Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/553 E. 2021/429 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2018
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalı ile “İstanbul … İşi” için sözleşmesi imzalandığını, davacının söz konusu işin gereği gibi yerine getirdiğini, buna karşılık olarak sözleşmenin 7. maddesi gereği her hak ediş için % 5’i oranında teminat alacağı tahakkuk ettirilmesi gereğinden hareketle davalı şirkete 01/10/2015 ve 946 nolu toplam 119.465,36 olan fatura düzenlendiğini, ancak davalının bu fatura bedelini ödemediğini, toplamda 143.639,92 TL cari hesap alacakları bulunduğunu ileri sürerek , Ankara 31. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının edimlerini yerine getirmediğini ve ihtarname yoluyla uyarıldığını, ardından sözleşmenin feshine ilişkin noter aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, sözleşme bedelinin 865.000,00 TL + KDV olduğunu ve bu sözleşmeye istinaden davacının toplam 773.185,74 TL faturayı düzenlendiğini, buna karşılık müvekkilinin nakit ve banka ödemeleri ile yansıtma faturaları ve davacı adına ödenen SGK primleri yoluyla toplam 767.129,82 TL ödeme yaptığını, ayrıca davacıdan sözleşmenin 7. maddesi uyarınca 35.391,66 TL nakdi teminat kesintisi yapıldığını, hak ediş faturalarından teminat kesintisi ve ödemeler çıkarıldığında aslında davalıya 29.335,74 TL fazla ödeme yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tanzim edilen taşeronluk sözleşmesine istinaden davacı tarafından davalının asıl yüklenici olarak üstlendiği okul inşaatı işinin sıhhi tesisat, havalandırma, doğal gaz, yangın vb. tesisat işlerinin malzeme dahil işlerinin yapılmasını üstlendiği, işi yaptığı halde bir kısım bedellerinin ödenmediği iddasıyla fatura ve cari hesaba dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının 1 yıllık yasal süre ile derdest itirazın iptali davasını açtığı, taraflar arasında ilk 10 hak ediş konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın 11 nolu hak ediş noktasında toplandığı, ilk 10 hak ediş kapsamında yapılan toplam iş bedelinin KDV tevkifatı ve stopaj kesintisi sonucunda 773.186,23 TL olduğu, davalının nakit, çek ve havale ile yaptığı ödemeler, davacı nam ve hesabına ödediği SGK primleri, davacıya hizmet bedeli hesaplamalı olarak keşide ettiği faturalar hep birlikte hesaplandığında toplam ödemesinin 799.423,06 TL olduğu, mahsup edildiğinde davalının 26.236,83 TL fazla ödeme yaptığı, dolayısıyla davacının talep edebileceği bir alacak bulunmadığı, sözleşme kapsamında işin belirlenen sürede tamamlanmadığı davalının 7 günlük süre vererek işin tamamlanması için davalıya ihtarname tebliğine rağmen işin süresinde tamamlanamaması nedeniyle sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeple feshedildiği, her ne kadar davacı işe süresinde başlanmadığı iddasında bulunmuş ise de herhangi bir ihtarname ve delil sunmadığı, SGK kayıtları ve dava dışı asıl işverene yapılan hak ediş evraklarına göre işe süresinde başlandığı, dolayısıyla davacının bu iddasının yerinde olmadığı, ihtilaf ve takip konusu fatura 11 nolu hak edişe ait olup bu hak edişe ilişkin tarafların imzasını taşıyan hak ediş evrakı ve işin yapıldığına dair herhangi bir tutanak dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla talebe konu fatura içeriğindeki işin yapıldığı kanıtlanmadığı gerekçesi ile, davanın reddine, davacının kötüniyeti ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının 11 nolu hak edişe ilişkin olarak yaptığı imalatlar ile ilgili fotoğrafları ve delilleri sunmasına rağmen, davalı çalışanı …’ın 11 nolu hak ediş konusu çalışmaların yapıldığını ve bu hak ediş ile ilgili olarak kendisinin davacıya mail attığını belirtmesine rağmen davacının 10 nolu hak ediş sonrası bir imalatının olmadığının kabul edilmesinin yanlış olduğunu, davanın konusunun davalının yaptığı fesihte haklı olup olmadığı hususu olmayıp, davacının yapıp da bedelini alamadığı imalatlar olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Taraflar arasında 21/02/2014 tarihli taşeron sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme uyarınca davalının yüklendiği okul inşaatının sıhhi tesisat, ısıtma, soğutma, doğal gaz işlerinin yapımını davacı üstlenmiştir. İlk 10 hak ediş kapsamındaki işler konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 11 nolu hak edişten kaynaklanmaktadır. Davacı 10. hak ediş sonrası yaptığı ve bedelinin alamadığı imalatlarının bulunduğunu iddia ederken; davalı, davacının yaptığı tüm imalatların bedelinin ödendiğini, davcının 10 nolu hak ediş sonrası bir imalatının olmadığını savunmaktadır. Mahkemece davacının 11 nolu hak ediş kapsamındaki işleri yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1- Davacı dava dilekçesinde, davalı da cevap dilekçesinde delil olarak tanık beyanlarına da dayanmış, mahkemece HMK 140 maddesi uyarınca tanıkların hangi hususta dinletilmek istendiği ve dinletilmek istenen tanıkların açık kimlik bilgileri ve açık adreslerinin bildirilmesi konusunda taraflara bir süre verilmeksizin ve de taraf tanıkları dinlenmeden yargılama yapılarak karar verilmiştir. Sözleşme ilişkisi sabit olduğundan yapılan işin metrajı hususunun tanık ve keşif delili ile ispatlanması mümkündür. Bu nedenle mahkemece taraf vekillerine tanıkların dinletilmek istendiği hususlar, tanıkların açık kimlik bilgileri ve açık adreslerinin bildirilmesi hususunda süre verilerek, HMK 200 vd maddeleri hükümleri ve az yukarıda bahsedilen hususlar çerçevesinde tanıkların dinlenip dinlenmeyeceği hususunda bir ara karar kurulması, tanık dinlenmesine karar verilmesi durumunda, 10. hak edişin düzenlendiği 07/09/2015 tarihi ile 11. hak edişin düzenlendiği 01/10/2015 tarihleri arasında davacının iş mahallinde bir çalışmasının olup olmadığı, 11 nolu hak ediş içeriğinde belirtilen imalatların davacı tarafından yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gereklidir.
2- Davacı taraf davalı çalışanı …’ın hak edişler konusunda bilgisi olduğunu, hak edişlerle ilgili bu kişinin gönderdiği emailler üzerine davacının faturalar düzenlediğini, ihtilaf konusu 11 nolu hak ediş ile ilgili olarak da atılan email üzerine fatura düzenlendiğini iddia etmektedir. İsmi geçen kişi dosyaya sunduğu 29/11/2018 tarihli dilekçesinde, davacı iddiaları ile aynı doğrultuda beyanlarda bulunmaktadır. Davacı tarafın bu konudaki iddiasının da araştırılarak, taraflar arasında iddia edildiği gibi bir mutad uygulama bulunup bulunmadığı hususunun da araştırılması ve bu durumun uyuşmazlığın esasına etkisinin de incelenmesi gereklidir.
3- Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin sözleşme ve eklerine, teknik şartlara, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılıp teslim edildiğini ispat külfeti yükleniciye, ödemeleri ispat külfeti ise iş sahibine aittir. Uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi halinde mahallinde keşif yapılarak konusunda uzman ve deneyimli teknik bilirkişilerden rapor alınması da zorunludur.
Somut olayda, taraflarca keşif deliline dayanıldığı halde mahkemece keşif yapılmadan, önceki hak edişlere girmeyen ve uyuşmazlığa konu 11 nolu hak edişte belirtilen imalatların mahallinde kontrolü ve denetlenmesi yapılmadan, dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu üzerine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Taraf vekillerinin iş mahallinde şu aşamada bu bağlamda görülebilecek bir imalat olup olmadığı hususunda beyanları da alınarak keşif yapılmasının uyuşmazlığın çözümüne halen bir katkı sağlayacağının anlaşılması halinde keşif yapılmak suretiyle, aksi durumda dosya üzerinden bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen konuların da değerlendirildiği ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır