Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/573 E. 2021/494 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-2 Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;

İDDİA :
Davacı vekili; davacının dava dışı yüklenicinin üstlendiği inşaat işlerinin mekanik tesisat ve elektronik işlerini yapmayı taahhüt ettiğini, bu iş kapsamındaki yangın alarm sistemi kurulumu denetimi işletmeye alınması işini davalıya verdiğini, davalının üstlendiği işi tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, davalının eksik işleri nedeniyle davacının dava dışı iş sahibine verdiği teminat mektubunu da alamadığını, buna rağmen davalının Ankara 9. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takip neticesinde davacının menkul mallarını haczettiğini, davacı şirketin banka hesapları üzerine de haciz konulduğunu, davalı tarafından başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal edip yapılan tüm uyarılara rağmen sözleşme koşullarını yerine getirmediğini, icra takibi nedeniyle davacının banka havalesi yoluyla 10.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını,, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline, davalı alacaklının kötüniyetli hareket etmesi nedeniyle %40 dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davanın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme olmadığını, davacı şirketin dava dışı … inşaat’a karşı … konut alışveriş merkezi inşaatı işinin mekanik ve elektronik tesisat işini üstlendiğini, bu iş ile ilgili zayıf akım sistemlerine ait bir kısım malzemelerin temini ve devreye alınması işini de müvekkil şirketin üstlendiğini, … inşaat şirketinin sistemini 2014 yılının başından beri kullanıldığını, sistemin devreye alma işleminin 2013 yılında sona erdiğini, müvekkil şirketin teslim etmesi gerekip de etmediği malzeme ve proje olmadığını, müvekkilinin yaptığı işin toplamının 236.000,00 USD olduğunu, davacının … inşaat ile yaptığı işin toplamının yaklaşık 75 milyon USD olduğunu, teminat mektubunun iade alınamamasının davalıdan kaynaklanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davanın, menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacının, davalı tarafından hakkında Ankara 9 İcra Müdürlüğünde takip konusu yapılan 4 adet faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, taraflar arasında … Konut projesi kapsamında inşaat işinde yangın alarm sisteminin tedarik kurulum denetimi test ve işletmeye alımı işi sözleşme imzalandığını anacak davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğinden borçlu olmadığının tespiti ile haksız icra takibi yaptığından icra takibinin iptalini talep ettiği, davalının ise aralarındaki sözleşme ilişkisini inkar etmemekle birlikte üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini beyan ettiği, davacı ve davalı defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi ile yapılan inceleme sonucu davaya konu olan davalı tarafından kesilen 4 adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, yine davacı defterlerine göre davacının davalıya 36.520,00 TL borçlu olduğu icra takibinden önce davacı tarafından yapılan 5.000,00 TL ödeme kaydının davalı kayıtları ile teyit edilmesi halinde 31.520,20 TL borçlu olduğu tespit edildiği, yine davalının defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu söz konusu faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu yine davacı tarafından 09/09/2016 tarihinde 5000,00 TL icra takibinden sonra da 9000,00 TL ödemede bulunulduğu, davacı yanın 22.531,08 TL borçlu olduğu, tarafların defterlerinin birbirini teyit ettiği, davacının davalının düzenlediği ve icraya koyduğu faturalara itiraz etmediği, defterine kaydetmekle, ispat yükünün yer değiştirdiği, davacının dava konusu mal ve hizmeti almadığını davalının edimlerini yerine getirmediğini ispat etmesi gerektiği, bu konuda yaptırılan bir tespit, ayıp ihbarı da olmadığı, davacı defterlerine göre davacının 31/08/2016 tarihi itibari ile 36.520,00 TL borçlu olduğu, ancak davalının defterlerinde de belirtildiği üzere davacı tarafından davalıya dava tarihinden önce 09/09/2016 tarihinde 5000,00 TL 10/11/2016 tarihinde 4000,00 TL, 14/11/2016 tarihinde de 5000,00 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davacının davalıya dava tarihi itibari ile 22.520,20 TL borçlu olduğu gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile; davacının ödeme yapılan 14.000,00 TL açısından borçlu olmadığı ve bu miktar açısından takibin iptaline ve icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı dikkate alınarak, İİK 72/4maddesi gereği tazminata hükmedilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; takipten önce 09/09/2016 tarihinde yapılan 5.000,00 TL’lik ödemenin dava dışı …… tarafından davacı adına müvekkili şirket hesabına yatırıldığından ve ödemenin davalı şirket hesaplarından başka bir hesaba kaydedilmesi nedeni ile icra takibinde bu miktar kadar fazla alacak talebinde bulunduklarını, davacının sadece 5.000,00 TL’lik bu miktar için borçlu olmayabileceğini ancak, takipten sonra yapılan 10/11/2016 tarihli ve 4.000,00 TL bedelli ve 14/11/2016 tarihli 5.000,00 Tl bedelli ödemelerin takip öncesi yapılmış ödeme gibi değerlendirilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davalının alacağının 31.520,00 TL olduğunu, takip tarihinden sonra yapılan 9.000,00 TL’lik ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce dikkate alınması gerektiğini, bu miktar yönünden yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise taşeronunun taşeronudur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında olduğu iddia edilen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı ise davacının taşeronudur. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Davacı, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, buna rağmen icra takibi başlattığını, söz konusu takip nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarını iddia ederken, davalı anlaşma uyarınca edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirdiklerini, kurdukları sistemin 2014 yılından itibaren kullanıldığını, 36.520,20 TL bakiye alacakları bulunduğunu, bu miktarın tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, davanın yersiz olduğunu savunmaktadır. Ankara 9. İcra Dairesinin… esas sayılı dosyası ile davalı, davacı aleyhine 36.520,20 TL üzerinden 24/10/2016 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olur. Dosya arasına alınan 31/08/2016 tarihli mutabakatnameye göre; söz konusu tarih itibari ile davalı, davacıdan 36.520,20 TL alacaklıdır. Bu belge davalı şirket kaşesi ve unvanı belirtilerek imzalanmış, davacı şirket adına ise unvan ve kaşe vurulmaksızın imzalanmıştır. Mutabakatname altındaki imzanın davacı şirket yetkililerine yahut davacı şirketin bu hususta görevlendirdiği çalışanlarına ait olmadığı yönünde bir itiraz söz konusu olmadığından, mutabakatname altında kaşe ve unvanın belirtilmemesi mutabakatnamenin geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Davacı ticari defterleri üzerinde yaptırılan mali müşavir bilirkişi incelemesine göre; 31/08/2016 tarihi itibari ile davacı, davalıya 36.520,20 TL borçludur. Davalı ticari defterleri üzerinde yaptırılan mali müşavir bilirkişi incelemesine göre ise; davacı tarafından yapılan 09/09/2016 tarihli 5.000,00 TL’lik ödeme, 10/11/2016 tarihli 4.000,00 TL’lik ödeme ve 14/11/2016 tarihli 5.000,00 TL ödeme gözetilerek yapılan değerlendirme sonucunda 14/11/2016 tarihi itibari ile davacı, davalı tarafa 22.531,08 TL borçludur. Davacı defterlerini inceleyen bilirkişinin hesaplamaya esas aldığı 31/08/2016 tarihi itibariyle davalı ticari defterlerine göre, davalı davacıdan 36.531,08 TL alacaklıdır. Bu tarih itibariyle taraf ticari defterleri arasında 11,08 TL’lik cüzi bir fark bulunmaktadır. Mutabakatnameye göre de 31/08/2016 tarihi itibariyle davalı alacağı 36.520,20 TL’dir. Taraf ticari defterleri ve mutabakatname dikkate alındığında, davalının 31/08/2016 tarihi itibariyle davacıdan 36.520,00 alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Takip 24/10/2016 tarihinde başlatılmış olup, dava 18/11/2016 tarihinde açılmıştır. Davacı dava ve takip tarihinden önce 09/09/2016 tarihinde 5.000,00 TL, takip ve dava tarihi arasında ise 10/11/2016 tarihinde 4.000,00 TL ve 14/11/2016 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 14.000,00 TL ödeme yapmıştır. Bu ödemeler davacı ticari defter ve belgelerine de kayıtlıdır. Menfi tespit davalarında tarafların hak ve yükümlülükleri dava tarihi itibari ile belirlenir. Dava tarihi öncesinde yapılan toplam 14.000,00 TL’lik söz konusu ödeme nedeni ile davacı davalıya borçlu değildir. Bakiye miktar yönünden davacı, davalıya borçludur. Mahkeme kararında menfi tespite konu edilebilecek miktar bakımından bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin takip ve dava tarihi arasında yapılan 9.000,00 TL’lik ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği yönündeki itirazı yerinde değildir. Ancak, davacı 9.000,00 TL’lik ödemeyi takip tarihinden sonra yaptığından davalı bu ödeme miktarı için takip başlatmakta haklı olup, sadece takip öncesi yapılan 5.000,00 TL’lik ödeme için takip başlatmakta haksızdır. Bu nedenle yargılama harç ve giderleri hesaplanırken, davacı sadece takip öncesi yapılan söz konusu ödemeye tekabul eden giderlerden sorumlu tutulmamalıdır. Mahkemece takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan ödemeler de gözetilerek yargılama giderleri hesaplanması doğru olmamıştır. Mahkemece icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararı nedeniyle alacaklı alacağına geç ulaştığından İİK72/4 maddesi gereğince tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık yoktur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın kısmen kabulüne, Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, davacının davalıya 14.000,00 TL’lik alacak miktarı bakımından borçlu olmadığının tespiti ile bu miktar yönünden takibin iptaline. fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine,
4-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5- İİK 72/4 maddesi hesap edilen 4504,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 580,64 TL peşin harç miktarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 956,34 TL harçtan peşin alınan 580,64 TL’nin mahsubu ile bakiye 375,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 1.255,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 170,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına
9-Davalı tarafından yapılan 679,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 95,38 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına
10-AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
11-Davalı tarafından tarafından yatırılan 240,00 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
12-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 22,75 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 140,05 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır