Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/899 E. 2022/457 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/899 Esas
KARAR NO : 2022/457 Karar (İnceleme aşamasında/Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b.1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/10/2019
NUMARASI : 2017/263 Esas-2019/718 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2022

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 11/04/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten, … Caddesi İş Merkezi ve kendi binasının tadilat ve yenileme işlerini, boya, badana, alçı işleri, tesisatların yenilenmesi, arızalı elektrik tesisatlarının sökülüp yenilenmesi, malzeme dahil vs. her türlü işler için işçilik ve hizmet satın aldığını, ancak 08/08/2014 tarihli … numaralı 381.435,00 TL tutarlı fatura bedelini bugüne kadar ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7162 Esas sayılı icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 25/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirketin, hiçbir zaman ticari ilişki içerisine girmediklerini, icra takibine konu edilen faturanın sahte olduğunu, müvekkilinin önce bu sahte faturayı kullandığını, ancak sonradan herhangi bir vergi incelemesi veyahut şikayet olmaksızın kendiliğinden pişman olarak vergi dairesine pişmanlık bildiriminde bulunduğunu, vergi dairesine fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığını, fatura tarihinden 3 yıl geçtikten sonra icra takibi başlatılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine ve %20 oranında kötüniyet tazminatının davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarih 2017/263 Esas ve 2019/718 Karar numaralı kararında özetle; davanın, eser sözleşmesi nedeniyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7162 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7162 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket hakkında 31/03/2016 tarihinde, 08/08/2014 tarihli ve 381.435,00 TL bedelli faturaya dayalı olarak takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, süresi içerisinde mahkememizde dava açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 16/08/2018 tarihli raporda, davalı şirket kayıtlarında, davacı şirket tarafından adına düzenlenen fatura ve yapılan ödemeye ilişkin kayıtların … Hesabının … nolu alt hesabında takip edildiği, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen takibe konu faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı, bu faturaya karşılık 22.627,50 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin fatura bedelinden tenzili sonrasında davacı şirketin 01/04/2016 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 358.810,50 TL alacağının olduğunu, davalı şirketin icra takibi sonrasında 27/04/2016 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine düzeltme beyannamesi vererek söz konusu faturanın KDV tutarı olan, 58.185,00 TL’nin indirilerek KDV Hesabından silinmesini talep ettiğinin görüldüğü belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davalı vekiline 18/10/2018 tarihli duruşmada, bilirkişi raporunda belirtilen 22.627,50 TL ödemenin hangi sebeple yapıldığını açıklaması hususunda süre verilmesine rağmen herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Davalı tarafın itirazı üzerine, bilirkişi heyetine makina mühendisi dahil edilmek suretiyle, yapılan keşif sonrası düzenlenen 11/06/2019 tarihli raporda, teknik bilirkişiler tarafından, davaya konu işte, faturaya konu edilen imalatların varlığının ortaya konulmadığı, alacak isteminin haklı olmadığı belirtilmiş, mali yönden yapılan incelemede ise, önceki raporda yer alan görüşler tekrar edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar icra takibine dayanak faturaya konu edilen imalatların varlığı aradan geçen süre nedeniyle tespit edilememiş ise de, icra takibine dayanak faturanın davalı şirket defter ve kayıtlarına işlenmesi, fatura bedeli karşılığı 22.627,50 TL ödeme yapılmış olması, bu ödemenin başka bir akdi ilişki nedeniyle gerçekleştiğinin iddia ve ispat edilememesi nedenleriyle, tarafların fatura konusu imalatların yapılması hususunda sözlü olarak anlaştıkları, icra takibi başlatılana kadar davalı şirket tarafından icra takibine dayanak faturanın sahte olduğu yönünde bir işlem yapılmadığı, icra takibinden sonra vergi dairesine pişmanlık bildiriminde bulunulduğu gözönüne alınarak, yapılan ödeme fatura bedelinden tenzil edilmek ve icra takibinden önce temerrüt oluşmadığı gözönüne alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7162 Esas sayılı dosyasında 358.810,50 TL’lik alacak yönünden yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmediğine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 16/12/2019 UYAP’a kayıt tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple istinaf yoluna başvurduklarını, taraflar arasında hiçbir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, davaya konu faturaların komisyon karşılığında davacı tarafça sahte olarak düzenlendiğini, her ne kadar müvekkili şirketin işbu sahte faturaları kullanmış olsa da herhangi bir vergi incelemesi bulunmadan önce pişman olarak kendi isteğiyle vergi dairesine pişmanlık bildiriminde bulunduğu ve faturaların sahte olduğunu beyan ederek vergi dairesine bu sebeple fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığını, bu itibarla yargılamanın her aşamasında dava konusu fatura içeriklerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin, faturaya konu mal ve hizmetlerin alınmadığının ileri sürülmüş olmasına rağmen mahkemece bu itirazları dikkate alınmadan fatura içerikleri gerçeğe uygun kabul edilerek hüküm kurulduğunu, keşif sonrası düzenlenen teknik bilirkişi raporunda da davacının işaret etmiş olduğu mahalde … Doğalgaz’ın cevabi yazısından da anlaşılacağı üzere alçak basınç doğal gaz hattına ve doğal gaz servis hattına yönelik alt yapı tesislerinin bulunmadığının tespit edildiğini, dolayısıyla … Doğalgaz’dan gelen yazı cevabı ve bilirkişi ek raporu karşısında davacının imalatını yaptığını iddia ettiği hiçbir projenin esasında mevcut olmadığının resmi kuruluşlarca da bildirildiğini, bu sebeple davacının iddiasını ispat edemediğini, mahkemece dava konusu faturaların müvekkili şirketin kayıtlarına işlenmiş olduğu ve defter kayıtlarında işbu fatura karşılığı davacı tarafa 22.627,50 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğinden bahisle yapılan ödemenin mahsubu ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, önceki tüm beyanlarını tekrar ettiklerini, yapılan ödemenin işbu faturaların kullanılması karşılığında komisyon olarak davacı şirkete ödendiğini, bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/12/2019 havale tarihli davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının iyi niyetli olmadığını, müvekkilinin faturaya dayalı olarak icra takibi başlatması üzerine söz konusu faturanın sahteliğinden bahsetmeye başladığını, oysa ki davalının takibe konu faturayı envanterine aldığını, yevmiye defterlerine işlediğini ve bağlı bulunduğu vergi dairesinden KDV iadesi aldığını, gelir vergisi mahsubunu da yaptığını, hakkında icra takibi yapılmayacak olsaydı faturanın sahteliğinden bahsetmeyeceğini, vergi dairesine yaptığı müracaatın aleyhine başlatılan icra takibinden sonraki tarihli olduğunu, vergi dairesince kesilecek cezanın, fatura bedelinden daha az olduğu için ve müvekkiline fatura bedelini ve icra takip ve giderlerini ödememek için faturanın sahte olduğu savunmasında bulunduğunu, müvekkilinin alacağını talep etmemiş olsa lehine KDV iadesi alacağı ve gelir vergisinden mahsup edeceğinden devleti bilerek ve isteyerek zarara uğratmış olacağını, davalının faturanın tebliğinden itibaren içeriğine 8 gün içinde herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını ve tebliğ aldığını ve defterlerine işlediğini, borcun ödendiğine dair ispat yükünün davalıya düştüğünü ancak davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığını, … Doğalgaz’dan gelen yazı cevaplarına göre binada bulunmadığı bahsedilen alt yapı tesisinin müvekkiline kaçak olarak yaptırıldığını ve yine binanın kaçak olduğunun da belediye yazısından düşünülebileceğini, müvekkilinin keşif sırasında doğal gaz hattı imalatını yaptığını, yerin altını ve boruların nereye döşendiğini, nereden geçtiğini tarif ederek belli olan kazı izi yerlerini gösterdiğini ve bu yerlerin kazınmasını istediğini, bu sebeple bilirkişinin mahallinde tespit yapılamadığına ilişkin görüşlerine katılmadıklarını, imalatın üzerinden 5 yıl geçtiği için de ancak imalatın yapıldığı yerlerin keşifte gösterilebildiğini, teknik bilirkişilerin sadece binanın dışından müvekkilinin gösterimine dayalı olarak tespit yaptıklarını ve ek raporda ise tespitin yapılamadığından bahsettiklerini, bu görüşü kabul etmediklerini, mali yönden düzenlenen rapora ise bir diyecekleri olmadığını ve mali rapor doğrultusunda davalarının kısmen kabulüne dair verilmiş olan mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali isteğine ilişkin olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici, davalı şirketin … Caddesi İş Merkezi’nin ve kendi binasının tadilat, yenileme, boya, badana, tesisatların yenilenmesi, arızalı elektrik tesisatlarının sökülmesi, yenilenmesi işlerinin malzeme ve işçilik dahil yapıldığını, iş bedeli karşılığı olarak düzenlenen 08/08/2014 tarihli 381.435,00 TL bedelli faturanın ödenmemesi üzerine bu faturanın takibe konu edildiğini, davalının faturaya dayalı olarak hakkında başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, faturaya dayalı imalatların yapılmadığını, takibe konu edilen faturanın, davacıya verilecek komisyon karşılığında sahte olarak düzenlendiğini, müvekkiline ait ticari defterlere kaydedilmiş olsa bile sonradan bu faturanın sahte olarak düzenlendiğinin Maliye’ye beyan edilerek bu konuda Maliye’ye ceza ödendiğini, bu sebeple haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda icra takibine konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının, bu faturayı vergi dairesine bildirerek KDV indiriminde kullandığı, ancak hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra davalının Maliye’ye pişmanlık beyannamesi vererek faturanın sahte olduğunu bildirdiği, davalıya ait binanın iskan ruhsatı ve mimari projesinin olmadığı ve … Doğalgaz’dan gelen yazı cevabına göre davalıya ait binanın bulunduğu mahalde doğal gaz alt yapı tesisinin de bulunmadığı anlaşılmakta ise de, bu durumun davalı ticari defterlerine kayıtlı olan ve vergi dairesine bildirilerek vergi indiriminde kullanılan faturadan dolayı davalının davacıya fatura bedeli kadar borcu bulunduğu hususunu değiştirmeyeceği ve taraf defterlerinden davacıya yapıldığı anlaşılan 22.627,50 TL’lik ödemenin mahsubu sonrasında davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden takip tarihi itibariyle 358.810,50 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve bu miktar alacak yönünden davalının takibe yaptığı itirazın iptaline, ancak alacağın likit olmaması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine ve yine reddedilen miktar yönünden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece, yasal düzenlemelere uygun olarak dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu anlaşılmakla ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2019 tarihli 2017/263 Esas-2019/718 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2 – Davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 6.127,60 TL nisbi peşin istinaf karar harç bedelinden mahsubu ile kalan 6.046,90 TL harç fazlasının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya iadesine,
3 – Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …