Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/615 E. 2021/706 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ


(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.4,6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARŞI DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2021
Dava ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın ve karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 08/04/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili “…” ile Davalı “…” arasında, mal sahibinin maden ruhsat alanı içerisinde …. yer alan … İli … İlçesi, … Köyü civarında belirleyeceği lokasyonlarda istenilen tarihte yüklenici tarafından kırıntılı ve/veya karotlu … işlerinin yapılmasına yönelik olarak 18.03.2013 tarihinden geçerli olmak üzere 26.03.2013 tarihinde 35 sayfalık… numaralı … sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre yüklenicinin tedarik edeceği iki adet karotlu … makinesi ile yapılacak 4500 mt’lik sondajın başlangıç tarihinin 15.04.2013 olacağı, … sayısı ve derinliklerinin mal sahibi tarafından belirleneceği, sözleşmenin belirli süreli ve koşullara göre değişken sabit birim fiyatlı olduğu üzerinde anlaşıldığını, sözleşmenin Kaynak Gereksinimleri ve Planlama başlıklı 7.0 maddesinin (t) bendinde; Makine ve ekipmanların … lokasyonuna girebilmesi için gerekli yolun mal sahibi tarafından sağlanacağı, (u) bendinde bütün yolların yapımı ve bakımı ve … yerlerinin mal sahibi tarafından sağlanacağı, lokasyonlara ve su pompa istasyonuna giden yolların ve yapımı ve bakımının, proje bitimine kadar mal sahibinin sorumluluğunda olduğunun belirtildiğini, Sözleşmenin 18. Maddesinin (d) bendinden sonra gelen (a) bendinde ise (mal sahibinin yer tesliminde gecikmesi veya iş verememesi halinde her bir makine için yükleniciye ödeyeceği) saatlik bekleme ücretinin 130,00 Amerikan doları/saat olduğu, tüm fiyatların KDV hariç olduğu, sözleşme süresince birim fiyatların sabit olduğunun yazıldığını, müvekkili yüklenicinin, davalı mal sahibinin makine ve ekipmanların … lokasyonuna girebilmesi için gerekli yolu yaparak … yerlerinin hazırlanarak yer teslimi yapmasını beklemeye başladığını, davalı … şirketinin ise tüm gayretlerine rağmen işin ifa edileceği … alanlarına yol yapamadığını, … yerlerini hazırlayarak sözleşmenin amir hükümlerine rağmen müvekkili yükleniciye yer teslim edemediğini, bu durumda müvekkilinin 15.04.2013 tarihinden itibaren sözleşmenin 18. maddesinde belirtilen (saatlik) bekleme ücretini almaya hak kazandığını, ancak davalı şirketin ücret ödeme edimini yerine getirmediğini, müvekkili şirket yetkililerinin davalı şirketin yetkilileri ile görüşmeler yaptığını sonuç alınamayınca davalıya 19.10.2015 tarihli ihtarname çektiğini, davalının edimlerini yerine getirmekten sürekli olarak kaçtığını, müvekkili yükleniciyi sürekli oyalayarak maddi kaybına yol açarak hak ediş alacaklarını ödemediğini belirterek, davalı şirketten oluşan Saatlik Bekleme Ücreti alacağı nedeniyle, 6.554.000,00 Amerikan Doları saatlik bekleme ücreti hak edişi ile KDV’nin ödeme tarihindeki … kuru üzerinden TL’ye çevrilerek, şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 24/05/2016 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, … İli … İlçesinde sahip olduğu maden ruhsatları kapsamında söz konusu sahalarda arama faaliyetleri ile … ve diğer gerekli jeoteknik çalışmaları yerine getirme, bu çalışmalar kapsamında ilgili sahalarda üretime elverişli bakır cevheri tespit edilmesi halinde ise bakır madeni üretimine başlamak amacı ile kurulduğunu, … İli … ve … İlçelerinde maden arama faaliyetleri, tek iştigal konusu olan müvekkili şirketin, davacı (karşı davalının) da çok iyi bildiği üzere, yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinelerinin yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, müvekkili şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da, bölge halkı adına … faaliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketlerinin yanı sıra yazılı olarak da müvekkili şirkete ilettiklerini, davacının (karşı davalı), sözleşmenin tamamlanma tarihi olan 31 Aralık 2013 tarihine kadar sözleşme konusu hiçbir işi yerine getirmediğini ve bu hususa ilişkin olarak da müvekkili şirkete hiçbir bildirimde bulunmadığını, davacının (karşı davalı) ilk ihtarında kendisine işe başlamak amacı ile … lokasyonlarının bildirilmesini talep ettiğini, sözleşmede bulunmasına rağmen tekrardan müvekkili şirket tarafından … lokasyonlarının bildirilmesi üzerine ikinci ihtarında bu sefer de bölgede terör faaliyetleri veya işi engelleyen herhangi bir olayın yaşanmadığını dile getirerek … lokasyonlarına ulaşım yollarının sanat ve üst yapılarının olmadığını öne sürdüğünü, davacı-karşı davalının Ankara 25. Noterliği’nin 29 Şubat 2016 tarih ve … yevmiye numaralı son ihtarında ise bu hususların hiçbirine cevap verme gereği duymaksızın kendi hesapladığı şekli ile 6.569.000,00 Amerikan Doları sözde bekleme ücretinin tarafına ödenmesini talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından ise Ankara 38. Noterliği’nin 7 Mart 2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile haksız taleplerinin açıkça reddedildiğini, … işlerinde yerleşik ticari teamülün; iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi halinde, bekleme (stand-by) ücretine hak kazanılması yönünde olup … konusunda tecrübeli jeoloji mühendisi bir bilirkişiden alınacak bir rapor ile de bu hususun açıklığa kavuşacağını, davacının (karşı) davalı ilgili … lokasyonuna bırakın makine, ekipman ve iş gücü ile iştirak etmeyi; inceleme yapmak için dahi gitmediğini, davacının (karşı davalı) 2 adet … makinesi bulunmadığını, davacı (karşı davalı) şirkete ait … makinesinin Ankara sınırlarından dahi çıkarılmadığını, davacının (karşı davalı) sözleşme gereğince işin yapılacağı alanda hiçbir zaman gerekli makine, ekipmanı ve işçileri ile hazır bulunmamış olmasına rağmen bir bekleme ücreti talep etmesinin meşru olmadığını cevaben belirtmiştir.
Diğer yandan davalı vekili cevap dilekçesinin karşı davaya ilişkin bölümünde ise; davacının (karşı davalı) sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi, herhangi bir geçerli sebebe dayanmaksızın yerine getirmeyerek müvekkili şirketin işletmeye geçmesini engellediğini, iş sonucunda edinilecek … sonuçlarına göre ilgili maden ruhsatlarında yatırım yapılıp yapılmayacağının anlaşılamadığını, müvekkili şirketin, ilgili maden ruhsatlarını, arama ruhsatından işletme ruhsatına çeviremeyip arama ruhsatına ilişkin resmi kuramlara harçları yatırmaya devam ettiğini, müvekkil şirketin, sözleşme konusu ruhsatlar için sözleşme tarihinden itibaren, ruhsat hukukunun devam ettirilebilmesi için resmi ve özel kuramlara 575.249,18 TL ödeme yaptığını, söz konusu ödemelerin sebebinin davacı (karşı davalı)nın … faaliyetlerini gerçekleştirememesi olduğunu, müvekkili şirketin davacı (karşı davalı)’nın işe başlaması ve devam ettirmesi için söz konusu dönem boyunca istihdam etmiş olduğu çalışanlara, 1.257.274,56-TL maaş ödemesinde bulunduğunu, söz konusu maaş ödemelerine ilişkin olarak da toplam 260.728,79 TL … primi ödediğini, … sözleşmelerinin niteliği gereğince bir eser sözleşmesi olup eser sözleşmelerinde yüklenicinin işe zamanında başlama ve işi sürdürme borcunun, yüklenicinin asli edim yükümlülükleri arasında yer aldığını, yüklenicinin sözleşmeye aykırı olarak işi bırakması veya ertelemesinin borca aykırılık oluşturduğunu, davacının (karşı davalı), herhangi bir mücbir sebep haline dayanmadığı gibi, tam tersine mücbir sebep hallerini reddettiğini ve sözleşme konusu işle ilgili sözleşme süresince müvekkili şirkete herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, kusuruyla sözleşmeyi ve süresi belirli bir yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve bu itibarla temerrüde düştüğünü belirterek, davacının (karşı davalı) yüklenici olarak yerine getirmediği sözleşmesel ve kanuni yükümlülüklerinden mütevellit olarak şimdilik uğramış oldukları zararın 10.000,00 TL’sinin tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 tarih…. Karar numaralı kararında özetle; asıl davada davacı taraf; davalı ile 26.03.2013 tarihinde aralarında imzalanan …-547 numaralı … sözleşmesinin şartlarının yerine getirildiğini, davalının üstüne düşen sözleşmedeki sorumluluğu yerine getirmediğinden beklemek zorunda kaldığını, yer teslimi yapılmadığını belirterek, 15.04.2013 tarihinden itibaren sözleşmenin 18. maddesinde belirtilen (saatlik) bekleme ücretini almaya hak kazandığını, davalı şirketten oluşan saatlik bekleme ücreti alacağı nedeniyle, 6.554.000,00 Amerikan Doları saatlik bekleme ücreti hak edişi ile KDV’nin şimdilik 10.000,00 TL’sinin tahsilini talep etmektedir.
Davalı taraf ise yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinalarının yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, müvekkili şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da, bölge halkı adına … faaliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketleri yanı sıra yazılı olarak da müvekkili şirkete ilettiklerini, davacının (karşı davalı), sözleşmenin tamamlanma tarihi olan 31 Aralık 2013 tarihine kadar sözleşme konusu hiçbir işi yerine getirmediğini ve bu hususa ilişkin olarak da müvekkili şirkete hiçbir bildirimde bulunmadığını, sözleşmede belirtilen bedelin iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi halinde, bekleme (stand-by) ücretine hak kazanılması yönünde olduğunu, davacının (karşı) davalı ilgili … lokasyonuna bırakın makine, ekipman ve iş gücü ile iştirak etmeyi; inceleme yapmak için dahi gitmediğini, davacının (karşı davalı) 2 adet … makinesi bulunmadığını belirterek bekleme ücreti talep etmesinin mümkün olmadığını ileri sürmektedir.
Karşı davada ise; davacının (karşı davalı) sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi, herhangi bir geçerli sebebe dayanmaksızın yerine getirmeyerek müvekkili şirketin işletmeye geçmesini engellediğini, iş sonucunda edinilecek … sonuçlarına göre ilgili maden ruhsatlarında yatırım yapılıp yapılmayacağının anlaşılamadığını belirterek, davacının (karşı davalı) yüklenici olarak yerine getirmediği sözleşmesel ve kanuni yükümlülüklerinden mütevellit olarak şimdilik uğramış oldukları zararın 10.000,00 TL’sinin tahsilini talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlendiği uyuşmazlık konusu olmayan 29.03.2013 Tarihli … 547 … Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin taraflar arasında 18.03.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, davacı şirketin “Mal Sahibi” olarak, davalı şirketin ise yüklenici olduğu, işin kapsamının mal sahibinin maden ruhsat alanı….içerisinde yer alan … ili … MC901 … Köyü civarında belirleyeceği lokasyonlar da istenilen tarihte yüklenici tarafından kırıntılı ve/veya karotlu … işlerinin bu sözleşmede yer alan koşullara göre yapılması hizmetini kapsadığı, … başlangıç tarihinin 15.04.2013 olduğu, mal sahibinin, maden ruhsat sahasında yapacağı … lokasyon ve bilgilerini yükleniciye işin başlamasından en az 24 saat önce bildireceği, bu çerçevede, devam eden çalışma içerisinde yüklenicinin beklemesine mahal vermeden yükleniciye 24 saat içinde yer teslimi yapılacağı ve yer tesliminde mal sahibi ve yüklenicinin imzalayacağı teslim tutanağı düzenleneceği, sözleşmenin 31.12.2013 tarihine dek geçerli olacağı ve diğer hususların düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda somut olay incelendiğinde;
1-Asıl davada: İşin belirlenen süresi boyunca taraflar arasında herhangi bir işlem ve yazışmanın yer almadığı, sözleşme kapsamında bir çalışma yapıldığına ilişkin bir delil sunulmadığı, kaldı ki davacı tarafın sözleşmenin imzasını müteakip davalının üstlendiği edimleri yerine getirmediğinden bekleme süresi olarak sözleşmenin imzasından ihtar tarihine kadar olan süre için bekleme bedelini talep ettiği, ancak davacının talep süresi boyunca sözleşmenin 19.0 maddesine göre düzenlemiş olduğu bir fatura veya ödeme talebini dosyaya sunmadığı, davalı tarafın ise işin yapılamamasının sebebi olarak yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinalarının yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, müvekkili şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da, bölge halkı adına … faaliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketleri yanı sıra yazılı olarak da davacı şirkete ilettiklerini belirtirken, davacı taraf bunun yerinde olmadığını ve mücbir sebep sayılamayacağını iddia etmiş, ancak dosya kapsamında yer alan delillerin bu durumun sözleşmenin 14.0’üncü maddesi kapsamında mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin gerektiği, diğer yandan bekleme süresi; iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi halinde bekleme (stand-by) olarak adlandırılmakta olup, davacının iş kapsamında çalışma yapılacak sahada herhangi bir iş makinası ve çalışma yaptığı yönde bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Karşı davada: Davalı-(karşı davacı); davacının (karşı davalı) sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi, herhangi bir geçerli sebebe dayanmaksızın yerine getirmeyerek müvekkili şirketin işletmeye geçmesini engellediğini, iş sonucunda edinilecek … sonuçlarına göre ilgili maden ruhsatlarında yatırım yapılıp yapılmayacağının anlaşılamadığını belirterek, davacının (karşı davalı) yüklenici olarak yerine getirmediği sözleşmesel ve kanuni yükümlülüklerinden mütevellit olarak şimdilik uğramış oldukları zararın 10.000,00 TL’sinin tahsilini talep etmektedir. Davalı-(karşı davacı) esas dava yönünden yaptığı savunmada işin yapılamamasının sebebi olarak yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinalarının yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da, bölge halkı adına … maliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketleri yanı sıra yazılı olarak da şirkete ilettiklerini belirttiği, az yukarıda da belirtildiği üzere bu hususun sözleşmenin 14.0’üncü maddesine göre davalı yönünden mücbir sebep olarak kabulünün gerektiği, yine sözleşmenin feshine ilişkin 7.0’nci maddesi, süresine ilişkin 1.0’inci maddesi ile diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; ilgili maddeler doğrultusunda davalı (karşı davacı) nın işin yapılamamasında davacı (karşı davalı) ya yöneltebileceği bir kusur oluşmamasından dolayı herhangi bir masraf ve kayıp bedelini talep edemeyeceği sonucuna varılarak karşı davanın da reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı-karşı davalı vekili 18/04/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, asıl davanın; işin belirlenen süre boyunca taraflar arasında herhangi bir işlem ve yazışmanın yer almadığını, sözleşme kapsamında bir çalışma yapıldığına ilişkin bir delil sunulmadığını, kaldı ki davacı tarafın sözleşmenin imzasını müteakip davalının üstlendiği edimleri yerine getirmediğinden bekleme süresi olarak sözleşmenin imzasından ihtar tarihine kadar olan süre için bekleme bedelini talep ettiğini ancak davacının talep süresi boyunca sözleşmenin 19.0 maddesine göre düzenlenmiş olduğu fatura veya ödeme talebini dosyaya sunmadığını, davalı tarafın ise işin yapılmamasının sebebi olarak yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinelerinin yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, müvekkili şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da, bölge halkı adına … faaliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketleri yanı sıra yazılı olarak da davacı şirkete ilettiklerini belirtirken davacı taraf bunun yerinde olmadığını ve mücbir sebep sayılamayacağını iddia ettiğini, ancak dosya kapsamında yer alan delillerin bu durumun sözleşmenin 14.0. maddesi kapsamında mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, diğer yandan bekleme süresinin; iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi halinde bekleme (stand-by) olarak adlandırılmakta olduğunu, davacının iş kapsamında çalışma yapılacak sahada herhangi bir iş makinesi ve çalışma yaptığı yönünde bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının talebinin yerinde olmadığı sonucu ile eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu asıl davanın yukarıda gösterilen nedenlerle reddine karar verildiğini,
Şu anda belli veya ileride belli olacak hesap hataları ve varsayım yanlışlıkları ve her türlü noksanlıklardan dolayı yerel mahkeme kararına itiraz ettiklerini,
Yine bu dava kesin çözüme kavuşuncaya kadar (bozma sonrası dahil) karara esas alınan tüm unsurlara ve diğer olgularda artış vs. itirazlarını ileri sürme zorunluluklarının doğduğunu, kısacası müvekkillerinin hak kaybına neden olmamak adına ve de karşı taraf yönünden kazanılmış usuli hak oluşturmamak adına yerel mahkeme kararında mevcut ve gelecekteki aleyhlerine olan hususları kabul etmediklerini,
Öncelikle işbu dosyada, karşı davalı oldukları karşı davanın yerel mahkemece reddedilmesi yönünden herhangi bir itirazları olmadığını, bu kısmı istinaf incelemesine konu etmediklerini,
Yerel mahkemenin asıl davanın reddi yönünden verdiği nedenlerden birincisinin, işin belirlenen süresi boyunca taraflar arasında herhangi bir işlem ve yazışmanın yer almaması nedeni olduğunu, yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği ret kararına dayanak olarak gösterilen bu nedeni kabul etmediklerini,
Dava dosya içeriği ve taraflarca sunulan beyan ve eklerden de anlaşılacağı üzere, sözleşmede belirtildiği gibi mal sahibinin davalı tarafından yer teslimi yapılmadığı için ve sözleşmeye istinaden mal sahibi tarafından yapılacak işyerine yapılacak ulaşım amacıyla yollar da yapılmadığı için müvekkili yüklenici şirketin maden sahasına ulaşım sağlayamadığından dolayı müvekkili şirketin iş yapamamış olduğunu ve tüm ekipmanlarının hazır şekilde beklemede kalmış olduğunu, istinaf dilekçelerinin 5. paragrafında bahsedildiği üzere, öncelikle müvekkili şirketin ödeme konusunda ihtar çekmiş olduğunu ve davalı şirket ile ihtarlaşmış olduklarını, bu nedenle işin belirlenen süre boyunca dava tarihine kadar taraflardan herhangi birinin aralarında akdedilen … sözleşmesini feshetmediğini ve müvekkili şirketin alacakları için ihtar çektiğini ve sonucunda ise davalı tarafından yine ödeme yapılmadığını, ayrıca davalının basiretli bir tacir gibi davranmayarak arkasına sığındığı mücbir sebep bahanesiyle müvekkili şirkete hem yer teslimi yapmadığını hem de sözleşmeyi de feshetmediğini, müvekkili şirketi beklemede bıraktığını, bu nedenle iş süresi içerisinde taraflar arasında herhangi bir işlem ve yazışma olmadığı nedeninin kabulünün mümkün olmadığını,
Yerel mahkemenin asıl davanın reddi yönünden verdiği nedenlerden ikincisinin; sözleşme kapsamında bir çalışma yapıldığına ilişkin bir delil sunulmadığı nedeni olduğunu, yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği ret kararına dayanak olarak gösterilen nedenin taraflarınca kabul edilmediğini,
Zaten dosya kapsamında davalının sorumsuzluğu, başarısızlığı ve taahhütlerini yerine getirememesinden kaynaklı sözleşme kapsamındaki … işinin yapılamadığını, dava konusu ettikleri alacağın ise müvekkilinin işe başlamadan önce geçirdiği bekleme süresine bağlı bekleme ücreti olduğunu, davalarının reddine dayanak gösterilen bu gerekçenin ve dava konusu ettikleri alacağın incelendiğinde yerel mahkemenin iş bu dosyayı çok yanlış yorumladığının görüleceğini,
Sözleşmenin Bölüm 1 Özel Koşullar başlığının 1-a maddesiyle ihale makamı olan davalı-karşı davacının, müvekkilinin iş programını belirleyip, 2. maddeyle de iki adet karotlu … makinesi ile işin yürütüleceğini belirlediğini, 4. maddenin ise ‘’Teslimat Programı’’ başlığıyla düzenlendiğini, işbu davanın en önemli maddelerinden biri olduğunu, zira sözleşmenin bu maddesinde aynen: ‘’Mal sahibi, maden ruhsat sahasında yapacağı … lokasyon ve bilgilerini yükleniciye işin başlamasından en az 24 saat önce bildirir.
Bu çerçevede, devam eden çalışma içerisinde yüklenicinin beklemesine mahal vermeden yükleniciye 24 saat içerisinde yer teslimi yapılır, yer tesliminde mal sahibi ve yüklenicinin imzalayacağı teslim tutanağı düzenlenir.’’ hükümlerinin yer aldığını,
Dosyaya bugüne kadar davalı-karşı davacı tarafından hangi lokasyonda çalışma yapılacağının belirlenmesi, seçilen … lokasyonunun çalışmaya elverişli hale getirilmesi, burada yapılması istenen sondajın türünün, kullanılacak takımın çapının, kuyunun derinliğinin, kuyunun eğiminin vs. bilgilerin müvekkiline bildirilmesi ve beklemeye mahal vermeden 24 saat içerisinde yer teslimi yapması ve mal sahibi ile yüklenicinin imzalayacağı yer teslim tutanağının düzenlenmesinin gerektiğini, müvekkilinin iki adet … makinesini hazır edip beklemeye başladığını ancak mal sahibi davalı tarafından hiçbir … yeri hazırlanarak kendisine teslim edilmediğini, zaten davalının da yer teslimi yaptığına ilişkin bir belge sunamadığını,
Ayrıca yüklenicinin beklemesine mahal vermeden, davalı-karşı davacının 24 saat içinde yer tesliminin yazılı olarak düzenlenecek bir tutanakla kayıt altına alınacağına karar vermesindeki en önemli sebebin bekleme süresi içerisinde yüklenici firma olan müvekkiline karşı sorumluluğu olan ‘’bekleme ücreti’’ doğmasını önlemek amacı olduğunu, bekleme ücretinin sözleşme yanında Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan bir alacak olduğunu,
Davalı tarafından aynı tür işlerde başka yüklenicilere bekleme süresince yaptığı ödemeleri gösterir belgeleri dosya kapsamına iki kez sunduklarını, davalı tarafın üzerine düşen edimi yerine getirmediğinin sözleşme ile sabit olduğunu,
Davalı tarafın sözleşmenin 7.(t) maddesi ile üzerine düşen lokasyon ve su ulaşım yollarının yapılması ve bakımı ile … devri daim suyu çukuru gibi buna dair başka edimlerini de yerine getirmediğini,
Sözleşmenin davalı tarafından hazırlanmış olduğunu ve karşı tarafın, yukarıda belirtilen edimlerden en önemlisi olan yer teslimi edimini yerine getirmemesi halinde bekleme ücreti ödeyeceğini kabul ettiğini, dosyaya belgeleri ile sunulan bu açıklamaları ve en önemlisi dava ettikleri alacak kalemi olan bekleme ücretinin dosyaya sunulan en önemli delil olduğunu, bu nedenle yerel mahkemece yanlış şekilde yorumlanarak asıl dava yönünden ret verilmesinin taraflarınca kabul edilmemekte olduğunu,
Yerel Mahkemenin asıl davanın reddi yönünden verdiği nedenlerden üçüncüsünün, müvekkili şirketin talep süresi boyunca 19.0 maddesine göre düzenlemiş olduğu bir fatura veya ödeme talebini dosyaya sunmadığı nedeni olduğunu, yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği ret kararına dayanak olarak gösterilen nedenin taraflarınca kabul edilmediğini,
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin Kaynak Gereksinimleri ve Planlama başlıklı 7.0 maddesinin (t) bendinde; makine ve ekipmanların … lokasyonuna girebilmesi için gerekli yolun mal sahibi tarafından sağlanacağının, (u) bendinde bütün yolların yapımı ve bakımı ve … yerlerinin mal sahibi tarafından sağlanacağının, lokasyonları ve su pompa istasyonuna giden yolların ve yapımı ve bakımının, proje bitimine kadar mal sahibinin sorumluluğunda olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin Teslimat Programı başlıklı 4.0 maddesinde; mal sahibinin, maden ruhsat sahasında yapacağı … Lokasyon ve bilgilerini Yükleniciye işin başlamasından en az 24 saat önce bildireceğini, bu çerçevede, devam eden çalışma içerisinde yüklenicinin beklemesine mahal vermeden yükleniciye 24 saat içerisinde yer teslimi yapılacağını ve buna ilişkin teslim tutanağı düzenleneceğinin belirtildiğini, sözleşmenin 18. Maddesinin (d) bendinden sonra gelen (a) bendinde ise (mal sahibinin yer tesliminde gecikmesi veya iş verememesi halinde her bir makine için yükleniciye ödeyeceği) saatlik bekleme ücretinin 130,00 Amerikan doları/saat olduğunun, tüm fiyatların KDV hariç olduğunun, sözleşme sürecinde birim fiyatların sabit olduğunun yazılı olduğunu,
Müvekkili yüklenicinin, davalı mal sahibinin makine ve ekipmanlarının … lokasyonuna girebilmesi için gerekli yolu yaparak … yerlerinin hazırlanarak yer teslimi yapmasını beklemeye başladığını, davalı … Şirketi’nin ise tüm gayretlere rağmen işin ifa edileceği … alanlarına yol yapamadığını, … yerlerini hazırlayarak sözleşmenin amir hükümlerine rağmen müvekkili yükleniciye yer teslimi yapamadığını, bu durumda müvekkilinin, 15.04.2013 tarihinden itibaren sözleşmenin 18. Maddesinde belirtilen (saatlik) bekleme ücretini almaya hak kazandığını ancak davalı şirketin ücret ödeme edimini yerine getirmediğini, müvekkilini bekleme halinde bırakmasına rağmen bekleme ücreti hak edişini günümüze değin ödemediğini, müvekkilinin 24.06.2014 tarihine kadar bekleme halinde kalmış olduğunu ve bu tarihte mal sahibi şirketin satın alma yetkilisi Osman Batur Durur’a ait davalı şirketin e-mail adresine; ‘’… … ve Tic. A. şirketiniz ile … ve İnşaat A. Şirketimiz arasında imzalanan ve 18.03.2013 tarihinden itibaren geçerli bulunan …-547 numaralı … Sözleşmesine göre firmamız sorumluluklarını süresi içerisinden ve iyi niyetle yerine getirmiş olmakla beraber, şirketinizin … lokasyonlarına ulaşımı sağlayarak yer teslimi yapamaması nedeniyle sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiştir.
Bu imkansızlık sonucunda büyük maddi ve manevi kayıplarımız oluşagelmiştir.
Zararlarımızın tazmini konusunda gereğini saygılarımızla arz ederiz.

… ve İnşaat A.Ş. adına
… ” şeklinde bir mail gönderdiğini, ücret ödeme edimi bulunan davalı şirketin bu yazıya sessiz kaldığını, uzunca bir süre daha beklenmesine rağmen edimlerini yerine getirmemekte ısrar edince müvekkili şirket yetkililerinin davalı şirketin yetkilileri ile ilave şifahi görüşmeler yapmış olduğunu ve bundan da sonuç alınamayınca davalıya dava dosyasına sunulan 19.10.2015 tarihli ihtarnamenin çekildiğini, davalı şirketin ise vekilleri aracılığıyla göndermiş oldukları 02.11.2015 tarihli cevabi ihtarname ve şifahi görüşmelerde; kendi edimlerini yerine getirememe ve yol yapamama-işe başlatamama gerekçesi olarak yörenin hassasiyetleri ve güvenlikten bahsettiğini, ancak … lokasyon noktalarına ait koordinatların sözleşme ekinde bulunduğunu belirterek müvekkilinden bu yerlerde çalışmasını istediğini, oysa çalışma alanına ulaşım yolunun yapım ve bakımı ile … yerlerinin hazırlanmasının mal sahibinin sorumluluğunda olduğunu, yol yapılıp … yerleri hazırlanarak yer teslimi yapılmadan müvekkilinin iş yerine ulaşıp çalışmasının imkânsız olduğunu,
Mal sahibinin ekte sunulan cevabi ihtarnamesinin, kendi sorumluluklarını yerine getirmemekle beraber sözleşmeyi sonlandırmadığını, sözleşmenin günümüze değin hala geçerli olduğunu, dolayısıyla müvekkili yüklenicinin her an yer teslimi yapılabileceği şekilde beklemekte olduğunu, davalı yanın henüz hiçbir ödeme yapmadığı için, kendisine 29.02.2016 tarihinde noterden ihtarname gönderilerek; müvekkilinin 15.04.2013 ila 29.02.2016 arasındaki 1050 gün için, 24 saatten 2 takım … makinesi için = 1050 * 24* 2 * 130 dolar/saat = 6.554.000,00 Amerikan Doları hak ediş alacağı oluştuğunu, maddi ve manevi zararları ile munzam zarar ve fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla belirtilen alacaklarının 5 gün içerisinde hak edişe bağlanarak müteakip 5 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, taraflarınca gönderilen ve davalı tarafça cevaplanan ihtarnamelerin sırasıyla; Ankara 25. Noterliği … yevmiye nolu ve 19.10.2015 tarihli ihtarname, Ankara 38. Noterliği … yevmiye nolu ve 02.11.2015 tarihli cevabi ihtarname, Ankara 25. Noterliği … yevmiye nolu ve 10.11.2015 tarihli ihtarname, Ankara 38. Noterliği …. yevmiye nolu ve 11.01.2016 tarihli cevabi ihtarname, Ankara 25. Noterliği …. yevmiye nolu ve 29.02.2016 tarihli ihtarname, Ankara 38. Noterliği …. yevmiye nolu ve 07.03.2016 tarihli cevabi ihtarnameler olduğunu, bunlar incelendiğinde, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirerek sözleşme gereği işe başlamak için ısrar ettiğinin buna karşın şirketin sözleşmeye aykırı davrandığının ve müvekkilinden haksız taleplerde bulunduğunun görüleceğini,
Edimlerini yerine getirmekten sürekli kaçınan, müvekkili yükleniciyi sürekli oyalayarak büyük maddi kayıba yol açan davalı şirketin bu alacak ihtarına rağmen müvekkiline ait hak ediş alacaklarını ödemediği için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, zaten fatura kesildikten sonra dava açılabileceğine dair de yasal bir düzenleme veya zorunluluk olmadığını, burada üstünde durulması gereken hususun; müvekkili şirketin, davalı şirketin haksız davranışlarından dolayı zarara uğramış olması ve taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesine istinaden müvekkili şirketin alacağının mevcut olduğu hususları olduğunu,
Ayrıca davalıya ödemeler konusunda ihtar gönderilmiş olduğunu ancak davalı tarafın borcunu kabul etmediğini, fatura kesilmediğini bu noktada iddia etmenin, davalının ödememekte direndiği bir alacaklarına karşı vergi yükünün altına girmekle beraber müvekkili şirketin, fatura kesildiği için ayrı bir masrafa maruz kalacağını, müvekkili şirketin fatura kesmesi durumunda yerel mahkemenin işbu kararı da gözetildiğinde müvekkili şirketin KDV ve diğer vergilerle ne kadar büyük bir maddi külfet altına gireceği hususunu dairenin takdirine bıraktıklarını, davalının dahi fatura kesilmediğine dair iddiada bulunmamış olduğunu, mahkemenin adeta davalı gibi karar yazdığını ve davalı iradesinin yerine geçtiğini,
Dava konularının ise; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 18/d-a saatlik bekleme ücretinin 130,00 amerikan doları/saat olduğuna dair düzenleme olmasına rağmen yerel mahkemenin bu hususu atladığını, sözleşme kapsamında iş yapılmasından sonra yüklenicinin hak edeceği ücretin dava konusu olduğuna dair yanlış bir şekilde kanaat getirmiş olduğunu, bu yönüyle yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği kararın kabul edilemeyeceğini,
Yerel Mahkemenin asıl davanın reddi yönünden verdiği nedenlerden dördüncüsünün, davalı tarafın işin yapılmamasının sebebi olarak yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğunu, iş makinelerinin yakıldığını, muhtelif defalar gösteriler düzenlendiğini, müvekkili şirketin çalışma alanı kapsamındaki köy muhtarlarının da bölge halkı adına … faaliyetlerine izin vermedikleri yönündeki deklarasyonlarını, halk hareketleri yanı sıra yazılı olarak da davacı şirkete ilettiklerini belirtirken davacı tarafın, bunun yerinde olmadığını ve mücbir sebep sayılamayacağını iddia etmesi üzerine dosya kapsamında yer alan delillerin bu durumun sözleşmenin 14.0. maddesi kapsamında mücbir sebep olarak değerlendirilmesinin gerektiği nedeni olduğunu, yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği ret kararına dayanak olarak gösterilen nedenin taraflarınca kabul edilmediğini,
İş yapılacak yörede, mücbir sebep olarak gösterilen bu hususların 30 yıldır herkesçe bilinen gerçekler olduğunu, davalı … Şirketi’nin bütün bunları bilerek yörede faaliyet göstermeye karar vermiş olduğunu, gerekli izinleri alarak harçları yatırdığını, hem Ankara hem de … branşlarında istihdam ve halkla ilişkiler faaliyetlerine başladığını, … işlerini yapmak üzere müvekkili şirket ile sözleşme imzalamış olduğunu ve sözleşmedeki edimleri taahhüt ettiğini ancak bütün bunların davalı şirketin sorumluluklarını yerine getirmediği gerçeğini değiştirmediğini, yörenin şartlarını bilerek ve müvekkiline çalışma koşullarını sağlayıp yer teslimi yapmayı taahhüt ettiğini ancak taahhüdünü hiçbir şekilde yerine getirmediğini, müvekkilini her an işe başlamak üzere hazır bekletip bekleme ücretini ödemeyenin davalı şirket olduğunu,
Davalı şirketin taahhüdünü yerine getirememesinin nedeninin kesinlikle mücbir bir nedenden kaynaklanmadığını, iş öncesi gerekli olan halkla ilişkiler faaliyeti için davalı … Şirketi’nin müvekkili ile sözleşme imzalamadan önceki yıl olan 2012 yılında çalışmaya başladığını, broşürler oluşturduğunu, …’ta ofis tuttuğunu, personel istihdam ettiğini, halkla ilişkiler faaliyetinde bulunduğunu, yazılı veya sanal ortamda çeşitli ilan ve açıklamalarda ve halkın madenciliğe karşı olan direncini kırmak üzere iletişim faaliyetlerinde bulunduğunu, davalı şirketin mücbir sebep nedeninin arkasına sığındığını ancak yöre halkıyla ve illegal örgütlerle yaşadığı temel sıkıntıların nedeninin; halkla ilişkiler faaliyetlerine 2012 yılında başlayan şirketin, Ankara’da bulunan halkla ilişkiler direktörünün denetiminde … ilçe merkezinde ofis tutarak faaliyet göstermeye başladığını, çalışan yerel personelin yöre halkınca tanınan belli insanlar olduğunu, davalı … Şirketi’nin yöresel sorunlarının halkla ilişkiler birimiyle bertaraf etmeyi taahhüt ederek müvekkili ile … sözleşmesi imzaladığını, müvekkili şirketin mali riskler alıp makineler kiralayarak ve büyük bir borç altına girip anılan işte kullanılmak üzere kendisine özel bir şekilde davalı şirketin kendi edimlerini yerine getirmesini beklemeye başladığını, ancak tam işler yoluna girmeye başlarken, davalı şirketin 2013 yılı bahar sonlarında veya yaz başlarında Halkla İlişkiler Müdürü’nü değiştirerek … isimli şahsı bu göreve atadığını, … ve ekibinin işe başlar başlamaz öncelikle müvekkili şirketi yapılan sözleşmesi yokmuş gibi dışlamış olduğunu, yöredeki kanaat önderleri ve aklıselim insanlar yerine, işsiz – güçsüz ve niteliksiz kişilerle iletişime geçerek onların vasıtasıyla bir takım kanallar oluşturduğunu ve onların illegal örgütler üzerindeki hayali etkisine umut bağlayarak sermayesi ve kuruluş masrafları davalı şirket tarafından karşılanan ve ortakları hayatları boyunca hiçbir ticari faaliyette bulunmayan ve mesleki deneyimleri olmayan bu şahıslar olan yeni bir … şirketi kurdurduğunu ve derhal bu şirketle … sözleşmesi imzaladığını, bu esnada önlerine gelen hemen herkese yeni kurulan şirketin yapacağı işler üzerinden akıl almaz paralar kazandıracaklarını vaadederek ‘’insanları satın alma’’ gibi onurlu olmayan bir yöntemle yanlarına almaya çalmıştıklarını, bunun yanında insanları ikna etmek için ise davalı şirketin …’taki maden sahasının bakır çıkarmayacağını, her ne kadar bakır çıkarılacağı söyleniyorsa da bunun sadece ortamı yumuşatıp halkı ikna etme amaçlı bir gösteri olduğunu, asıl olarak varılmak istenilenin yöredeki çok zengin altın kaynakları olduğunu, altın çıkarılmasıyla beraber bu kişilerin ve çevrelerinin büyük bir zenginliğe kavuşturulacağını yaydıklarını, bu sürede de davalı şirket tarafından yöredeki bir çok kişiye hiçbir iş yapmadıkları halde ücret ödendiği söylentisinin dolaştığını, ancak yeni halkla ilişkiler müdürünün bu metodu beklenen etkiyi göstermek yerine halk arasında negatif etki yarattığını, kopan yaygaranın yöredeki diğer insanlarda yoksunluk duygusu oluşturmuş olduğunu, doğadaki büyük tahribat ve altın madeni nedeniyle siyanür kullanılacağı korkusunun dalga dalga yayılmış olduğunu ve halkın rahatsızlığının ve tepkisinin galeyana gelme seviyesine kadar büyüdüğünü, bu yeni kurulan şirketin, … ve ekibinin yönlendirmesi ile davalı şirketin ortağı olan şirketlerin %80-%20 oranında ortaklaşa işletmekte oldukları Erzincan – İliç – … altın madenindeki taşeronunu kendisine alt yüklenici (taşeron) olarak seçtiğini, taşeronun iş makinelerinin (ekskavatör) yöre halkının tepkisine rağmen zamansız olarak … lokasyonlarına yol yapmak üzere gönderilmesi sonucunda halkın tepkisinin somut düzeye çıkarak patladığını, söz konusu araçlara ve operatörlerine zarar verildiğini, bunların bilahare yöreyi terk etmek zorunda kaldıklarını, buna rağmen, yeni şirketin … sözleşmesine konan madde nedeniyle şirkete ve iş makinesini yöreye getiren çöplerin taşeronuna büyük ücret ödendiğini, eğer davalı şirket ve müdürleri tarafından bu şekilde davranılmayıp gerçekçi, ağırbaşlı ve sakinleştirici bir tutum izlense idi, yörenin kanaat önderleri, yetiştirdikleri akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve saygın siyasetçileriyle daha sabırlı bir diyalog yürütülse idi, bu durumun çok daha … bir şekilde ilerleyeceğini, böylece kuşkusuz ki müvekkili şirketin … çalışmasına engel çıkmayacağını, davalı şirketin de bu kadar çok zarar görmeyeceğini, hem de yöre halkının da bu kadar ileri seviyede karşıtlığa sürüklenmeyeceğini ve bugün sadece … işlemine değil maden üretilmesine dahi başlanmış olacağını,
Yerel mahkemenin asıl davanın reddi yönünden verdiği nedenlerden beşincisinin, bekleme süresi olduğunu; iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi halinde beklemenin stand-by olarak adlandırılmakta olduğunu, davacının iş kapsamında çalışma yapılacak sahada herhangi bir iş makinesi ve çalışma yaptığı yönünde bir tespitin de bulunmadığı nedeni olduğunu, yerel mahkemenin asıl dava yönünden verdiği ret kararına dayanak olarak gösterilen nedenin de taraflarınca kabul edilmediğini,
Sözleşmede, işverenin taşeron ekip ve ekipmanını çalıştırmadan beklettiği her an ödenecek olan saatlik bekleme ücretinin, … ekipmanlarının … lokasyonları arasındaki hareketi süresince ödeneceği gibi, … ekip ve ekipmanlarının tırlarla nakledilerek ilk … lokasyonuna hareketinden önce boşaltıldığı alandan itibaren ilk … istasyonuna varana kadar olan hareket süresi ile son sondajdan sonra makinelerin şantiyeden ayrılmak üzere tırlara yükleme yapılacak yerlere kadarki hareketi zarfında geçecek süre için de ödeneceğini belirttiğini, yani, … işlemi haricindeki her an için bekleme ücreti ödeneceğini, dahası hem taraflarınca hem de davalı tarafın da işbu dosyada belgelendirdikleri üzere müvekkili şirketin … makineleri için … … şirketinden makine aldığını ve sözleşme kapsamındaki iş için tüm ekipmanını oluşturduğunu, sahada zaten çalışma gerçekleştirilememesinin sebebinin de davalının sözleşme ile belirlenen edimlerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını,
Dosya kapsamında bilirkişileri reddetmelerine rağmen anlaşılamayan bir şekilde yerel mahkemece neden gösterilmeksizin taleplerinin kabul edilmediğini, üstüne ısrarla aynı bilirkişilere dosya tevdi edildiğini, buna istinaden son duruşmada da dosya kapsamında sunulan ek rapora itirazlarının dahi incelenmeden çıktı alınıp dosyaya konulduğunu, duruşma salonunda da itirazlarının değerlendirilmediğini,
Yukarıda arz ve izah olunan, dairece re’sen takdir ve tayin edilecek hususlara binaen fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; yerel mahkeme kararına karşı itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının asıl dava yönünden kaldırılarak asıl davanın kabulüne ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-karşı davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 17/04/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin asıl dava yönünden doğru tespitlere dayanarak davanın reddine karar verdiğini ancak karşı davaları yönünden verilen kararın bozmayı gerektirdiğini,
Müvekkili şirketin, maden işletmesine geçmek amacı ile maden arama faaliyetleri yürütmekte olduğunu, maden işletmesine kadar, ortakları tarafından konulan sermaye haricinde herhangi gelir getirecek bir faaliyetinin bulunmadığını, tüm madencilik şirketlerinde olduğu üzere ticari amacının en hızlı şekilde maden arama faaliyetlerini tamamlayarak maden işletme yatırımına geçmek olduğunu, müvekkili şirketin davacı-karşı davalının sözleşme konusu işi yerine getireceği inancı ile davacı-karşı davalı ile sözleşme imzaladığını ve yatırımlarını bu şekilde yönlendirdiğini, karşı tarafın sözleşme konusu işe ilişkin müvekkili şirkete herhangi bir bildirimde bulunmaksızın sözleşme süresinin tamamlanmasından yaklaşık 3 yıl sonra göndermiş olduğu Ankara 25. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 19 Ekim 2015 tarihli ilk ihtarı ile kendisine dava konusu sözleşmede bulunmasına rağmen … lokasyonlarının bildirilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin karşı tarafa göndermiş olduğu Ankara 38. Noterliği’nin 2 Kasım 2015 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarında ise faaliyete başlama çalışmalarının güvenliğini ortadan kaldıran madencilik karşıtı halk tepkisi ve illegal grupların açık ve örtülü tehditleri ile bölgede son zamanlarda yaygın şekilde artan terör faaliyetleri sebebi davacı-karşı davalının can ve mal güvenliğini sağlayamayacağını bildirdiğini, davacı-karşı davalının sözleşmenin hâlihazırda mevcut olmasına rağmen yeniden … ve … lokasyonlarına ulaşım yollarının koordinatlarını ilettiğini, davacı-karşı davalının bu sefer Ankara 25. Noterliği’nin 10 Kasım 2015 tarih ve …. sayılı ihtarı ile müvekkili şirketin madencilik karşıtı halk hareketleri ile illegal örgütlerin baskısına maruz kalması halinde bu hususta suç duyurusunda bulunulup bulunulmadığı ve bölgede hali hazırda devam eden operasyonlara rağmen “son zamanlarda” meydana gelen terör olayları gibi soyut ifadelerde bulunduklarını dile getirdiklerini,
Davacı (Karşı Davalı), ihtarlarında söz konusu halk tepkisini reddettiklerini ancak davacı tarafın sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi yerine getirme niyeti taşımadığını, zira kendisine … lokasyonları ve bu lokasyonlara giden yollar bildirilmiş olmasına rağmen sözleşme konusu işi yapmak gibi bir gayesi ve eylemi bulunmadığını,
Davacı-karşı davalının leasing yoluyla edindiği sonraj makinasının Ankara’dan dahi çıkarılmadığını ve sonrasında bu makinanın satıldığını, işe dahil etmeye çalıştığı sözleşmenin geçerli olmadığını, herhangi bir ödeme gerçekleştirmediği gibi dava konusu işte herhangi bir işçi de çalıştırmadığını, kaldı ki davacı-karşı davalının iddia ettiği gibi tüm ekipmanı ile … lokasyonunda hazır şekilde beklediği bir an düşünülse bile sözleşmenin sona ermesinden iki yıl sonra müvekkiline ihtar göndermesinin herhangi bir izahının bulunmadığını, davacının dilekçenin 4.bölümünde yukarıdaki beyanıyla çelişerek bu defa yer teslimi yapılamaması sebebiyle sözleşme konusu işi gerçekleştirmediğini, iki makinasının hazır bulunduğunu iddia ettiğini ve davacının bu beyanları ile işi neden gerçekleştiremediği konusundaki beyanlarında fikir birliği bulunmadığını, davacıya … ve yol lokasyonlarının hem sözleşmede hem de noter ihtarında bildirildiğini, davacının tüm işi, müvekkili şirket ile arasındaki sözleşmeye aykırı şekilde taşere ettiği ve Damga Vergisi ödenmeyen, kendisi ile aynı adresteki … … ile akdettiği sözleşmeye dayanarak iki makinasının hazır bulunduğundan bahsettiğini, ancak her nedense sözleşme ile ilgili … …’na herhangi bir ödeme gerçekleştiremediğini, bu hususların dikkate alınması gerektiğini, davacının işi yerine getirme gayesinin olmadığının gönderilen ihtarlarda her defasında işin yerine getirilememesine engel olduğu belirtilen hususları değiştirmesinden anlaşılacağını,
Sözleşmedeki bekleme ücretinin davacı-karşı davalının yorumladığı şekilde olmadığını, sözleşmenin 18.0.b maddesine göre iş programına başlanması ön şartı ile sadece boşaltmanın yapıldığı yerden ilk lokasyona yapılan hareket ve son … kuyusundan yükleme yerine kadarki hareket halinde bekleme ücretine hak kazanılacağının açıkça düzenlendiğini, davacının mevcut alana dahi gitmeden bekleme ücreti talep etmesinin herhangi bir dayanağı bulunmadığını, kaldı ki davacının ne işçisi, ne … operatörü ne de … makinasının hazır beklediğini,
Davacının elektronik posta yoluyla müvekkili çalışanları ile yazışma yaptığı hususlarının da doğru olmadığını, bir an için söz konusu elektronik postaların samimi olduğu düşünülse bile, davacı karşı davalının sözleşme süresinin tamamlanmasından 7 ay sonra e-posta göndermesi, sonrasında da iki yıl boyunca sessiz kalarak iki yılın sonunda … lokasyonu talep etmesinin ve kendisine … lokasyonu verilmesine rağmen huzurdaki davayı ikame etmesinin davacının kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu,
Davacının istinaf dilekçesinin 6.bölümünde belirtilen iddialarının hiç bir dayanağının bulunmadığını, soyut görüşler olduğunu, davacının yine dilekçesinin 7.bölümünde iddia ettiği şekilde sözleşmede, … işlemi haricindeki her an için bekleme ücreti ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, bilakis 18.b maddesinde bekleme ücretine hak kazanılabilmesi için iş programına başlanması gerektiğinin açıkça belirtildiğini, davacının defter kayıtlarında müvekkili şirket ile arasındaki sözleşmeye yönelik hiçbir işlem ve masraf yapmadığının açıkça tespit edildiğini, buna ilişkin bir belge de sunamadığını,
Tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile, karşı dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini, asıl dava yönünden ise kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 03/05/2019 tarihli, davalı-karşı davacının istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde; dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri sebeplerle davalı-karşı davacının istinaf başvursunun haksız olduğunu ve reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 06/05/2019 tarihli, davacı-karşı davalının istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde; cevap dilekçelerinde ayrıntılı olarak belirttikleri sebeplerle davalı-karşı davacının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi mahiyetindeki …-547 numaralı … sözleşmesi sebebiyle davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine karşı açılan, sözleşme şartlarının yerine getirildiği, ancak iş sahibi olan davalının iş yeri teslimine dair sözleşmedeki sorumluluğunu yerine getirmediğinden … makinelerinin beklemek zorunda kalması sebebiyle sözleşmenin 18.maddesine istinaden bekleme ücretine hak kazandığı, sözleşme hükümlerine göre talep edebileceği bekleme süresi ücretinin 6.554.000,00 USD olduğu, ancak şimdilik 10.000,00 TL’lik alacağın davalıdan tahsiline dair alacak istemine ilişkin olduğu, karşı davanın ise karşı davacı iş sahibi tarafından, karşı davalı yükleniciye karşı aynı sözleşmeye dayanılarak açılan, davacı-karşı davalı yüklenicinin sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi herhangi bir geçerli sebebe dayanmadan yerine getirmeyerek iş sahibi davalı-karşı davacı şirketi zarara uğrattığı, bu zarar kalemlerinin ruhsatın devamı için resmi ve özel kurumlara verilmesi gereken 575.249,18 TL, söz konusu dönem boyunca istihdam etmiş olduğu çalışanlarına yapmış olduğu 1.257.274,56 TL maaş ödemesi, yine söz konusu maaş ödemelerine ilişkin olarak …’ya ödenen 260.728,79 TL … primi olup, şimdilik bu zararlarından 10.000,00 TL’sinin davalı-karşı davacıdan tahsili istemine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece tek hakim tarafından yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden davacının iş kapsamında çalışma yapılacak sahada herhangi bir iş makinesinin bulunduğuna veya burada çalışma yaptığına dair bir tespitinin ve delilinin bulunmadığı, davalı-karşı davacının, yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ve illegal grupların tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulduğu yönündeki savunmasının sözleşmenin 14.0 maddesi kapsamında mücbir sebep olarak kabulü gerektiği, yine sözleşme hükümlerine göre bekleme ücretinin talep edilebilmesi için iki … lokasyonu arasında işverenin talebi ile … makinelerinin ve işçilerinin beklemesi gerektiği, somut olayda bu durumun oluşmadığı kabul edilerek asıl davanın reddine, karşı davanın ise davalı-karşı davacının asıl davaya karşı yaptığı savunmasında işin yapılamamasının sebebi olarak yöre halkının madencilik karşıtı tepkisi ile illegal grupların tehditleri sebebiyle maden arama faaliyetlerinin durdurulmuş olduğunu, iş makinelerinin yakıldığını, bu hususların sözleşme hükümlerine göre mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiğini savunduğundan, bu hususun davacı-karşı davalı yönünden de edimini yerine getirememesinin mücbir sebebi olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu sebeple işin yapılamamasında davacı-karşı davalıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı kabul edilerek karşı davanın da reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerince yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 18.06.2014 tarih, 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5. maddesinde ”…Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hâkimlidir. Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri üç yüz bin Türk Lirası’nın üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın; iflas, iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara, …/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara, şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara, …/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve …/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. …” hükmü düzenlenmiştir. Dosyaya yansıyan belgelerden asıl davanın konusunu oluşturan alacak kalemlerinin dava konusu edilen 10.000,00 TL’lik kısmı ile birlikte tamamının değerinin 6.554.000,00 Amerikan Doları olduğu, karşı davanın konusunu oluşturan ve zarar kalemleri olarak belirtilen alacak kalemlerinin 575.249,18 TL, 1.257.274,56 TL ve 260.728,79 TL’den oluşup toplam 2.093.252,53 TL olduğu iddia edilerek şimdilik 10.000,00 TL’sinin dava edildiği, bu durumda asıl dava ve karşı davaya heyet tarafından bakılıp bakılmayacağı değerlendirmesi yapılırken taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu edilmeyen tutarının da dikkate alınması gerektiğinden ve asıl dava ile karşı davanın dava tarihleri itibariyle gerçek değerlerinin 300.000,00 TL’nın üzerinde bulunduğu sabit olduğundan asıl ve karşı dava yönünden davanın heyet halinde görülüp karar verilmesi gerekirken tek hakimle hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.11.2017 tarih, ….K. sayılı ilamı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2019 tarihli …. Karar sayılı ilamında da bu hususlara vurgu yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve karşı davanın heyetçe görülmesi gerekirken her iki davanın da tek hakim tarafından görülerek sonuçlandırılmış olduğundan sair istinaf sebepleri incelenmeksizin dava şartına ilişkin bu hususun gözetilmemesi sebebiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarınca esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapıldıktan sonra yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin olarak yeni bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE,
2 – Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2018 tarihli … Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun olarak heyetçe asıl dava ve karşı davanın görülüp sonuçlandırılarak esasa ilişkin yeni bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – Taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcı ile davacı-karşı davalı tarafından yatırılan 170,78 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5 – Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …