Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/630 E. 2021/590 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında/Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVANIN DEĞERİ : 27.376,00 TL
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 19/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin %100 hissedarı olan … … bulunan (… Proje dosyalarının hazırlanması, …’a sunulması ve onayının alınması işlerine ilişkin düzenlenen sözleşme kapsamında, müvekkili şirketin … Projesi’nin … onayının alınması sonrasında sözleme gereği yapılan işlere istinaden 23/08/2016 tarih, … nolu 18.526,00 TL bedelli, 17/10/2016 tarih, …. nolu 8.850,00 TL bedelli faturaları düzenleyerek, borçlu şirkete gönderdiğini, davalı şirketin faturaları tebliğ etmesine rağmen borcunu ödememesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalının haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek, davalının yaptığı bu itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 18/08/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak yetki itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise taraflar arasında mevcut eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafın kendi edimlerini yerine getirmeksizin fatura düzenleyerek, sözleşmeye aykırı hareket ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarih…. Karar numaralı kararında özetle; dava, taraflar arasında mevcut eser sözleşmesi kapsamında davacının icra takibine konu edilen edimi bütünü ile ifa edip etmediği, ve buna bağlı olarak icra takip tarihi itibari ile alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının belirlenmesine ilişkindir.
Davalının yetki itirazı, sözleşmenin ifa yeri (…. onayı gerekmekte olup …’ın adresinin Ankara olması nedeniyle) dikkate alınarak yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı (alacaklı) tarafından davalı (borçlu) aleyhine faturaya dayalı olarak 27.376,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile tahsili amacıyla 15/11/2016 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 21/11/2016 tarihinde borçluya tebliğ olunduğu, 25/11/2016 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce resen atanan teknik bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, sözleşmenin ilgili maddeleri kapsamında yapılan iş ile ilgili … tarafından düzenlenen belgeler de dikkate alınarak, davacının edimini yerine getirdiğinin tespiti yapılarak, davacının sözleşmede kararlaştırılan 25.000,00 TL bedele hak kazandığının tespiti yapılmıştır.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilince davacının edimini tam olarak yerine getirmediği ifade edilerek, yasal faiz talep edilebileceği yönünde itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Her iki yan tacir olup, ticari işlerde avans faizi talep edilebileceği gibi, davacının yüklenici sıfatı ile sözleşme kapsamında edimini bütünü ile ifa ettiği ve bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan ücrete hak kazandığı, dosya içeriği ve özellikle teknik bilirkişi raporu ile anlaşılmış, sözleşme kapsamında davalı tarafça ödeme yapıldığı yönünde beyanda bulunulmadığı da dikkate alınarak, sözleşme kapsamında hak edilen toplam alacak tutarı 27.376,00 TL için davanın kabulü cihetine gidilerek, alacağın likit ve hesaplama olma özelliği dikkate alınarak icra inkar tazminat istemi ise haklı görülmeyerek icra inkar tazminat isteminin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 29/04/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirketin %100 hissedarı olan … A.Ş arasında, “… proje dosyalarının hazırlanması, …’a sunulması ve … onayı alınması” işlerine ilişkin sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin, … Projesinin … onayının alınması sonrasında, sözleşme gereği yapılan işlere istinaden 23.08.2016 tarihli, … sıra numaralı ve 18.526,00 TL bedelli, 17.10.2016 tarihli, … sıra numaralı ve 8.850,00 TL bedelli faturaları düzenleyerek davalı/borçlu şirkete gönderdiğini,
Davalı şirketin söz konusu faturayı tebellüğ etmesine rağmen müvekkili şirkete olan borcunu ödememekte ısrar etmesi ve temerrüde düşmesi üzerine, davalı şirket aleyhine 15.11.2016 tarihinde Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası ile fatura alacaklarına dayalı, 27.376,00 TL tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca itiraz etmesi ve işbu haksız itiraz neticesinde icra takibinin durması sebebiyle müvekkili şirket tarafından itirazın iptali davası açıldığını, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, toplam alacak tutarı 27.376,00 TL için davanın kabulü cihetine gidilerek alacağın likit ve hesaplama olma özelliği dikkate alınarak icra inkar tazminat isteminin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.02.2019 tarih, … K. sayılı kararının açıkça usule, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini,
Dava konusu alacağın likit ve muayyen olduğunu, müvekkili şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, 2004 sayılı İİK md. 67/2 düzenlemesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca alacağın likit ve muayyen olması gerektiğini,
Yargıtay HGK 07.06.2006 tarihli,… K. sayılı kararında; “Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinebilmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde: Yukarıda belirtildiği gibi, davacının fatura konusu asfalt malzemesini davalıya sattığı ve davalının da bunu teslim aldığı, faturaya konu edilen ve icra takibinde tahsili istenilen asıl alacak tutarının gerçeğe uygun olduğu çekişmesizdir. … Faturaya dayalı alacak likit (bilinebilir, belirlenebilir, hesap edilebilir) olduğundan hükmedilen miktar üzerinden İİK.nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddedilmiş olması isabetsizdir.” görüşüne yer verildiğini,
Dava konusu faturalara ilişkin alacakların likit ve muayyen olduğunu, somut uyuşmazlıkta icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için aranan tüm yasal şartların bulunduğunu, dolayısıyla ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davalı/borçluların, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekirken icra inkar tazminatının reddine hükmedilmiş olmasının kanuna ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu,
Dava dilekçesi içeriğinde ibraz etmiş oldukları delil listesinde ve davalı tarafın cevap dilekçesi içeriğinde ibraz etmiş olduğu delil listesinde “taraflara ait ticari defter ve kayıtlar” deliline yer verildiğini, ancak, dosya kapsamında alınmış olan 09.10.2018 tarihli bilirkişi raporunun elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenmiş olduğunu, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığını,
Hem müvekkili şirketin hem de davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ile müvekkili şirketin alacağının likit ve muayyen olduğu hususunun sabit hale geleceğini,
08.11.2018 tarihinde ibraz ettikleri bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile taraflarınca taraflara ait defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle yeni bir bilirkişi raporu alınmasının talep edildiğini, ancak ilk derece mahkemesince bu taleplerinin reddine karar verilmiş olup 09.10.2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiğini, ilk derece mahkemesinin kararının bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu,
Tüm bunların yanında tarafları ve konuları benzer olan bir kısım dava dosyalarında, mali müşavir bilirkişi tarafından, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle hazırlanan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olup icra inkar tazminatı taleplerinin de kabulüne karar verildiğini, işbu kararlar ve kesinleşme şerhlerinin de dilekçe ekinde sunulduğunu,
Tüm bu hususlar dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken alacağın likit ve hesaplama olma özelliği dikkate alınarak icra inkar tazminat isteminin koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş olmasının kanuna ve hukuka açıkça aykırı olduğunu,
Tüm bu nedenlerle; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.02.2019 tarih, … K. sayılı kararının istinaf nedenleri doğrultusunda kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı vekili, 21/05/2019 havale tarihli davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. 21/02/2019 tarihli “davanın kısmen kabulüne” ilişkin kararı davacı tarafça özetle “dava konusu alacağı likit ve muayyen olduğu, davacı şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmadığı, inceleme yapılırsa alacağın likit ve muayyen olacağının sabit olacağı, kesinleşen Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi…E. ve Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemes…E. sayılı dosyalarında icra inkar tazminatı taleplerinin de kabul edildiği” şeklinde istinaf sebeplerini belirterek istinaf yoluna başvurularak kaldırılması yönünde talep eden davacı tarafın mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin hükmünün isabetli olduğunu, davalı vekilinin istinaf gerekçelerinin hiçbirini kabul etmediklerini,
Davacı vekili tarafından talep edilen %20 icra inkar tazminatının kabul edilemeyeceğini, çünkü alacağın likit bir alacak olmadığını, icra inkar tazminatının koşulu alacağın likit bir alacak olması olduğunu, daha önce de belirttikleri üzere, icra takibindeki ödeme emrinden de anlaşılacağı üzere borcun muaccel olup olmadığının belli olmadığını, söz konusu alacağın olup olmadığına dair yargılamanın gerekmesi ve alacağın olup olmadığının yargılama sonucunda belli olacağından icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini,
Davacının fatura kesmiş olmasının alacağının likit olduğunu göstermeyeceğini, davaya cevap dilekçelerinde de belirttikleri üzere davacı tarafın kendi yükümlülüklerini yerine getirmeksizin fatura düzenleyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, davacı tarafın dayanak yaptığı faturaların akdedilen sözleşmenin edimlerinin eksiksiz olarak yerine getirildiğinin ispatı olmadığını, davacı tarafın sözleşmede yapmayı taahhüt ettiği işleri tam olarak yerine getirmediğini, davacının sözleşme gereğince edimini yerine getirip getirmediğinin, proje onaylarını alıp almadığının mahkemece incelenmesi gerektiğini, bu nedenle alacağın likit ve muayyen olmadığını dolayısıyla yerel mahkemenin icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin hükmünün isabetli olduğunu,
Davacının Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. ve Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesi…. E. sayılı dosyalarında icra inkar tazminatı taleplerinin kabul edildiğini ve kararların kesinleştiğini belirttiğini, belirtilen kararlara karşı müvekkillerinin ekonomik durumu yetersiz olduğu için talepleri üzerine istinaf yoluna başvurulamadığını, bu nedenle kararlar hatalı olsa da istinaf yoluna başvurulamadığı için kararların kesinleştiğini düşündüklerini, zaten belirtilen dava dosyalarına dayanak olan icra dosyaları ve faturaların farklı olduğunu, dolayısıyla başka bir dava dosyasının emsal olarak gösterilemeyeceğini,
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı ve dosyaya sundukları tüm dilekçelerle tüm deliller değerlendirildiğinde davacının istinaf talebinin reddedilmesinin gerektiğini,
İİK, HMK, TTK ilgili yasal mevzuat ve Yargıtay/İstinaf kararları, Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi…. K. sayılı dosya (dosyadaki tüm dilekçe ve beyanları), Ankara 2.İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası gereğince ve yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen yapılacak incelemeler neticesinde davacının istinaf gerekçelerine karşı cevaplarının kabulüne, davacı tarafın mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, yargılama yapılması halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen ve konusu …. … proje dosyalarının hazırlanması, …’a sunulması ve … onayı alınması” işlerine ilişkin olan eser sözleşmesi kapsamında iş bedeli karşılığı olarak düzenlenen toplam 27.376,00 TL’lik iki adet faturaya dayalı davalı iş sahibi hakkında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davalı davaya cevabında, sözleşme kapsamındaki edimin usulüne uygun olarak yerine getirilmediğini, bu sebeple iş bedeli karşılığı olarak düzenlediği fatura içeriklerini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece elektrik mühendisi bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında edimini yerine getirdiği ve takibe konu faturalarda belirtilen alacak tutarına hak kazandığı kabul edilerek davanın kabulüne, davalının hakkında yapılan icra takibinin 27.376,00 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip talepnamesindeki koşullar ile devamına ancak takibe konu alacağın likit olmadığı, davacı yüklenicinin fatura tutarı kadar iş bedeli alacağına hak kazanıp kazanmadığının, edimini ifa edip etmediğinin, yapılan yargılama ve elektrik mühendisi bilirkişiden alınan rapor içeriğiyle anlaşılmış olması sebebiyle davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarihli … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2 – Davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması sebebiyle alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL peşin karar ilam ve harç bedelinin mahsubu ile kalan 14,90 TL karar ve ilam harç bedelinin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3 – Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır