Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/703 E. 2021/704 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından müteahhitliği yapılan Trabzon … Sitesi daire kapıları ve sözleşmede belirtilen mobilyaların üretim, nakliye ve montajına ilişkin olarak müvekkili ile davalı arasında imzalanan taşeron sözleşmesi uyarınca sitedeki dairelerin iç kapılarının davalı şirket tarafından imalat ve montajının yapıldığını, bedelinin de müvekkili şirket tarafından davalı şirkete eksiksiz olarak ödendiğini, davalı tarafından imal edilen ve montajı yapılan kapıların bir müddet sonra bozulmaya başlayarak kapı kaplamalarının söküldüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, daha önce de 19 adet kapının kullanılamaz hale geldiğini, Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.Iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, bozulmaların nedeninin imalat hatasından kaynaklandığının tespit edildiği, ayıbın ihbarı mahiyetinde bilirkişi raporlarının davalı şirkete tebliğ edildiğini, yapılan tespitten sonra sitedeki diğer dairelerde toplam 109 kapının aynı şekilde bozulduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini, site sakinlerinin sürekli şikayette bulunması nedeniyle müşterilerin mağduriyet yaşamaması için müvekkili şirket tarafından 109 adet hasarlı kapının …. isimli mobilya atölyesinde kaplanarak onarıldığını, bu onarım bedelinin 07/11/2017 ve 07/09/2017 tarihli faturalar karşılığında toplam 23.150,00 TL ödeme yapıldığını, onarımı yapılan kapıların resimlerinin tutanakla muhafaza altına alındığını, onarım bedelinin ödenmesi için Of Noterliği’nin 20/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı şirkete keşide edildiğini, davalının Ankara 43. Noterliğinden gönderdiği 20/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talepleri kabul etmediğini , söz konusu ayıpların ilk başta tespit edilemeyecek gizli ayıplar olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin hatalı imalatından kaynaklanan ayıpların giderilmesi amacıyla müvekkili tarafından yapılan 07/09/2011 tarihinde 7.000,02 TL ve 07/11/2017 tarihinde 16.150,03 TL olmak üzere toplam 23.150,05 TL masrafın fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ve yargılama giderleriyle birlikte davalı şirketten tahsiline yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında Trabzon’da bulunan … …..kapsamında mutfak, banyo dolapları, vestiyer, iç kapı, çelik kapı gibi işlerin yapılmasına ilişkin olarak 03/10/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülüklerini sözleşme hükümlerine uygun biçimde yerine getirerek işleri tamamladığını ve davacıya teslim ettiğini, davacı tarafın belirlenen kalite şartlarını taşımadığı, gizli ayıp bulunduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının nama ifa yetkisi olmadığını, müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir ayıplı iş bulunmadığını, davacının eseri kabul ettiğini, müvekkili şirketin ayıp iddiasını inceleme şansı ortadan kaldırıldığını ve savunma hakkının kısıtlandığını, talebin zamanaşımına uğradığını, durumun işçilik hatası olarak gösterilmeye çalışıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda sorunun sebebinin yapışkan malzemenin özelliğini yitirmesi olarak belirlendiğini, belirtilen yapıştırıcının piyasada muadili bulunmayan bir ürün olup davacının seçimi ile projede kullanıldığını, müvekkiline yüklenebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirkete kapıları teslim edebileceği muhafazaya elverişli alan gösterilmediğini, savunarak, davanın reddine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraflar arasındaki 03/10/2012 tarihli sözleşmenin 2. ve 3. maddeleri gereğince davacının yüklenici davalının taşeron olarak tanımlandığı Trabzon … Sitesi daire kapıları ve sözleşmede belirtilen mutfak, banyo dolapları, vestiyer, iç kapı, çelik kapı gibi işlerin yapılmasına ve mobilyaların üretim, nakliye ve montajına ilişkin olarak29.000 adet ürünün 4.700.000 TL ve KDV bedelle davalı şirketçe üstlenildiği, 7. maddesinde montaja başlama tarihinin 30.11.2012, iş montaj bitim tarihinin 30.05.2013 olduğunun belirlendiği sitedeki dairelerin iç kapılarının davalı şirket tarafından imalat ve montajının yapıldığı, 30.07.2015 tarihli kesin kabul tutanağı sonucu davacıya teslim edildiği ve davacı tarafça bedelinin ödendiği, davalı tarafından yapılan kapıların bir müddet sonra bozulduğundan bahisle oda kapılarından 19 adedinin yüzey kapmalarında soyulma olduğu, kapılardan 7-8 adedinin kullanılmayan dairelerdekiler ile değiştirildiği ve otoparkta bekletildiği diğerlerinin ise ayıplı şekilde kullanıldığı dava konusu ayıpların ilk bakışta tespit edilemeyeceği, üretimden kaynaklanan gizli ayıplar olduğu, kapılar üzerindeki renkli membran yüzeyi yapıştırmakta kullanılan yapıştırıcının özelliğini yitirdiği, ancak söz konusu site içerisinde toplamda ve değişik ölçülerde 2650 civarında kapı olduğu ve kapıların ne kadarında söz konusu tutkalın kullanıldığının tespit edilemediği, dava konusu kapıların onarımının mümkün olmadığı kapıların yenisi ile değiştirilmesi gerektiği her bir kapı bakımından 420 TL den 7.980 TL masraf maliyetinin olduğu, Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonrası, 109 kapının da bozulduğunun davacı tarafça ileri sürülerek bu kapılar için yapılan onarım bedellerinin talep edildiği, 10/11/2017 tarihinde onarım fatura vedeli davalı şirkete keşide edilerek tebliğ edilmiştir.
Dosyada mevcut eser sözleşmesinde, ürünlerin garantisine ilişkin bir hüküm olmadığı gibi, ayıplı imalat veya sonradan ortaya çıkacak ayıplarda nasıl hareket edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Eser sözleşmesi TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşmedir. Kanunda yapılan bu tanımdan da anlaşıldığı üzere eser sözleşmesi, esas itibari ile bir iş görme sözleşmesidir . Yapılan sözleşme uyarınca yüklenici, inşaat yapma borcu altına girer, bunun karşılığında iş sahibi kararlaştırılan bedeli yükleniciye öder. Sözleşme tam iki tarafa borç yükleyen ivazlı bir sözleşmedir. Sözleşme her iki tarafın rızası ile kurulur. Yüklenici işi özenle yerine getirmek zorundadır. Yüklenici, yapılan imalatların eksik ve ayıplı olmasından dolayı iş sahibine karşı sorumludur. Şayet eserdeki ayıp sebebiyle yüklenici sorumlu ise bu durumda iş sahibi TBK m. 475 gereğince, 1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme. İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.
Eserin kabulü başlıklı TBK m. 477 uyarınca, Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. 19 adet kapının ayıplı olduğu ve buna ilişkin tespitin Trabzon Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D. İş sayılı dosyasında 06.12.2016 tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği, ….. civarındaki kapıda aynı tutkalın kullanılıp kullanılmadığının tespit edilemediğinin de raporda belirtildiği, bundan sonra 109 adet kapı bakımından ayıplı olduğuna ilişkin tespit yapılmadan ve 07.09.2017 ve 07.11.2017 tarihli onarıma ilişkin faturalar düzenlendiği halde dava tarihi olan 20.12.2017 tarihine kadar ayıp bildiriminde bulunulmadığından davacı tarafça eserin kabul edilmiş sayılacağı” gerekçesi ile teknik bilirkişi raporları da nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin davacı tanıklarını ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda dinlemeden, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, kabul etmesinin doğru olmadığını ayrıca, Yomra Noterliğinin 13/05/2015 tarihli ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduklarını, Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespit ile aynı tutkal ile yapıştırılan kapıların tamamında aynı ayıbın bulunabileceğinin belirlendiğini, bu raporun davalı tarafa tebliğ edildiğini, ayıp ihbarının bu suretle de yapıldığını, davalının sözleşmenin 6.1. maddesine aykırı olarak kullanacağı malzemeler için davacıdan onay almadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici davalı ise taşerondur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir.
Eserdeki ayıplar yönünden ayıp giderim bedelinin ayıbın ortaya çıktığı tarihe ayıpların giderilmesi için gereken makul süre eklenmek suretiyle bulunacak tarihe göre belirlenmesi gerekir. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında uzun süre var ise davanın geç açılmasında yüklenicinin bir kusuru bulunmadığından 6098 sayılı TBK’nın 114/II. maddesi yollamasıyla 52. maddeleri gereğince artan zarardan sorumlu tutulamaz. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile dava tarihi arasındaki maliyet farkına (artan zarara) iş sahibi katlanmak durumundadır. Ayrıca, ayıpların giderim bedelinin mahalli piyasa rayicine göre, mahalli piyasa fiyatlarına KDV ve yüklenici karı dahil olduğundan piyasa rayicine göre belirlenecek miktara KDV ve yüklenici karı eklenmeksizin ayıp giderim bedeli belirlenmelidir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi , ….
Taraflar arasında sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde iş sahibi eser kabul edilmiş sayılır. Ne var ki, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının da mahkemece re’sen gözetilmesi mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı mahkemece re’sen gözetilmeyip, yüklenicinin bu hususu def’i olarak ileri sürmesi gerekir. Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin kararları da bu yöndedir. (05/05/2016 Tarih ve…..K) Eser sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklarda ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususu tanık delili ile de ispat edilebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde eser sahibine tanınan haklardan hangisini kullanabileceği, mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla eser üzerinde yaptıracağı inceleme sonucu ayıbın derecesi belirlenmek suretiyle takdir olunur.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan genel açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde; davacı yüklenici davalı taşeronun yaptığı kapıların ayıplı olduğunu iddia ederek tazminat talep ederken, davalı kapılarda bir ayıp bulunmadığını savunmaktadır. Mahkemece davacının süresi içinde ayıp ihbarı yapmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davalının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde bir savunması yoktur. Mahkemenin re’sen ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını kabul etmesi doğru değildir. Diğer yandan ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususu tanık delili ile de ispat edilebileceğinden davacı tanıkları dinlenmeden bu kanaate ulaşılması da doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, dosya kapsamında bulunmayan 1-Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. İş sayılı dosyası aslı yahut onaylı örneğini temin etmek, 2- Yomra Noterliği’nin 13/05/2015 tarihli ihtarnamesi ve bunun tebligat mazbatası örneğini celbetmek, 3- tarafların bildirdikleri tanıkları ayıp maddi vakıası hususunda dinlemek,4- Bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığa konu kapılarda bulunduğu belirtilen gizli ayıplar sebebiyle davacının TBK 475 maddesinde belirtilen seçimlik haklardan hangisini kullanabileceğini belirlemek, semen tenzili yoluyla uyuşmazlığın çözülebileceği sonucuna varılması halinde üçüncü kişilere yaptırılan ayıplı işlerin bedelinin ayıp giderim bedeli olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek, ayıp giderim bedelini yukarıda bahsedilen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi içtihatları çerçevesinde hesaplamaktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır