Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/817 E. 2021/1007 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız) (Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine
Gönderilmesine/ HMK m. 353/1-a.6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A RI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) İstemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; taraflar arasında 26.11.2015 tarihinde alüminyum cephe kompozit panel ve cam yapma ve takma işi ile ilgili bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşme gereğince davalıya ait…. kayıtlı arsa üzerindeki binaya Alüminyum cephe kompozit panel ve cam takılması hususunda anlaşma yapıldığını, ancak işlem devam ederken davalı tarafından sürekli yeni talepler ve işin miktarında, malzemenin niteliğinde değişiklik talep edildiğini ve davalının talepleri doğrultusunda da iş, yeni ilaveler ile sözleşmeye göre yapılıp davalıya teslim edildiğini, davalının talepleri üzerine farklı ve daha fazla malzeme takıldığından arada doğal olarak fark bedeli oluştuğunu, bu bedeli, önce Sincan 1. Noterliğinden gönderdikleri 21.02.2017 gün ve …. yevmiye nolu ihtarname ile talep ettiklerini, davalının, ……. yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile talebe olumsuz yanıt verdiğini, bilahare, dava konusu fazla imalat ve daha kaliteli malzemenin kullanıldığına ve bedellerinin tespitine dair mahallinde….. sayılı tespit dosyasında tespit yaptırdıklarını, mahkemece yapılan tespitte, sözleşme dışı fazladan ve farklı yapılan imalatların parasal tutarı 27.479.50-TL olarak hesap edildiğini, tespit bilirkişi raporu, davalıya 07.06.2017 ve 13.06.2017 tarihlerinde 2 defa tebliğ ettirilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi ödeme de yapılmadığını, tespit raporundan sonra yeniden davalıya Sincan 1. Noterliği’ nin 05.06.2017 gün ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tekrar ödeme ihtarı gönderdiklerini, bu ihtarnamenin de, davalıya 06.06.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı, yine herhangi bir ödeme yapmadığını beyan ederek, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla imalat ve daha kaliteli malzeme kullanılması nedeniyle oluşan 28.528,74 TL fark alacağının 21/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte ve ayrıca 2 adet noter ihtarname masrafı 216,64 TL ile 832,60 TL tespit masrafının da dava tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile müvekkilinin yapmış olduğu sözleşme karşılığında…. kayıtlı gayrimenkul üstünde bulunan binanın alüminyum cephe, kompozit panel ve cam işinin yapılması için götürü biçimde sözleşme imzalandığını, yapılacak işin karşılığında şirket tarafından davacıya 1 daire verilmek üzere sözleşme imza altına alındığını, sözleşme yapılan anlaşma gereği iş karşılığı alınan daire… nolu daire için anlaşılan rakam toplamda 130.00 TL olup, daire satıldığında 15.000 TL’nin mal sahibine ödeneceğini, işin yapıldığı yerin ….” hükmü bulunduğunu, şirketin bu işi götürü usulde yaptığını ve karşılık edimini yerine getirdiğini, hatta taraflar arasında düzenlenen 17.05.2016 tarihli tutanakta tarafların edimlerini yerine getirdiğinin belirtildiğini ve 15.000 TL’nin ödendiğini de şahit … huzurunda imza altına alındığını, sözleşmede belirtilen ölçüler davacının kendisi tarafından hesaplandığını ve yazıldığını, şirketlerinin uzmanlık konusu olmaması sebebiyle yapılacak olan alüminyum kaplamanın kaç m2 olacağını bilebilecek konumda olmadıklarını, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak ölçümleri düzgün yapması gerekirken hata sayılmayacak (156 m2 olarak ölçülen yerin 317, 30 m2’ye yükselmesi) bir hesaplama sonucunda kendilerine bilgi dahi vermeksizin fazla imalat yaptığını iddia ederek talep etmesi hukuka ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, alüminyum kaplamanın 156 m2 olması durumunda cam kaplamanın…. olması gerekeceğini, ancak sözleşmede cam kaplamanın 180 m2 olacağının açıkça yazıldığını, yapılacak işin sadece binanın ön cephesinin kaplaması olduğunu, m2’nin şirketlerini yanıltarak düşük gösterildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi ile m2 hesaplarının kasıtlı olarak eksik hesaplandığının ortaya çıkacağını, ön cephenin m2 oranının değişmediğini, tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirdiğini ve alacak-borç ilişkisi kalmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, tanık beyanlarına, bilirkişi raporlarına ve taleplere göre; davacının davalıya alüminyum/cam cephe kaplama işini taahhüt ettiği ve işin bedelinin 115.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, işin tamamlandığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı ve davacıya 130.000,00 TL değerinde daire verilmesi ve davacının da aradaki 15.000,00 TL farkı iade etmesi ile ödemelerin yapılmış olduğu, Tespit dosyasında ve ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ile davacının davalıya sözleşmeden farklı imalat yaptığının sabit olduğu, her ne kadar davalı tarafından 17/05/2016 tarihli tutanak ile alacak borç ilişkisi kalmadığı savunulmuş ise de tutanakta sadece ödemelerin yapıldığı belirlenmiş olup, başkaca bir alacak talep edilmeyeceği konusunda taahhütte bulunulmadığı, fazla işlerden bahsedilmediği ve neticeten ibraname niteliğinde olmadığının bildirildiği, İşin ifası sırasında iş sahibi olan davalının da fazladan imalata karşı çıktığına dair bir delil bulunmadığı, tanık beyanları da gözetilerek, fazla imalatı davacıdan talep ettiğinin anlaşıldığı, fazla iş bedelinin davalı tarafından ödenmesi gerektiği, Bilirkişi incelemesi ile tespit edilen fazla ve farklı imalat bedeli olan 39.647,81 TL içerisinde davacının dava açarken talep etmediği çatı arası yapılan iş bedeli bulunmakla birlikte bu miktar 2.739,00 TL olup tespit edilen alacaktan mahsup edildiğinde 36.908,81 TL fazla iş bedeli kaldığı ve bu miktarın da davacının dava konusu ettiği 28.528,74 TL den fazla olduğu gözetildiğinde, taleple bağlı kalınması nedeniyle davanın tam kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işin götürü bedelle yapıldığı, bu hususun dikkate alınmadığını, davacı basiretli tacir gibi davranmadığı, ölçümü kendisinin yaptığını, ancak eksik yapmış olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, bilirkişinin gerçek ölçüm yapmadığını, mimari projeye göre değerlendirme yaptığını, binanın projeye uygun olmadığını, tespit raporu ve mahkeme raporunun farklı sonuçlar verdiğini, çelişkinin giderilmediğini, davacı benzer davalar açtığını, bu durumun uyaptan sorgulanması gerektiğini, karar celsesinde yemin metnin hazırlamak için süre istediğini ve verilmediğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller” başlıklı 266. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanun’un 281/2. maddesine göre mahkemeye aittir. Bu halde, mahkemece re’sen veya tarafların talebi üzerine, Kanun’un 281/3. maddesi uyarınca, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 279/2. maddesi hükmünce kararda, bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddi vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarında imalat miktarı yönünden farkılıklar mevcut olup bu durum davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itirazda ve istinaf başvuru dilekçesinde de ileri sürülmüştür. Şu hali ile her iki rapor arasında hesaplanan bedel ve hesaba esas miktar yönünden fahiş fark ve çelişki bulunmaktadır. Mahkemece her iki rapor arasındaki çelişkiyi giderir ve tarafların teknik nitelikteki itirazlarını karşılar mahiyette ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesinin delil kısmında “yemin” deliline dayandığı ve 7 nolu karar celsesinde yemin metnini hazırlamak için süre talep ettiği; Mahkeme tarafından bu talep reddedilirken gerekçe gösterilmediği gibi gerekçeli kararda da tartışılmadığı anlaşılmaktadır. T.C. Anayasası’nın 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK’nin 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davalının iddiasını ispat bakımından yemin deliline dayandığı ve yemin metni (teklifi) hazırlamak üzere süre talep ettiğinin anlaşılmasına göre, yemin metni sunulduktan sonra usulüne uygun bir biçimde davacının HMK’nin 227 ve devamı maddesi gereğince davet edilmesi ve HMK’nin yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği taktirde davacının yeminli beyanının alınması ve elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2018/7476 Esas, 2020/7895 Karar)
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem ölçüm konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetiyle Mahallinde keşif yapılarak gerçek imalat miktarının tespiti ile raporlar arasındaki çelişkiyi giderir, denetime elverişli, tarafların iddia ve itirazlarını karşılar bilirkişi raporu alınmasından sonra ispat yükünün hangi tarafta olduğu da dikkate alınarak davalı tarafın yemin teklifinin yöntemince değerlendirilmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/09/2019 tarih… Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafça ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …