Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/701 E. 2021/803 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2019
NUMARASI : …

….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl dava eser sözleşmesine dayalı alacak, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….esas sayılı dosyası eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde birleşen dosya davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Asıl davada davacılar vekili; taraflar arasında 20/03/2013 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, davalının üstlendiği işi süresinde ve gereği gibi sonuçlandıramayacağı anlaşıldığından ve davalı tarafa yapılan uyarılar netice vermediğinden sözleşmenin 07/10/2013 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, davalının sözleşme konusu işi yapamadığı gibi müvekkili firmanın işçi alacaklarını ve … primlerini ödemek zorunda kaldığını, bu alacak kaleminden dolayı müvekkili ortaklığın davalılardan 464.791,56 TL alacaklı olduğunu, sözleşme gereği işçi alacaklarından ve sigorta primlerinin ödenmesinden davalının birinci derece sorumlu olduğunu, ayrıca davalıya sözleşme konusu işin yapılması için malzemeler teslim edildiğini, bu malzemelerden bir kısmının sözleşme konusu işin yapılmasında kullanılmadığı gibi müvekkili ortaklığa iade de edilmediğini, bu alacak kaleminden dolayı davacı ortaklığın davalılardan toplam 464.791,56 TL alacaklı bulunduğunu, fazlaya ve sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkili ortaklığın uğramış olduğu diğer zararların tazminine ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, malzeme tesliminden kaynaklı alacak kalemi dışındaki alacak kalemleri olan 935.288,87 TL’ nin ödeme tarihlerinden itibaren, malzeme tesliminden kaynaklanan 464.791,56 TL alacağın ise, teslim tarihlerinden itibaren toplam 1.400.080,43 TL nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl dosyada davalı … … vekili; davacının … prim ödemesiyle işçi alacakları ödemelerini sanki kendi malvarlığından yapılmış gibi izah ettiğini, ancak davacının 30/09/2013 tarihinde yapıtığı ve bedelini müvekkiline ödemediği ve miktar yönünden müvekkili şirketin kabul etmediği hak edişe göre 1.510.594,37 TL alacağı bulunduğunu, fesih tarihinin ise 07/10/2013 olduğunu, henüz buna ilişkin 7 günlük hak edişin de yapılmadığını, davacının hazırladığı hak edişten 752.364,00 TL işçi alacakları ile 178.013,41 TL diğer kesintiler adı altında hak edişten düştüğünü, diğer kesintilerin … prim ödemeleri olduğunun tahmin edildiğini, hak ediş bedellerinin müvekkillerine ödenmeyip müvekkil şirket adına işçilere ve … ya yapıldığını, davacının malzeme alacağı talebinin de gerçek olmadığını, müvekkili şirketin terk ettiği ve davacıya bıraktığı şantiye sahasında yapılmış olan bir sayımı da kabul etmediklerini, bütün bunların yanında davacının 30/09/2013 tarihli hak edişte açıklaması olmayan iki kalem daha alacağın düşümü yapıldığını, zayiat kesintisi adı altında 500.001,34 TL malzeme kesintisi adı altında 47.037,11 TL bedelin hak edişten düşdüğünü, yine onaylanmamış sair kesintiler yaparak müvekkilini 207.371,60 TL borçlu çıkardığını, bu hak edişte 30/09/2013 tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin ve 30/09/2013 tarihinden 07/10/2013 tarihine kadar yapılan işlerin bedelinin doğru hesaplanmadığını, müvekkilinin hali hazırda alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı bir savunmada bulunmamıştır.
BİRLEŞEN ANK. 10. ASLİYE TİC. MAH….ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA ;

İDDİA : Davacı vekili; … … adi ortaklığının doğmuş ve doğacak alacaklarının 21/02/2014 tarihinde temlik alındığını, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshedildiğini, davalıların kusur ve ihmali neticesinde işe geç başlama nedeniyle müvekkili şirkete 88 günlük iş kaybının ödenmek zorunda olduğunu, işe başlama talep edilmesine rağmen iş yerinin geç teslimi nedeniyle 88 günlük işçi maaşlarının davalılardan tahsilinin talep edildiğini, davalının yapmış olduğu hak edişe göre 1.510,597,37 TL alacaklı bulunduğunu, alınan bedelden … prim ödemesi, işçi ödemesi, stopaj, KDV vs. düşüldükten sonra kalan bakiye iş bedelinin de ödenmediğini, davalıların hak edişten … ve işçi ödemelerini düştüğü halde mükerrer olarak tahsili için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava ikame ettiklerini, hak ediş bedelinden düşülen kalemlerin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, buna rağmen davacının bu hakedişe göre dahi 235.218,82 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu işlerin bir kısmının hak edişe hiç dahil edilmediğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu işlerden pasa ve tünellerin orta kısım delme bedellerinin eksik kaldığını, eksik fesih sonrası müvekkili şirketin vermiş olduğu 1.500.000,00 TL bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, sözleşmenin feshinin hiçbir haklı nedeni bulunmadığını, temlik eden firma tarafından yükümlü olunan anlaşma gereğince işin yapılabilmesi için gerekli donanım, ekipman ve malzemeler satın alındığını ve şantiye kurulduğunu, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle de yapılan bu masraflardan dolayı da zarar oluştuğunu, netice itibariyle davalıların hesap ettiği fakat ödenmeyen iş bedeli olan 235.218,82 TL müvekkili şirketin yapmış olduğu ancak hesap edilmemiş fazla işler nedeniyle 276.458,36 TL, 88 günlük iş kaybı işçi ödemeleri nedeniyle 105.946,00 TL, paraya çevrilen teminat mektubunun paraya çevrilmesinden kaynaklı zarar için 2.300.000,00 TL ve malzemelerin değer kaybından doğan zararlar ise 1.849.694,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL alacak ile 450.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dosyaya sunduğu 28/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, davalılardan 204.034,70 TL alacağın ve 450.000,00 TL tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili; davacı tarafın iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin dahil olduğu ortaklık ile temlik eden arasında imzalanmış olan sözleşmede temlik yasağı bulunduğunu, temlik eden adi ortaklık olup tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklarından bağımsız işlem yapma yetkisinin yani taraf sıfatı bulunmadığını, temlik işleminin muvazaa nedeniyle geçerli bulunmadığını, bu nedenle de davacının taraf sıfatının olmadığını, davacının taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, temlik eden ile müvekkilleri arasında sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, alt yüklenicinin işin ifasında ve vermiş olduğu iş programının uygulanmasında ciddi gecikme içinde olduğunu, yer teslimi konusunda müvekkilerinin herhangi bir gecikmesi yada kusuru bulunmadığını, davacı tarafa hak edip de ödenmemiş olan herhangi bir alacağı bulunmadığını, son hak ediş ve fesih ile davacı yanın iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, pasa ve tünel kazma bedelleri isteminin haksız ve sözleşmeye aykırı olduğunu, ihtilaf konusu şantiyelerde yeni işe başlanılmış olmasının işin süre opsiyonunun olduğunu göstermeyeceğini, davacı tarafın teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarar kalemi ve dosyaya sunulan dayanak belgelerin samimiyetten uzak, doğru olmayan gerek müvekkillerini gerekse de mahkemeyi kendince aldatmaya yönelik belgeler olduğunu, kaldı ki teminat mektubunun nakde çevrilmesinde haklı nedene dayandığını, davacının ekipman ve malzemeye ilişkin zarar talebinin gerçekliği ve hukuki sebebi bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Asıl davada davacılar yüklenici, davalı alt yüklenici, birleşen davada ise davacı alt yüklenicinin temlik alacaklısı davalı yüklenicidir. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı … … adi ortaklığı 20/03/2013 tarihli sözleşme ile davalıların yüklenimindeki Ankara-Sivas Demiryolu Projesi Yerköy-Yozgat-Sivas arası altyapı ihmal inşaatı kapsamındaki tünel 273(T-5) tünel 430 (T-9) tünel 434 tünelleri kazı desteklemesi ve son kaplaması işlerinin kısmi malzemeli olarak brim fiyatla yapımını alt yüklenici olarak üstlenmiştir. Sözleşme davacı tarafından 07/20/2013 tarihinde fesh edilmiştir. Sözleşmenin 23.4 maddesine göre alt yüklenici işçilerin ücretlerini zamanında ödemediği takdirde yüklenici alt yüklenici işçilerin ücretlerini ödeyecek ve tutarını da alt yüklenicinin hak edişinden kesecektir. Somut olayda davacının 752.367,00 TL işçi ücretini toplam 182.921,87 TL tutarında davalı prim borcunu davalı adına ödediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar taraflar arasında usulüne uygun hesap kesimi yapılmamışsa da davacının davadaki alacak talebini dayandırdığı taslak fesih hak edişinde bu bedellerin kesildiği görülmüştür. Bu durumda davacının işçi ücretlerinin ödenmesinden kaynaklanan herhangi bir alacağının kalmadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde de tespit olunduğundan alınan bilirkişi raporunun aksine davalı adına yapılan ödemeler yapılan hak edişten kesildiğinden bu kalem alacak yönünden asıl davada talep yerinde görülmemiştir.
Davacı dava dilekçesinde ayrıca dava konusu işin yapımına yönelik bir kısım malzemelerin davalı alt yükleniciye teslim edildiği, bir kısmının imalatta kullanıldığı, bir kısmının ise kullanılmadığı, kullanılmayan ve davacıya iadesi gereken malzemelerin bedelleri toplamının KDV dahil 464.797,56 TL olduğunu beyan etmiştir. … Sulh Hukuk Mahkemesinin….D.iş dosyasıyla yaptırılan tespit ve düzenlenen bilirkişi raporunda iş yerinde bulunan malzemeler tespit edilmiş olup, parasal değerlendirme sonucunda malzemelerin bedeli KDV hariç tutarı 633.260,88 TL olarak hesaplanmıştır. Raporda yer alan malzemelerin davacının dosyaya sunduğu ve bedelini talep ettiği imzasız ve onaysız belgede belirtilen malzemeler ile örtüştüğü(püskürtme betonu hariç) gibi sunulan zayiat içmalindeki imalata giren miktarların teyidi açısından hak ediş miktarları ile birim fiyat analizlerine göre yapılan hesapların dosyaya sunulması halinde belirlenebileceği gibi şantiye şartlarında analizlerde öngörülen zayiat oranlarının üzerinde malzeme zayiatı olabileceği anılan bilirkişi raporunda ifade edilmiş olup alt yüklenici sözleşmesinde kabul edilebilecek zayiat oranlarına ve bu oranların aşılması durumunda bedelinin alt yükleniciden tahsil edileceği yönünde hüküm bulunmadığından, püskürtme betonuna ilişkin herhangi bir belge sunulamadığı gibi zayiat içmalinde belirtilen 4800,80 m3 püskürtme betonunun miktarına ilişkin de herhangi bir belge bulunmadığından bu kalemlere ilişkin istem de yerinde görülmemiş, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden öncelikle davacının aktif husumet ehliyetinin değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda alt yüklenici … … adi ortaklığı 20/03/2013 tarihli sözleşme dolayısıyla yüklenici … … İş adi ortaklığından her türlü tazminat ve alacak ile dava ve talep haklarını 21/02/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile davacı … Limited Şirketine temlik etmiştir. Sözleşmenin 27/b maddesinde alt yüklenicinin tahakkuk etmiş veya edeceği herhangi bir alacağını üçüncü şahıslara temlik edemeyeceğine ilişkin hüküm mevcut ise de sözleşmenin feshinden sonra alacağın temlik edildiği, ayrıca dosyaya sunulan imza sirküsünden temlik sözleşmesini adi ortaklık adına borç ve taahhüt altına sokmaya yetkilendirilmiş … … iş ortaklığı yetkili temsilcisi tarafından temlik sözleşmesi tanzim edildiğinden birleşen dosyada davacının aktif husumetine ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı hususu da taraf talepleri çerçevesinde irdelenmesi gerekir. Alt yüklenicinin dosya içeriğinden iş programına uygun hızda imalat yapmadığı, tarafların şantiye şefleri tarafından düzenlenen tutanakta da işin iş programına uygun ilerlemediği, makine yetersizliği nedeniyle alt yarı ve üst yarı kazılarına aynı anda devam edilemediği, davacının imzalamış olduğu sözleşme gereğince yapımını üstlendiği işi 21/09/2014 tarihine kadar bitirmekle yükümlü olup, asıl iş sahibi idare tarafından işteki gecikme nedeniyle davalılara ihtarname çekilmemiş olmasının, sözleşmenin feshedilmesinden bu yana yeniden ihale edilmemesinin davalıların yükümlülüğünün yerine getirilmesine engel teşkil etmeyeceği, diğer taraftan alt yüklenicinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak işçi ücretlerini ve … ya olan prim borçlarını ödemekte temerrüde düştüğü ve bu borçların davalı yüklenici tarafından ödendiği anlaşıldığından davacı yüklenicinin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin 11. ve 13. maddelerinde sözleşmenin fesh edilmesi halinde teminatların tümümün irat kaydedileceği, borca ve tazminata mahsup edilmeyeceği hükme bağlandığından yüklenici tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedilmiş olması karşısında kesin teminatın da haklı olarak nakde çevrildiği değerlendirilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesi alınan rapordada varılan sonuç gereği gerek sözleşme eki teklif birim fiyatlar gerekse davalı … verenin idareyle yaptığı sözleşmede yer alan paçal birim fiyatlar tünel içi kazılarının tamamını kapsadığından davacının pasa ve tünellerin delme bedeline ilişkin fazla iş alacak talebinde haklı olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir. Yine davacının ekipman ve malzeme zararının doğup doğmadığı hususu ayrıca değerlendirilmiş, öncelikle alt yüklenicinin yapımını üstlendiği işte kullanacağı her türlü alet edavat ve ekipmanı iş yerinde bulundurmak zorunda olduğu, malzeme listesinde yer alan malzemelerin çoğunun davacı alt yüklenicinin demirbaşında olan ve sektörde faaliyet gösteren bir yüklenicinin demirbaşında bulunabilecek ekipman ve malzeme olduğu, sözleşme konusu işe özgü edinilmiş, satın alınmış malzemeler olmadığı, kaldı ki bu iş için alınmış ekipman bile olsa bu kapsamda zarar talebinde bulunabilmesi için sözleşmenin haksız feshedilmesi gerektiğinden davacının bu kalem talebinde de haklılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Dosyaya kazandırılan 30/09/2013 tarihli taslak fesih hak edişi davalı asıl dava dosyasında davacı işverenin kabulünde olup, asıl davada davalı birleşen davada davacı alt yüklenici de bu tutarı dava dilekçesi ekinde alacak talebine esas hesaplamada imalat tutarı olarak kabul etmiş, buna göre alacak hesabı yönünden detaylı gerekçeli ve hükme esas alınabilir alınan bilirkişi raporunda 30/09/2013 tarihi itibariyle birleşen dosyada davacı alacağı 170.233,43 TL olarak belirlenmiş olup, dava dilekçesindeki talep doğrultusunda dava ıslah edildiğinden bu miktar alacağın birleşen dava dosyasında davalılardan tahsiliyle temlik alan davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Birleştirilen dosya davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava konusu olayda ana yüklenicinin davalılar olduğunu, temlik veren şirketlerin alt yüklenici olduğunu, ana yüklenicinin emir ve talimatlarına uymakla yükümlü bulunduklarını, tacir olma sorumluluğunun önce davalı şirkete sonra alt yüklenicilere ait olduğunu, davalının bilmediği veya bildiği halde söylemediği bir hususun alt yükleniciler tarafından bilinmesinin beklenmesi mümkün olmadığını, göçük olayının varlığı ek raporda kabul edildiğinden, destekleme sisteminin … tarafından değiştirilmesinin başlı başına alt yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, göçük eyleminin sebep ve sonuçlarında objektif olunmadığı gibi, hukuki niteliğinin doğru tespit edilmediğini, alt yüklenici/davalıların idare ve temlik edenlerin emir ve talimatlarına göre kazı yaptığının tespit edilmesine rağmen kusurlu kabul edilmelerinin yanlış olduğunu, işin süresine dair hesapların eksik yapıldığını, davalı yanın malvarlığında hiçbir şeklide eksilme olmadığını, bilakis temlik eden alt yüklenicilerin 1.500.000-TL. bedelli teminat mektubunu paraya çevirerek haksız olarak malvarlığında artış sağladığını, T-5 …. inşaatında alt yüklenicinin sürenin önünde çalışmasını devam ettirdiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve birleştirilen dava yönünden 1.500.000,00 TL. bedelli teminat mektubu haksız ve hukuka aykırı olarak paraya çevrildiğinden talep ile talep ile sınırlı olmak üzere 450.000,00 TL tazminata hükmedilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, eser sözleşmesine dayalı alacak, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası eser sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hüküm, birleşen dosya davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın birleşen dosya davacısından tahsili ile hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından birleşen dosya davalıları yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır