Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/689 E. 2021/663 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2019
NUMARASI ….
.
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVANIN DEĞERİ : 19.588,00 TL
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın yerinde görülmemesi nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf değerlendirmesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 02/02/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacının dava dışı …’nin Aralık 2015’ten itibaren ticari ilişki içinde olduğunu, taraflar arasında güvene dayalı alım satım ilişkisinin bulunması nedeniyle bu kez de davalıya ait iş yerinde davacı şirket tarafından duvar kağıdı uygulaması yapıldığını, duvar kağıdı ve özel imalat karşılığı olan 19.588,00 TL’nin ödenmediğini, Ankara 26. Noterliği’nin 20/12/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarnameyi davalıya keşide ettiklerini ve davalıya tebliğ edilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 15.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 29/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 09/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı şirketin bir dönem davacı şirket sahibinin bir başka şirketi olan dava dışı …. ile ticari ilişki içerisinde olduğunu ancak dava dışı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ticari ilişkinin askıya alındığını, taraflar arasında başkaca dava ve soruşturma dosyalarının bulunduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarih…. Karar numaralı kararında özetle; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde bahsedilen ve dilekçe ekinde sunulan Ankara 26. Noterliği … yevmiye sayılı ve 20 Aralık 2017 tarihli ihtarnamesinin keşidecisinin dava dışı …., muhatabının davalı … olduğu ve içeriğinde ”…. adresindeki …. uygulanan duvar kağıdı bedeli olarak 19.558,00 TL (…) müvekkilim şirkete ödenmesi (…)” şeklinde ifadelerin yer aldığı ve söz konusu ihtarnamenin davalıya 21 Aralık 2017’de tebliğ edildiği görülmüştür.
Tarafların ticari kayıt ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde bilirkişi raporunda özetle: ”Davaya konu faturanın davacı şirket yevmiye defterine 10/10/2017 tarih ve…nolu yevmiye maddesinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmeyerek Üsküdar 9. Noterliği 30 Kasım 2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ekinde davacı şirkete geri gönderildiği, davalı şirkete ait ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, ticari defterlerde takibe konu fatura kaydının bulunmadığı gibi, taraflar arasında ticari ilişkiyi gösterir herhangi bir kayda da rastlanılmadığı, davacı şirket tarafından fatura muhteviyatı hizmetin verildiği kanıtlandığı taktirde davacı şirket alacağının 19.588,00 TL olacağı” yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir yazılı yahut zımni herhangi bir sözleşme sunamayan davacı yan, ticari ilişkinin ve işin yapıldığının ispatı yönünde tanık deliline dayanmışsa da, dava değeri itibariyle tanık dinletilmesinin mümkün görülmemesi ve dahi davalı yanın davacının tanık dinletmesine muvafakat etmemesi karşısında davacının tanık dinletme talebi mahkememizce kabul görmemiştir. Davalı yanın taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını beyan etmesi ve dava konusu faturaya itiraz etmesi karşısında, ispat külfetinin taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu iddia eden davacı şirket üzerinde olduğu açıktır.
Zira 6102 s. TTK 23. Maddesinden anlaşılacağı üzere fatura, bir sözleşmenin ifasına ilişkin bilgileri içerdiğinden tacirler arasında sadece ifaya yönelik bir ispat aracı olup, sözleşmenin yerine getirilmesi safhası ile ilgili ticari bir belgedir. Bu bakımdan fatura akdin şartlarını tespit eden değil, tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarla tevsik eden bir belgedir. Faturanın geçerliliği hususu, faturanın muhatabından talep edilip edilemeyeceği ve muhatabın kabulünde olup olmadığı ile ilgilidir. Bu bağlamda davalı şirket tarafından faturanın ve ticari ilişkinin kabul edilmemesi karşısında, fatura münderecatının doğru olduğunu ispat külfetinin faturayı düzenleyen davacı şirkete ait olduğu şüphesizdir. Ancak tarafların ticari kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde taraflar arasında zımni bir sözleşme yahut ticari ilişki bulunduğuna dair davalı şirkete ait defterlerde herhangi bir kayda rastlanmadığı tespit edilmiş, davacı tarafından taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme, yahut ticari ilişkiyi ispata yarar herhangi bir kayıt, bilgi ve belge sunulamamıştır. Davacının dilekçesinde atıfta bulunduğu ve dava dilekçesi ekinde sunulu ihtarnamenin incelenmesinde dahi ihtarnamenin davacı şirketle ilgisi olmadığı, dava dışı şirket tarafından keşide edildiği ve davalı şirkete gönderilen söz konusu ihtarname içeriğinde işbu davaya konu edilen fatura bedelinin dava dışı şirkete ödenmesinin istendiği anlaşılmıştır. Bu haliyle davacının sunmuş olduğu ihtarname içeriğindeki hususların davacı aleyhine, davaya konu taraflar arasındaki ilişkiyi ispattan uzak olduğu anlaşılmıştır. Yine davacının sunmuş olduğu resimler de davacı iddialarını ispatlayamamıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin ….. sayılı ve 05/06/2012 tarihli ilamında yer alan ”(…) Davada, faturaya dayalı alacakla ilgili yapılan icra takibine haksız itirazın iptali istenilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesinde göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Tek başına fatura, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli delil değildir. Davacı, faturada belirtilen malları davalıya sattığını ve bu malların teslimini yaptığını usulüne uygun olarak ispat etmelidir. Fatura incelendiğinde, malların davalıya teslimine ilişkin davalının imzasına rastlanılamamıştır. (…) Davacı iddiasını yazılı belge ile ispat edemediğinden (…) ” şeklindeki tespitler uyarınca da, somut olayda ispat külfeti üzerinde bulunan davacının iddialarını ve davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 01/05/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi kurulunun raporunda dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, bu kapsamda fatura içeriğinin doğrulandığı ve müvekkili şirketin davalı şirketten bu fatura uyarınca 19.588,00 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, müvekkili tarafından yapılan işlerin davalı iş yerinde olup olmadığının mahkemece gerekirse mahallinde keşif yapılarak tespit edilmesi gerekirken keşif taleplerinin reddedildiğini, bu konuda eksik tahkikatla hüküm kurulduğunu, yine tanık dinletme taleplerinin reddine karar verildiğini, bu kararın da hatalı olduğunu, tanıkların dinlenerek ve mahallinde keşif icra edilerek somut uyuşmazlığın tespiti gerekirken bu taleplerinin kabul edilmeyerek davalarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunduğu bir yanıt dilekçesi bulunmamaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirkete ait iş yerinde duvar kağıdı uygulaması yapıldığı iddiasıyla iş bedeli olan 19.588,00 TL alacağın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davalı, davacı ile aralarında düzenlendiği iddia olunan sözleşme ilişkisini inkar ederek taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığını, davacı şirketin ortağının bir başka şirketi olan dava dışı …. İle aralarında bulunan ticari ilişkinin de sona erdirildiğini, davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taraf ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, davaya konu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, yine davalı ticari defterlerinde taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini gösterecek herhangi bir kayıt ve belgenin bulunmadığının anlaşıldığı, davacı tarafça sunulan ihtarnamede, davalıya ihtarnameyi gönderenin yani keşidecinin dava dışı …., muhatabının ise davalı şirket olduğu ve muhattap şirketin … adresindeki iş yerine yapılan duvar kağıdı uygulaması bedeli olan 19.558,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiği, faturanın tek başına taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, sözleşmenin ifası safhasına ilişkin olduğu, sözleşme ilişkisinin davacı tarafça ispatı gerektiği, dava konusunun değeri itibariyle davalının muvaffakatının olmaması sebebiyle tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığından davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği ve davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini ve alacağını kanıtlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2 – Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3 – İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır