Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/382 E. 2021/216 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-3-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO :….
KARAR NO :….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2018
NUMARASI : ….

ADRES : ….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;

İDDİA :
Davacı vekili; tarafların dergi, kitap, katalog not defteri gibi ürünlerin ciltleme işini yapmak üzere anlaştığını, davacının işi yapıp davalıya teslim ettiğini, davalının teslimden sonra yapılan işin faturasını almaktan ve ödeme yapmaktan imtina ettiğini, 07/03/2015 tarih 23.387,60 TL bedelli faturanın iadeli taahhütlü olarak davalıya gönderildiğini, davalının muhatabı tanımadığından bahisle şerh koyarak evrakı almaktan kaçındığını, davalıya…. ….yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtardan sonra davalının 4.900,00 TL kısmi ödeme yaptığını, davalının…. …. yevmiye nolu ihtarı ile davacı ihtarına cevap verdiğini, cevapta yapılan işi ciltleme hatasın nedeni ile ilgili firmanın kabul etmediği hususunun bildirdirildiğini, ….tarafından tutanakla kitapların imha edildiğini, bilgi talep ettiklerinde …. tarafından imhası istenilen ve …. tarafından ciltlenen “….”, “….”, “…” ve “…. isimli kitaplara ilişkin bandrol imha tutanaklarında bandrollerin imha sebebinin kitapta baskı hatası bulunması olarak belirtildiğini, davacının yaptığı ciltleme işinde bir hata bulunmayıp baskı hatasının söz konusu olduğunu belirterek, 18.487,60 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili ; davalı şirketin …..”, “….”, “…” ve “….” kitapların basımı için 16.500,00 TL’ye anlaştığını, bu kapsamda davalı şirketin 4 kitabın ciltleme işini davacı tarafa yaptırdığını, basımı yapılıp teslim edilen kitapların ciltleme hatasından dolayı idare tarafından kabul edilmediği gerekçesi ile işin iptal edildiğini, üst yüklenici .. davalıya ciltleme hatası nedeni ile ayıp bildiriminde bulunmasını müteakip davacı yana bilgi verildiğini, Bakanlığın ciltleme hatası gibi bir kodlama başlığı bulunmadığı için her türlü hatayı baskı hatası olarak sisteme işlediklerini bildirdirdiğini, davacının davalı şirkete ait olmayan işler de dahil bu güne kadar çeşitli dönemlerde ödemeleri yaptırılarak kapanmış işleri de fahiş fiyatlarla tekrar faturalandırılmak sureti ile haksız talepte bulunduğunu, tek başına fatura kesilmiş olmasının davalının borcu olduğuna delil teşkil etmediğini, davalının muhtelif zamanlarda davacıya ödemeler yaptığını, ciltlemelerin ayıplı yapılmasından davalının zarara uğradığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki anlaşma kapsamında davacı tarafından davalıya dergi, kitap, katalog vb ürünlerin ciltleme işini yaparak davalı adına fatura tanzim ettiğini, davacı tarafından kısmi ödeme yapıldığını, bakiye fatura bedelinin ödenmediğini belirterek alacak talebinde bulunduğu, davalının ise fatura içeriğinde belirtilen 4 kitabın ciltleme işinin ayıplı olduğu bu nedenle, kitapların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından imha edildiğini, diğer iş kalemleri yönünden iş bedellerinin ödendiğini belirterek davanın reddini talep ettiği, toplanan deliller… . cevabi yazısı ve bilirkişi rapor ve ek raporları uyarınca davacı tarafından davalıya 07/03/2015 tarihli 23.387,60 TL tutarındaki fatura içeriği ciltleme işinin yapılmış olduğu, davalı yanın cevabi ihtarnamesi içeriğinde 4 kitaba ilişkin ciltleme hatası nedeni ile bedelin kabul edilmediği, diğer iş kalemleri yönünden ödeme iddiasında bulundukları anlaşılmakla davalı yanın bir kısım fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin iddiası kapsamında ticari defterlerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, davacı yanın kabulünde olan 4.900,00 TL tutarındaki ödemenin fatura bedelinden mahsubunun gerektiği, öte yandan davalı tarafça ciltleme hatası nedeni ile imha edildiği iddia edilen “…, “…., “….” isimli kitapların baskı hatası nedeni ile imha edildikleri bu kapsamda davalı yanın ciltlemede ayıp iddiasının kanıtlanamadığı, bilirkişilerce fatura içeriği ciltleme işine ilişkin tutarların piyasa fiyatlarına uygun olduğunun tespit edildiği, tüm bu nedenlerle bakiye 18.487,60 TL fatura bedelinin istenebilir olduğu, ancak davacı alacağını 16.351,80 TL olarak tespit eden 04/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna yönelik davacı vekilinin 28/11/2017 tarihli duruşmada rapora bir diyeceği olmadığına ilişkin beyan ve imzası uyarınca taleple bağlı kalınarak, davanın 16.351,80 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafın süresi içerisinde delillerini sunmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtmediği delilleri sunmasının ve mahkemenin de bunları inceleyerek hükme esas kabul etmesinin doğru olmadığını, davacının delil olarak sunduğu 4 adet kitabın dava konusu iş ile ilgili olmadığını, davacının da bu 4 adet kitap dışındaki alacak talebinden feragat etmiş durumda olduğunu, davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiğini, davacının işi eksiksiz yaparak teslim ettiği hususunu ispat edemediğini, kültür ve turizm bakanlığının ciltleme hatasını ayrı bir kod ile göstermediğini, baskı hatası olarak kodladığını, yazı cevabının bu nedenle eksik olduğunu, davacının yaptığı işin hatalı ve kusurlu olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Eser sözleşmelerinde görevli mahkeme, tarafların sıfatlarına göre belirlenir.
1-6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir. Anılan kanunun 5.maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunun şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Anılan bu tür uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/09/2008 tarih ve …. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; TTK.nun 11. madde (6102 sayılı TTK 11.madde) hükmüne göre, ticarethane veya fabrika (md.12), yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler (md.13) ticari işletme sayılır. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir (md.14) (6102 sayılı TTK 12.m). Esnafın tanımı 17. maddede yapılmış ve bunların tacir olmadıkları vurgulanmıştır. Esnafın yaptığı işin hacim ve ehemmiyeti, ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyeti verdiği taktirde, bu müessesenin de ticari işletme sayılacağı 13. maddede hüküm altına alınmıştır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticari işletmenin, ticaret siciline kayıtlı olmaması, diğer anlatımla esnaf odasına kayıtlı olması, bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez ve tacir olmamanın kesin bir kanıtı da değildir. Vergi mükellefi olup olmamak da tacir-esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak değerlendirilmez.
TTK.nun 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) uyarınca, iktisadi faaliyeti, nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri esnaftır. 11/06/2002 tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 11 numaralı Kararı’nın 2. maddesinde, imalatla iştigal etmekle beraber, 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu’nun 3. maddesindeki “Sanayici” tanımının kapsamına girenler ile TTK’nın 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) dışında kalanların esnaf ve sanatkar sayılmayacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan, TTK’nın 1463. maddesinde de (6102 sayılı TTK 11/2. madde), önce 17. maddeye gönderme yapılarak, 507 Sayılı Kanun hükümlerinin saklı tutulduğu belirtildikten sonra “Bakanlar Kurulu’nun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz” denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. Gerçekten, 19/02/1986 tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 25/01/1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. (21/07/2007 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir.) Buna göre;
a-Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının 1 ve 3 no’lu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
b-Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci maddede belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Davanın taraflarından davacı gerçek kişi olup, mahkemece davacının tacir olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 11/2. maddesi uyarınca çıkarılan en son tarihli Bakanlar kurulu kararı da araştırıldıktan sonra, tarafların tacir sıfatının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi bu tespitin sonucuna göre görevli mahkemenin belirlenerek hüküm kurulması gerekirken, görevli mahkemenin tespiti için gerekli araştırma yapılmadan, karar verilmesi doğru olmamıştır.

2- Davacı davalıya ait kitap, katalog, dergi gibi neşriyatın ciltlemesi işini yaptığını iddia ederek bakiye iş bedeli nedeniyle alacak talebinde bulunurken, davalı davacının yaptığı işin ayıplı olduğunu, ayıpsız iş bedelinin de ödendiği savunmasında bulunmaktadır. Mahkemece toplanan delililer ve alınan bilirkişi raporu çerçevesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma uyuşmazlığın doğru bir şekilde çözülebilmesi için yeterli değildir. Mahkemece … yazılan müzekkereye verilen cevapta sadece “….” kitaplarının imha sebebi baskı hatası olarak bildirilmiş, davaya konu diğer neşriyat yönünden bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu nedenle diğer neşriyat yönünden de … müzekkere yazılması gereklidir. Diğer yandan davalı taraf Bakanlığın ciltleme hatasını baskı hatası olarak kodladığını iddia etmektedir. Bu iddianın değerlendirilebilmesi için de ciltleme hatalarının ayrıca gösterilip gösterilmediği, baskı hatası başlığı altında kodlanıp kodlanmadığı hususunun da bakanlıktan ilgili tarih itibariyle sorulup ortaya çıkarılması, söz konusu 4 adet kitap dışındaki davaya konu diğer neşriyat örnekleri de taraflardan istenip, gerektiğinde bunlarda ciltleme hatası bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor da alınmak suretiyle, davalı tarafın ayıp savunmasının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gereklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-3-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….kararının HMK’nın 353/1-a-3-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-3-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır