Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1113 E. 2021/1173 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI …

ASIL DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARŞI DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/12/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı – karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı/karşı davalı vekili; müvekkili şirketin üretmekte olduğu ağaç ve palet işleme makinelerinin montaj ve bakımı ile ilgili olarak davalı ile arasında 2016 yılından beri devam eden bir ticari ilişkinin bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından imal edilen makinelere ait parçaların davalıya gönderilerek montajının yaptırıldığını, montajı yaptırılan makineler ile ilgili çıkan aksaklıkların da tekrardan bakım/onarım için davalı şirkete gönderildiğini, ayrıca müvekkili tarafından davalıya makine montajında kullanacağı bazı demirbaş (forklift, kompresör gibi) eşyalarının da satıldığını, 2017 yılı sonunda müvekkili şirketin montaj için gönderdiği 2 adet “…..sonra teslim edilmediğini, ayrıca davalının söz konusu makineleri internet yoluyla satışa arzettiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin …. sayılı dosyası ile davalının işyerinde makine mühendisi refakati ile keşif yapıldığını, keşif mahalline gelindiğinde davalı …’in tespite konu makinelerin kasnaklarını söktüğü, yeniden boyayarak kurumaya bıraktığının görüldüğünü ve bu hususun bilirkişi tarafından fotoğraflanarak rapora geçirildiğini, yine davalının keşifteki beyanında “son 18 makinenin parası gelmediği için bu iki makineyi karşı tarafa vermedik diyerek söz konusu iki makineyi teslim etmediklerini kabul ettiğini, davalıdan kaynaklanan bu anlaşmazlık sonrası müvekkilinin davalıya 25/07/2018 tarihinde noter kanalıyla ihtarname göndererek 224.666,83 TL’Iik alacağı ile birlikte teslim edilmeyen iki makinenin iadesini talep ettiğini, noter ihtarı üzerine davalının alacaklarını bertaraf etmek ve kendi hesaplarında açığı kapatmak amacıyla, müvekkili şirkete kargo ile 05/09/2018 tarihli ve toplamda 1.168.259,00 TL bedelli 10 adet faturayı gönderdiğini, söz konusu faturaların aynı şekilde iade edilerek faturaların kabul edilmediğine dair Noter kanalıyla davalıya ihtarname gönderildiğini, noter ihtarnamesi ile de talep ettiğimiz alacağın ödenmemesi üzerine bu sefer icra takibi başlattıklarını, yapılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu, ileri sürerek, davalının Kahramankazan İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı icra takibine yaptığı tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI DAVA :
Davalı/Karşı davacı vekili asıl davada; zamanaşımı itirazlarının gözetilerek davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili firma tarafından makine tasarım, imalat ve bakım hizmeti verilmekte olduğunu, davacı tarafla müvekkili arasında yazılı olmayan bir işleyiş içerisinde makine satımı üzerinden uzun süre devam etmiş bir ticari ilişkinin bulunduğunu, söz konusu ticari ilişki içerisinde tasarımı …, teknik çizimleri ve imalat-montajı müvekkiline ait makine ve ilgili parçaların gönderiminin davacıya yapılmış olmasına rağmen, davacı tarafından müvekkiline yalnızca gönderilen ürünlerin kısmi ödemesi yapılarak iki yıla yakın bir süre söz konusu iş ilişkisinin devam ettiğini, yaklaşık iki yıl süren ticari ilişki süresince sevk irsaliyesi yolu ile makine imalinin yapıldığını ve söz konusu makinelerin davacı-karşı davalıya sevk edildiğini, tasarımı, …, teknik çizimleri, imalatı ve montajı müvekkile ait 64 adet yatay çoklu dilme makinesi, 26 adet takoz kesme makinesi, 6 adet ikili kapak yarma makinesi, 1 adet ikiz bıçkı makinesi, 3 adet talaş temizleme makinesi, 10 adet toz alma makinesi ile ilgili parçaların gönderiminin karşı tarafa yapılmış olmasına rağmen müvekkiline yönelik olarak sadece işçilik içerikli bir kısım faturanın ödemeye konu edildiğini, her ne kadar davacı-karşı davalı tarafın kalan ödemelerin yapılacağı konusunda müvekkiline bildirimde bulunulmuş ise de söz konusu bildirimin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen makine bedellerinin ödenmediğini, davacı-karşı davalı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına taraflarınca suç duyusunda bulunulduğunu, müvekkiline ödemesi yapılmayan makine ve cihaz bedelleri için 05/09/2018 tarihinde kesilen 30 adet faturanın davalıya gönderildiğini, ancak karşı tarafın kendisine gönderilen faturaların ödeme yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacak taleplerinin saklı kalması kaydıyla; öncelikle zamanaşımı nedeni ile alacak iddiasının reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkili firmanın alacak taleplerinin daha sonra artırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL alacağının ihtarname tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Davacı-karşı davalının 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddeleri uyarınca gerekli yasal koşulları taşıdığı, davacı-karşı davalının kendi ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı karşı davacıdan 224.668,83 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı-karşı davacının 2016 yılı ticari defterinin işletme defteri olduğu ve açılış noter tasdikinin yapıldığı, 2017 yılı yevmiye defterinin açılış noter tasdiki mevcut olmakla birlikte kapanış noter tasdikinin bulunmadığı, 2018 yılı yevmiye defterinin ise hem açılış hem de kapanış noter tasdikinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacının 2016 yılı ticari defterinin işletme defteri olması nedeniyle davacı-karşı davalı ile olan ticari ilişkisinin cari hesap kapsamında tespiti mümkün olmamakla birlikte, bilirkişi tarafından inceleme sırasında dosya kapsamına sunulan dayanak belgeler dikkate alınarak taraflar arasındaki 2016 yılı ticari ilişki için muavin hesap oluşturulmuş ve 2016 yılı bakiyesine göre davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya 1.540,92 TL borçlu olduğu görülmüştür. Davacı-karşı davalının kayıtlarında yer alan 30/05/2016 tarihli nakit ödenen açıklaması ile kayıtlı olan 936,00 TL, davalı-karşı davacının kayıt ve belgelerinin yetersiz olması nedeni ile tespit edilememiş, davacı-karşı davalının kayıtlarının usulüne uygun olduğu dikkate alınarak bu tutarın da dikkate alınması gerektiği kanaatiyle, bu miktar da cari hesaba dahil edildiğinde davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya 2016 yılı sonunda bakiye 1.540,92 + 936,00 TL = 2.476,93 TL borçlu gözüktüğü ve bu tutarın da davacı-karşı davalının kayıtlarıyla örtüştüğü belirlenmiştir.
Davalı-karşı davacının 2017 yılı kayıtlarında öncelikle 120.İ001 …. TİC. LTD. ŞTİ. hesabı 31.05.2017 tarihine kadar kullanılmış olup, bu tarihten itibaren bakiye tutar 340.01 …. TİC. LTD. ŞTİ. hesabına aktarılarak devam edilmiştir. Her iki hesap birleştirildiğinde 31/12/2017 tarihli bakiyeye göre davalı-karşı davacının 2017 yılı sonu itibariyle kendi kayıtlarına göre davacı-karşı davalıya 166.835,12 TL borçlu olduğu, ancak, davalı-karşı davacının 2017 yılı kayıtlarının açılış kaydının önceki yıla ilişkin tespit edilen bakiyeyle (2.476,93 TL) ve 2017 yılı belgeleri ile uyuşmadığı tespit edilmiştir. Şöyle ki; davalı-karşı davacının 2017 yılı açılış kaydında 2.476,93 TL borç tutarı yazması gerekirken 01/01/2017 tarihli 1 nolu yevmiye açılış kaydıyla davacı-karşı davalıdan 15.855,98 TL alacaklı olduğu yönünde kayıt yaptığı, yine inceleme sırasında davalı-karşı davacı …’in … hesabına … yoluyla gelen toplam 39.500,00 TL (28/02/2017 tarihli 3.000,00 TL, 06/10/2017 tarihinde 13.850,00 TL ve 07/11/2017 tarihinde 22.650,00 TL)’nin cari hesaba kaydedilmediği anlaşılmıştır. 2017 yılı açılış kaydında 2.476,93 TL borcun gösterilmesi ve cari hesaba kaydedilmeyen davacı-karşı davalının 39.500,00 TL tutarındaki ödemesinin dahil edilmesi durumunda davalı-karşı davacının 2017 yılı sonu itibariyle davacı-karşı davalıya 224.668,83 TL borçlu olduğu tespit edilmiş ve bu tutarın da davacı-karşı davalının kayıtlarıyla birebir uyumlu olduğu görülmüştür. Davalı-karşı davacının, kendi kayıtlarında 2017 yılı itibariyle davacı-karşı davalıya bakiye borç tutarı olarak kaydettiği 166.835,12 TL’yi 340.01 …. Tic. Ltd. Şti. hesabına aktardığı ve 2018 yılında yine bu tutarı 120.İ001 …. Tlc. Ltd. Şti. hesabına aldığı, hepsi 05/09/2018 tarihli olup toplam 1.227.200,00 TL tutarında olan ve davacı-karşı davalının kabul etmediği faturaların da davalı-karşı davacı kayıtlarında yer aldığı ve kendi kayıtlarına göre 31/12/2018 tarihi itibarıyla davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıdan 1.060.364,88 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde; davacı-karşı davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davalı-karşı davacının 2016 yılı defterinin işletme defteri olduğu, 2017 yılı ticari defterlerinden kapanışı zorunlu olan yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı ve dolayısıyla 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddeleri uyarınca gerekli yasal koşulları taşımadığı, hal böyle olunca sahibi lehine delil gücüne de haiz olmadığı, tamamı 05/09/2018 tarihli olup (icra takip tarihiyle örtüştüğü görülmektedir) 10/09/2018 tarihinde davalı-karşı davacının kayıtlarında yer alan toplam 1.227.200,00 TL tutarındaki 10 adet faturanın davacı-karşı davalı tarafından ticari defterlerine kayıt edilmeyerek iade edildiği, bu faturalar nedeniyle davacı-karşı davalının borçlu olduğunu kabule imkan olmadığı, hem davacı-karşı davalı, hem de davalı-karşı davacının düzeltilmiş kayıtlarına göre icra takip tarihi olan 05/09/2018 tarihi itibarıyla 224.668,83 TL alacaklı olduğu” gerekçesi ile, asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı – karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin ifa ettiği edimleri karşı taraftan ödeme alamamasından dolayı mali zorluklar nedeni ile faturalandıramadığını, müvekkili tarafından kesilen bir kısım faturanın da davacı – karşı davalı tarafından kötüniyetli olarak, ticari defterlere işlenmediğini, davacı – karşı davalıdan alınan ödemelerin işin yapım maliyetinin bile altında olduğunu, müvekkilinin sözleşme gereğince yüklenmiş olduğu edimleri yerine getirmiş olmasına rağmen, davacı – karşı davalı tarafından bu edimlerin karşılığı olan bedellerin ödenmediğini, davacı – karşı davalının eksik ifada bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali, karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı – karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı – karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı – karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı – karşı davacı taraftan asıl dava yönünden alınması gereken 15.347,12 TL harçtan peşin alınan 3.836,78 TL harcın mahsubu ile, bakiye 11.510,34 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı – karşı davacı taraftan karşı dava yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı – karşı davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.