Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/916 E. 2021/1250 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/ Gönderme/ HMK m. 353/1-a.4,6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2017
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/12/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) İstemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalı tarafla yapılan satım sözleşmesi gereğince davalı firmanın … sisteminin kurulmasını üstlendiğini, yaptırılacak sistemin niteliğini, özelliklerini, yapım süresinin, iade koşullarının taraf iradelerine uygun olarak kararlaştırıldığını, teknik şartnameli bir sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşmenin karşılıklı mutabakatla imzalandığını, bu iş için 102.942,40 EURO ödediklerini, kendi üzerilerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiklerini, buna rağmen karşı tarafın yapımını üstlendiği ” beslenme ünitesine gelen Halleyleri açılıp alt kapakları yapıştırılan kutulara yerleştirip üst kapaklarını kapatıp yapıştırdıktan sonra sistemden çıkarılması ” şeklinde ki koli paketleme işleminin otomatik olarak gerçekleştireceği vadi ile yapımı üstlendiği sistemi sözleşme şartlarına uygun bir şekilde teslim etmediği gibi oyalayarak zararlarının çoğalmasına neden olduğunu belirterek ayıplı mal teslimi nedeniyle sahip oldukları haklar saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirketin işletmesine kurumu yapılan…. performans yetersizliği nedeniyle davalıya iadesine, davalıya ödedikleri 102.942,40 euro’nun ödemenin gerçekleştiği 14/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Taraflar arasında kurulan ticari satım sözleşmesi gereğince Türk Ticaret Kanunun 23 c maddesi gereğince tacirler arasındaki satışlarda açıkça belli olmayan ayıplarda malın tesliminden itibaren 8 gün içerisinde malın incelenerek ayıplı olduğu durumda bu süre içerisinde TTK’nun 18/3 maddesi gereğince ayıp ihbarına bulunulması gerektiği, davacının ayıp ihbarında bulunmadığını, taraflar arasında yapılan 16/10/2012 tarihli sözleşme ile davacı tarafından kendilerine … siparişi yapıldığını, siparişi yerine getirmek için çalışmalara başladıklarını, davacı tarafın 02/11/2012 tarihinde bir maille sistemin 4.1.3 matris yerine 3.2.2 matrisine dönüştürülmesini istediğini, davacının değişiklik nedeniyle doğacak fiyat farkını başka siparişlerle telafi edeceğini belirtmesi ve karşılıklı iyi niyet ve şifahi sözlere güvenerek değişiklik teklifi kabul ettiklerini, kendi fabrikalarında yapılan ön kabulle sistemin faturasının kesilerek %90 ödeme aldıklarını, makinanın sevkıyatını gerçekleştirdiklerini, teslimattan sonar davacı tarafın 28/08/2013 tarihli maille sistemin düzgün çalıştığını ve istenilen kapasitelere cevap verdiğini bildirdiğini, sözleşme kapsamı dışına çıkılmış olmasına rağmen %98 verimin karşılandığını, bu kapasitenin davacı şirket tarafından kabul edildiğini, kabulden sonra kendilerine usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi gereğince nitelikleri belirtilen makinanın davalı tarafça kurularak teslim edilmediğinin tespit edildiği, sözleşme şartlarına aykırı teslim edilen makinanın davacının iade etme seçimlik hakkını kullandığı, makinanın davalıya iade edilmesi ile makina için ödenilen bedelin iade tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayrıca talep edilen işçilik bedelinin ise, davacı tarafın bu hususla ilgili olarak kaç işçi çalıştırdığı, çalıştırılan işçilerin davacının çalıştırmış olduğu kendi işçileri olduğu, ayrıca makina da performans yetersizliği olmasına rağmen davacının makinayı belil bir süre kullanması nedeniyle kararın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; işçilik giderleri taleplerinin de kabul edilmesi gerektiğini, gerçek bedelin 622,000,00 TL iken rapora göre 239,000,00 TL ıslah ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ek rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, savunma ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, hükmün nasıl icra edileceğinin belirsiz olduğunu, sözleşmenin davacının 02/11/2012 tarihli maili ile değiştirildiğini, yazışmaların dikkate alınmadığını, koli ebatına göre sistemin kapasitesini değiştirdiğini, bilirkişi raporunun teknik olarak yetersiz olduğunu, teknik itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişilerin dava konusu makine hakkında uzman olmadığını, iddia edilen sorunların kaynağının davacı olduğunu, davacının hatalı kutu seçtiğini, fazladan işçi kullanılmasının sebebinin de bu olduğunu, davacının makineyi kullandığı döneme ilişkin kullanım bedeline hükmedilmesi gerektiğini, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, kararda makinenin taraflarına nasıl iade olacağının gösterilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Hiç dava konusu edilmemiş bir unsurun, başka dava konularına ilişkin davada ıslah yoluyla davaya dahil edilip edilemeyeceğinin; eş söyleyişle, sadece bir konu hakkında dava açılmışken bu dava konusundan farklı dava konularının ıslah yoluyla eldeki davaya dahiline olanak bulunup bulunmadığının ayrıca irdelenmesi gerekir. Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah; taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntem olup, iddia ile savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biridir. Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve müdafaanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkan olmakla, bu suretle, aslında yasal itirazla karşılaşabilecek olan herhangi bir taraf muamelesi, ıslah kurumunun yardımıyla artık bu itirazı davet etmeksizin yapılabilmektedir (Prof.Dr. Saim Üstündağ Medeni Yargılama Hukuku C.I.II.B.5, İstanbul 1992 s. 534). Kural olarak, dava açıldıktan sonra sebebinde delillerde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Ne var ki, ıslahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin kısmi ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.06.2011 gün, 2011/1-364 Esas, 2011/453 sayılı kararı ve 15.02.2017 gün, 2015/7-917 eEas, 2017/265 Karar sayılı, 15. HD 18.04.2013 gün, 2012/3598 Esas, 2013/2707 Karar sayılı kararları).
1086 sayılı HUMK’nın 179/5 maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar sayılırken dava dilekçesinin diğer unsurları yanında açık bir şekilde talep sonucunu da içermesi gerektiği belirtilmiştir. Nitekim yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 119/ğ maddesinde de aynı hüküm korunmuştur. Davacının nelerin hüküm altına alınması istediğini dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde çok açık biçimde göstermesi gerekli ise de, bunun (veya taleplerden bir kısmının) yalnız dava dilekçesinin davanın konusu bölümünde açık bir şekilde gösterilmiş olması da yeterlidir (Yargıtay 11. HD, 01.11.1977 gün, 4015/4723, 11. HD 24.04.2006 gün 2005/4465 Esas, 2006/4580 Karar). Davacı vekili dava dilekçesinin içeriğinde işçilik giderlerine ilişkin talebini açık bir şekilde belirtmiş ise bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıya talep sonucu açıklattırılıp buna göre noksan harç varsa davacıya tamamlattırılmalıdır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2017/1428 Esas, 2018/89 Karar)
2- Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK md. 266/1). Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itiberen iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK md.281/1). Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK md. 281/2). Mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK md.281/3). Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK md.282/1).
Diğer taraftan, mahkemece bilirkişiler uyuşmazlık konusuyla ilgili uzmanlık dalından ve alanında özel ve teknik bilgiye sahip uzman ve deneyimli kişilerden seçilir (HMK m.266, 268). Bilirkişi raporları takdiri delil olup hakimi bağlamaz. Hakim bilirkişi görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarının hükme dayanak yapılabilmesi için uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı nitelikte bir inceleme, değerlendirme ve hesaplama içermeleri, ayrıca denetime elverişli olmaları gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3159 Esas, 2021/1540 Karar).
Bilirkişi raporunda; ayıbın niteliği, niceliği; açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu, buna göre ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, iş sahibinin seçimlik hakları gösterilmelidir. Somut olayda bilirkişi raporunda davalı tarafın teknik nitelikteki itirazları da ek raporla karşılanmamıştır.
3- Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. (HMK m. 297/2)
Mahkeme kararının hüküm fıkrasında infazda tereddüt yaratacak şekilde yükleniciye iadesine karar verilen özel nitelikte ve bir çok parçadan oluşan makinenin türü ve niteliğinin gösterilmemesi doğru görülmemiştir.
4- O halde Mahkemece yapılacak işlem; yukarıdaki açıklamalar kapsamında özel ve teknik bilgi gerektiren dava konusu Makine hakkında bilgisi bulunan konusunda uzman üç tane makine mühendisinin de içerisinde yer alacağı bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve özellikle teknik itirazlarını karşılar bilirkişi raporu ve gerekirse ek rapor alınması; sözleşme şartlarında değişiklik yapılıp yapılmadığının tartışılması; teknik itirazların karşılanarak ayıbın türü, niteliği, niceliğinin tespiti, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tartışılması; davacı vekilinin dava dilekçesi içeriğinde işçilik giderleri yönünden açık bir talepte bulunup bulunmadığının tartışılması; açık bir talepte bulunduğunun değerlendirilmesi halinde iş sahibinin kaç işçi çalıştırdığının belirsiz olduğu gerekçesiyle talebin reddi kararı hatalı olduğundan işin esasına girilmesi; kabule göre dava konusu makinenin faturası, sözleşme hükümleri ve keşif sırasında yapılacak tespitlere göre infazda tereddüt yaratmayacak şekilde kararda makinenin ayırıcı teknik niteliklerinin gösterilmesi; bu şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile sonuca gidilerek karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2- ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/03/2017 Tarih ve…Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı ve Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran taraflara iadesine,
5- Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….