Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1177 E. 2022/346 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/ Gönderme/ HMK m. 353/1-a.6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; … Genel Müdürlüğü ile yüklenici/ davalı … …. arasında imzalanan sözleşmeye konu işlerden “… K … … yalıtım, tretman imalatları, … kapılar ve tadilat” işini davalı yandan, ek-Tde ibraz edilen 18.12.2015 tarihli sözleşme ile alt yüklenici olan müvekkilinin üstlendiğini, davalı tarafça 14.05.2016 tarihinde ek-2 deki e-posta ile davacıya “Sözleşmeye göre 30.04.2016 tarihinde bitirilmesi gereken imalatların taahhüt süresi içinde bitirilmediğini, 25.05.2016 tarihine kadar bitirilmesi gerektiğini” bildirilerek, e-posta ekinde “işleri yarım gösteren fotoğraflar” gönderildiğini, davacının ise aynı gün e-posta ile gönderdiği cevabi yazıda “İmalatların %85’inin tamamlandığını kalan kısmın ise yükleniciden kaynaklanan nedenlerle bitirilemediğinin yüklenici tarafından çok iyi bilindiğini, yüklenicinin hazırlaması gerekenler hazırlanmadığı için imalatların nihayetlenmediğini, bu nedenle gönderdikleri yazıya anlam veremediklerini” davalıya bildirdiğini, elektronik postada her fotoğrafa ilişkin olarak”, davalının hangi edimini gerçekleştirmediği için davacının ise devam edemediğinin müvekkilinin tarafından teker teker izah edildiğini, davacı tarafça davalıya faturaların düzenlendiğini,02.02.2016 tarihli, A … seri sıra nolu, 95.108 TL (KDV dahil) tutarlı fatura, 01.03.2016 tarihli, A …. seri sıra nolu, 72.761 TL (KDV dahil) tutarlı fatura, 31.03.2016 tarihli, A … seri sıra nolu, 27.435 TL (KDV dahil) tutarlı fatura, 01.08.2016 tarihli, A … seri sıra nolu, 78.984 TL (KDV dahil) tutarlı fatura, 16.12.2016 tarihli, A …. seri sıra nolu, 240.387 TL (KDV dahil) tutarlı fatura. 16.12.2016 tarihli ve 240,387 TL tutarlı fatura dışındakilerin ödendiğini, 16.12.2016 tarihli son faturanın ise müvekkili tarafından Ankara … 5/Noterliğinin 16 Aralık 2016 tarih ve …. yevmiyeli ihtarnamesi ile davalıya tebliğ edildiğini, davalı yanca keşide edilen ihtarname ile mezkur faturanın iade edilerek 65.530,66 TL + KDV borçları bulunduğunun bildirildiğini, davalı tarafça stratejik olarak ısrarla ‘işin sözleşmede belirtilen sürede bitirilmediğinin’ dile getirildiğini, … sırayla tamamlanmakta olan stüdyolardan A stüdyosu tamamlanma aşamasına geldiğinde, stüdyonun kullanım amacının değiştirileceği gerekçesiyle işi durdurup yeni proje hazırladıklarını belirterek devam eden diğer imalatların da durdurulmasını istediğini, Stüdyonun kullanım şeklinin … tarafından değiştirilerek “seyircili ve canlı yayın yapılacak … şeklinde” yeniden hazırlanan projeye uygun olarak revize edilmesini istendiğini,istek doğrultusunda … içindeki saç … tretmanlarm bir bölümünün sökülerek yeni projeye uygun montajlarının yapılmasının, dört adet kayıt odasının … panellerinin sökülüp bazı duvarların kaldırılmasının, bazı duvarlara ise pencereler açılarak ses ve ışık odasına dönüştürülmesinin istendiğini, müvekkilinin istenen tüm imalatların noksansız yerine getirildiğini, müvekkilinin ve davalı arasında aktedilen sözleşme konusu işlerde, bu talepler doğrultusunda değişiklik yapılmasının tabi olarak sözleşmede belirlenen sürede işin teslimini engellediğini, gecikmenin nedeninin müvekkili olmadığını, üstelik …’nin değişiklik taleplerine ilaveten bir de … İnşaat’ın sorumluluğunda olan imalatların yapılmaması nedeniyle işin tesliminde gecikmeler yaşandığını, bu durum e-mail yazışmalarında müvekkilince davalıya iletildiğini, müvekkiline sözleşme dışı imalatlar yaptırılmış hatta bazı imalat-tadilatlar ise üretildikten sonra yıktırılıp yeni tercihe uygun olarak tekraren müvekkiline imal ettirildiğini, bütün bunların müvekkiline bir maliyeti olduğunu, sözleşme’nin 10.madde 3.fıkrası gereği işin miktarındaki artışın değerlendirileceği taraflarca hüküm altına alındığı halde, sıra borcun ödenmesine gelince bu imalatlar maalesef davalı yanca kötüniyetli olarak ihtilaf konusu yapıldığını, Sözleşmenin 13.maddesi “Taşeron işin tamamlanmasında kendi kusuru ve hatası yüzünden gecikmeye neden olursa ceza ödeyecektir’ şeklinde düzenlendiğini, müvekkilinin herhangi bir kusur ya da ihmalinden dolayı gecikme yaşanmadığını davalı taraf da pek iyi bilmekte olduğunu, davalı taraf e-posta içeriklerindeki vaki iddialarını, somut ve hakiki gerekçeler değil soyut beyanlar üzerine inşa ettiğini,… gecikmenin sebebinin müvekkilinin olmadığı halde … İnşaat tarafından müvekkilinin neden olmadığı bu gecikmeler bahane edilerek alacağın ödenmediğini, davalının ödeme yapmaktan imtina etmesi üzerine müvekkilinin tarafından Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, müvekkilinin gerçekleştirdiği imalatların tespiti talep edilmiş olduğunu, tamamen iş sahibi ve yüklenici-davalıdan kaynaklanan gecikme karşısında, müvekkilinin işi sözleşmede belirlenen sürede bitirmesini beklemenin mümkün ve iyiniyetli de olmadığını, bilakis söz konusu uzama müvekkilinin iş programını aksattığını, sürekli yenilikler talep edildiğini, alacağına vaktinde ve halen kavuşamamış, bu nedenle imalat maliyetleri tümüyle üzerinde kalmış, mezkur iş nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşamış olduğunu, davalı tarafın ticari yaşamın gereklilikleri doğrultusunda müvekkiline “maruz bıraktığı zararı karşılamayı” teklif edeceği yerde, bir de asılsız gerekçelerle nefaset kesintisi yoluna gitmesi yakışık almamış, doğru da olmadığını, davalıdan kaynaklanan nedenler doğrultusunda müvekkilinin uğradığı zararı talep hakkımızı saklı tuttuklarını, davanın kabulüne… ” karar verilmesini istediği görülmüştür.
Davalı vekili; dava dilekçesinin girişinde dava değerinin 20.000.TL olarak belirleyen davacı taraf, taraflar arasında akdedilen 18.12.2015 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesine istinaden “…. davacı şirketin üstlendiğini, üstlenilen işlerin süresinde bitirilmediğinden bahisle davacı şirkete elektronik posta gönderildiğini, bu postaya kendileri tarafından cevap verilerek işlerin %85’inin tamamlandığının bildirildiğini, işin tamamlanmasını takiben 240.387,00. TL bedelli faturanın tanzim edilerek gönderildiğini, ancak faturaya davalı yanca itiraz edilerek borcun 65.530,66.TL+KDV olduğunun bildirildiğini, işteki gecikmenin … tarafından imalat kalemlerinin değiştirilmesinden kaynaklandığını, işin … kaynaklanan nedenlerle geciktiğini, sözleşme dışı imalatlar yaptırıldığını, sözleşmenin 13. maddesine göre davacının ceza ödemesi için kusurunun ya da ihmalinin bulunması gerektiğini, işteki gecikmede herhangi bir kusuru bulunmadığını, nefaset kesintisi yapılmasının da hakkaniyetli olmadığını iddia ve beyanla dilekçesinin sonuç kısmında herhangi bir rakam telaffuz etmeksizin giriş kısmındaki dava değeri olan 20.000.TL’ye atıfla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiş olduğunu, davacı şirketin müvekkil şirketten 65.530,66.TL+KDV tutarında alacağı bulunduğundan, noterden ihtarname gönderilerek söz konusu tutarın ödenmeye hazır olduğunun bildirildiğinden, anılan tutarın ödenmesi içinde aynı miktarlı fatura düzenlenerek gönderilmesi beklendiğinden, söz konusu tutar dışında davacının müvekkili şirketten başkaca hiçbir hak ve alacağı da olmadığından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini…, davaya yönelik cevap ve savunmalarının kabulü ile davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, … ” talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında 18.12.2015 tarihli … … K … TADİLATI işi sözleşmesinin akdedildiği , sözleşmenin yapım aşamasında sözleşme konusu iş üzerinde işveren … tarafından tadilat yapıldığı; yapılan değişikliklerin … ile davalı arasında 30/03/2016 tarihinde imzalanılan ek protokol- iş artışı kapsamında yükleniciler ( davacı ve davalı) tarafından yaptırıldığı ,imalat artışları sebebi ile verilen ilave süre içerisinde işin tamamlandığı, davacı tarafça yüklenilen edimlerin bir kısmınında davalı tarafça davacı alt yüklenici nam ve hesabına yaptırıldığı, iş veren … tarafından 06/03/2018 tarihli müzekkere cevabı uyarına tadilat projesi de dikkate alındığında davayı konu işte gecikme yaşanmadığı, davacı taraftan kaynaklı hatalar nedeni ile sökülüp davacı alt yüklenici namına İşveren davalı …… tarafından yaptırılan kısım bedelinin mahsubu halinde davacının toplam 217.204,39-TL. bakiye hak ediş alacağının bulunduğu , bilirkişi raporu, … nin 06/03/2018 tarihli müzekkere cevabı, davalı yüklenici tarafından ibraz edilen nama yaptırılan işlere ilişkin fatura suretleri, SGK pirim dökümleri ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı cevap ve düplik (2.cevap) dilekçesinde … Firmasına işi tamalattığını iddia etmesine rağmen bilirkişi raporundan sonra sunduğu fatura ile mahkemenin 268.000,00 TL yerine 228.000,00 TL’ye hükmettiğini, davalının savunmasını genişletmesine muvafakatlarının olmadığını, sözleşme ve ek sözleşme konusu işlerin davacı tarafından yapıldığı hususunun davalının da kabulünde olduğunu, imalat artışı için ek süre verildiğini, işin süresinde tamamlandığını, sırayla yapılmakta olan stüdyolardan A stüdyosu tamamlanma aşamasına geldiğinde …’nin projeyi değiştirdiğini, bazı imalatların sökülüp yeniden yapıldığını, istenen imalatların eksiksiz yapıldığını, proje değişikliğinin yanı sıra … İnşaat’ın yükümlülüğündeki işleri yapmamasının da işi geciktirdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının işi ana sözleşmeye uygun olarak yapacağını belirttiğini, iş bitim tarihi … … için 30/02/2016, A ve B … için 30/04/2016 tarihi olduğunu, bilirkişilerin yerinde inceleme ve ölçüm yapmadıklarını, işin devam etmemesi nedeniyle mevcut durumun belirlenemediğini, dosyada hesaba elverişli belge bulunmadığından nefaset ve gecikme cezası hesabı yapamayacağını ifade ederek raporun hükme esas alınamayacağını ortaya koyduklarını, davacını kapı imalatlarını davalının onayı olmadan sözleşmeye aykırı şekilde başka firmaya yaptırdığını, bazı imalatları kendi yapmış gibi hesapladığını, gecikmeler nedeniyle ihtarlar çektiklerini, davacının yazışmalarında gecikmeyi kabul ettiğini, davacının 11/01/2017 tarihli yazısında ayıplı imalatı kabul ettiğini, eksik ve ayıplı imalatlarının dikkate alınmadığını, Bilirkişi Raporunda hesaba alınan metrajlarda cam yünü kullanılmış … kumaşla kaplı levhanın … tavanlarında yapıştırma ile montaj, imalatı işinde davacının A ve B stüdyolarını ayıplı şekilde yapmışken … … dahil hesap yapıldığını, … … imalatını dava dışı … … Firmasına yaptırdığını, ayıplı imalattan dolayı idareye karşı olan bazı haklardan feragat ettiklerini, … kapı ile ilgili imalatın kesin hesapta 48 m² olmasına rağmen 45,12 m olduğunu, firma ile yapılan hakedişlerde de bu ölçülerin kabul edildiğini, … kapı imalatının da aynı şekilde olduğunu, sözleşme gereği gerçek ebatlara göre ödeme olması gerektiğini, saç tretman ve … cam yünü levha ile ilgili imalatlarda metrajın 767,22 metresi ve demontaj, montaj bedellerinin sözleşme kapsamında olmadığını, bedellerinin işçilere yevmiye olarak ödendiğini, kesin hesapta yer alan 30 mm boşluklu mdflam ahşap tutucu imalatında demontaj ve montajın yeni imalat gibi davacı alacağında hesaplandığını, asma tavan yapılmasında da aynı şekilde hesap yapıldığını, proje ve şartnamede yer alan tretmanların delik çapları, sayıları, metrajlarının piyasa fiyatları ile hesaplanması gerektiğini, davacının eksik ve ayıplı imalatla eksik SGK bildirimen yol açtığını ve davalı tarafından ödenen 11.943,94 TL’nin davacının hakedişinden düşülmesi gerektiğini, KGK prim ödemelerine ilişkin işçilik ödemelerinin de %13 olarak hesaplanması gerektiğini, gecikme cezasının taraflar arasındaki sözleşmeye göre belirlenmesi gerektiğini, cezai şartın ayrıca dava edilmeksizin yüklenici hakedişinden mahsup edilebileceğini, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğunu, dava dilekçesinde davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, ıslah edilen miktarın reddedilmesi gerektiğini, davanın tam dava olarak açıldığını, kararda doğru yazılan davacı vekalet ücretinin tashih şerhinde hatalı yazıldığını belirterek tashih şerhi de dahil olmak üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan istinaf başvuru sebepleri yönünden, kararın içeriğine göre bu aşamada değerlendirme yapılmamıştır.
1- Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK md. 266/1). Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ tarihinden itiberen iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK md.281/1). Mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK md. 281/2). Mahkeme gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK md.281/3). Hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK md.282/1).
Diğer taraftan, mahkemece bilirkişiler uyuşmazlık konusuyla ilgili uzmanlık dalından ve alanında özel ve teknik bilgiye sahip uzman ve deneyimli kişilerden seçilir (HMK m.266, 268). Bilirkişi raporları takdiri delil olup hakimi bağlamaz. Hakim bilirkişi görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarının hükme dayanak yapılabilmesi için uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı nitelikte bir inceleme, değerlendirme ve hesaplama içermeleri, ayrıca denetime elverişli olmaları gerekir (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3159 Esas, 2021/1540 Karar).
Bilirkişi raporlarının hükme dayanak yapılabilmesi için uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı nitelikte bir inceleme, değerlendirme ve hesaplama içermeleri, ayrıca denetime elverişli olmaları gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporu tarafların istinaf başvurusuna da konu ettiği teknik nitelikteki itirazlarını karşılamaktan, açıklamaktan uzak ve denetime elverişli değildir.
2- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, o sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/423 Esas, 2021/1860 Karar).
3- Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def’i olmayıp, bir itirazdır (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/1144 Esas, 2022/104 Karar). Mahsup itirazı mahiyetindeki taleplerin karşı dava ile istenmesi ya da müstakil bir davada ileri sürülmesi zorunluluğu olmayıp, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, kanıtlanan maddi vakıalardan da anlaşılması halinde mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulur (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2016/5019 Esas, 2017/4443 Karar).
Somut olayda Mahkemece davalı tarafından 3. Kişiye yaptırıldığı iddia edilen işlere ilişkin yapılan ödemelerin mahsubunun talep edilmiş olmasına rağmen yukarıda belirtilen ispat ölçülerine göre değerlendirilme yapılıp işin esasına girilerek değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4- O halde Mahkemece yapılacak işlem; HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden tarafların iddia ve itirazlarını somut ve denetime elverişli şekilde karşılayan rapor alınması; bu kapsamda sözleşme hükümleri ile birlikte taraflar arasındaki ihtarlar ve mail yazışmalarının da değerlendirilmesi; yukarıda belirtilen karine ve ispat koşullarına göre davacı tarafından gerçekleştirilen imalat bedelinin hesaplanması, ispatlanan ödemelerin düşülmesi; sözleşmenin ayakta olması halinde ifaya ekli cezai şartın talep edilebilmesi mümkün olduğundan buna göre değerlendirme yapılması; teslim sırasında ihtirazi kayıt konulup konulmadığının değerlendirilmesi; davalı tarafın mahsup talebi yönünden işin esasına girilerek değerlendirme yapılması; bu şekilde ulaşılacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/09/2020 ve … Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
……