Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/563 E. 2021/421 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında tarım bilgi sistemlerinin alt bileşenlerinin oluşturulması ve tarım parseli künyelerinin referans ile çalışır hale getirilmesi konulu bir alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davacının … aldığı işi kendilerine taşere ettiğini, davacının işi yapıp teslim ettiğini ancak, davalının iş bedelinin 90.000,00 TL’lik kısmını ödemediğini, bu nedenle Ankara 4. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının davacıya borcununu olmadığını iddia etmesine rağmen fatura ve cari hesap ekstresinin toplamı olan bedeli ödediğine dair herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, gönderilen faturalara yasal süresinde itiraz etmediğini ileri sürerek, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı ile aralarında tarım bilgi sisteminin alt bileşenlerinin oluşturulması ve sayısallaştırılmış tarım parseli künyelerini referansla çalışır hale getirilmesine ilişkin eser sözleşmesi mahiyetinde bir alt yüklenici sözleşmesi aktedildiğini, sözleşmeye ilişkin davacı sorumluluğunda olan ve davacı tarafından idareye teminat olarak yatılması gereken meblağın idare ile yapılan sözleşmenin feshedilerek ceza yaptırımına engel olmak adına davalı tarafından yatırıldığını, sözleşme konusu işin henüz kesin kabulünün yapılmadığını işin tamamlanmadığını, davacının yaptığı işin sözleşme gereği kesin kabulden sonra 2 yıl garanti süresi bulunduğunu, bu nedenle davada davacının hukuki yararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının alt yüklenici sözleşmesi kapsamında üstlendiği işi yaparak, davalıya teslim ettiği, dava dışı idare tarafından davalı yükleniciye hizmet alımları tip sözleşmesi gereğince düzenlenen hakediş alacaklarının ödenerek 17/12/2015 tarihinde davalı tarafından verilmiş olan kesin teminat mektubunun davalıya iade edildiği hususlarının dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacının alt yüklenici sözleşmesi kapsamında ödenmeyen bakiye hakediş alacağının ilamsız takip yolu ile tahsili talebinde bulunduğu, davalı tarafın ise davacı sorumluluğunda olan teminatın davacı tarafından ödenmemesi nedeniyle hakediş alacağından 90.000,00 TL kısmının teminat olarak uhdelerinde tutulduğunu savunduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle yapılan iş bedelinden bakiye 90.000,00 TL alacağının bulunduğu hususu her iki yanın ticari defter kayıt ve belgelerinin tetkikinden anlaşıldığı, davacı yanın 19/12/2014 tarihli ve davalı yanın 24/12/2014 tarihli yazılarının içerikleri ile davacının 27/01/2018 tarihli ihtarname içeriği dosya kapsamı ile değerlendirildiğinde alt yüklenici sözleşmesinin 7. maddesi kapsamında davalı yüklenicinin idareye verilmek üzere davacı alt yükleniciden sözleşme bedelinin %6’sı kadar nakit yada teminat mektubu isteyebileceği düzenlemesi çerçevesinde, davalının davacı alt yükleniciden idareye verilmek üzere nakit yada teminat mektubu talebine dair bir ispat vasıtası sunulmadığı, teminatın davalı tarafından dava dışı idareye verildiği ve işin bitiminde davalı yana iade edilmiş olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 90.000,00 TL ödenmeyen hakediş bedeli alacağının bulunduğu, davalı tarafça 90.000,00 TL hakediş bedelinin ticari defterlerine teminat olarak kaydedilmiş ise de taraflar arasındaki alt yüklenici sözleşmesi içeriğinde teminat tutarının hakediş bedelinden kesilmesine haklı kılan bir düzenlemenin de bulunmadığı gerekçesi ile, 90.000,00 TL hakediş alacağı yönünden kanıtlanan davanın kabulüne dava tarihinden sonra davalı tarafından banka havalesi ile yapılan 45.000,00 TL ödemenin infaz aşamasında nazara alınmasına alacak faturaya bağlanarak taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmakla likid bulunduğundan davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde öngörülen sözleşme bedelinin % 6’sı kadar banka teminat mektubu ya da nakit verileceği yönündeki hükmün davacı tarafından yerine getirilmediğini, davalının idareye karşı sorumlu duruma düşmemek için bu teminatı kendisinin verdiğini, bu nedenle işin sonunda davacı hak edişlerinden teminat kesintisi yapıldığını, davalının sözleşmenin 6. maddesinde kabuller sırasında doğacak vergi, resim, harç ve giderler ve idarenin görevlendirdiği personelin yemek ve ulaşıma giderleri nedeni ile de, 56.000,00 TL kesinti yapılmasının öngörüldüğünü, davacıdan bu sebeple de alacaklı olduklarını, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacının defterlerinin davacı lehine delil vasfı taşımadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alt yüklenici, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle davalının sözleşmenin 7. maddesi uyarınca davacıdan teminat talep ettiği halde davacının teminat vermediği hususunun ispat edilemediği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.147,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.536,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,92 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır