Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/488 E. 2021/472 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK 353/1-b.1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2018
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : Alacak , İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak , İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; taraflar arasında 14/01/2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmeyerek işte kullanılan tesislerini sökmeye ve iş yerini terk etme hazırlıklarına başladığını, keşide edilen ihtarname ile davalıdan 23 gün içinde sözleşmeye göre eksik kalan bakiye 46.425,30 ton kum-çakıl üretiminin yapılmasının talep edildiğini, verilen sürede talebin yerine getirilmemesi durumunda sözleşme konusu ifanın kabul edilmeyeceği sürenin bitiminden sonra sözleşme konusu ifa yerine, müspet zararın talep edileceğinin davalıya tebliğ edildiğini, ihtara rağmen davalının işte kullanılan tesislerini söküp iş yerini terk ettiğini, akabinde davalının müvekkiline 244.477,93 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, borcun fatura ile davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturaya dayalı borcu ödemediğini, diğer yandan sözleşmenin 13.maddesi uyarınca işlerin 30/11/2010 tarihine kadar bitirilmesi gerektiğini, 26.madde uyarınca davalı gecikilen her takvim günü için sözleşme bedeli olan 1.375.000,00 TL’nin binde bir buçuğu olan 2.062,50 TL gecikme cezası ödemek zorunda olduğunu bu bedelin dahi müvekkiline ödenmediğini, davalının bakiye kum-çakıl üretimini yapmadığından 3. şahıslara yaptırılmak zorunda kalındığı için müvekkilinin 203.828,63 TL zarara uğradığını davalının müvekkilinin bu zararını Borçlar Kanunu 106/2 maddesi uyarınca müspet zarar olarak ödemek zorunda olduğunu belirterek davalının müvekkiline olan faturaya dayalı borcundan dolayı şimdilik 5.000,00 TL’nin, sözleşmenin 26.maddesi uyarınca gecikilen her takvim günü için ödenmesi gereken tutardan şimdilik 2.000,00 TL’nin, 3. şahıslara yaptırılmak zorunda kalınan iş için müvekkilinin uğradığı zarardan şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının varsa alacağının rehin ve teminat altına alındığını, davacının sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiğini müvekkili şirketi zararına çalışmaya zorladığını sözleşme öncesi ve sonrası dürüstlük ve iyi niyet kurallarına uymadığını, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla geçilen takibe devam edilmesi gerektiğini, davacı tarafında Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün…. E sayılı dosyası ile davaya konu alacağı nedeniyle icra takibine geçtiğini, müvekkili şirketçe itiraz üzerine takibin durduğunu, icra takipleri nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Antalya İli Kaş İlçesi mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketçe sözleşme hükümlerine göre çıkartılan kum-çakılın yıkanması ve elenmesi işinin yapıldığını ancak daha sonra çıkan çakılın da kırılması ve 0,5 kum ve ince kum haline getirilmesinin istenildiğini, bu talep sözleşmeye aykırı olduğu ve ek bir maliyet gerektirdiği halde yapılan şifahi görüşmeler neticesinde ek ücret verileceği ve müvekkili şirketin zararlarının karşılanacağı taahhüt edildiğinden işe devam edildiğini, fakat çakıl taşı kırma malzemesini erittiği için kırmadan dolayı 15 günde 1 çeneler ve çelik aksanlarının tümü bozulmaya başladığından maliyeti çok yükselttiğini, bundan dolayı fiyat farkı taleplerinin davalı yanca iş sonunda verileceğinin bildirildiğini, taahhüt edilen ödemelerin yapılmadığını, yapılan işin bedeli ödenmediğinden malzemelerden dolayı hacizler gelmeye başladığını ve davalı yanca motorin verilip fatura vermediğinden müvekkil şirketin açığının arttığını, davacı şirket motorin faturasını servis bedeli göstererek müvekkili şirketin hak edişinden kestiğini, müvekkili şirketin daha fazla dayanamayıp tesisi sökmek durumunda kaldığını, hatta son yapılan işlerin faturası kesip gönderildiği ve kantar fişleri geldiği halde faturalar ödenmeyerek iade edildiğini, müvekkili şirketin iş sahasından çekilirken elektrik aboneliği davacı şirket adına olduğu için elektriği kestiremediğini bir adet 400 kva trafo ve yüksek gerilim hatlarının davacı şirket ötesinde kaldığını, sonrasında müvekkil şirkete ait bu demirbaşların davacı yanca sökülüp götürüldüğünü, faturalar incelendiğinde bedel ile yapılan iş arasında orantısızlık olduğu ve müvekkilinin teslim ettiği bir kısım kum ve kurumuş çakılın ücretinin ödenmediğinin anlaşılacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. E sayılı dava dosyasında davacı vekili; müvekkili ile davanın sahibi olduğu … arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 10.maddesinde geçen kesin teminatın ipotek olarak davalı tarafından verildiğini, ipotek borçlusu olan davalı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde; davacı yana borcun bulunmadığı gibi sözleşme gereği edimlerinin yerine getirildiğini, asıl davada sundukları cevap dilekçesini yinelediklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında 04/01/2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, asıl davanın….. Kısım İnşaatı işi bünyesindeki beton ve betonarme betonu imalatlarının yapılmasında kullanılacak olan elenmiş, yıkanmış, gronülometrik kum çakılın hazırlanması ve taşıtlara yüklenmiş vaziyette teslim işinde malzeme bedel farkı, elektrik kullanımı ve yakıttan kaynaklanan alacağın, cezai şart alacağının, kalan işlerin 3. şahıslara yaptırılmasından dolayı tazminat alacağının tahsili birleşen dava ise sözleşmenin teminatı olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, sözleşme çerçevesinde davalının üstlendiği işi sözleşme tutarı açısından tam olarak gerçekleştirdiği, hak ediş raporlarına göre ödemesi yapılan malzemenin niteliğine göre çıkan çakılın kırılması ve 0,5 kum-ince kum haline işinin davalı tarafça yapıldığının ve sözleşmenin 6.maddesi hükmüne göre davacının davalıdan sadece 0,5 kum ve ince kum üretilmesini talep edemeyeceğinin tespit edildiği, işin bitim tarihinin 30/11/2010 olduğu kararlaştırılmış ise de taraflar arasında sonraki tarihli düzenlenen hak edişlerde gecikme cezasının kesilmediği davacı şirket tarafından edimin ifasının gecikmeli olarak yapılmasının kabul edildiği davacı şirket tarafından davalıya yöneltilen hidrolik yağı ve motor yağı bedelinin hak edişten düşüldüğüne ilişkin yemin teklifinin davalı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun eda edilmekle kanıtlanamayan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kesin hakedişin yapılmadığını, mahsup taleplerinin eksik değerlendirildiğini, 11 numaralı hakedişte 1.861,00 TL hidrolik yağının mahsubunun yapılmadığını, davalının bu konuda yalan yere yemin ettiğini, yeni heyetten rapor alınması gerektiğini, yazılı teslim tutanağı olan motor yağı bedelinin de mahsup edilmediğini, 10.000,00 TL avans verdiklerini, onun da mahsup edilmediğini, çelik faturaların da düşürülmediğini, davalının imza ile teslim aldığı yakıtların mahsup edilmediğini, davalının 500.000 ton yerine 453.574 ton üretim yaptığını, davalının edimini yerine getirmediğini, bir kısım hakedişler için birim fiyatın 5,00 TL olarak belirlenmesinin hakediş dışı alacağın bu bedelden hesaplanmasının gerektirmeyeceğini, cezai şart taleplerinin yerinde olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, asıl ve birleşen dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 18/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır