Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/493 E. 2021/371 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalının …. bulunan konut inşaatına ilişkin olarak taşeron sözleşmesi aktedildiğini, davacının bu sözleşme uyarınca üstlendiği işleri yaptığını, taraflar arasında imzalanan protokol gereği imalat değerinin 104.000,00 TL olduğunu, anlaşmaya göre davalı tarafın söz konusu binadaki 17 nolu daireyi davacıya 125.000,00 TL bedel üzerinden devretmek suretiyle iş bedelinin ödeneceğini, aradaki 21.000,00 TL’nin 7.000,00 TL’den 3 adet toplam 21.000,00 TL ‘lik bonoyu davacının davalıya vermek suretiyle ödeyeceğini, bahsedilen dairenin kendilerine teslim edilmediğini, ve bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacının 104.000,00 TL’lik imalat yapmadığını, yaklaşık 20.000,00 TL – 25.000,00 TL civarında imalatın söz konusu olduğunu, bu bedelin de davacı tarafa ödendiğini, 17 nolu dairenin yerine davacı şirketin talimatı doğrultusunda aynı parselde bulunan.. … … teminat olarak verildiğini, işlerin ayıplı ve eksik icra edildiğini, 22 nolu daire tapusu verilmesine rağmen işlerin gereği gibi yapılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir .
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında davalının üstlendiği işin, pvc ve pimapen işlerini davacının taşeron olarak yapması konusunda protokol düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacı tarafça eksik imalat yapılıp yapılmadığı, davacının eksik imalat yapması durumunda davalı tarafça eksik edimlerin kabul edilip edilmediği, edilmiş ise karşılığının ödenip ödenmediği hususlarına ilişkin olduğu, 17 nolu daire yerine 22 nolu dairenin davalı tarafından davacının … … şirketine olan borcuna karşılık verildiği iddiasının kanıtlanabilme noktasının önem taşıdığı, gerçekten iş sahibi kooperatiften davalı … .. adına …’in 22 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle … … devredildiği, bu devrin 125.000,00 TL’lik düzenleme sebebi belirtilmeyen teminat senedine ilişkin olduğunun davalı tarafça savunulduğu, tapuda yer alan soyadındaki (…-…) değişikliğin de hatadan kaynaklanabileceği, davacının ıslah ile talebini 56.640,00 TL’ye kadar indirmesiyle de bu durumun kuvvet kazandığı, sonuç olarak; davacı hem işi yapacak hem 21.000,00 TL’lik senet verecek ve bu konularda ve ödeme olgularında hiç sorun çıkmayacak hem de tapu değerinden çok az miktar alacağın varlığını kabul edecek bu durumun her ne kadar davalının savunmasının doğruluğunu tam olarak ortaya tereddütsüz bir şekilde kanıtladığını ortaya koyamasa da, hayatın olağan akışına ve ticari anlayışa ters düştüğünün değerlendirildiği, ayrıca; dava dışı 3.kişilerden edinilecek bilgiler ve ticari kayıtlar ile davanın yönlendirilmesi yerine, dosyadaki kanıtlar çerçevesinde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; … dairenin davacının talimatı ile dava dışı … … devredildiği, kabulünün isabetli olmadığını, bu kabule dayanak gösterilen belgeyi tanzim eden … …’in davacı şirketin yetkilisi olmadığını, …’a bu hususta bir talimat da verilmediğini, daire devri yapılan … isimli şahsın soy ismi konusunda da belirsizlik bulunduğunu, davalı tarafın eksik ve ayıplı imalat savunmasını ispat edemediğini, davacı tarafa devredilmesi gereken dairenin de devredilmediğini, davacının yaptığı iş bedelini alamadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı taşeron davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir.
Taraflar arasında imzalanan 27/08/2011 tarihli protokol ile davalının yüklenicisi olduğu dava dışı SS. … Ankara İli, … İlçesi, … Mevkiinde yürüttüğü inşaatın pvc ve pimapen işlerinin davacı tarafça 103.950,00 TL bedel üzerinden yapılması, iş bedeline karşılık davacıya söz konusu binadaki 17 numaralı dairenin 125.000,00 TL bedel üzerinden devredilmesi, iş bedeli ile daire bedeli arasındaki farkın davacının davalıya vereceği her biri 7.000,00 TL toplam 21.000,00 TL bedelli bonolar ile ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı protokol ile üstlendiği edimlerin gereğini yerine getirdiğini ancak, davalının daire devrini yapmadığını iddia ederken; davalı, davacının talimatı üzerine 17 numaralı daire yerine 22 numaralı dairenin … … isimli kişiye teminat olarak devredildiğini, bu hususa yönelik davacı şirketin ortaklarından … … imzalı belgenin bulunduğunu savunmaktadır.
HMK’nın 33. maddesi uyarınca resen gözetilmesi ve uygulanması gereken sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 213. maddesinde “Gayrimenkul satımı muteber olmak için resmi senede raptedilmek şarttır. Gayrimenkule dair satım vaadi ve bey’i bilvifa ve istimlak mukavelesi resmi senede raptedilmedikçe muteber değildir. Mukaveleden mütevellit şuf’a hakkı için tahriri şekil kafidir.” denilmiştir. TMK’nın 706. maddesinde de; (sözleşme tarihinde 818 sayılı Kanun’un 634. maddesine paralel); aynen “.(1)..Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.” (2) Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tabidir.” düzenlemesi ile tapulu taşınmazlarının devrinin ne şekilde yapılacağı açıklanmıştır. Öte yandan, Tapu Kanunu’nun 26. maddesinde de, görevli yerin “tapu sicil muhafızları veya tapu sicil memurları” olduğu açıklanmıştır. Diğer taraftan noterlerin tapulu taşınmazların satışına ilişkin satım akti düzenlemesi mümkün olmayıp, sadece “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” yapabilirler. Noterlik Kanunu’nun 60. maddesinin 3. bendi gereğince bunun dışında yapılan her türlü sözleşme geçersizdir.
Kural olarak, taşınmaz satış vaadini de içermesi nedeniyle resmi şekilde düzenlenmesi gereken 27/08/2011 tarihli sözleşmenin adî yazılı şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğu kabul edilmekteyse de, tarafların iradelerinin yüklenici tarafından yapılan işin bedeli olan 103.950,00 TL’nin söz konusu yerdeki 17 numaralı bağımsız bölümün 125.000,00 TL bedel karşılığında devri ve yüklenicinin de 21.000,00 TL ödeme yapması karşılığında ödenmesi hususunda uyuştuğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle, somut olayda, sözleşmenin bir bütün halinde geçersiz olduğu görüşü yerine, doktrinde de kabul edilen ve özellikle İsviçre Hukuku’nda … tarafından savunulan kısmi butlan görüşünün uygulanması gerekir. Bu görüşe göre, sözleşmenin taşınmaz satış vaadini içeren kısmı geçersiz olmakla birlikte, iş bedeli konusunda tarafların iradeleri uyuşmuş olduğundan, iş bedelinin sözleşme hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerekecektir. Diğer yandan taraflar arasındaki sözleşme, iş bedeli karşılığında tapuda pay devrini içerdiğinden TMK’nın 706, BK’nın 213, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri gereğince noterde düzenleme şeklinde veya tapuda resmi biçimde yapılması gerekirken noterde imzalanmış ancak düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi biçiminde yapılmadığından geçersiz ise de, dosya kapsamı ile iş bedeli olarak verilmesi kararlaştırılan 17 nolu daire yerine, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca 22 nolu dairenin yüklenicinin dava dışı 3. kişiye devredildiği iddia edildiğinden sözleşme uyarınca tapuda pay devri yapılması durumunda akit geçerli hale geleceğinden geçersizlik iddiasında bulunulamayacaktır.
Dosya arasına sunulan tarihsiz, … … imzalı belgede “…. bağımsız bölüm numaralı taşınmazın devrine ilişkin, 22/03/2012 tarihli resmi senet ve devre ilişkin dayanak belgeleri getirtmek suretiyle, yukarıda bahsedilen daire değişikliğine ilişkin belge altında imzası bulunan ve davacı şirketin ortaklarından olduğu anlaşılan … …’in düzenlediği belgenin davacı şirketi bağlayıp bağlamayacağı hususunun, davacı şirketi temsil ve imzalı kişi tarafından tapuda devir yapılıp yapılmadığı da irdelenmek suretiyle ortaya konulmasıdır. Bu araştırmanın sonucuna göre geçerli bir devir yapılmış ise daire bedelinin ödendiği, devir yapılmamış ise bu miktar kadar ödemenin yapılmadığı kabul edilerek, davacının protokol çerçevesinde hak kazandığı iş bedeli tespit edilmeli ve iş bedelinden alamadığı miktar olup olmadığını belirlenmeli ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece eksik inceleme yoluyla karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır