Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/903 E. 2021/1077 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-2 Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 23/02/2015 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince, … … Santralindeki 2. üniteye ait 1 adet betonarme bacanın +115 kotundaki hasarlı ateş tuğlası bölümünün kontrol, bakım, onarımının gerekli teçhizat ve vincin temin edilerek, temizlik, yıkım ve atış tuğlası örülmesi işinin sözleşme ve eklerinde yeralan kapsama göre yüklenici tarafından işin amacına, tekniğine, ilgili ulusal ve uluslararası standart ve normuna, fen ve sanat kurallarına, mevzuatına uygun tam ve noksansız şekilde anahtar teslimi olarak KDV hariç 190.000,00 TL bedel mukabilinde yapılmak suretiyle 25.03.2015 tarihinde işin bitirilmesi konusunda karşılıklı anlaşmaya varıldığını, davalı şirket tarafından yapılan … …… betonarme bacanın + 115 metre yüksekliğindeki ateş tuğlası bölümü büyük hasarı gördüğünü, sözleşmenin 4. maddesine göre işin gecikmesinde öncelikle davalı işverenin kusurlu ve sorumlu olduğunu, davalı işverenin işyerini süresinde teslim etmediğini, sözleşmenin imzalandığını 23.02.2015 tarihinde yer teslimi yapılmadığını, 12 gün sonra 06.03.2015 tarihinde davacı şirkete yer teslimi yapıldığını, sözleşmenin süresinde önce 13.03.2015 tarihinde işveren tarafından feshedildiğini, davalı işveren tarafından sözleşmede belirtilen süre içinde müvekkil şirkete teslim edilmediği halde, müvekil şirketin iş programını uygulamaya başladığını, üniteye ait 1 adet betonarme bacanın +115 kotundaki hasarlı ateş tuğlası bölümünün kontrol, bakım, onarım işleri uzmanı ve teknik bilgi ve tecrübe gerektirdiği için sırasıyla,…… hazırlandığını, müvekkil şirket tarafından sözleşmede belirtilen edimlerin ifası iyiniyetle yapılarak iş programının %90 kısmının tamamlandığını ve işin bitirilmesi amacıyla zorlu şartlarda çalışan bütün makine, ekipman, personel, işyeri şantiyesinde hazır olduğu halde davalı işverenin işçilerin şantiyeye girişini ve çalışmasını engellemesi ile müvekkil şirkete işi feshettiğini bildirmesinin haksız ve usulsüz olduğunu, müvekkili şirketin vermiş olduğu teminatın irad kaydedileceği ve bu teminatın borçlardan mahsup edilemeyeceği, sözleşme gereği müvekkil şirkete ödenen 80.000 TL avansın tahsili için yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, müvekkil şirketin iş programının %90 kısmının tamamladığı ve davalı şirketten 166.000,00 TL civarında alacaklı olduğunu belirterek, davacı müvekkilinin davalı işveren ile yaptığı 23.02.2015 tarihli sözleşme gereği makine, ekipman, personel, nakliye, sigorta, imalat ve işçilik alacakları sebebiyle davalı işverenden bakiye 166.000,00 TL civarında hakediş alacağı bulunduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağının sözleşmenin feshedildiği 13.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah tarihi itibari ile bu talebini 22.420,00 TL’ ye yükselterek, bu miktarın davalıdan tahsili ile, davalı şirket tarafından verilen 80.000.00 TL iş bankası avans teminat mektubuna tedbir konulmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasındaki 23.02.2015 tarihinde yapılan sözleşme ve eki ile davacı yüklenici müvekkil şirkete sözleşmenin 2. maddesinde konusu belirtilen ….. ait olup işletme hakkı devri yoluyla müvekkili şirket tarafından işletilerek … üretimi yapılan … … Santralinin 2. Ünitesine ait 1 adet betonarme bacanın +115 kotundaki hasarlı ateş tuğlası bölümünün kontrol, bakım ve onarım işinin anahtar teslimi olarak yapımını taahhüt ettiğini, sözleşmenin 3. maddesinde işin kapsamı ve 4. maddesi ile de süresinin belirtildiğini, buna göre davacı yüklenicinin sözleşme konusu işi sözleşme ve ekleri ile işin amacına, tekniğine, ilgili ulusal ve uluslararası standart ve normuna, fen ve sanat kurallarına, ilgili mevzuatına, yetkili idari mercilerin talimatlarına uygun olarak tam ve noksansız şekilde tamamlayarak 25.03.2015 tarihinde kabule hazır hale getireceğini taahhüt edildiğini, sözleşmeden de anlaşılacağı gibi özel nitelikte ve uzman personel gerektiren bu işte çok önceden güvenli çalışma eğitimi almış personelin alıştırılması gerekirken, ekte sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere, 23.02.2015 tarihli, yani sözleşme tarihinden 8 gün sonrasını ihtiva eden bu belgeler verildiğini, bundan da davacının elinde sözleşme konusu işi yapabilecek nitelikte uzman personel olmadığı kısa süreli bu işte sonradan personel temin edilmesi yoluna gidilmek istenildiğinin anlaşıldığını, sözleşmenin 6. maddesinin 3. paragrafında davacının işin teminatı olarak 20.000,00 TL tutarında teminat senedi vereceği ve bunun teslimi halinde sözleşmenin yürürlüğe gireceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davacının müvekkilini devamlı olarak oyaladığını, teminat senedini vermediğini, davacının dava dilekçesinde iş programının %90’lık kısmının tamamlandığını, bütün makine, ekipman ve işçilerin şantiyede hazır bulundurulduğunu, buna rağmen sözleşmenin haksız olarak fesih edildiğini iddia ettiğini, öncelikle işin %90’ının tamamlandığı ve tüm makine ve ekipman ile işçilerin iş mahalline getirildiğinin tamamen asılsız olduğunu, işin hazırlık safhasının %10 olup, işin %90’ını ifa kısmı teşkil ettiğini, bir an için davacının iş programını yaptığı kabul edilse bile, ancak %10’unu yapmış sayılabileceğini, müvekkili sözleşmeden de açıkça anlaşılacağı üzere, kısa sürede yapılması gereken bir işin yapılmasında birçok aksaklık ve gecikme görünce sözleşmenin 12. maddesinin kendisine verdiği kontrol ve denetleme yetkisini kullanarak 13.03.2015 tarihinde mahallinde görevlendirdiği bir komisyon marifetiyle inceleme yaptırıldığını ve aynı gün bir tutanak düzenlendiğini, davacı yüklenicinin sorumlulukları ve yükümlülükleri, sözleşmenin 8 ve 9 maddelerinde ayrıntılı bir şekilde tek tek gösterildiği halde bunları yerine getirmediğinin anlaşıldığını, davacıya 80.000,00 TL avans olarak ödeme yapıldığını davacı işi yaptıkça mahsup edilmek suretiyle avansı geri ödemiş olacağını, buna karşılık teminat mektubu vermiş ise de; sözleşmenin 15. maddesi uyarınca yükümünü yerine getirmediği ve feshe neden olduğundan nakde çevrilmiş olmakla verilen teminatın hukuken cezai şart niteliğinde olduğundan ve sözleşmede davacının borçlarına mahsup edilmeyeceği kararlaştırıldığından nakde çevrilen teminatın alınan avansa mahsup edilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin kendisinden vermiş olduğu avans nedeniyle 80.000,00 TL alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “davalı ile imzalanan 23.2. 2015 tarihli sözleşme gereği … … santralindeki 2. Üniteye ait 1 adet betonarme bacanın + 115 kotundaki hasarlı ateş tuğlası bölümünün kontrol bakım onarım için gerekli teçhizat ve vincin temin edilerek temizlik, yıkım ve ateş tuğlası işinin amacına tekniğine ulusal ve uluslararası standart formuna ve normuna , fen ve sanat kurallarına mevzuatına uygun tam ve noksansız yapımı için davalı ile KDV hariç 190.000,00 TL ye 25.3.2015 tarihinde anahtar teslimi bitirlmrsi için anlaşma yaptıklarını, sözleşme gereği sözleşmenin imzalanması ile yer teslimi yapılması gerekirken yer tesliminin 6.3.2015 tarihinde yapıldığını işin 90 ının tamalanmış olmasına rağmen 13.3.2015 tarihinde süresinden önce haksız olarak fesh edildiğini ileri sürerek hak ediş alacağının tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili,özel nitelikte uzman personel ile yapılması gereken iş için yeterli nitelikte elemanların olmadığını, sözleşme gereği verilmesi gereken teminatın verilmediğini, sözleşme fesih tarihine kadar doğru düzgün hiç bir iş yapılmadığını, işin% 90 ın yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, işin hazırlık safhasının %10 u olup,bir an için iş programını yaptığı kabul edilse dahi ancak bu kadarının yapmış sayılabileceğini,13.3.2015 tarihli tespitte yapılan iş ve kalan süre gözetilerek ,işin zamanında tamamlanmasının mümkün olmadığı görüldüğünden sözleşmenim haklı olarak feshedildiğini, sözleşme 15.2 maddesi uyarınca sadece yapılan işin bedelinin talep edilebileceğini, yaptırıma maruz kalınmamamk için sözleşmenin fesh edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. 23.2.2015 tarihli sözleşme, 6.3.2015 tarihli iş yeri teslim tutanağı,13.3.2015 tarihli fesihname,ile ekleri celp edilmiş, tanık beyanları alınmış, davacı tanıkları dahi, bacanın tuğlasını örmek için geldiklerini ancak iş güvenliği sağlanmadığından işi yapamayız diyerek ayrıldıklarını, bacanın kendilerince yapılmadığını, diğer davacı tanıkları tekrar gelmek için ayrıldıklarında davalı şirket elemanlarının, kendilerini içeri sokmayacağının söylemeleri üzerine gitmediklerini, davalı tanıkları emniyet tedbirleri alınmadığından işin yapılmadığını bildirmiş olup; dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı defterlerinde 6.8.2015 tarihinde yeni bir firma ile sözleşme imzalandığı, tanık beyanlarından işin davacı tarafça yapılmadığının sabit olduğu, davacının fesih öncesi ihbarda bulunmadığı ancak sözleşme 15.2 maddesi uayarınca ihbarsız fesih hakkının olduğu, yüklenicinin sadece yaptığı iş karşılığını isteyebileceği, davacının ön çalışmaları yaptığının anlaşıldığı yapılan işin ihale bedelinin % 10 u olabileceği” gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 15.2 maddesine göre, iş sahibinin sözleşmeyi işin herhangi bir aşamasında sebep göstermeksizin tek taraflı olarak fesih hakkına sahip olduğunu, yüklenicinin hiçbir şekil suret ve nam altında kar mahrumiyeti ve zarar talep edemeyeceği, sadece o tarihe kadar yaptığı iş nedeni ile bir alacağı var ise talep edebileceğinin hükme bağlandığını, müvekkili şirketin iş yeri teslimini ve 23/02/2015 tarihinde 80.000,00 TL’lik avans ödeyerek üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, ancak davacının edimini yerine getirmediğinden bir alacak hakkının da doğmadığını, davacının acil olan bir işte 18 günlük bir zaman geçmesine rağmen işe başlamadığını, bu nedenle sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 23/02/2015 tarihli sözleşme ile davalı davacıya baca bakım, onarım işi yapmayı, davacı ise 190.000,00 TL+ KDV iş bedeli ödemeyi taahhüt etmiştir. Davacı işin %90’lık kısmını tamamlamalarına rağmen, davalının sözleşmeyi feshettiğini, bir iş bedeli de ödemediğini iddia ederek iş bedeli alacağı talep etmiş, davalı ise davacının sözleşme hükümlerine uygun hareket etmediğini, bir iş bedeli talep edemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile 22.420,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermiş, kararı davalı taraf istinaf etmiştir.
Davacının sözleşmenin 9. maddesi uyarınca iş mahalline vinç kurduğu, ön hazırlıklar yaptığı, ancak işin ifasına yönelik bir imalatının bulunmadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davacının bu ön hazırlık çalışmasının işin % 10’luk kısmını oluşturabileceği düşüncesi ile, davacının iş bedelinin %10’luk kısmını hak ettiği sonucuna varılmış, mahkemece de bilirkişi görüşüne aynen iştirak edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin 15.2 maddesinde iş sahibinin işin herhangi bir aşamasında sözleşmeyi bir sebep göstermeksizin tek taraflı olarak feshedebileceği bu taktirde yüklenicinin hiç bir surette kar mahrumiyeti ve zarar talep edemeyeceği, sadece o tarihe kadar yaptığı iş nedeni ile bir alacağı var ise bunu talep edebileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı iş sahibi sözleşmenin bu maddesine dayanarak sözleşmeyi 12/3/2015 tarihinde feshetmiştir. İşin yapılacağı inancıyla iş mahalline vinç kurulması nedeniyle oluşan talep hakkı, menfi zararın tazmini mahiyetinde olup iş bedeli olarak değerlendirilemez. Yukarıda bahsedilen sözleşmenin 15.2 maddesinde ise iş sahibinin sözleşmeyi feshetmesi halinde yüklenicinin bir zarar talebinde bulunamayacağı öngörülmüştür. Bu itibarla Mahkemece kurulan vinç ve işin ifasına hazırlık mahiyetindeki menfi zararlar nedeniyle 22.420,00 TL’nin davalıdan tahsiline hükmedilmesi doğru olmamıştır.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 170,78 TL peşin harç olmak üzere 198,48 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL maktu red harcının mahsubu ile bakiye, 139,18 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 59,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
9-Davalı tarafından yatırılan 382,88 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
10-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 153,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.