Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2021/804 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 21/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasında, … Projesi inşaatının…makineli … sıva yapılması, plastik duvar boya imalatı, su bazlı yarı mat duvar boyası yapılması, stropiyer, plastik tavan boyası yapılması, 30*30 clibin asma tavan ile alçıpanel asma tavan yapılmasına dair sözleşme imzalandığını, sözleşme ile yüklenici … yüklenilen işlerden tamamlanan imalatlara ait hakedişlerin davalıya ödendiğini, tamamlanmayan yapım işleri için ise gerekli ihtarlar yapılıp sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğini, davalının sözleşme ile üstlendiği yapım işlerinin bir kısmını kış sebebi ile işe ara verilmeden tamamlandığını ve bu kısımlar için tüm hakedişlerin ödemelerinin davacı tarafından yapıldığını, kış şartları sebebi ile işlere ara verilmesinin ardından davacı şirket tarafından süresi 31/12/2013 tarihinde dolan sözleşme gereği üstlenilen işlerin tamamlanması için yükleniciye şifahen birkaç kez bildirim yapıldığını, yapılan uyarılara rağmen çalışmaya başlanılmaması üzerine 04/03/2014 tarihli yazı ile 5 gün içerisinde işe başlanmasının ihtar edildiğini ve verilen süre sonunda karşı yanın eksik bıraktığı imalatları tamamlamak üzere yeni bir ekip çalıştırmaya başlandığını, …’nın Ankara 40. Noterliği aracılığı ile göndermiş olduğu, …. yevmiye numaralı ihtarlı ile “… Sözleşmenin uzatılması veya başkaca bir sözleşme yapılması gerekirken başka bir firma ile çalışması nedeniyle kesin hak edişlerinin yapılarak, alacaklarının ödenmesi…” ihtarında bulunduğunu, davacı tarafından cevaben gönderilen Ankara 41. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile “… Sözleşme gereği üstlenilen yapım işlerinin açıkça belirtildiği ve anılan ihtar ekinde yer alan hak edişlerden anlaşılacağı üzere yapılan imalat karşılıklarının ödenmiş olduğu, bu nedenle …’nın (…) davacı şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığı”nın bildirildiğini, sözleşmenin feshinden hemen sonra davacı şirket tarafından 27/04/2014 tarihinde imalatın durumunun tespit edilip eksik ve hatlı imalatların fotoğraflandığını, söz konusu eksik işlerin davalının namı hesabına bir başka taşerona yaptırıldığını, yüklenici tarafından gerçekleştirilen tavan ve duvar … imalatları hakkında gelen şikayetler neticesinde yapılan inceleme sonucu bir çok dairede tavana uygulanmış … sıva tabakasının yüzeyinden koparak düştüğünün tespit edildiğini, yapılan imalat nedeniyle davalının sözleşme uyarınca sorumluluğu devam etmekte olduğundan; hatalı imalat tamirleri ve eksiklerinin tespiti amacıya Ankara 1. Asliye Ticaret mahkemesi nezdinde tespit davası açıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davalının üstlenmiş olduğu işlerin hatalı olarak yerine getirilmesi nedeniyle uğranılan zararın şimdilik 30.000,00 TL’sinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşme ile belirlenen işlerin imalatının kısmen ve eksik yapıldığını iddia ettiğini, ancak tarafların 10/06/2014 tarihli ibraname ile birbirlerini ibra ettiğini, iki tarafı da bağlayan bu ibraname ile tarafların birbirlerinden geçmişe dönük olarak ve sözleşmeden kaynaklı hiçbir hak ve alacakları kalmadığını, sözleşme çerçevesinde B Blok girişte örnek daire işçiliği yapıldığını ve bunun ardından işçiliğin beğenilerek diğer işlerin imalatına devam edilmesinin söylediğini, davalının malzeme ve işçilik açısından eksik ve hatalı yaptığı imalat söz konusu olmadığını, işçilikten kullanılan malzemeye kadar hepsinin davacının kontrolünde ve yönlendirmesiyle alındığını ve yapıldığını, sıvaları döküldüğü söylenen dairelerle ilgili yapılan kontrollerde 19, 20 ve 21 nolu daireler dışında bir sorun görülmediğini, davacının iddia ettiği ölçüde bir sorun oluşmadığını, davacının sorunu büyüttüğünü, talep ettiği meblağın gerçeği yansıtmadığını, son derece fahiş olduğunu, imalatlarda kullanılan malzemelerin son derece kaliteli olduğunu, teknik sorumluların istediği malzemelerin kullanıldığını, yapılan işçiliğin de son derece kaliteli olup şirket görevlilerince sürekli kontrol edildiğini, teslim anında imalatlarda bir eksiklik de görülmediğini, davacının tüm iddiaları ve taleplerinin gerçek dışı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; tanıklar … ve … …. ortak beyanında; yapılan … işlerinin davacı şirket personel ve ustabaşılarının sürekli denetimi altında yapıldığını, davacı şirket sorumlularının işin daha temiz ve güzel olması için baskıda bulunduklarını, sürekli olarak yapılan işlerin kontrol edildiğini, beğenilmeyen yerlerin tekrar yaptırıldığını, bu sebeple iş hususunda tartışma çıktığını, iş konusunda taviz vermediklerini, çalışmaların senenin son aylarında 11. Ayın 15. günü civarında yapıldığını, havaların soğuk olması nedeni ile … makinesinin öğleden sonra en geç saat 14.00’da kapatıldığını, alçının soğuk nedeni ile donduğunu, o saatten sonra … işi yapılmadığını, şirket yetkililerine en iyi alçının … … olduğu belirterek bu alçının alınmasını söylediklerini, … İnşaat tarafından istenilen alçının kendilerine getirildiğini ve işlerin yapıldığını belirtikleri, taraflar arasındaki sözleşmenin Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamındaki eser sözleşmelerine ilişkin olduğu, eser sözleşmesinin karşılıklı edimleri içeren bir iş görme sözleşmesi olduğu, yüklenicinin ediminin eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı ediminin ise teslim edilen eserin bedelini ödemek olduğu, TBK’nın 475 maddesinde ayıba karşı tekeffül borcundan doğan iş sahibinin hakları düzenlendiği, buna göre eserdeki ayıpların giderilmesini talep etme, ayıplı eserden ötürü ücretten indirim isteme ve eseri kabulden kaçınma hakları bulunduğu, davaya konu olayda eserin davacı iş sahibine teslim edildiği, eser bedeli de davalı yükleniciye ödendiği, yüklenicinin sözleşme kapsamında yapmayı vaadettiği imalatta sonradan ortaya çıkan ayıp ve arızaları gidermek ve ücretsiz olarak onarımı yapmak zorunda olduğu, iş sahibinin davalıya başvurması halinde onarımdan beklenen sonuç gerçekleşmiş ise iş sahibinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğunun sona ereceği, ancak onarım hakkının kullanılması amacına ulaşmamışsa iş sahibinin diğer haklarını kullanma olanağı bulunduğu, mahalinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 14/01/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; “… sıvanın yapıldığı beton üzerinde ve tavandan kopan parça üzerinde yapılan incelemede, betona aderans arttırıcı (yapışkanlığı arttırıcı) sıvı şeklinde olan malzemenin yeterli sürülmemiş olduğu ve/veya aderans malzemesinin düşük kalitede veya miadının geçmiş olduğu ve/veya aderans malzemesi sürüldükten sonra çok bekletildiği ve/veya soğuk hava etkisine bırakılmış olabiliceğinin tespit edildiği, davalı … …. yaptığı … imalatının gizli ayıplı imalat olmasından dolayı, davalının sonradan meydana gelen zararlardan sorumlu olduğu ve meydana gelen zarar toplamının 135.628,32 TL olduğu sonuç ve kanaatinin bildirildiği, somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında 07/10/2013 tarihli eser sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin garanti başlıklı 17.maddesinde; “bu sözleşme kapsamındaki imalatlar kesin kabulden itibaren 2 yıl süre ile malzeme ve işçilik olarak her türlü üretim ve imalat hatalarına ve bunlardan doğabilecek bozukluklara karşı yüklenici’nin garanti kapsamındadır” hükmünün düzenlendiği, bilirkişilerce yapılan incelemede dairelerin tavanındaki sıvaların dökülmesinin davalının hatalı imalatı sonucu oluştuğu ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacı tarafından söz konusu ayıbın davalı tarafa süresinde ihbar edildiği, bu arada davacının sözleşmeyi feshederek işi başka bir firmaya yaptırdığı, davacı tarafça bunun üzerine hatalı imalatların bedelinin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı, tüm dosya kapsamından davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, alınan 16/05/2018 tarihli ve 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporlarının birbiriyle tamamen çeliştiğini, mahkemece; 14/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiğini, ancak neden bu rapora göre, karar verildiğinin gerekçelendirilmediğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, taraflar arasında 10/06/2014 tarihli ibraname düzenlendiğini, bu ibraname gereğince davanın reddedilmesi gerektiğini, malzeme ve işçilik açısından eksik ve hatalı imalatın söz konusu olmadığını, tanık beyanlarının dava konusu sıkıntıların işçilikten ya da malzemeden kaynaklanmadığını ortaya koyduğunu, davacının iddia ettiği ölçüde bir sorun oluşmadığını, talep edilen meblağın gerçeği yansıtmadığını, fahiş olduğundu, 14/01/2019 tarihli raporun yetersiz ve denetime elverişli olmadığını, aynı bilirkişinin daha önceki raporda kesin bir ifade ile zararın don etkisi ile oluştuğunu bildirdiğini, ikinci raporda ise belirsiz ifadeler kullandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun mahallinde keşif yapılması ile düzenlendiği, ortaya çıkan ayıpların gizli ayıp niteliğinde olup, ibra protokolünden sonra ortaya çıktığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.049,30 TListinaf karar harcından peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.536,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 16/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….