Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/741 E. 2021/820 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

…. (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVANIN DEĞERİ : 50.693,76 TL

KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece esas davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı-karşı davalı vekili tarafından verilen 01/04/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin üstlenmiş olduğu, … yenileme işinin mobilya işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılması konusunda taraflar arasında 30/05/2013 tarihli sözleşmenin imzalandığını, müvekkilinin üstlendiği edimi bütünü ile ifa ederek yapılan iş karşılığı düzenlediği faturaları davalı şirkete tebliğ ettirip, alacağının ödenmesini talep etmesine karşın davalı tarafça ödeme yapılmaması nedeni ile, alacağın tahsili amacıyla Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
YANIT:
Davalı-karşı davacı vekili tarafından verilen 09/10/2014 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında…. mobilya işlerinin davacı tarafından yapılması hususunda sözleşme düzenlendiğini ancak, yüklenicinin edimini sözleşme koşullarına uygun olarak tam ve eksiksiz ifa etmediğini, alacağa uygun düzenlenmeyen fatura içeriklerine itiraz edildiği gibi, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, yüklenicinin en az 100.000,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiğinin belirterek, işin gereği gibi yapılmadığı iddiasına dayalı olarak, asıl davanın reddi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL alacağın davacı karşı davalıdan tahsiline, asıl davanın ise reddine ve hakkındaki takibe kötü niyetle itiraz eden davacının, takip tutarının %20’sinden az olmayacak şekilde inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih …. Karar numaralı kararında özetle; dava, taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenicinin edimini bütünü ile ifa edip etmediği, etmiş ise yapılan ödemelerde gözetilerek icra takibine konu edilen tutarda alacağın bulunup bulunmadığının takip tarihi itibariyle tespiti esas dava yönünden, yine davacı yüklenicinin edimini eksik ya da nefaset kesintisi gerektirecek şekilde yerine getirip getirmediğinin belirlenerek buna göre karşı davada talep edilebilecek alacak bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanılan sözleşme ve diğer belgeler dosyaya sunulmuş, tespite ilişkin dosyalar dahil yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı (alacaklı) tarafından davalı (borçlu) aleyhine faturaya dayalı olarak 47.490,00 TL asıl alacak 3.203,76 TL işlemiş faiz toplamı 50.693,76 TL’nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile tahsili amacıyla 19/12/2013 tarihinde başlatılan icra takibinin davalı borçlunun itirazı üzerine durduğu, icra müdürlüğünce takibin durduğuna ilişkin 06/01/2014 tarihinde ara kararı oluşturulduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde ayrı ayrı mali müşavir bilirkişiler aracılığı ile inceleme yaptırılıp rapor aldırıldığı gibi, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazılan talimat sonrasında mimar bilirkişiden, yerinde davacı tarafından mobilya ile ilgili yapılan imalatlar incelenip değerlendirilmek sureti ile, davacının sözleşme kapsamında işin tamamını yerine getirdiği, yapılan iş toplam tutarının 462.951,18 TL olup, yapılan kusurlu iş bedeli tutarının ise 2.229,89 TL olduğu, buna göre davacının yaptığı iş nedeni ile talep edebileceği alacak toplam tutarının KDV hariç 460.654,97 TL olduğu belirlenmiştir.
Söz konusu teknik rapora davalı karşı davacı vekilince itiraz edilmiş ise de, teknik bilirkişi tarafından önceki tespit raporu da, sözleşme kapsamında değerlendirilmek sureti ile yerinde yapılan incelemeye dayalı olarak gerekçeli ve denetime elverişli olarak rapor düzenlendiği için rapora yönelik itirazlar haklı görülmeyerek, yapılan işin parasal tutarı yönünden söz konusu teknik rapora itibar edilmiştir.
Davalı karşı davacı iş sahibi şirkete ait ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 31/10/2018 tarihli raporda, usulüne uygun düzenlenmekle davalı şirket yararına delil olma özelliği taşıyan ticari defter ve kayıtlarda taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, davacı yüklenici tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklı alacak tutarı 520.000,00 TL yapılan ödeme ise 490.000,000 TL+ 30.000,00 TL tutarındaki iade faturası toplamı 520.000,00 TL olarak belirlenip, bakiye borç tutarının 12.180,00 TL olarak kayıtlı olduğu saptanmıştır.
Davacı karşı davalı yüklenici şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat mahkemesi aracılığı ile mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, yapılan iş nedeni ile yüklenici şirketin düzenlediği faturaların toplam tutarının 537.490,00 TL olup, 490.000,00 TL ödemenin mahsubu sonrasında, usulünce tutulmakla sahibi yararına delil olma özelliği taşıyan kayıtlara göre 47.490,00 TL alacaklı olduğu, karşı tarafça düzenlenen 30.000,00 TL tutarlı iade faturasına süresi içerisinde itiraz edildiği tespiti yapılmıştır.
Davacı yüklenici şirketin davalı iş sahibi ile aralarındaki sözleşme kapsamında, kusurlu iş tutarının mahsubu sonrasında KDV dahil alacaklı olduğu tutar teknik bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 543.572,86 TL’dir. Davalı iş sahibi tarafından yapılan ödeme tutarı 490.000,00 TL’nin mahsubu sonrasında alacaklı olunan tutar 53.572,86 TL’dir.
Davalı karşı davacı iş sahibi tarafından 490.000,00 TL haricinde ödeme yapıldığı kanıtlanamamış olup, nefaset farkı gerektiren kusurlu iş tutarının mahsubu sonrasında dahi davacı karşı davalı yüklenicinin kendi kayıtlarına göre yapıldığı ifade edilen iş nedeni ile düzenlenen 537.490,00 TL tutarındaki faturadan kaynaklı alacak mevcut olup, yapılan 490.000,00 TL tutarın mahsubu sonrasında takip tarihi itibari ile 47.490,00 TL davacı karşı davalı yüklenicinin icra takibine dayanak faturalardan ötürü alacaklı olduğu anlaşılmakla, alacağın likit olma özelliği bulunmadığı gözetilerek, icra inkar tazminat isteminin reddi cihetine gidilip, iş sahibinin gerekli tebligat şerhini de içerecek şekilde ihtarname ile TBK 117.maddesi anlamında temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulmadığı için takip öncesi döneme ait işlemiş faiz isteminin reddine, esas alacak tutarı 47.490,00 TL için davanın kabulüne karar verilmiş,
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile, kusurlu olan 2.296,84 TL imalat tutarının mahsubu sonrasında dahi davalı karşı davacı iş sahibinin yapılan ödemeler ve yapılan işin bedeli dikkate alındığında talep edebileceği alacak bulunmamakla, karşı davanın ise reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı-karşı davalı vekili 24/05/2019 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; alacak likit olmadığından davalının icra inkar tazminatından sorumlu tutulmamış olmasına dair ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde isabet bulunmadığını, müvekkilinin aradaki sözleşmeye istinaden davalının yapımını üstlendiği … … Otel mobilya işinin dava ve aşamalardaki beyan dilekçelerinde belirttikleri oda ve dairelerinin mobilya işlerini alt yüklenici olarak yaptığını, imalatlar gerçekleştikçe yapılan iş karşılığı düzenlenen faturaların kesilerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, yasal süre içerisinde de faturaların itiraza uğramadığını, davacı ve davalı şirketler arasında yapılan mutabakatlarla da… müvekkili şirketçe tanzim edilerek vergi dairesine teslim edildiğini, davalı şirketin de yapılan iş karşılığı düzenlenen faturalarla ilgili olarak…. tanzim ederek vergi dairesine teslim ettiğini, faturaların davalı şirket kayıtlarına da işlendiğini, imalatlara ilişkin projelerin karşı tarafın mimarına onaylattırılarak mimar tarafından muayene edildiğini ve 12/09/2013 tarihli mimarın göndermiş olduğu mailde müvekkili şirketin kendilerinden alacaklı olduğunun belirtildiğini, davalının imalatı teslim aldıktan ve kayıtlarına faturaları işlemesinden sonra iade faturası kesmesi ya da borcunu ödememek için ayıplı imalat iddiasında bulunmasının alacağın varlığını ve belirlenebilir olduğu gerçeğini değiştirmediğini, bu sebeple icra inkar tazminatı istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, mahkemece yine faiz taleplerinin de reddedildiğini, oysa ki davalı tarafın gönderilen noter ihtarnamesi ile ve ödeme için 3 günlük süre verilmesi suretiyle temerrüde düşürüldüğünü, bu ihtarnamelerin tebliğ şerhlerinin hem dava dilekçelerinin ekinde hem de bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları 20/04/2016 tarihli beyan dilekçelerinin ekinde sunulduğunu, bu anlamda davalı şirketin takip öncesi temerrüde düşürülmüş olduğunu ve faiz taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı bir karar olduğunu,
Davalı yanın istinaf dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, önceki tüm dilekçe ve beyanlarını aynen tekrar ettiklerini, yapılan imalatların bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, müvekkili şirketin davalı yana KDV dahil 537.490,00 TL fatura kestiğini, davalının ise faturalara karşılık 490.000,00 TL ödeme yapmış olduğunu, buna göre 08/06/2017 tarihli raporda belirlenen hatalı imalatlar dahi göz önüne alındığında müvekkili tarafından taraflar arasında anlaşılmış olan tutardan daha az fatura kesilmiş olduğunun açık olduğunu, buna karşılık davalı karşı davacının müvekkili şirkete 47.490,00 TL borçlu olduğunun anlaşılacağını, davalı tarafın istinaf dilekçesinde, bazı imalatların kendileri tarafından düzenlendiği yolundaki iddialara yer verilmiş ise de bu yöndeki iddialarının yargılama aşamasında bu güne kadar hiçbir şekilde dile getirilmediğini, bu sebeple savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, müvekkili tarafından yapılan tüm imalatların denetlenmesi tespit talep edenin mimarı …. …. onayına bağlı tutulduğunu, buna göre tüm imalatların mimara onaylattırıldığını, bu sebeple de davalı tarafın ayıplı imalat iddialarının doğru olmadığını, müvekkili şirketin icra takibine girişerek hakkını aramasından sonra karşı davacı şirketin teslimi üzerinden neredeyse 1 yıl geçmesinin ardından asılsız bir biçimde ayıp ve eksik imalat isnadıyla borçtan kurtulmak için tespit talebinde bulunduğunu ve bu dosyadaki bilirkişi raporunu da delil olarak sunduğunu, tespit raporunu kabul etmediklerini, ayıp ihbarının da süresinde yapılmamış olduğunu, aradan geçen 1 yıllık sürede müvekkiline ayıp ihbarında bulunulmadığını, tespit raporuna göre de ayıp ihbarının süresinde yerine getirilmediğinin açık olduğunu, karşı davalının müvekkilinin imalatlarını gördükten sonra iş bedelini parça parça ödediğini, bu sebeple yapılan imalatı kabul etmiş olduğunu, karşı davacının her ödemede yapılan işi kabul ettiğini ve imalatı devam ettirdiğini, yeni imalatlar yapıldıkça yeni ödemeler yaptığını,
Tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile davalarının kısmen kabulüne dair kararın kaldırılarak davalarının tamamen kabulüne ve inkar tazminatı istemlerinin de kabulüne karar verilmesini, karşı davacının vekilinin istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 21/05/2019 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; karşı davalarının haksız yere reddine karar verilmiş olduğunu, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davacının, müvekkilinin yüklenicisi olduğu … ilindeki … Termal Otel’in mobilya işlerinin yapımını üstlendiğini ancak işi tam ve eksiksiz yani sözleşmeye uygun olarak teslim etmediğini, bu amaçla müvekkili tarafından yaptırılan tespit dosyasındaki bilirkişi raporuna göre ayıplı imalat bedelinin 81.405,00 TL + %18 KDV olarak belirlendiğini, buna göre haklılıklarının ortaya çıktığını ve davacı karşı davalının açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin tespit dosyasındaki rapor ile çelişen yargılama sırasında aldırılan rapora istinaden hüküm tesis ettiğini, her iki raporu da kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sözleşmeye göre işin teslim tarihinin 30/05/2013 olmasına karşın keşif tarihinin 14/04/2017 tarihi olduğunu, keşif tarihi itibariyle yani aradan geçen 4 yıl boyunca iddia olunan ayıplı, kusurlu ve hatalı imalatların hala mevcut olmasına imkan olmadığını ve taraflarınca ve otel tarafından düzeltilmesi zorunluluğunun doğmuş olacağının dikkate alınması gerektiğini, bu sebeple teslim tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunu ve bu rapora itibar edilerek verilen mahkeme kararını kabul etmediklerini, bu rapora istinaden düzenlenen 2.rapor içeriğini de kabul etmediklerini, müvekkili tarafından işin kesin kabulünün yapılmadığını, davacının sözleşme konusu işi tam ve sağlam ifa etmediğinin değişik iş dosyası ile tespit edildiğini, davacı tarafça sunulan faturaların borç doğurucu olması için yapılan işin sözleşmeye uygun şartlarda müvekkiline tesliminin yapılmış olması gerektiğini, bu kapsamda 15/10/2013 tarihli 30.000,00 TL bedelli davacı karşı davalı kayıtlarında yer almayan fatura ile ticari kayıtlarına göre davacı karşı davalıya 12.180,00 TL borcun bulunduğuna dair kayıtların davacı karşı davalı tarafından yapılan işin kesin kabulünün sunulmaması kapsamında hukuken eksik ve hatalı işlerin varlığının ispatı olduğunu,
Tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile asıl dava bakımından davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine ilişkin olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için davalı karşı davacı hakkında yapılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine, karşı dava ise bu sözleşme kapsamında yapılan işlerde eksiklikler ve ayıplar bulunduğu iddiasıyla açılan alacak istemine ilişkindir.
Davacı karşı davalı alt yüklenici, davalı karşı davacı ise yüklenicidir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin konusu, davalı karşı davacının yapımını üstlendiği … ilindeki …. bir kısım mobilya işlerinin davacı taşeron tarafından imalatıdır.
Davacı taşeron, sözleşme kapsamında edimini tamamlayarak usulüne uygun bir şekilde davalı yükleniciye teslim ettiğini, yapılan iş karşılığı düzenlenen faturaları davalı yükleniciye tebliğ ettiğini, bu faturalara süresi içinde itiraz edilmediğini ve faturaların davalı defterlerine kaydedildiğini, vergi dairesine de bildiriminin yapıldığını, ödenmeyen 47.490,00 TL’lik alacakları için davalı hakkında icra takibine giriştiklerini ancak davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici ise cevabında, yapılan işin eksik ve ayıplı olarak teslim edildiğini, bu amaçla 30.000,00 TL’lik faturanın davacı taşerona iade edildiğini, ayıp ve eksiklikler konusunda tespit yaptırdıklarını, tespit bilirkişi raporları ile de ayıplı ve eksik imalatın tespit edilmiş olduğunu ve bu sebeple davacının bakiye iş bedeli alacağına hak kazanmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ancak teslim edilen işteki ayıp ve eksiklikler sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek bu zararlar karşılığı şimdilik 1.000,00 TL’lik alacağın davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yine talimat yoluyla sözleşme kapsamında yapılan imalatların tespiti için uzman teknik bilirkişi marifetiyle keşif yaptırılmış ve alınan teknik bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi raporlarına göre davacı taşeronun sözleşme kapsamındaki işin tamamını yerine getirdiği, yapılan işin toplam tutarının 462.951,18 TL olduğu, yapılan kusurlu iş bedeli tutarının ise 2.229,89 TL olduğu, buna göre davacının talep edebileceği alacak tutarının KDV hariç 460.654,97 TL olduğu, davalı tarafın bu rapora yaptığı itirazların yerinde olmadığı, davalı karşı davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından düzenlenen ve davalı defterlerine kayıtlı olan faturaların 520.000,00 TL olduğu, yapılan ödemelerin ise 490.000,00 TL olduğu, 30.000,00 TL’lik faturanın iade edildiği, bakiye borç tutarının 12.180,00 TL olduğu, davacı ticari defterlerine göre ise davacı defterinde kayıtlı olan faturalara göre davalıdan 537.490,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağa yönelik olarak davalı-karşı davacı tarafından 490.000,00 TL ödeme yapıldığı ve buna göre davacının 47.490,00 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, her iki tarafın ticari defterlerinin de delil olma özelliğinin bulunduğu, keşif sonrası aldırılan teknik bilirkişi raporuna göre nefaset farkı gerektiren kusurlu iş tutarının mahsubu sonrasında dahi davacı karşı davalı yüklenicinin yaptığı iş nedeniyle kendi defterlerine göre 537.490,00 TL tutarında faturadan kaynaklı alacağın mevcut olduğu, davalı karşı davacının 490.000,00 TL haricinde ödeme yaptığını kanıtlayamadığı ve buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 47.490,00 TL alacaklı bulunduğu kabul edilerek asıl davanın kısmen kabulüne, 47.490,00 TL’lik asıl alacak yönünden takibin devamına, takip öncesi işlemiş faiz isteminin reddine, alacak likit olmadığından inkar tazminatı isteminin reddine, karşı davanın ise aynı gerekçelerle reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece usulüne uygun olarak tutulduğundan her iki taraf yararına da delil olma özelliği taşıdığı anlaşılan ticari defter kayıtlarına göre davacı karşı davalı taşeronun kendi defter kayıtlarına göre, davalı karşı davacı yükleniciden 47.490,00 TL alacaklı olduğunun, davalı karşı davacının ticari defter kayıtlarına göre ise davacı taşeronun KDV dahil davalı yükleniciden 532.180,00 TL alacaklı olduğunun, davacı defterlerinde kayıtlı olan 5.310,00 TL tutarındaki 1 adet faturanın davalı karşı davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasına, buna göre davalı karşı davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre davacı karşı davalıya 42.180,00 TL alacaklı olduğunun anlaşılmasına rağmen mahkemenin davacı ticari defter kayıtlarına itibar ederek 47.490,00 TL’lik asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davalı karşı davacı yüklenicinin defterlerinde kayıtlı olmayan 5.310,00 TL’lik fatura yönünden alacağın olup olmadığının mahallinde yapılan tespit ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile tespit edilebileceğinde, davalı-karşı davacı tarafından yaptırılan tespit sonucu aldırılan tespit bilirkişi raporu ile mahkemece yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin gerekirse yeni bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle giderildikten sonra buna göre davacı taşeronon 5.310,00 TL’lik fatura alacağına hak kazanıp kazanmadığının tespiti ile asıl ve karşı davanın karara bağlanması gerekirken yukarıda anlatıldığı şekilde karar verilmiş olması dairemizce doğru görülmemiştir.
Yine her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı bulunan faturalara göre davacının talep edebileceği alacak yönünden davacı karşı davalı taşeronun, davalı-karşı davacı yükleniciye göndermiş olduğu noter ihtarnamesinin davalı karşı davacıya tebliğine ilişkin belgelerin davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin ekinde dosyaya ibraz edildiğinin anlaşılmasına rağmen mahkemece temerrüt ihtarnamesinin davalı karşı davacıya tebliğine ilişkin belgelerin bulunmadığının kabulü ile davacı karşı davalının, takip öncesi işlemiş faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar verilmiş olması da dairemizce yasaya ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere aykırı görülmüştür.
Davacı karşı davalı vekilinin inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise; davalı karşı davacı ticari defterlerine kayıtlı ve vergi dairesine bildirildiği anlaşılan faturalar yönünden davacı karşı davalı taşeronun talep edebileceği alacağın likit olmasına rağmen davacı karşı davalının inkar tazminatı isteminin tümüyle reddine karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece eksik incelemeye ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması sebebiyle davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin olarak yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE,
2 – Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarihli….Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun olarak yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin yeni bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – İstinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf peşin karar harcının ve davalı-karşı davacı tarafından yatırılan toplam 855,41 TL istinaf peşin karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine,
5 – Davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile davalı-karşı davacı tarafından asıl ve karşı dava için ayrı ayrı olmak üzere yatırılan toplam 242,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
….