Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1142 E. 2021/1176 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili firmanın … sektöründe faaliyet gösterdiğini,….. santralleri kurduğunu, işlettiğini, bakım ve onarımını yaptığını, davalıya ait Trabzon ….. işletmelerinin, bakım onarımı konusunda 2014 yılında davalı firmayla sözleşme imzalandığını, müvekkili davacı firmanın üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, ayrıca davalı firmanın sözleşme dışı talep ettiği trafo kurumu ve tesis bakımını da ekstra olarak yaptığını, tüm bu bakım oranım bedelleri için davalı fırmanın müvekkili davacı firmaya 922.591,86 TL ödeme yapacağının kararlaştırıldığını ve bu tutar üzerinden fatura düzenlendiğini, davalı firmanın ödeme yapmadığını, davalı firma yetkilisinin en son nakit paraları olmadığını, ancak şirketleri bünyesinde faaliyet gösteren….. isimli … santralleri projeleri olduğunu, alacağın bir kısmı yerine bu projeleri müvekkili davacı firmaya devretmeyi vaad ettiklerini, aradan 1,5 yıl geçmesine karşın bu vaadin de yerine getirilmediğini, bu şirketlerden….. lisansının … Bakanlığı tarafından iptal edildiğini öğrendiklerini, davalı firmanın bu vaadine itibar ederek bu proje için davacının yaklaşık 150.000,00 TL’lik harita ve proje masrafı yaptığını, müvekkilinin 3 yıldır alacağını alamadığını, bu konuda davalı firmaya … 1.Noterliği kanalı ile 26/10/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak davalı firmanın bugüne kadar bir ödemede bulunmadığını, alacağın tahsili için davalı hakkında Ankara 6.İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının borcun tamamına itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı tarafından yapılan takibe itirazlarının ve iddialarını aynen tekrar ettiklerini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin 922.591,86 TL tutarında bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından sözleşme kapsamı dışında herhangi bir iş veya işlem yapmadığını, sözleşme konusu işin de sözleşmedeki yükümlülükler doğrultusunda yerine getirildiğini, müvekkili şirketin davacı firma ile cari münasebeti ve alacak/borç ilişkisini müvekkili şirketin dahil olduğu … …..ile davacı arasında imzalanmış olan 30/10/2015 tarihli protokol ile dava konusu edilen ihtilafın çözüldüğünü, alacak-verecek ilişkisinin sonlandırıldığını ve karşılıklı mutabakat yapıldığını, 30/10/2015 tarihli protokoldeki yükümlülüklerin müvekkilince yerine getirildiğini, protokol gereğince … … …. Ünvanlı firmanın … … Santral projesiyle/lisansıyla birlikte borca karşılık davacıya devredildiğini, böylelikle protokün 1. bölümünün eksiksiz yerine getirildiğini, protokolün 2.bölümü gereğince … … … proje/lisansın davacı firmaya devri için protokolde belirtilen şekilde yeni müvekkili grup şirketlerinden olan … … …A.Ş.tarafından davacının ikametgahı olan … ilçesinde “……”ünvanlı bir şirket kurulduğunu, protokolde belirtildiği şekilde davacı tarafa vekalet verildiğini, o tarihten sonrada davacı tarafından çalışmalarıyla “… … …” projesini bu kurulan yeni firma bünyesine alınmaya çalışıldığını, bu devir işlemlerinin hala devam ettiğini, … … Projesinin müvekkili davalıdan kaynaklanmayan sebeplerle … tarafından 05/05/2016 tarihinde iptal edildiğini, ancak iptal kararının kesinleşmediği ve davanın Ankara 4. İdare Mahkemesinde devam ettiğini, davalı müvekkilinin devrettiği … … firması ve bünyesindeki … … Projesinin 300.000,00 USD ederinde bir proje olduğunu, aynı şekilde … projesinin de yaklaşık 500.000,00 USD değerinde olduğunu, icra ve dava konusu yapılan taleplerle ihtilaf olmadığını, tam mutabakatla imzalanan 30/10/2015 tarihli protokolle tarafların hesap mutabakatı yaptıklarını ve hesapların kapatıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında tanzim edilen sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya ait …’nin bakım, onarım işlerinin yapılarak teslim edildiği halde bedelleri ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi yapıldığı itiraz üzerine takibin durduğu, yasal süresi içerisinde derdest itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme ve protokoller, … yazıları, tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davacının davalıya ait santralin bakım onarım işlerini yaptığı, davalının fatura bedellerini kısmen ödediği, akabinde taraflar arasında protokol tanzim edilerek davalıya ait şirket hisselerinin davacıya devri ve 2 adet … projesinin yeni kurulacak şirkete devredilerek davacıya devri konusunda anlaşmaya vardıkları, devredilecek … projelerinin devir bedelinin 250.000 USD olarak kararlaştırıldığı, akabinde projenin sahibi olan davacı şirketin alt şirketlerinden … … A.Ş. hisselerinin 200 adedinin davacı … şirketine devredildiği, protokol kapsamında … … devir işleminin yapıldığı, ancak … …’in bölünmesi ve devir işlemlerinin gerçekleştirilemediği, … tarafından lisansın iptal edildiği ve idari yargıda dava konusu olduğu, bu durumda bilirkişi raporunda belirtildiği üzere devri sağlanan … … projesinin kurulu gücüne göre protokoldeki 250.000 USD’ye karşılık bedelinin 85.276,63 TL olarak değerlendirilerek dava konusu sözleşme kapsamında yapılan toplam 1.057.591,86 TL iş bedelinden davalı tarafın yaptığı 135.000,00 TL ödemeler ve … … A.Ş.hisse bedellerinin devri sağlanan … … projesinin güncel değeri olan 299.321,00 TL tenzil edildiğinde davacının davalıdan toplam 623.270,86 TL alacağının kaldığı, ihtarname ve verilen süre dikkate alınarak temerrüt tarihi olan 18/11/2016 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin 3.878,52 TL olduğu” gerekçesi ile bu bedel üzerinden davanın kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının haksız olarak takibe itiraz edip davacının zamanında alacağına ulaşmasına engel olduğundan İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalı tarafın yerinde görülmeyen kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 30/10/2015 tarihli protokolün bilirkişilerce yanlış yorumlandığını, protokol konusu ikinci projenin tüm mali, idari ve yönetimsel hakimiyetinin davacıya geçmiş olması sebebi ile davalı tarafından yapılan ödemeler konusunda 250.000,00 USD’nin tamamının kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişilerin bu bedel yerine 85.276,63 USD düşürmesinin hatalı olduğunu, tamamlanan ve sonuçlanan protokolün geriye etkili feshinin mümkün olmadığını, söz konusu … … projesinin bölünmesi için resmi kuruluşlarla ve … nezdinde tüm işlemleri yapma yetkisinin davacı şirket yetkilisine verildiğini, bu aşamada davalı şirketin sorumluluğunun bittiğini, davacının sorumluluğundaki bu hususlar nedeni ile …’nın söz konusu lisansı iptal ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, bilirkişilerin protokole konu projeleri ikiye bölüp, her iki projeyi sadece kurulu güç MW yönünden değerlendirerek orantı kurup, kıymetlendirmesinin hatalı olduğunu, santralin verimliliği fizibilitesi, yapım masrafı, yağış rejimi, eğim, su miktarı gibi bir çok hususun projenin gerçek değerini belirlemede etkili olduğunu, protokolde işlemlerin tamamlanması için bir süre kararlaştırılmadığını, zaten protokol gereği tüm işlemlerin davacı tarafça yapıldığını, icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu alacak, taraflar arasındaki işletme sözleşmesi gereği düzenlenen faturalarla ilgili olup davalı tarafın anılan faturalara bir itirazının bulunmadığını, ortada alacağın dayanağı somut ve her iki tarafça imzalı belgeler var iken hizmet bedelinin tespitine ilişkin hesaplamanın alacağın dayanağı olan davacı ve davalı arasındaki işletme sözleşmesine göre yapılmasının gerektiğini, davalı tarafın borcunu ödememek için yargılamayı uzatma ve yanıltma amacıyla ileri sürdüğü protokol davaya konu borç-alacak ilişkisinin tarafları arasında olmadığını, hukuki temeli bulunmayan bu kapsamdaki iddiaların dikkate alınmasının hukuka uygun olmadığını, dava dışı … A.Ş. ile, davalı şirket arasında bağlantı olduğuna ve anılan protokolün davayla bağlantılı olduğuna kanaat getirilmesi halinde dahi, yapılan tespit doğrultusunda dava dışı … A.Ş.’nin taahhütlerini yerine getirmemesi ve bunun artık müvekkilden beklenemeyecek olması sebebiyle protokolün müvekkil şirketçe haklı nedenle feshedildiğinin gözetilmesi gerektiğini, anılan protokol kapsamındaki yükümlülüklerden ayrı ve bağımsız olarak ve taraf iradelerine uygun şekilde dava dışı … … A.Ş’nin müvekkil şirkete devredilmiş olup devir bedelinin 100.000,00 TL olduğu ve bu bedele tarafların herhangi bir itirazı olmadığının açık olduğunu, bu konuda bir ihtilaf olamayacağının zaten somut delillerle ortaya konmuş vaziyette bulunduğunu, dava dışı şirket devri nedeniyle kayda alınan 100.000,00 TL, toplam alacak tutarından düşülse dahi bunun tarafların mutabık kaldıkları hisse devir bedeli olan 100.000,00 TL tutarında olması gerektiğini, bu hususun yoruma açık olmayıp aksi bir durumun hukuk ve muhasebenin temel ilkelerine aykırı olacağını, ayrıca 100.000,00 TL tutarındaki devir bedelinin dava konusu alacağa dâhil olmadığını ve davalı tarafın yargılamanın hiçbir aşamasında takas-mahsup def’i ileri sürmediğini, hizmet bedeli taraflar arasındaki sözleşmeden kolaylıkla tespit edilebileceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 22/05/2014 tarihli İşletme Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davacı yüklenici, davalı iş sahibine ait Cevher “…” e 1 yıl süre ile bakım ve onarım hizmeti vermeyi taahhüt etmiş, davalı ise 394.000,00 TL+KDV iş bedeli ödemeyi vaad etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede davacı yüklenici davalı ise işveren olarak anılmış olup, sözleşme 1yıl sürelidir. Sözleşme ile davacı söz konusu işletmenin bakım, onarım ve elektrik tesisi işlerini üstlenmiş olup, eser sözleşmesi mahiyetindedir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Taraflar arasında imzalanan 30/10/2015 tarihli protokol ile de davalı iş sahibinin iş bedeli ödeme borcu ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Sonrasında Ankara 63. Noterliği’nin 06/09/2017 tarihli ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı iş bu protokolü feshetmiştir.
1- Dava itirazın iptali istemli olup, takip ve dava dayanağı Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasının sureti alınmaksızın icra müdürlüğüne iade edildiği anlaşılmaktadır. İcra dosyasının onaylı bir suretinin dosya kapsamına eklenmesi gereklidir.
2- Taraflar arasında imzalanan 30/10/2015 tarihli protokoldeki şirket devri ile ilgili olarak Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin ….Esas sayılı bir dosyasının bulunduğu, dosyanın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verildiği davalı tarafça savunulmasına rağmen, mahkemece söz konusu dosya getirtilip incelenmemiş, bu davaya etkisi değerlendirilmemiştir. Mahkemece söz konusu dosyanın sureti istenmeli ve 30/10/2015 tarihli protokol ile tarafların üstlendikleri edimlere ve bu dosyadaki taleplere, idare mahkemesi dosyanın etkisi hususu değerlendirilmelidir.
3- Davacı iş bedelinden bakiye alacağını talep ederken, davalı iş bedelinin ödendiğini savunmaktadır. Mahkemece önce davacı defterleri üzerinde talimat yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırarak mali müşavir bilirkişi raporu alınmış, sonrasında mali müşavir, elektrik mühendisi ve eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor almak suretiyle bilirkişi raporları çerçevesinde 622.270,80 TL asıl alacak, 3.878,32 TL işlemiş faiz olmak üzere 627.149,38 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça iş bedeli ile ilgili olarak imzalanan 08/04/2016 tarihli protokol 06/09/2017 fesih ihtarnamesi ile feshedilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, protokolün feshedildiği gerekçesiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin tasfiyesinin gerektiği kabulü ile, protokol gereği alınan paraların iadesi yolu ile protokol öncesi duruma göre uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmiştir. ….. davacıya devri konusunda bir süre öngörülmemiştir. Davalı da söz konusu protokol gereği … nezdinde yapılan işlemler ile ilgili İdare mahkemesi kararının, Bölge İdare Mahkemesince kaldırıldığını protokolün uygulanmasının mümkün olduğunu savunduğuna göre; a) BİM kararı sonrasında Ankara 4. İdare mahkemesince verilen yapılan işlemlerin, karar verilmiş ise, verilen kararın bu dosyada irdelenmesi; protokol gereği tarafların üstlendikleri yükümlülükleri ne ölçüde yerine getirdikleri, protokolün feshinde davacının haklı olup olmadığı hususunun ve bu konudaki taraf iddialarının da, bilirkişi kabulünün aksine bu dosyada incelenip değerlendirilmesi gereklidir. Mahkemece öncelikle bu husus aydınlatılmalıdır. Mahkemece protokolün feshinde davacının haklı olduğunun belirlenmesi kanaatine varılması ve protokol öncesi duruma göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiğinin tespiti halinde ise; b) bilirkişi raporunda protokolde belirlenen 250.000,00 USD’nin iki projeye ayrıştırılması gerektiği ve bunun da projelerin kurulu güçleri üzerinden yapılabileceği yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğu yönündeki davalı tarafın gerekçeli ve teknik hususları içerir itirazlarının, bu hususta … ve … Genel Müdürlüğü’ ne müzekkereler yazılmak suretiyle araştırılması ve hidro elektrik santrallerin değerlerinin belirlenmesine etki eden unsurlar tespit edilerek, söz konusu miktarın iki projeye ayrıştırılmak yoluyla getirilen çözümün hakkaniyete uygun olup olmadığının denetlenmesi, santralin verimliliği, eğim, yağış rejimi, su miktarı gibi etmenlerin de önemli olduğunun anlaşılması durumunda bunlarla ilgili bilgi ve belgelerin de getirtilmesi, gerektiğinde bilirkişi heyetinden ek rapor da alınmak suretiyle bu konunun aydınlatılması ve ayrıca, davacının düzenlediği faturaların davalı tarafa tebliğ edilip edilmediği, faturalara süresinde itiraz edilip edilmediği de incelenmek ve davalı defterlerine bu faturaların kayıtlı olup olmadığı da incelenip değerlendirilmek suretiyle davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacak ve takip öncesi faiz alacağı olup olmadığı, var ise miktarı hesaplatılmalı ve hsıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
4- Davalı vekilinin icra inkar tazminatı verilmesine yönelik istinaf nedeninin incelenmesinde; İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olayda davacı yüklenici , iş bedelinden bakiye alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilâmsız icra takibine davalı yüklenici borçlunun haksız itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebinde bulunmuştur. Davalı ise, taraflara arasında düzenlenen protokol ile uyuşmazlığın sonuçlandırıldığını, davacıya olan borçlarını protokol doğrultusunda şirket devri suretiyle ödediklerini savunmuştur. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplanıp, bilirkişilerden raporlar alınmış, alacak-borç durumu yargılama sonucu alınan bilirkişi raporları sonrasında belirlenmiştir. Bu durumda dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir özellik arzetmektedir. Takibe konu edilen alacak likit değildir. Bu nedenle mahkeme kabulüne göre de davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….