Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/914 E. 2022/54 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ



(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI ….

Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkilinin ticari ilişkilerden kaynaklanan sebeplerle davalının müvekkiline toplam borç miktarının, 7.816,00 TL borçlu olduğunu, müvekkilinin davalıya ait fatura ve adisyon basım işi yaptığını, davalı şirket tarafından bunların kullanıldığını, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında imzalanan bir sözleşme olmadığı gibi kendisine verilen bir siparişin de mevcut olmadığını, müvekkilinin, davacı firmayı tanımadığı gibi, ticari faaliyet içerisine de girmemiş olduğunu, müvekkili şirketine bağlı Antalya ve İstanbul’da yer alan … Otellerinin fatura ve adisyon basım işleri ile ……. isimli firmanın ilgilenmekte olduğunu, davacının dilekçesinde dayanak olarak gösterdiği faturaların da siparişinin … … firmasına geçilmiş olduğunu, hiçbir şekilde aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydı ile faturaları davacının basmış olmasının ve müvekkili tarafından kullanılmış olmasının ticari bir ilişkinin varlığına ispat olmadığını, 2015 yılında verilen siparişler sonucu … … tarafından kesilen faturaların yine bu firmaya ödenmiş olduğunu, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça fatura ve adisyon basım işine ilişkin olmak üzere düzenlendiğinden bahisle dava konusu faturalar nedeniyle davalı aleyhine faturaya davalı icra takibi başlatıldığı, takibe davalının süresinde itirazı üzerine iş bu davanın açıldığı, tarafların 2014-2015 yılları dönemlerine ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve sahipleri lehine delil teşkil ettiği, bu dönemlerde davacı şirket tarafından davalı şirkete toplamda 7.817,5-TL tutarında olan dava konusu 7 adet faturanın kayda girildiği ve davalı şirketin bu tutar kadar davacıya borçlu olduğunun kayıtlarda gözüktüğü, davalı şirket kayıtlarında ise davacı şirket ile irtibatlı herhangi bir kayıt bulunmadığı, dava konusunu teşkil eden 7 adet faturanın davalı adına düzenlenmiş olduğu, davalı tarafça davacı ile herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığı ileri sürüldüğünden bahse konu faturaların ve varsa siparişlerin davalıya teslim edildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, bu doğrultuda ilgili SGK’ya yazıldığında faturalarda davalı adına siparişi teslim aldığı gözüken kimselerin fatura düzenleme tarihi itibarıyla davalı yanında çalışan kimseler arasında bulunmadıklarının tespit edildiği, bu konuda davacı dava dilekçesinde yemin deliline yer vermediğinden bu delile dayanmasının mümkün olmadığı, davacı yanın beyanlarının aksine bilirkişi marifetiyle tespit edildiği ve davalının itirazında da yer verdiği üzere davacı ile dava dışı … Tanıtım … firması arasında ticari ilişki bulunduğu, ancak davacı ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede davacı ile dava dışı şirket arasında dava konusu fatura içeriklerindeki malları ilgilendirir bir ticari ilişkiye rastlanılmadığı, sonuç olarak ispat yükü üzerine düşen davacının davalıya fatura basıp teslim ettiği, bu faturaların davalı tarafından kullanıldığı, davalının fatura basım işinin tarafı olduğu ve fatura basım işiyle ilgili olmak üzere davalının davacıya sipariş geçtiğine yönelik ispata elverişli bilgi belge sunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin matbaa ve basım işi ile iştigal ettiğini, dava konusu alacağın davalının müvekkiline fatura bastırmasından kaynaklı olduğunu, dava konusu faturaların teslimine ilişkin belgelerde faturaların davalı firmanın noter tarafından vekaletname ile yetkilendirdiği kişilere yapıldığının açıkça görüldüğünü, teslim tutanaklarında vekaletnamelerin noter ve yevmiye numaralarının belirtildiğini, faturaların ve adisyonların davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davada, davacı yüklenici tarafça; davalı iş sahibine fatura ve adisyon basım işi yapıldığı ve bunların davalıya teslim edildiği, taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığı ileri sürülmüş ve bu hususta, “Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımına İlişkin Bilgi Formu” başlıklı teslim belgelerinin fotokopileri sunulmuştur. Sunulan belgelerin incelenmesinde; … ve … isimli kişilerin, davalı şirketin kaşesinin üzerine imza atmak suretiyle, ilgili ürünleri teslim aldıkları ve yine bu kişilere verilen vekaletnamelerin noter, tarih ve yevmiye numaralarının belirtildiği görülmektedir.
Eser sözleşmelerinde kural olarak akdi ilişkinin varlığı ile işin yapıldığı ve teslim edildiğini kanıtlamak, yükleniciye aittir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 547/1 maddesi hükmü uyarınca, ticari temsilci, işletme sahibinin ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret ünvanı altında ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir. Ticari temsilci, bir işletmenin tüm işlerini idareyle görevlendirilen ve böylece işletmenin belirli yetkilere sahip idarecisi niteliğinde olan ve adeta işletmenin sahibi gibi işletme konusuna giren tüm işleri yapabilme yetkisine sahip bulunmaktadır. Ticari temsilcinin temsil yetkisi, işletme sahibine ya da tüzel kişiliğe sahip işletmelerde temsile yetkili olanın tek taraflı bir hukuki işlemine dayalıdır. Herhangi bir şekil koşuluna tabi olmamakla birlikte yasal düzenlemeler çerçevesindeki yerleşik uygulamada, işletme sahibinin bu konudaki tek taraflı hukuki işleminin, genellikle yazılı bir vekâletname verilmesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilmektedir.
Açıklanan hukuksal sebeplerle, ticari temsilciler, temsil ettikleri tacirleri her bakımdan borçlandırmaya yetkili olurlar. Yargısal uygulamalar da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD’nin 18.05.1989 tarih 1988/5482 E. ve 1989/2967 K.). Nitekim, somut olayda da davalı şirket tarafından yukarıda adı geçen kişilere vekaletname ile yetki verildiği belirtilmektedir.
Bu durumda; davacı tarafça dosyaya fotokopileri sunulan teslim belgelerinde belirtilen vekaletnamelerin dosyaya sunulmasının sağlanması, vekaletnamelerin içeriğinde … ve … isimli kişilere sözleşme yapma yetkisi verilip verilmediğinin belirlenmesi, sözleşme yapma konusunda yetki verilmemiş ise, davalı şirkete ait ticaret sicil dosyasının tamamı celp edilip, ticari defter, kayıt ve belgelerinin tamamı ibraz ettirildikten sonra, 6098 Sayılı TBK’nın 40. ve devamı maddeleri doğrultusunda ismi geçen kişilerin, davalı şirketi temsile yetkili olup olmadığının, temsile yetkili değillerse yine TBK’nın 46 ve 47 maddeleri uyarınca icazet verilip verilmediğinin araştırılması ve sonucuna göre taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığının belirlenmesi, aynı zamanda teslim belgelerinde adı ve imzaları bulunan… dinlenerek, belgelerdeki imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 15. HD 2007/1497 E 2007/2700 K; 2012/6696 E 2013/4547 K; 2014/248 E 2014/6164 K).
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 gün ve 2016/1002 Esas 2019/643 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 03/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.