine ilişkin maddi zararının yanında, yoksun kaldığı kâr’m da bulunduğunu, açılanan bu nedenler ile müvekkilinin gerçek zararı ile yoksun kaldığı kârların uzman hesabma muhtaç ve belirsiz olması nedeni ile mahkemece yapılacak tahkikat ve bilirkişi incelemeleri ile gerçek zararlar saptandığında harcım ikmal ederek dava değerini artırmak hakkı saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin uğramış olduğu menfi ve müspet zararlar için şimdilik 5.000,00.-TL, davalının kusuru nedeni ile yoksun kaldığı kâr karşılığı olarak şimdilik 5.000,00.-TL tazminat olarak ödemesine, hükmedilecek tüm alacaklara dava tarihinden itibaren …. işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili aleyhine açılan davanın mevzuatta öngörülen itiraz ve hak düşürücü süreler geçtikten sonra açılmış olması nedeni ile davanın zaman aşımına uğradığım, davanın zamanaşımı yönünden, belirsiz alacak davası olarak açılan davada, belirsiz alacak davası şartlarının gerçekleşmemiş olması nedeni ile hukuki yarar bulunmadığını, somut olayda ve davacı tarafça ileri sürülen talepler bakımından müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, bu sebeple müvekkili bankaya hukuken husumet yöneltilemeyeceğini, davanın husumet nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ….., … Belediyesinin kanalizasyon talebinin 28.06.2008 tarihli 376 sayılı yazısı ile müvekkili Bankanın …… Bölge Müdürlüğüne yapıldığını, … Belediyesinin talepleri doğrultusunda yapılacak kanalizasyon hattı güzergâhları, tasdikli proje esas alınarak mahallinde banka ve belediye elemanlarının katılımı ile tespit edilerek tutanak altına alındığını, işin ihalesinin….. müvekkili banka ve belediye ile belirlenen metrajlara göre yapıldığını, sözleşme konusu iş, sözleme bedelinin %46,13 mertebesinde iken, … Belediyesi’nin müvekkili bankanın İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne yapmış olduğu yazılı talepler doğrultusunda inşaatın durdurulduğunu, ihale kapsamında yapılması gereken inşaatın tamamlanıp bitirilmesi gerektiği, aksi takdirde yüklenici tarafından tazminat talebinde bulunabileceğinin, işin tamamlanmadan yarım bırakılması halinde teknik, mali, hukuki ve sağlık açısından tüm sorumluluğun belediyeye ait olacağının, … Belediyesine İstanbul Bölge Müdürlüğünce 02.09.2014 tarihli 1951 sayılı yazı ile yazılı olarak bildirildiğini, sözleşme bedelinin %80’i kadar iş yaptınlmaması durumunda, sözleşme bedelinin %80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yapılan iş tutan arasındaki bedel farkının %5’ni talep edilmeyeceğine ilişkin taahhüt eden …na yüklenici tarafından verilen 29.01.2015 tarihli yazıya istinaden, 04.02.2015 tarihli 12 sayılı Belediye Meclisi karan alınarak tüm sorumluluğu üstlenildiğini, bu nedenle yüklenicinin herhangi bir tazminat talebinde bulunmaya hakkının olmadığım, sözleşmeye konu inşaatın kesin hesabı, tasfiye geçici ve tasfiye kesin kabullerinin yapılarak onaylandığını,……ilişiksiz belgesinin alındığını ve teminatların iade edildiğini, açık ihale usulü ile ihale edilen işe ilişkin idari şartnamenin İşin Yapılacağı Yerin Görülmesi Başlıklı 12.Maddesi’ne göre işin yapılacağı yerin detaylıca incelenmiş olması ve bu yere ilişkin çıkacak aksaklıklar ile ilgili sorumluğun yükleniciye ait olduğun açık olduğunu, davacının açtığı dava ile menfi ve müspet zarar ile yoksun kalınan kâr talebi ile belirsiz alacak taleplerinin hukuka uygun olmadığını, bahse konu zararın oluşmadığını, menfi zararın ile sözleşmenin kurulmasından veya geçerli olmamasından doğduğunu, sözleşmenin kurulmaması veya geçerli olmaması gibi bir durumun somut olaya söz konusu olmadığını, sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulduğunu ve sözleşme hükümlerince işlem yapıldığını, yüklenicinin malvarlığından gelecekteki muhtemel artışın önlendiğinde bahsedilmeyeceğinden yoksun kalınan kârın olmadığını, davanın Kırklareli … belediyesine ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkili Bankanın 6107 sayılı … Hakkında Kanun mevzuatının incelenmesi neticesinde, müvekkili .. …. ve….gelen talepler doğrultusunda talepte bulunanlar adına iş ve işlemleri gerçekleştirdiğini, müvekkili …… re’sen bir belediyenin hizmetini gerçekleştirmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili Banka ile … Belediyesi’nin talepleri doğrultusunda davaya konu işin iptali durumunda sorumluluğun belediyece taraflarına ait olacağının bildirilmiş olması nedeni ile belediyenin sorumluluğundan bahisle ve belirtilen nedenler ile davanın … Belediyesi’ne ihbar edilmesini, müvekkili bankaca tesis edilen iş ve işlemlerin mevzuata, sözleşme hükümlerine ve hukuka uygun olduğunu ve müvekkili bankanın herhangi bir kusurlu davranışının bulunmadığının açık olduğunu, açıklanan bu nedenler ile cevaplarının kabulü ile kanunda öngörülen şartlar gerçekleşmediğinden haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın Usul yönünden reddine, davanın ihbarına ilişkin beyanlarının kabul edilerek davanın … Belediyesine ihbarına, davanın esasına girilmesi halinde haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece;Taraflar arasında …/… kanalizasyon inşaatı işine ilişken eser sözleşmesi imzalandığı, … Belediye Meclisi’nin 05.08.2014 tarihli ve 29 sayılı karan ile sözleşme konusu kanalizasyon şebekesi hattının iptaline ilişkin kararı doğrultusunda davalı …Ş. tarafından 01.04.2015 tarihinde işin tasfiye geçici kabulünün yapıldığı ve 23.12.2015 tarihinde tasfiye kesin kabul tutanağının imzalandığı hususunda uyuşmazlık olmadığı, bilirkişi incelemesinde davacının tamamlamış olduğu işlere ilişkin davacıya hakediş ödemesinin yapıldığı, davacının bedeli ödenmemiş ediminin bulunmadığı, teminat mektuplarının da davacıya iade edildiği, davacının 29.01.2019 tarihli yazısı ile sözleşme eki yapım işleri genel şartnamesinin 21.5 maddesine göre bedel farkı talep etmeyeceğini taahhüt ettiği, işin tasfiyesine ilişkin işlemlere davacının muvafakat ettiği Davacı yan hem müspet hem menfi zararlarının tazminini istediğini, Müspet zarar borçlu edimini gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse bu durumla eylemli durum arasındaki fark olduğunu, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olduğu, sözleşme ilişkisi kurulmuş olması gerektiği, davaya konu olayda sözleşme kurulduğu, tazminat kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türü olup sözleşmeden kusurlu olarak dönen taraftan isteneceği, Davalı yan sözleşmeyi Belediye Meclisi’nin kararı üzerine feshettiği, Davalının sözleşmenin feshinde bir kusuru bulunmadığı, Davacı yan kar kaybı istediği, kar kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zara olduğu, Bu zarar da sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan isteneceği, Davalı kusursuz olduğundan davacının bu zararını da istemesi mümkün olmadığı, Davacı menfi zararlarının tazminini de istediği, Bu zarar türü ise uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarar olduğu, Sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarar olduğu, Sözleşmeden haklı olarak dönen tarafın temerrüde düşmekte kusurlu olan taraftan isteyebileceği tazminat olduğu, Somut olayda sözleşme davalı yanca kusursuz olarak feshedildiği, Bu nedenle davacının bu talebi de yerinde görülmediği, sözleşmeyi fesheden taraf kusursuz ise , fesih subjektif imkansızlık nedeniyle doğmuş ise taraflar almış olduklarını ve diğer tarafın yaptıkları masrafı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermeli ve menfi zararı tazmin etmesi gerektiği,(15 HD. 2017/313) olayda davacı edimine karşılık hak edişlerini aldığı, Sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan bir alacağı kalmadığı, Ayrıca davacı bedel farkına ilişkin alacak talep etmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; teminatlarının davalıda kalmasın diye tasfiyeye razı olmak zorunda kaldıklarını, davacının önceden öngörebileceği bir durum olmadığını, kusursuz sorumluluk halinden dolayı talepte bulunduklarını, TBK 485/son gereği zarardan davalının sorumlu olduğunu, bilirkişinin müzayaka olmadığı yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, ortada bir müzayaka olduğunun tartışmasız olduğunu, 29/01/2015 tarihli yazıları doğmamış haktan önceden feragat olmaz ilkesi gereğince hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.