Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/869 E. 2021/662 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

…. (Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.4,6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 22/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın …yönünden taraf ehliyeti dava şartı yokluğundan usulden reddine, diğer davalı … Ltd. Şti. yönünden kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 18/11/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılardan … …. ile … … şirketi olan diğer davalı …Ş. arasında istasyonlu bayilik anlaşması yapıldığını, anlaşmaya göre bayinin arazisi üzerine … şirketinin belirlediği tip projeye göre yine … şirketinin anlaşmalı yüklenici firmalarına bayi tarafından yaptırılması zorunlu olan ve yapım bedelinin bayiinin, bayilik hizmet bedelinden kesilmek suretiyle … şirketi tarafından yüklenici firmaya ödeneceğini, bayilik anlaşmasından sonra müvekkili yüklenici firma ile davalı … Ltd. Şti. arasında 14/05/2009 tarihinde anahtar teslimi istasyon yapımı hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşmede ödemelerin, bayiinin hizmet bedeli karşılığı … A.Ş. tarafından yapılacağı ifade edildiğinden 27/05/2009 tarihli yazı ile olur verilmesinin davalı …’den talep edildiğini, davalı … A.Ş. tarafından yazı ekinde bulunan sözleşme içeriğine itirazda bulunulmayarak önce şifahi işe başlanmasının talep edildiğini ve akabinde 02/07/2009 tarihli yazı müvekkili firmaya gönderilerek sözleşmenin tarafı olduğunun teyit edildiğini, inşaata başlamak için davalı … A.Ş.’den olur alan müvekkili firmanın sözleşmenin 11. maddesindeki avansın ödenmesi için …’ne 28/05/2009 tarihli verdiği dilekçe üzerine 127.000,00 TL bedelli avans teminat mektubunu talep üzerine davalıya sunduğunu, müvekkili tarafından sunulan teminat mektubu karşılığı davalı … A.Ş tarafından, avansın, talepleri üzerine 03/09/2009 tarihinde gönderildiğini, yapılan avans ödemesinden sonra müvekkilinin sözleşmede belirtilen işleri tamamlayarak inşaatı % 35 seviyesine getirdiğini, müvekkili ve diğer davalı …… Ltd Şti tarafından hak edişin ödenmesinin istenmesi üzerine … tarafından müvekili firmanın hesabına 22/12/2009 tarihinde 135.255,00 TL hak edişi ödemesi yapıldığını, % 30’luk hakediş ödemesinin davalı … tarafından yapılmadığını, hakedişin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından 22/02/2010 tarihli dilekçe verilerek işin % 85’inin tamamlandığını ancak % 35 kısmın hakedişinin ödendiğini, % 50 kısmın hakedişinin ödenmediğini, ödenmemesi halinde işe zorunlu olarak ara verileceğinin bildirildiğini, … tarafından şifahi olarak müvekkiline Mart 2010 ayı sonlarında ödeme yapılacağının bildirildiğini, yapılan imalatların …’nin anlaşmalı denetim firması tarafından kontrol edilip …’ye bildirilmesine rağmen ödeme yapılmayınca her iki davalıya 26/05/2010 tarihli ihtarname keşide edilip hak ediş miktarı olan 374.650,00 TL nin ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameden sonra … yetkililerince şifahi olarak müvekkiline bayi ile sözleşmenin feshedildiğinin beyan edildiğini, müvekkili firma tarafından imalatlarının tespitinin yaptırıldığını, mahkemece yaptırılan bilirkişi tespitine göre imalatların % 85 oranında tamamlandığı ve parasal değerinin 374.650,00 TL olduğunun sabit olduğunu, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın 27/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 17/10/2014 tarihli dilekçesinde ıslah talebinde bulunarak müddeabihi 364.650,00 TL arttırarak 374.650,00 TL üzerinden davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı … A.Ş. vekili tarafından verilen 24/01/2014 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını ve bu sebeple davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
Esas yönünden ise, davacı ile müvekkili şirket arasında müvekkilini borç altına sokan herhangi bir ticari sözleşme olmadığı gibi, müvekkilinin “borca katılmasından” da söz edilemeyeceğini, davaya konu istemin dayanağının, diğer davalı şirket ile davacı arasında yapılan 14/05/2009 tarihli inşaat sözleşmesi olduğunu, anılan sözleşmede müvekkilinin taraf olmadığını, sözleşmeye dayalı olarak müvekkilinden alacak talebinde bulunulamayacağını, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu yazıların ise müvekkili şirketi kurumsal ve ticari olarak bağlayıcı niteliğe haiz olmadığından borca katılma sözleşmesinin bulunmadığını, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin diğer davalı şirket ile müvekkili arasında yapılan 07/08/2008 tarihli protokol ve 22/08/2008 tarihli bayiilik sözleşmesi kapsamında diğer davalının talebi üzerine yapılan ödemeler olduğunu, ödemelerin taraflar arasındaki protokolün 6.1.3. maddesi gereğince diğer davalının iş programına göre hakettiği alacakların tespiti ve diğer davalının yazılı istemleri üzerine yerine getirildiğini, davacının yapımını üstlendiği akaryakıt istasyonunun inşa aşamalarına göre doğan alacaklarının sorumlusu ve yükümlüsünün müvekkili şirketi olmayıp davalı …… Ltd Şti olduğunu, nitekim bu hususun yapılan protokolün 2.2. maddesinden de anlaşıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Tic. Ltd Şti’ne yapılan tebligata rağmen davaya karşı yazılı beyanda bulunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2017 tarih … Karar numaralı kararında özetle; dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülen hak ediş ve işin durması nedeni ile teslim edilememeden kaynaklı 3 yıllık bekçi gideri istemine ilişkindir.
Davacı ile davalılardan … …. arasında … … … şirketinin standart istasyon inşaatlarında TİP-1 proje standartlarında anahtar teslimi esaslı istasyon inşaat yapım işine ilişkin sözleşme akdedildiği, sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin bedeli ve ödemelerin kararlaştırıldığı, sözleşme bedelinin 635.000,00 TL olup 6. maddede belirtilen işlerin tamamlandığı, kademe kademe işveren tarafından her kısım bittiğinde yazı ile …’ye bildirerek …, yazılara istinaden firmaya gerekli ödemeleri yapacağı, yüklenicinin işin yapımı sırasında …’ye bildirilecek hak ediş ödeme yazısında gecikme olduğu taktirde yüklenici tarafından durdurulabileceği, 10. maddesinde yüklenicinin hak edişinin … mali işler müdürlüğünce ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar arasında akdedilen 22/08/2008 tarihli protokolün konusunun, mülkiyeti bayiliğe ait olan taşınmaz üzerinde, bayi tarafından inşa edilecek akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ile bayiliğin … marka ve logosu altında çalıştırılmak üzere bayiye verilmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin 4.1.5. maddesinde bayinin istasyonda yapacağı inşaat ve tadilatları …’nin onaylayacağı proje ve teknik şartnamede belirtilen inşaat ve tadilat standartlarına uygun olarak gerçekleştireceğini kabul ve taahhüt ettiğine ilişin düzenlemeye yer verildiği, anılan taraflar arasında akdedilen ek protokolde ise 4.1.5. maddenin kaldırılarak bayinin istasyonda yapılacak inşaat ve tadilatları, …’nin tespit edeceği firmaya yaptıracağı yapılacak inşaatın da yine …’nin tespit edeceği denetçi firma tarafından denetleneceğinin kabul ve taahhüt edildiği, bayinin istasyon inşaatının yapım ve denetim için ödenecek hak ediş bedellerinin intifa ve bayilik hizmet bedellerinden mahsup edilerek … tarafından firmalara ödenmesine rıza gösterdiğine ilişkin düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … şirketince davacı firmaya hitaben yazılan 02/07/2009 tarihli yazıda inşaat yapım bedelinin şirketlerince bayinin hizmet bedelinden mahsup edilerek peyderpey hak edişler çerçevesinde denetim firması tarafından hazırlanan raporlara ve inşaat yapım sözleşmesindeki ödeme planına göre ödeneceğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalılar adına keşide olunan Ankara 47. Noterliği’nin 26/05/2010 ve …. yev. nolu ihtarında hak ediş alacağının ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … dosyası kapsamında düzenlenen 06/09/2010 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmedeki işin % 85 nin gerçekleştiği belirtilmiştir.
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında … … … A.Ş. tarafından … …. aleyhine 07/08/2008 ve 22/08/2008 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacak isteminde bulunulduğu mahkemece 29/06/2016 tarihinde asıl davanın reddine, birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, 26/10/2016 tarihli dilekçe ile temyiz olunduğu, mahkemenin karar gerekçesinde davacının bayilik sözleşmesi ve protokolünün feshinde haklı olduğunun belirlendiği karar örneğinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, 28/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda; işin denetimini gerçekleştiren …. tarafından 25/02/2015 tarihinde mahkemeye sunulan yazı ekindeki 19/04/2010 tarihli imalat raporunda ve 06/09/2010 tarihli tespit bilirkişi raporunda fiziki gerçekleşmenin % 85 oranında olduğu, … … … şirketi tarafından 03/09/2009 tarihinde 127.000,00 TL, 22/12/2009 tarihinde ise 135.253,95 TL olmak üzere toplam 262.253,95 TL ödenmiş olduğu, toplam fiziki gerçekleşme % 85 olduğuna göre gerçekleştirilen toplam imalat tutarının KDV dahil 635.000,00 TL x 0,85 x 1,18 = 636.905,00 TL olduğu davacı tarafça talep edilecek tutarın 636.905,00 TL – 262.253,95 TL = 374.651,05 TL olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalılardan … …. arasında istasyon inşaat yapım işinden kaynaklı 374.650,00 TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği, diğer davalı …Ş.’nin anılan sözleşmede taraf olmadığı, davacı ile … … … A.Ş. arasında akdedilen protokol hükümlerinde inşaat yapım işinin diğer davalının sorumluluğunda olduğunun kararlaştırıldığı, … … … A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin davalı … ….’nin şirket nezdindeki alacağına mahsuben yapılmış olduğu, … … … A.Ş.’nin denetim firması aracılığıyla inşaat işini denetlemiş olmasının işin protokole uygunluğunun denetlenmesi amacını taşıdığı, her iki sözleşme hükümlerinden davalı …Ş.’nin borca katılması sonucunun çıkarılamayacağı anlaşılmakla, davalı …Ş. aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddine, diğer davalı … …. aleyhine açılan davanın kabulü ile 374.650,00 TL’nin 18/06/2010 temerrüt tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 01/10/2019 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; davalı …hakkında mahkemenin verdiği usulden red kararının yanlış olduğunu, davalılar arasında istasyonlu bayilik anlaşması yapıldığını, … şirketleri ile bayi arasında yapılan bu anlaşmaya göre bayinin arazisi üzerine … şirketi lehine ipotek tesis edilmek suretiyle … şirketinin belirlediği …. projeye göre yine … şirketinin anlaşmalı yüklenici firmalarına bayi tarafından yaptırılması zorunlu olan ve yapım bedelinin bayinin, bayilik hizmet bedelinden kesilmek suretiyle … şirketi tarafından yüklenici firmaya ödendiği bir anlaşma olduğu, müvekkili…’nun, … şirketi olan davalı … … … A.Ş’nin yüklenici firmalarından olduğu, davalılar arasında bayilik anlaşması yapıldıktan sonra bu istasyonun yapımı hususunda müvekkili yüklenici firma ile 14/05/2009 tarihinde davalılardan … Ltd. Şti. arasında bir sözleşme imzalanarak Kırklareli İli … İlçesi … …. mevkiinde …. nolu parselde ” … … … A.Ş.’nin standart istasyon inşaatlarında kullandığı TİP-1 proje standartlarında anahtar teslimi esaslı istasyon yapma ” hususunda 635.000,00 TL + KDV bedel üzerinden anlaşma sağlandığını, sözleşmenin maddelerine dilekçelerinde yer verdiklerini ve dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ettiklerini, davalı … … … A.Ş’nin müvekkili firma tarafından 27/05/2009 tarihinde gönderilen müracaat yazısını incelediğini, yazı ekinde davacı ile davalı …arasındaki 14/05/2009 tarihli sözleşme örneğinin de ekli olduğunu, davalı … A.Ş’nin sözleşmeye herhangi bir itiraz sunmadığını ve müvekkilinden şifahi olarak işe başlamasını talep ettiğini, yine müvekkili firmaya 02/07/2009 tarihli …. sayılı yazıyı göndererek ” … İli … İlçesi’nde istasyonlu bayimiz olan … …’ün inşaat yapım bedelinin, şirketimizce, bayimizin bayilik hizmet bedelinden mahsup edilerek peyderpey hak edişler çerçevesinde denetim firması tarafından hazırlanan raporlara ve inşaat yapım sözleşmesindeki ödeme planına göre ödenecektir. ” demek suretiyle hukuki anlamda da sözleşmenin tarafı olduğunun teyit edildiğini, müvekkili tarafından davalı … A.Ş’ye sunulan avanstan sonra müvekkilinin hesabına bu davalı tarafından 03/09/2009 tarihinde 127.000,00 TL, 22/12/2009 tarihinde 135.255,00 TL daha hak ediş ödemesi yapıldığını, müvekkilinin bu sebeple aldığı avans ve hak edişlerden sonra sözleşme gereği olan işleri büyük bir hızla yapmaya devam ettiğini, %30’luk daha hak ediş ödenmesi gerektiğinin davalı … tarafından diğer davalı …’ye 06/01/2010 tarihinde bildirildiğini, bu bildirimlere rağmen davalı … tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin işi yapmaya devam ettiğini ancak her iki davalı arasında yaşanan problemler nedeniyle hak edişlerinin geç ödenmesinden dolayı davalı …ye 11/01/2010 tarihli ihtarnameyi çektiğini, bu ihtarnameyi çektiğini diğer davalıya da aynı tarihli yazı ile bildirdiğini ve %20’lik bir imalat daha gerçekleştirdiğini, davalı … tarafından bu imalatın da 16/02/2010 tarihinde diğer davalıya bildirilerek yükleniciye %20’lik hak edişin daha ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, bu bildirimlere rağmen davalı … tarafından yine ödeme yapılmadığını, gelinen aşamada müvekkilinin bu güne gerçekleştirdiği %35’lik kısmın imalat bedelini davalı …’den alabildiğini, %50’lik kısmını ise alamadığını, son olarak müvekkilinin her iki davalıya birden Ankara 47. Noterliği’nden 26/05/2010 tarihli ihtarnameyi keşide ederek ödenmeyen 374.650,00 TL’lik hak edişinin 7 gün içinde ödenmesini, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğini ihtar ettiğini, ihtarnamenin davalılara 27/05/2010 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalıların temerrüde düşürüldüğünü, davalı … yetkililerinin şifahi olarak müvekkiline diğer davalı ile olan bayilik sözleşmesinin uzun süre önce feshedildiğini, bayi ile diğer davalının yetkilileri arasında usulsüzlükler yapıldığının tespit edilmiş olduğunu, dolayısıyla davacı ile davalı …arasındaki eser sözleşmesinin kendilerini bağlamadığını, bu sebeple hak edişlerinin ödenmeyeceğini ifade ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müracaat ederek yaptığı imalatların tespitini talep ettiğini, tespit bilirkişi raporunda işin %85’lik kısmının tamamlandığının ve yapılan imalat bedellerinin 539.750,00 TL + KDV olduğunun tespit edildiğini,
Tüm bu sebeplerle mahkemenin … hakkında verdiği husumet yokluğu kararının yanlış olduğunu, … yetkililerinin kuruluş olarak bayileri olan … firması ile davacı müvekkilini yapım sözleşmesi yapılması için buluşturduğunu ve sözleşme içeriğinde davalı …’ye bir kısım haklarla beraber bir takım yükümlülükler de yüklendiğini, özellikle parasal boyutunu da görerek bu sözleşmeye onay verdiğini, avans ödemesi ile hak ediş ödemesini de kısmen yaptığını, davalı …’nin uyuşmazlık yönünden hukuki sorumluluğunun TBK’nın 201 ve 206.maddesi hükümlerine göre borca katılma ve sözleşmeye katılma hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalının, diğer davalı … ile yaptıkları sözleşmenin kefili ve garantörü niteliğinde olduğunu, tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalarının her iki davalı yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili 11/12/2019 havale tarihli davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; cevap, ikinci cevap dilekçeleri ile aşamalardaki dilekçelerini ve beyanlarını aynen tekrar ettiklerini, bu sebeple müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, yine müvekkili şirket …’nin, diğer davalı …nin taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince üzerine düşen edimleri yerine getirmemiş olması sebebiyle bu davalının müvekkillerinden talep edebileceği bayilik hizmet bedeli alacağı bulunmadığından bakiye bayilik hizmet bedeli alacaklarının muaccel hale gelmediğini, müvekkilinin diğer davalıya 07/08/2008 tarihli protokol gereğince ödemeyi üstlendiği 2.500.000,00 USD + KDV = 2.950.000,00 USD bayilik hizmet bedelinden bir bölümünü davacıya ödemiş olmasının, tamamen diğer davalının onay, rıza ve talimatı çerçevesinde gerçekleştiğini, bu durumun müvekkilinin, diğer davalının davacıya olan tüm borçlarına kefil olduğu ya da diğer davalının tüm borçlarını üstlendiği anlamına gelmediğini, ortada buna ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davacının 14/05/2009 tarihli eser sözleşmesine göre ruhsat aldıktan ve yer tesliminden sonra 100 iş günü içerisinde işi bitireceğini taahhüt etmesine rağmen işi süresinde bitirememiş olduğu ve diğer davalı …’ın faaliyete geçme konusunda müvekkili şirkete karşı temerrüt halinde bulunduğu dönemde müvekkilinden ödeme isteminde bulunduğunu, oysa ki bu dönemde müvekkili …’nin, davalı …’a ya da onun rızası ile davacıya herhangi bir ödeme yapmasına olanak bulunmadığı, tüm bu nedenlerle mahkeme kararı doğru olduğundan davacının haksız ve dayanaksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, yüklenici davacı ile iş sahibi konumundaki diğer davalı …arasında düzenlenen 14/05/2009 tarihli ” Anahtar Teslimi İstasyon Yapımı Sözleşmesi ” konulu eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının davalı iş sahibi … Ltd. Şti ile her iki davalı arasındaki bayilik sözleşmesi ve düzenlenen protokol kapsamında davalı … A.Ş’nin diğer davalının borcunu üstlendiği iddiasıyla her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davalılardan … Ltd. Şti., ticaret sicilindeki adresine usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiş yargılamaya katılmamıştır.
Diğer davalı … A.Ş vekili ise, davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davanın dayanağı olan sözleşmenin, davacı ile diğer davalı arasında düzenlenen 14/05/2009 tarihli eser sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme uyarınca davacının kendilerinden alacak talebinde bulunamayacağını, aralarında düzenlenen ” borca katılma ” olarak nitelendirilebilecek bir sözleşmenin de bulunmadığını, davacıya yapılan bir kısım ödemelerin, diğer davalı …ile … arasında yapılan 07/08/2008 tarihli protokol ile 22/08/2008 tarihli bayilik sözleşmesi kapsamında diğer davalının talebi üzerine yapılan ödemeler olduğunu, protokolün 6.1.3 maddesi gereğince diğer davalının iş programına göre hak ettiği alacaklarının, yine bu davalının yazılı istemi üzerine davacıya yapıldığını, davacının inşaat aşamalarına göre doğan alacağının sorumlusunun diğer davalı …olduğunu, bu hususun davalılar arasındaki protokolün 2.2 maddesinden anlaşıldığını, kefil ve garantör sıfatlarının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ile davalılardan … Ltd. Şti arasında inşaat yapımından kaynaklı olarak davacının dava tarihi itibariyle davalı …den ödenmeyen 374.650,00 TL imalat bedeli alacağı bulunduğu, davalı … A.Ş’nin taraflar arasındaki 14/05/2009 tarihli eser sözleşmesinin tarafı olmadığı, davalı … tarafından yapılan ödemelerin davalı …nin şirketleri nezdindeki alacağına mahsuben yapılmış olduğu, … tarafından denetim firması aracılığıyla inşaat işinin denetlenmiş olmasının, işin protokole uygun olarak yapıldığının denetlenmesi amacının taşıdığı, her iki sözleşme hükümlerinden davalı …nin borca katıldığı sonucunun çıkarılamayacağı gerekçeleriyle davalı … A.Ş yönünden taraf ehliyeti yokluğundan dolayı davanın usulden reddine, diğer davalı yönünden ise kabulü ile 374.650,00 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı …den tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
HMK’nın 33. maddesine göre hakim Türk Hukuku’nu re’sen uygular. Bu nedenle mahkemece tarafların gösterdiği hukuki sebep ile bağlı olmaksızın somut uyuşmazlığa uygun olan hukuki müessese ve ilgili kanun hükümleri belirlenerek uyuşmazlığın doğru hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Bu açık düzenleme karşısında tarafların, iddia ve savunmalarının dayanağı olarak farklı bir yasa kuralına dayanmış olmaları veya uyuşmazlığın hukuki sebebini oluşturan yasa kuralına dayanmamış olmaları tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmaz ve bu konuda usuli kazanılmış hak doğduğundan da söz edilemez.
Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince sözleşme ancak tarafları hakkında hüküm ifade eder ve sözleşmenin tarafı olmayanlar bu sözleşmeye dayanarak bir edimin ifasını isteyemezler. Genel kural bu olmakla birlikte hukukumuzda bu ilkeye getirilmiş istisnaları içeren kurallar da bulunmaktadır. Bunlardan birisi de 818 sayılı BK’nın 111. maddesinde düzenlenen başkası lehine şart hükümleridir. Buna göre sözleşmede, sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişi yararına bir şart taraflarca kararlaştırılabilir. Bu şart ile sözleşmenin tarafı, sözleşmeye taraf olmayan kişi yararına bir edimi yerine getirmeyi üstlenir. Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya beyan ettiklerinden itibaren alacaklının borçluyu ibraya hakkı kalmaz.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davalı iş sahibi ile davalı … A.Ş arasındaki sözleşme ile bu sözleşmenin eki olan 22/08/2008 tarihli ek protokolün 4.1.5 maddesi ile sözleşmedeki aynı madde kaldırılarak, bayinin, istasyonda yapılacak inşaat ve tadilatları, …’nin tespit edeceği firmaya yaptıracağı, yapılacak inşaatın da yine …’nin tespit edeceği denetici firma tarafından denetleneceğinin kabul ve taahhüt edildiği, bayinin, istasyon inşaatının yapım ve denetimi için ödenecek hak ediş bedellerinin, intifa ve bayilik hizmet bedellerinden mahsup edilerek … tarafından yüklenici firmalara ödenmesine rıza gösterildiğine ilişkin düzenlemeye yer verilmekte olduğu anlaşıldığından, bu düzenleme BK’nın 111. maddede düzenlenen başkası lehine şart niteliğindedir. Bu şart üçüncü kişi yararına olduğu kadar sözleşmenin tarafları lehine sonuç doğuran niteliği de vardır. Çünkü bu şart sayesinde bayi konumunda olan yüklenici, iş sahibinin ödeme gücünden kaynaklanan itibarından yararlanarak daha çok alt yüklenici firma ile muhatap olabilecek ve oluşan hizmet arzındaki genişlikten sağladığı fayda ile davalı …’nin seçeceği en uygun alt yüklenici ile sözleşme yapabilecektir. İş sahibi de; yüklenicinin yararlandığı hizmet arzındaki genişlik sonucu bulunacak taşeron ile, işin en iyi biçimde en uygun sürede tamamlanabilmesi ve böylece edimin gereği gibi ifası sonucundan yararlanacaktır. Sözleşmenin taraflarının bu şarttan yarar sağladıktan sonra, şartın üçüncü kişi lehine olan sonuçlarının yerine getirilmesinden kaçınılması hakkaniyete uygun olmadığı gibi anılan maddeye de açıkça aykırıdır. Sözleşmedeki bu şart ile davalı …’nin yüklendiği edim yükümlülüğü nedeniyle, davacı tarafı olmadığı halde bu sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunabilir. Davalı iş sahibinin (davalı … A.Ş’nin) kendisinden talepte bulunulduğu tarihte, diğer davalı ve bayisi olan … Ltd. Şti’ye henüz ödememiş olduğu bayilik hizmet bedeli borcu var ise bu borcu, bayi olan davalı şirkete ödemeyerek öncelikle davacı taşerona hak ediş alacağı olarak ödemesi gerekir. Kendisine başvurulduğu tarihten sonra bayi olan diğer davalı …ye bayilik hizmet bedeli olarak ödeme yapmış ise bu ibra yasağına aykırı ve kötü ödeme olup, kötü ödemede bulunan sonucuna katlanmak zorundadır. Ancak davacı da taşeron olarak yaptığı işlerin varlığını ve alacağının miktarını ispatlamalıdır. ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi…. Karar sayılı kararı )
Bu durumda mahkemece davacının, davalı … A.Ş’ye müracaat tarihi itibariyle diğer davalı …nin davalı … A.Ş’den ödenmeyen bayilik hizmet bedeli alacağı olup olmadığı, davacının hak ediş alacaklarına yönelik olarak ödeme yapılması konusunda davalı …’ye yaptığı 06/01/2010 tarihi ile 16/02/2010 müracaat tarihleri itibariyle ve son olarak Ankara 47. Noterliği’nin 26/05/2010 tarihli ihtarnamesini keşide ettiği tarih itibariyle davalı …nin davalı … A.Ş’den ödenmeyen bakiye bayilik hizmet bedeli alacağının bulunduğunun tespiti halinde, davalı … A.Ş’nin bu borcu bayi olan davalı …ye ödemeyerek öncelikle davacı yüklenicinin hak ediş alacağına karşılık davacıya ödemesi gerektiğinden ve kendisine yapılan başvuru tarihlerinden sonra bayi olan diğer davalıya ödeme yapmış ise kötü ödeme yapmış olup sonucuna katlanmak zorunda kalacağından her iki davalı arasındaki sözleşmenin feshine dair mahkeme dosyasındaki yargılamanın sonucunun kesin hükme bağlanması da beklenerek bu dosyadaki belirlenen hukuki duruma göre davanın davalılardan talep edebileceği alacağının olup olmadığının tespiti konusunda işin uzmanı yeni bir bilirkişi kurulundan gerekirse rapor alınarak tarafların rapora itirazları halinde bu itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınmasından sonra davanın sonuçlandırılması gerekirken davalı … A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olması sebebiyle davacı vekilinin istinaf başvurusu dairemizce haklı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 ve 353/(1)-a.6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülerek esasa ilişkin yeni bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Davacı … () vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2 – Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2017 tarihli… Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 ve 353/(1)-a.6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – Davacının istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5 – Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır