Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/500 E. 2021/427 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

… (Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Elatmanın Önlenmesi

KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 10/09/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; öncelikle ilk derece mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirme talepleri bulunduğunu, tarihi eser niteliğinde bulunan Eskişehir ili … ilçesi … … Binası’nın bir grup restorasyon işinin davacı şirkete 1.220.000,00 TL karşılığında yüklendirildiğini, davalı şirketin ise 02/06/2017 tarihli sözleşme ile kendilerine karşı restorasyon işinde yapacağı işlerin onaylı projelerine göre yapılacak inşaat, elektrik ve mekanik tüm imalatlarının yapımını üstlendiğini ancak davalı şirketin taahhüt ettikleri 02/06/2017 tarihli sözleşme hükümlerine riayet etmediğini, işleri tamamen durdurduğunu, buna ilişkin mahkemenin …. D.iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, bu netice ile davalı tarafla davacı tarafın görüşme, uzlaşma istemine dair tüm müracaatlarının sonuçsuz kaldığını ve Eskişehir 5. Noterliği’nin 22/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, ancak davalının şantiyeyi boşaltmadığını, imalatta kullanılan malzemelerin müvekkili şirketten onay alınmadan şantiye sahasına getirilerek kullandığını, bu durumun tespiti amacıyla sözleşmedeki iş yerine gelen işveren temsilcisi ve beraberindekileri polis marifetiyle engellediklerini, bu nedenle de davacının başka ekip ve ekipmanları şantiyeye sokamadığını ve hak edişini alamadığını, müvekkili tarafından sözleşmede verilen yetkiye dayanılarak karşı tarafa verilen çeklerin ödenmesinin durdurulması ve iadesi için mahkemenin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, tüm bu nedenlerin değerlendirilmesi neticesinde davalı tarafın feshedilen 02/06/2017 tarihli sözleşmeye konu Eskişehir ili … İlçesi … … Binası ve şantiye alanının tamamına yaptığı müdahalesinin menine, davalıya ait dava konusu yerde bulunup da inşaatta kullanılmamış olan malzeme, ekipman ve eşyaların kaldırılmasına, tarafları ve konusu aynı olan bu davanın mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı tarafından verilen 14/03/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile 26/09/2017 tarihinde Konya .. .. .. … bir kısım ahşap işçiliğinin yapımı için sözleşme düzenlediklerini, bunun karşılığında 30/09/2017 tarihinde 60.000,00 TL ve 31/08/2017 tarihinde 23.000,00 TL’lik çek aldıklarını, çeklerin elinde bulunduğunu, 23.000,00 TL’lik çek ödenmeyince çeki icraya verdiğini, bu konudaki icra takibinin devam ettiğini, davacı tarafa borcu olmadığı gibi, davacı taraftan alacaklı durumda olduğunu ve davacının taahhüdünü yerine getirmediğini, sözleşme ve muvaffakatnameyi dilekçe ekinde dosyaya sunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 19/04/2018 tarihli duruşmadaki beyanında da; dava açıldıktan sonra asıl iş verenin davacı şirketin işine son verdiğini, davacı şirketin dava konusu yaptığı inşaattan ayrıldığını, asıl iş sahibi şirketin kendisi ile anlaştığını ve şimdi asıl şirket adına aynı işi kendisinin sürdürdüğünü, dava konusu iş nedeniyle davacı taraftan 1.220.000,00 tutarında çek aldığını, karşılıklı düzenledikleri ibraname ile hiçbir bedel tahsil etmeksizin aldığı çeklerin tamamını davacıya iade ettiğini, aralarında bir ihtilafın kalmadığını ancak davacı tarafın davayı takip etmemesi sebebiyle kendisinin de davayı takip etmek istemediğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarih …. Esas ve …. Karar numaralı kararında özetle; dava, davacının asıl işveren, davalının taşeron olduğu işe ait sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi sebebiyle davalının dava konusu yerden fesih sonrası ayrılmaması nedeniyle oluşturduğu haksız müdahalesinin men’i talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin fesh edilmesi nedeniyle davalının sözleşme konusu yere müdahalesinin devam edip etmediği, davacının müdahalenin men’i talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit edildi.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; sözleşme suretini, karar suretini, tutanak suretlerini, mahkememizce yapılan….D.iş sayılı keşif tutanağını ve kararını, ihtarname suretini sunmuştur.
Mahkememizce … Belediye Başkanlığı’ndan … … …. Restorasyon Yapım işine ilişkin sözleşmeler, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanlığı’ndan 18/02/2016 tarih ve 3858 sayılı kararın bir sureti, Eskişehir 5. Noterliği’ne ait ihtarname suretleri celp edilmiştir.
Celp edilen belediye yazısı ve sözleşmelerden … … binası restorasyon yapım işine ilişkin … Belediyesi ile…İnşaat şirketi arasında 29/08/2016 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, … inşaat şirketi ile davacı … … … Ltd. Şti arasında alt taşeron sözleşmesi imzalandığı, yine davacı … … Ltd. Şti ile davalı … arasında da 02/06/2017 tarihli ikinci bir alt taşeronluk sözleşmesi düzenlendiği görülmüştür.
Dava öncesinde mahkememizin …. D.iş sayılı dosyası ile dava konusu yerde mimar bilirkişi aracılığıyla 24/08/2017 tarihinde yapılan keşifte şantiyenin kapısında asma kilit olup, kapısının kilitli bulunduğu, içeride hiç bir çalışma bulunmadığı gibi davalı taşeron veya temsilcilerinden de kimsenin olmadığı, telefonla yapılan çağrı üzerine davalının gelip anahtarı ile şantiyeyi açtığı mahkemece şantiyede işin durdurulduğunun, şantiyede bir faaliyetin olmadığının gözlendiği tespit edilmiştir.
Yine dava dilekçesine ekli olarak mimar … ve şirket çalışanı … tarafından tutulan 09/08/2017 ve 21/08/2017 tarihli tutanaklarda taşeronun işçilerini şantiyeden çektiği, ekibini çıkardığı, şantiyenin kapalı ve hiç bir faaliyette bulunmadığının tutanak altına alındığı görülmüştür.
Davacı taraf Eskişehir 5. Noterliği’nin 28/08/2017 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiş, sonrasında 14/09/2017 tarihinde iş bu müdahalenin meni davasını açmıştır.
Davacı delilleri içinde sunulan yukarıda belirtilen keşif tutanağı ve mimar … ve şirket çalışanı … tarafından tutulan 09/08/2017 ve 21/08/2017 tarihli tutanaklar ile davalının 28/08/2017 fesih tarihinden önce şantiyeden işçilerini çekerek ayrıldığı herhangi bir faaliyetin olmadığı, bu tespit sonrasında 28/08/2017 tarihinde sözleşmenin feshinin de davalının faaliyetli işlerini durdurması sebebiyle yapıldığı anlaşılmakta olup fesih sonrası dava tarihine kadar davalının şantiyeye müdahalesinin olduğu, şantiyeden ayrılmadığı, dolayısıyla şantiyede haksız müdahalesinin devam ettiği davacı tarafça ispatlanmadığından davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 12/02/2019 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dairece yapılacak istinaf incelemesi neticesinde müvekkili lehine bozulması/kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini,
Müvekkili tarafından Eskişehir İli, … İlçesi, … … Binası’nın bir kısım restorasyon işinin yüklenildiğini, davalı tarafın, müvekkili ile arasında akdedilen 02/06/2017 tarihli sözleşme gereği tarihi eser niteliğindeki binanın restorasyonu kapsamında onaylı projelere göre yapılacak inşaat, elektrik ve mekanik tüm imalatlarını yerine getireceğini ancak davalı tarafça sözleşme hükümlerine göre taahhüt edilen edimlerin ifa edilmediğini, işlerin tamamen durdurulduğunu, müvekkili şirketin, davalı tarafa sözleşme konusu edimlerinin gereği gibi ifası hususunda pek çok kez ihtarda bulunduğunu, mamafih müvekkili şirketin uzlaşma çabalarının sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine Eskişehir 5. Noterliği’nin 22/08/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili şirketçe, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, ancak, davalı tarafça sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediği gibi, müvekkili şirketin restorasyon işi için faaliyette bulunduğu şantiyenin de sözleşme konusu işin başka bir şirket ve/veya müvekkili şirketçe ifasına uygun hale getirilmediğini, davalı tarafın tüm bu davranışları nedeniyle müvekkili şirketin hak edişlerini alamadığını, bu suretle hem maddi hem de idareye karşı ticari itibarının zedelenmesiyle manevi zarara uğramış olduğunu, yerel mahkemede açılan istinaf incelemesine konu ettikleri iş bu davanın, davalı tarafın restorasyon konusu faaliyet alanında müdahalesinin men’ine karar verilmesi talepli olduğunu, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda usul ve yasaya aykırı olarak eksik araştırma ve inceleme neticesinde, delillerinin dahi toplanmaksızın davanın reddine karar verildiğini, istinaf incelemesi için istinaf yoluna başvurma zaruretlerinin hasıl olduğunu,
Davalı tarafın bizatihi şantiye alanı içerisinde bulunmamasının, davalının müdahalesinin olmadığı anlamına gelmeyeceğini, nitekim, davalıya ait inşaat malzemelerinin, araç ve gereçlerinin bir kısım makina, alet ve edevatlarının halen şantiye alanı içerisinde olduğunu,
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin gerekçeli kararında müvekkili şirketin çalışanlarınca tutulan tutanağa dayalı olarak davalı tarafın şantiye işçilerinin şantiye alanında olmadığının, davalının faaliyetini durdurduğu gerekçesiyle yanılgılı değerlendirmeyle müdahalesinin de bulunmadığının belirtildiğini ve davalarının reddedilmiş olduğunu, buna karşın, davalı tarafın, işçilerinin bizatihi şantiye alanında bulunmamasının, müdahalelerinin de olmadığı anlamına gelmeyeceğini, davalı tarafın, şantiye alanı içerisine koyduğu inşaat malzemelerinin, ekipmanlarının, alet edevatlarının ve bu nitelikteki pek çok malzemelerinin, müvekkili şirketin şantiye alanı içerisinde çalışmasına ve/veya bir başka şirketi çalıştırmasına engel olduğunu, bu suretle şantiye alanına müdahalede bulunmakta olduklarını,
Mahkemece de görüleceği üzere müdahalenin varlığının sadece müdahale eden ve/veya temsilci veyahut işçilerinin müdahale edilen alanda bulunması durumunda kabul edilmeyeceğini, müdahale edilen alanın; hak sahibinin, müdahale edilen alandaki yetkilerini kullanmayacak durumda bırakılması halinde de müdahalenin varlığının sabit olacağını, aksi bir kabulde, farz-ı misal ev sahibinin evinin, üçüncü bir kişi tarafından, bir kısım pek çok eşya ile doldurulması halinde de müdahalenin varlığından bahsedilemeyeğini ve bu durumun da hakkaniyete aykırı olacağını, bu doğrultuda dava konusu olayda da, davalı tarafça, şantiye alanının davalıya ait pek çok sayıda malzeme v.s ile doldurulmuş olduğunu, bu suretle müvekkili şirketin şantiye alanında çalışmasının engellenmiş olduğunu, şantiye alanına davalı tarafça haksız olarak müdahale edildiğini, ayrıca, tarihi eser niteliğindeki, normal bir kapının 3-4 katı büyüklüğündeki, şantiye alanının giriş kapısının, davalı tarafça kilit altında tutularak, müvekkili temsilcilerinin girişine hiçbir şekilde izin verilmediğini ve girişlerinin engellendiğini,
Yerel Mahkemece, davalı tarafın yukarıda zikrettiklari inşaat malzemelerinin şantiye alanı içerisinde olduğunun tespit edilmesine yönelik keşif taleplerinin reddedildiğini, davalının müdahalesinin olup olmadığına dair net bir tespit yapılmadığını, 06/11/2018 tarihli duruşmada, taraflarınca davalarının ispatı amacıyla delillerinin toplanması, tanıklarının dinlenilmesi ve dolaylı olarak davalı tarafa ait pek çok sayıda inşaat malzemesinin şantiye alanınında bulunduğunun tespiti amacıyla keşif yapılmasına dair taleplerinin, incelenecek başka bir hususun kalmadığı gerekçesiyle reddedilmiş olduğunu ve yine aynı tarihli duruşmada davanın reddine karar verildiğini,
Yapılacak istinaf incelemesinde de görüleceği gibi, yerel mahkemece hiç bir delilleri toplanmaksızın, tanıkları dinlenilmeksizin, şantiye alanında keşif yapılmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu varsayımlar doğrultusunda davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Tüm bu açıklanan nedenlerle, davalının şantiye alanında halen inşaat malzemeleri, bir kısım alet edavat, makine, büyük şantiye makineleri bulunduğundan, müdahalesinin devam ettiği gözetilmeksizin, bu durumun tespiti amacıyla keşif de yapılmaksızın verilen kararın, yapılacak istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına/kaldırılmasına karar verilmesini, re’sen görülecek nedenlerle, tanıklarının dinlenilmeksizin, delillerinin toplanılmaksızın ve özellikle davalı tarafın şantiye alanında müdahalesinin tespitine yönelik keşif yapılmasızın, eksik inceleme ve araştırma neticesinde varsayıma dayalı olarak verilen Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı kararının yapılacak istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalının, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesine karşı dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen 02/06/2017 tarihli sözleşme ile davalı alt taşeronun , davacının yine taşeron olarak üstlendiği … ilçesi … … Binası’nın bir grup restorasyon işinin yapımını üstlendiği, ancak davalı taşeronun sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirmediği ve inşaatı durdurduğu, bu durumun mahkeme marifetiyle tespit ettirildiği ve sonrasında taraflar arasındaki sözleşmenin davalıya gönderilen noter ihtarnamesiyle feshedilmesine rağmen davalının işin yapılacağı şantiye alanını boşaltmadığı, bu alanda bulunan malzemelerini boşaltarak müdahalesine son vermediği iddiasıyla açılan davalının müdahalesinin men’i ve iş yerinde bulunan malzeme, ekipman ve eşyalarının kaldırılması istemine ilişkindir.
Davalı sunduğu cevap dilekçesinde, davacıya bir borcu olmadığını, sözleşme kapsamında davacı tarafından verilen çeklerin ödenmediğini, bu sebeple verilen çeklerden bir tanesini icra takibine konu ettiğini, davacı tarafın taahhütlerini yerine getirmediğini, bu sebeple davanın reddini talep etmiş, yargılama aşamasındaki beyanında da; asıl iş verenin davacı taşeronun işine son verip işi taşeron olarak kendisine verdiğini, davacı şirketin bu sebeple inşaat alanından ayrıldığını, aynı iş yerinde kendisinin sözleşme gereği işi sürdürdüğünü, davacı taraftan davaya konu 02/06/2017 tarihli sözleşme kapsamında almış olduğu 1.220.000,00 TL tutarındaki çekleri tahsil etmeksizin davacı tarafa iade ettiğini ve bu konuda birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerine dair ibraname düzenlediklerini, bu konudaki ibraname örneğini de dosyaya sunduğunu beyan etmiş ve sunulan ” İbra-Taahhüt Sözleşmesi ”nin dosyada bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece … Belediyesi’nden sözleşme konusu işe ilişkin evrak ve belgeler getirtildikten sonra ve mahkemenin …. D.İş sayılı dosyasında davadan önce yapılan tespit dosyasındaki belirlemelere göre tespit sebebiyle yapılan keşif sırasında şantiyenin kapısının kilitli olduğu, içeride hiçbir çalışmanın bulunmadığı gibi, davalı taşeron veya temsilcilerinden de kimsenin bulunmadığının anlaşıldığı, bu sebeple davalının şantiye alanına müdahalesinin devam ettiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı kabul edilerek davanın reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı taraf, dava dilekçesinde delillerini bildirmiş, tanık ve keşif deliline dayanmış ve tanıklarını da bildirdiği halde mahkemece davacı delilleri toplanmadan ve mahallinde keşif icra edilmeden davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Yine davalı tarafça, davaya cevap verilmiş, sözleşme konusu işin asıl işveren tarafından davacının sözleşmesi feshedilerek kendisine taşeron olarak verildiğini, sözleşme kapsamındaki işlerin asıl işveren adına kendisi tarafından yerine getirildiğini ve işin yapımının devam ettiğini, davacı ile karşılıklı ibralaştıklarını, davacı çeklerini tahsil etmeden davacı tarafa iade ettiğini, bu konuda düzenlenen ibraname tutanağını dosyaya ibraz ettiğini beyan etmiş ve savunmada bahsi geçen ibra tutanağının dosyada mevcut olmasına rağmen mahkemenin gerekçeli kararında davalının davaya cevap vermediği söylenerek davalının savunması ve gösterdiği delillerin de değerlendirilmesinin yapılmadığı görülmüştür.
HMK’nın 266. maddesi uyarınca çözümü hukuk dışında özel veya teknik bir bilgiyi gerektirdiği hallerde tarafların isteği üzerine ya da re’sen bilirkişi seçilmesi gerekmektedir. Davadaki istem, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin davacı yüklenici tarafından feshedilmiş olması sebebiyle feshe rağmen inşaat alanını boşaltmayan davalı taşeronun şantiye alanına yaptığı müdahalenin önlenmesi ve şantiye alanının boşaltılması istemine ilişkin olup, mahkemece davalının müdahalesinin olup olmadığı konusunda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tespit dosyasında yapılan belirlemeler ve bu dosyadaki mimar bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın “Hukukî Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini, duruşmaları takip etme hakkını ve bu arada ileri sürdüğü delillerin toplanmasının ve bu delillerin hukuk kuralları içerisinde değerlendirilmesini kapsar.
Somut olayda davalı tarafın aşamalardaki dilekçelerde ve beyanlarında davacının sözleşmesinin asıl işveren tarafından feshedilerek taşeron olarak kendisine verildiğini, sonrasında da davacı şirket ile karşılıklı ibralaştıklarını, davacı çeklerini iade ettiğini belirtmesine ve bu konuda taraflar arasında düzenlenen ibra tutanağının bir örneğini de dosyaya ibraz etmesine rağmen davalı savunması ile dosyaya davalı tarafça sunulan deliller değerlendirilmeksizin yine davalı tarafça dosyaya sunulan ibraname tutanağına karşı davacının beyanları alınmadan yargılamanın sonuçlandırılmış olması, savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesine düzenlenen hukukî dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir.
Yine davacı tarafından açıkça keşif deliline dayanılmış olmasına rağmen mahallinde keşif yapılmaksızın davalının yokluğunda yapılan delil tespitindeki belirlemeler ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacı delilleri toplanmadan hüküm kurulması da davacının adil yargılanma hakkı kapsamındaki 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkını ihlâl niteliğinde değerlendirilmiştır.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman ve tespit bir bilirkişi raporunda imzası bulunan bilirkişi dışında başka bir bilirkişi seçilmek suretiyle, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de değerlendirilmeli, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin ibra ile sona erdirildiği ve işin asıl işveren tarafından kendisine taşeron olarak verildiği ile ilgili savunması üzerinde durulmalı, mahallinde keşif yapılmak suretiyle iddia ve savunmalar değerlendirilerek, buna göre davalının şantiye alanına haksız müdahalesinin olup olmadığı değerlendirilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması ve yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)-a.6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülerek esasa ilişkin yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Davacı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2 – Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarihli ….Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – İstinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5 – Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır