Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/755 E. 2021/1010 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Yeniden
Hüküm Kurulması/ HMK 353/1-b.2)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 08/11/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının iştigal konuları kapsamında bir takım işler yapılması konusunda anlaştıklarını, buna göre müvekkilinin işleri yapmayı, davalının da bedellerini zamanda ödemeyi taahhüt ettiğini, yaptıkları işlerin tamamlanması sonucu düzenledikleri faturaların davalıya gönderildiğini tamamlanan işlerin akabinde 28.05.2015 tarihli 88.500,00 TL tutarlı, 10.06.2015 tarihli 35.400,00 TL bedelli, 07.07.2015 tarihli 34.220,00 TL tutarlı faturalarının eksiksiz ödendiğini, 08.08.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik faturanın ise 20.800,00 TL’lik kısmının ödendiğini kalan kısmı ödenmediğini, Müvekkilin davalıya gönderdiği 04.09.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik, 15.10.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik 05.11.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik ve 14.12.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik faturaların davalı kayıtlarına girmiş olmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, yaptıkları işler karşılığında ödenmeyen alacaklarının 150.000,00 TL civarına geldiğini, kendilerinde bu bedelin ödeneceğine dair endişe oluştuğu için Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nde takip başlattıklarını, davalının bu takibe haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalının itiraz ettiği alacak miktarının 155.492,39 TL olduğunu, alacak tutarının müvekkilinin zora düşmesi için büyük bir tutar olduğunu belirterek, yaptıkları takibe davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına 155.492,39 TL alacağın takip tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının huzurdaki davada hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediği halde hak etmediği bedelleri için fatura kestiğini ve kötü niyetli olarak bu faturaları da icra takibine koyduğunu, müvekkilinin sektöründe ileri gelen şirketlerden biri olduğunu, huzurdaki davada konu edilen işin müvekkili şirket tarafından yalnızca alt işveren olarak davacı şirkete kazandırmak amaçlı, iyi niyet duyguları ile alındığını, kar gülmediğini, bu hususun kesilen faturalar ile müvekkilinin asıl işverene kestiği faturalar karşılaştırıldığında anlaşılacağını, davacının müvekkilinin iyi niyetini suiistimal ettiğini, asıl işveren … Belediyesi tarafından kurulmuş olan … Şirketine karşı ciddi anlamda zor durumda kaldığını ve işleri kendisinin yaparak teslim etmek zorunda kaldığını, davacının üstlenmiş olduğu işleri yerine getirmeyerek 04.09.2015 tarihli 34.220,00 TL bedelli fatura ellerine ulaştığında iyi niyetle yaklaşılarak edimlerini yerine getirilmediğini, edimlerini yerine getirerek gerekli belge ve dokümanların gönderilmesi halinde ödeme yapılacağının bildirildiğini, ancak davacının edimlerini yerine getirmeyip icra takibi başlattığını, fatura konusu işlerin davacı tarafından yerine getirilmediğini, iyi niyetle kesilen faturaları itiraz etmediklerini, ancak itiraz edilmeyen faturaların tek başlarına bir işin yapıldığını ya da haklı bir alacağın varlığının ispati niteliğinde bulunmadığını, Yargıtay’ın bu konuda çeşitli kararları bulunduğunu, bütün bu açıkladıkları sebeplerle haksız açılmış olan huzurdaki dava reddinde, takibine konu edilen bedellerin edimlerinin yerine getirilmediğinin tespiti ile Ankara 22. İcra Müdürlüğüne yaptıkları itirazlarının devamına, haksız ve hukuksuz surette müvekkiline icra takibi açılmış olması sebebiyle dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında … Belediyesi tarafından kurulmuş olan … … … Tic AŞ ile davalı arasındaki 01.05.2015 tarihli sözleşme gereği davalı tarafından yapılacak işlerin bir bölümünün davalı tarafından yapılması hususunda eser sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme gereği bir kısım edimlerin davacı tarafından ifa edildiği ve bedelinin ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlık bir kısım eksik ve hatalı imalatlar konusunda eksikliklerin dava dışı …. Ve Tic Ltd. Şti tarafından giderilip giderilmediği sözleşme gereği davacının edimini tam olarak ifa edip teslim edip etmediği, davacının bakiye iş bedeline hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplandığı, aldırılan bilirkişi raporu ve ek raporlarda işin tam olarak tesliminin gerçekleştiği bu nedenle davacının hesaplanan bakiye iş bedeline hak kazandığı görüşünün bildirildiği, davalı yanın, eksik kalan işlerin dava dışı …. Ve Tic Ltd. Şti tarafından yerine getirildiği bu nedenle davalının bakiye iş bedeline hak kazanmadığı, davacı tarafından ifa edilen iş bedellerinin ödenmiş olduğu iddiasında olduğu, davalı …. Ve Tic Ltd. Şti ile aralarındaki 16.09.2015 tarihli sözleşmeyi ve teslim tutanaklarını sunduğu, işin … … … Tic AŞ ‘ne teslimine ilişkin tutanakların da dosya içerisinde bulunduğu, …. Ve Tic Ltd. Şti’nin işi aldıktan sonraki ilk teslim tarihinin 22.09.2015 olduğu, buna göre icra takibine konu 08.08.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik (faturanın ise 20.800,00 TL’lik kısmının ödendiği davacının kabulündedir) kalan kısmı olan 13.420,00 TL ile 04.09.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik fatura yönünden işin davacı tarafından yapılıp teslim edildiğinin kabulü gerektiği, icra takibine konu edilen 15.10.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik 05.11.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik ve 14.12.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik faturalara konu işler yönünden ise işin davacı tarafından tamamlandığı yönündeki kabulüne ilişkin bilirkişi raporundaki görüşün dosya kapsamına uygun olmadığı, davacı yanın bakiye iş bedelinin tamamına hak kazanması için işin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça ifa edildiği ispat edilen bakiye iş bedelinin 47.640,00 TL olduğu, davalı yanın eksik işlerin dava dışı üçüncü kişiye tamamlattırıldığı iddiasına ilişki delillerini sunduğu, davacı yanın bu işlerin kendisi tarafından tamamlandığına ilişkin aksi durumu kanıtlar delil sunamadığı, bu nedenlerle 15.10.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik 05.11.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik ve 14.12.2015 tarihli 34.220,00 TL’lik faturalara konu işler yönünden davacının işin kendisi tarafından teslim edildiğini ispat edemediği, davacı yanın asıl alacağına faiz de talep etmiş olup takip tarihinden önce davalıyı yöntemince temerrüte düşürdüğüne ilişkin delil de sunmadığı, bu nedenle faiz alacağı isteminde haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, müvekkilinin işleri doğrudan asıl iş sahibine teslim ettiğini, tutanakların dosyaya sunulduğunu, bilirkişi raporlarında da tutanakların yeterli görüldüğünü, müvekkilince kesilen faturaların her iki tarafında defterinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafça iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yerde keşif yapılması gerektiğini, dava dışı … şirketi ile yazılı anlaşma yapıldığını, yerinde keşif yapılarak işin ne kadarını davacı tarafça yapıldığını tespit edilmesi gerektiğini, asıl iş verene teslim işinin dava dışı şirket tarafından yapıldığını, delil olarak kabul edilen faturaların davanın esasını ispatlamaktan uzak olduğunu, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, vekalet ücretinin eksik hesaplandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir (Yargıtay 15 HD. 2019/1984 E 2020/62 K, 2019/770 E 2019/4108 K, 2020/266 E 2020/3200 K).
Somut olayda, taraflarca sözleşme ilişkisinin inkar edilmediği, sözleşme gereğince davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafça faturaya yasal süresinde itiraz edilmediği gibi, davalı defterlerine kaydının yapıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre de; taraf defterlerinin birbirini teyit ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, faturaların içeriğinin kesinleştiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece davanın usul ve yasaya aykırı şekilde değerlendirmesi ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; takipten önce temerrüt bulunmadığından işlemiş faiz yönünden davanın reddine, asıl alacak yönünden davanın kabulüne ve alacak likit olup, takibe itiraz haksız olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2019 tarih ve … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜNE,
5-Ankara 22. İcra Dairesinin…sayılı dosyasına yapılan itirazın 150.300,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına, işlemiş faize yönelik talebin reddine,
6-Davacının icra inkar tazminat talebinin kabulü ile, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 30.060,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yasal koşullar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
8-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 10.266,99 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.877,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.389,02 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan 1.877,97 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 215,00 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.715,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 1.654,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 18.228,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
12-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
14-Davalıdan alınması gereken 3.254,29 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 813,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.440,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
15-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
16-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
17-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuruma harcı ve posta gönderme masrafı 57,20 TL olmak üzere toplam 178,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
18-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.