Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/526 E. 2021/576 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
….
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 15/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalının 31.10.2017 tarihli sözleşme uyarınca yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz olarak süresinde yerine getirmemesi üzerine Ankara 66.Noterliği’nin 21.03.2018 günlü ihtarnamesinin keşide edilmesiyle edimlerin 19.04.2018 ve 20.04.2018 tarihlerinde yerine getirildiğini, davalının edimi sözleşmede ifa için belirlenen süreden sonra yerine getirdiğinden sözleşmenin 12.ve 13.maddeleri uyarınca vade farkı alacağı ve gecikme cezası alacağının bulunduğunu, bu bedelin ödenmesi için … 8. Noterliği’nce 05.07.2018 günü düzenlenen ihtarnamesinin keşide edildiğini, bedel ödenmediğinden Ankara 23.İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasıyla takip başlattığını, davalının bu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme edimini tam ve zamanında yerine getirdiğini, gecikme olduğu kabul edilse bile bunun davacının kusurundan kaynaklandığını, dava konusu yer inşaat halinde olduğundan imalat yapılmadığını, gecikmenin bu nedenle olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.maddesindeki ceza-i şartın TBK’nın 179/2.maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza-i şart niteliğinde olduğu, davacının bu tazminatı talep edebilmesi için öncelikle sözleşmenin süresinde ifa edilmemesi gerektiği, somut olayda, davalı tarafından edimin 19.04.2018 ve 20.04.2018 tarihlerinde yerine getirilmiş olduğunun, davacının keşide ettiği …. 8. Noterliği’nin 05.07.2018 günlü ihtarnamesiyle kanıtlandığı, davacının edimini süresinde yerine getirmediği iddia edilmiş ise de davalıya ek süre verildiği, bu hususun Ankara 66.Noterliği’nin 21.03.2018 günlü ihtarnamesinden anlaşıldığı, dolayısıyla, davalının süresinde edimini yerine getirdiğinin kanıtlandığı, tazminat istemi için diğer bir koşulunda da iş sahibinin bu hakkından açıkça feragat etmemiş olması veya ifayı çekince şerhi ile kabul etmiş olması gerektiği, somut olayda, davacının ceza-i şart alacağından feragat etmediği, ancak, ifayı çekince koymak suretiyle kabul ettiğine ilişkin bir kanıt sunmadığı, nitekim, davacı vekili 14.01.2019 günlü duruşmada taraflar arasında düzenlemiş bir teslim tutanağı olmadığını beyan ettiği, dolayısıyla, ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin ifanın kabul edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenlerle, davacının davalıdan talep edebileceği bir tazminat bulunmadığı, davalı, haksız olarak takip yapılması nedeniyle davacıdan tazminat alınmasını talep etmiş ise de, davacının sözleşmeye dayanarak takip başlattığı, kötüniyetinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının edimini süresinde yerine getirmediğini, 21/03/2018 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, yüklenicinin edimini 20/04/2018 tarihinde gecikmeli olarak ifa ettiğini, bu ihtarnamede süresinde ifa edilmemesi halinde cezai şartı ve vade farkının ödenmesinin kararlaştırıldığının ihtar edildiğini, cezai şart ve vade farkı alacağının saklı tutulduğunu, gerekçede vade farkı ile ilgili açıklama bulunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki mevcut belgelerin incelenmesinden; yüklenicinin işi 20/04/2018 tarihinde tamamlayarak teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı yüklenici savunmasında; dava konusu yerin inşaat halinde olduğunu, bu nedenle imalat yapılamadığını, gecikmenin de bu sebeple olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, iş sahibi davacı tarafından, davalı yükleniciye ek süre verildiği ve ihtirazı kayıt bulunmadığı gerekçesiyle, cezai şart istemine yönelik talebin de reddine karar verilmiştir.
Sözleşmenin 13. maddesinde kararlaştırılan ceza, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/II. maddesine göre borcun belirlenen zamanda ifa edilmemesi halinde ödenmek üzere kararlaştırıldığından ifaya ekli ceza şart niteliğindedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince; ifaya ekli cezai şartla ilgili ihtirazî kayıt, saklı tutma irade ve beyanının kabul tutanağında ya da kabulden itibaren makul bir süre içinde yapılması zorunlu olmadığı, kabulden önce yükleniciye gönderilecek bir ihtarname, iş bedelinin ceza alacağı kesilerek ödenmiş olması gibi, bu alacağı isteme hakkının saklı tutulduğu anlamına gelecek fiil ile gerçekleştirilip kanıtlanabileceği gibi; yükleniciye işin bitirilmesi için ek süre verilmiş olması halinde de, cezai şartın talep edilebileceği kabul edilmektedir (Yargıtay 15. HD. …. sayılı ilamları ve benzer içtihatları).
Somut olayda; davacı iş sahibi tarafından, davalı yükleniciye teslimden önce gönderilen 21/03/2018 tarihli ihtarnamede, sözleşmenin 13.maddesi gereğince gecikme cezası kararlaştırıldığı ve sözleşmeden kaynaklı tüm yasal haklarını kullanacağını ihtar ettiği, böylece; davacı iş sahibinin cezai şart talebini saklı tuttuğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davalının, gecikmenin, davacıdan kaynaklandığına dair savunmasına ilişkin deliller toplandıktan sonra, işin yapımında gecikme olup olmadığı, gecikme olduysa, bunda davacı iş sahibinin kusurunun bulunup bulunmadığı, kusurlu değil ise; gecikme süresi ve cezai şart miktarı tespit edilerek, sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususlarda hiç bir inceleme ve değerlendirme yapılmaması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2019 gün ve…. Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 03/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …