Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1099 E. 2022/947 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında/Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-4 ve a-6 Maddesi Uyarınca
Kararın Kaldırılarak Gönderilmesine)

ESAS NO : 2020/1099
KARAR NO : 2022/947

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : 2019/590 Esas 2020/210 Karar

DAVACI/KARŞI
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI/ KARŞI
DAVACI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :03/11/2022

Dava Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın usulden reddine, karşı davanın esastan reddine dair karar verilmiş, verilen bu karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı- karşı davalı vekili tarafından verilen 21/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2014-2015 yıllarında ticari nitelikte alım ve satımlar yapıldığını, yapılan bu alım satımlar ile tarafların yüklenecekleri edimlerin belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete faturalar karşılığı işlerin yapıldığını ancak fatura bedellerinin borçlu tarafından ödenmediğini, söz konusu satıma konu mallar ve faturaların; 31/05/2014 düzenleme tarihli, … nolu 387.567,52-TL tutarındaki fatura karşılığındaki çeşitli inşaat malzemeleri ve iş makinaları kullanımı karşılığında bakiye bedelli 32.564,88-TL, 30/09/2015 düzenleme tarihi … sıra nolu 11.210,00-TL tutarındaki fatura karşılığındaki nakliye gideri, inşaat malzemeleri ve iş makinaları kullanım bedeline istinaden 43.774,88-TL olan bakiye borç tutarını ödemediğini, davalı hakkında daha önce başlatılan icra takibine borcu bulunmadığı iddiasıyla davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla, 31/05/2014 tarihli fatura bakiye bedeli 32.564,88-TL ve 30/09/2015 tarihli fatura bedeli olan 11.210,00-TL’nin fatura tanzim tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı – karşı davacı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlüklerini yerine getirmediğini, davacının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından yapılan tüm masraflar için davacı şirkete projenin geçici kabulünün ardından 27/04/2017 tarihli ve … numaralı fatura düzenlendiğini, davacı tarafından faturaya itiraz edilse de işi yapan firmalar tarafından yapılan işler için kesilen faturalarla ve … Orman Şube Müdürlüğü nezaretinde yapılması sebebiyle sabit olduğunu, davacının bu davadaki talebinde haklı olmadığını beyanla davanın reddini talep emiştir.
Davalı/karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 26/12/2013 tarihli sözleşme gereği kaşrı davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, karşı davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından yapılan tüm masraflar için davacı şirkete projenin geçici kabulünün ardından 27/04/2017 tarihli ve … numaralı fatura düzenlendiğini, Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2019/5141 esas sayılı dosyasından söz konusu fatura ve muavin defter kaydına dayanarak karış davalı aleyhine genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, ödeme emri ile birlikte fatura ve muavin defter kaydı sureti davalı firmaya 11/04/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, usulüne uygun olarak yapılan tebligattan sonra, davalının borca ve yetkiye itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, karşı davalının yetki itirazının usul ve yasaya uygun olmadığını beyanla karşı davalının itirazının tamamıyla alacağını tahsilini engellemeye yönelik olduğundan davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih 2019/590 Esas 2020/210 Karar numaralı kararında özetle; Asıl ve karşı dava alacak istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı ile aralarında 2014-2015 yılları arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki sebebiyle ürün kiralama ve nakliye bedeli olarak bakiye 43.774,88-TL alacaklarının bulunduğu belirtilerek iş bu davanın açıldığı, davalının süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, eksik işlerin başka firmalara yaptırmalarından dolayı Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2019/5141 esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davacı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki ihtilafın; asıl davada taraflar arasındaki ihtilafın davacı … davalı …’dan taraflar arasında 2014-2015 yılları arasında gerçekleşen alım ve satım dolayısıyla düzenlenen … ve … nolu faturalardan alacaklı olup olmadığı, birleşen dava yönünden ise davacı karşı davalının söz konusu anlaşma sözleşme gereğince edimlerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, buna dayalı olarak davalı-karşı davacının dava dışı üçüncü kişiye yaptırdığı hizmetler dolayısıyla davacı-karşı davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada: asıl dava yönünden davalı tarafından sunulan 24/05/2019 tarihli dava şartı arabuluculuk son oturum tutanağının incelenmesinde söz konusu tutanağın davalı karşı davacının başlatmış olduğu icra takibi ile ilgili olduğu, kendi alacağına ilişkin herhangi bir başvuru ve tutanağın bulunmadığı dikkate alınarak asıl davanın 6325 sayılı yasanın 18/a maddesi ve HMK 114. ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine, karşı davanın ise, taraflar arasında imzalanan 26/12/2013 tarihli sözleşmenin incelenmesinde birim fiyat üzerinden anlaşma yapıldığı, davacı tarafından yapılmadığı iddia edilen işlere ilişkin olarak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu sebeple sözleşme gereği herhangi bir alacaklarının bulunmadığı ve davalı karşı davacı tarafından başlatılan takibin dayanağı olan faturaların davalı karşı davacının, davacı karşı davalının sözleşme gereği edimlerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklı olarak oluşan zararına ilişkin olarak düzenlenmediği ve buna dayalı olarak da takip başlatılmadığı dikkate alınarak davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı- Karşı davalı vekili tarafından verilen tarihsiz istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. Şti ile davalı şirket arasında 2014-2015 yıllarında ticari nitelikte alım ve satımlar yapıldığını, yapılan bu alım satımlar ile tarafların yüklenecekleri edimlerin belirlenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı … İnşaata dava dosyasında yer alan açık faturalar karşılığı (iş makinası çalışması, nakliye, hafriyat) işlerin yapıldığını, ancak fatura bedellerinin borçlu tarafından ödenmediğini, bunun üzerine arabuluculuk bürosuna başvuruda bulunulduğunu, davalının yapılan arabuluculuk görüşmesinde borca dair ödeme yapmaya yanaşmadığını, … arabuluculuk bürosunun 2019/20-2019/15692 numaralı dosyası ile davalı tarafla anlaşma sağlanamadığını, mahkemeye ikame etmiş oldukları asıl davaya sehven gönderdikleri arabuluculuk son tutanağının davalı tarafça yapılmış olan bir başvuruya ilişkin olduğunu, dolayısıyla söz konusu dava için arabululucuya başvuruda bulunmadıklarını esas alarak, 6235 SK. 18/a ve HMK. 114-115. maddeleri gereğince açtıkları davanın mahkemece usulden reddedildiğini, ancak dava dilekçesinde … arabuluculuk bürosuna başvuru esas numaralarının belirtildiğini, duruşmada da başvuruda bulunduklarını,, dava dosyasına sehven diğer evrakın eklendiğinin söylenmesine rağmen mahkemece bu konuda gerekli araştırma yapılmadığını, tarafılarına anlaşamama tutanağını sunmak için süre de verilmediğini, mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kayseri 7.H.D. 2020/347 e., 2020/278 k. sayılı ilamında; dava şartı olan arabulucuya başvuru formu hakkında şu şekilde hüküm tesis edildiği,” davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde belirtildiğini, somut olayda; arabuluculuk son tutanağının aslı yahut arubulucu tarafından onaylı suretinin dosyaya sunulmadığını ve bu doğrultuda kesin süre verilmediğini, bu doğrultuda mahkemenin yasanın ifade ettiği şekilde ihtar da içericek şekilde arabuluculuk son tutanağının aslının yahut arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulması için 1 hafta kesin süre verilerek sunulmaması halinde davanın usulden reddine, sunulması halinde ise dosya kapsamına göre yeniden bir karar verilmesi gerektiğini, yukarıda açıkladıkları nedenlerle davalı/borçlunun fatura bedellerini ödememesi sebebiyle, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için açmış oldukları dava neticesinde Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/590 e., 2020/210 k. sayılı ilamının istinaf incelemesinin yapılarak istinaf dilekçelerinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
Davalı-karşı davacı vekilinin 02/07/2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme gerekçeli kararında “asıl davanın usulden reddine, karşı davanın ise taraflar arasında imzalanan 26.12.2013 tarihli sözleşmenin incelenmesinde birim fiyat üzerinden anlaşma yapıldığı, davacı tarafından yapılmadığı iddia edilen işlere ilişkin olarak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu sebeple sözleşme gereği herhangi bir alacaklarının bulunmadığı ve davalı karşı davacı tarafından başlatılan takibin dayanağı olan faturalar davalı karşı davacının, davacı karşı davalının sözleşme gereği edimlerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklı olarak oluşan zararına ilişkin olarak düzenlenmediği ve buna dayalı olarak da takip başlatılmadığı” gerekçesi ile reddine karar verildiğini, eksik ve hatalı incelemeye dayalı kararı kabul etmediklerini, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin …, … Genel Müdürlüğünden ihale ile aldığı … (…) içmesuyu isale hatları ve arıtma tesisi projesi kapsamında inşa edeceği 15000 m3 kapasiteli … ana su deposu yapım işinde; kazı işlerinin yapılması, kazı malzemelerinin yüklenerek uygun yerlere taşınması ve döküm yerlerine serilerek tesviye edilmesi konusunda davacı ile anlaşıldığını, davacı şirketin, taraflar arasındaki iş bu ticari alım-satımdan kaynaklı kesmiş olduğu 31.05.2019 düzenleme tarihli, … no.lu 387.567,32-tl tutarındaki fatura bakiyesi 32.564,88-tl ve 30.09.2015 düzenleme tarihli, … sıra no.lu 11.210,00-tl fatura bedelinin tanzim tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, ancak taraflar arasında akdedilen sözleşmenin fiyat başlıklı 4. Maddesinde ” … kendi iş makinalarıyla yağacağı iş için verdiği fiyatlar, patlamış malzemelerin taşınması; 6,50 tl/m3,(yükleme+taşıma+serme ve tesviye etme dahil)”şeklinde düzenlendiğini, yani sözleşme hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere; “yükleme+taşıma+serme ve tesviye etme” şeklinde belirtilen 6.50tl/m3 birim fiyatın içine, depo inşaatı bittikten sonra taşınmadan sahada depo edilecek dolgu malzemesinin taşınmasının da dahil edildiğini, davacı/ karşı davalı tarafından kesilen ve uyuşmazlığa konu olan fatura toplamının içinde 6,50 tl/m3 birim fiyatı ile 37.900 m3 harfiyat karşılığı olan (dolgu malzemelerinin sahadan taşınması için öngörülen) bedelin de mevcut olduğunu, bu nedenle de, müvekkili tarafından fatura bedellerinin bir kısmının ödendiğini, su deposu inşaatının tamamlanmasının ardından yapılan bildirimlere rağmen, davacı tarafından depo kenarlarının dolgusu ile artan harfiyatın taşınarak orman arazisinin boşaltılması işlemlerinin yerine getirilmediğini, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmediğini, … 12. Bölge Müdürlüğü 123. Şube Müdürlüğünün 07.08.2015 tarihli yazısında; “… (… içme suyu) arıtılmış su isale hatları, depolar, pompa istasyonu ve tayip regülatörü işi kapsamında yapımı tamamlanan depo imalatları esnasında … orman tahsisleri ve koordinatları dışından herhangi bir imalatın yapılmaması ve işlerin sonunda tahsis edilen alan dışında gerek orman gerek mera gerekse de şahıs arazisinde herhangi bir çalışma ve hafriyat kalıntısı bırakılmaması” gerektiği konusunda uyarı yapıldığını, ilgili uyarı yazısının dosyaya kazandırıldığını, aslen davacı şirketin fiyatlarına dahil olan ve faturada yer verilen tutarın içinde hafriyat kaldırma işlerinin bedelinin de mevcut olduğunu, davacı/karşı davalı şirketin birçok kez uyarılmış olmasına ragmen eksiklikleri gidermediği konusunda dinlenmesini talep ettiklerini, tanıklarının, dosyanın ön inceleme aşamasında karara çıkarılması sebebi ile dinlenilmediğini, davacı/ karşı davalı edimlerini yerine getirmediğinden eksik işlerin davacı nam ve hesabına tamamlattırıldığını, davacı/karşı davalı şirketin yapması gereken bu işlerin, dava dışı … Harfiyat ve … Harfiyata tamamlattırıldığını, projenin geçici kabulünün ardından, müvekkili şirket tarafından yapılan tüm bu masraflar için, davacı/karşı davalı şirkete 27.04.2017 tarihli ve … numaralı fatura (yansıtma) düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının faturayı kestiği tarihte, fatura muhasebe kayıtlarına alınmış ise de muhteviyatında yer alan harfiyatın taşınması işlemleri henüz tamamlanmadığından, bir kısmının ödenmediğini, daha sonra, eksik işler için davacı nam ve hesabına toplam 72.079,12-tllik ödeme yapıldığını ve muavin kaydına işlenmediğini, muavin kaydında davacı/karşı davalı tarafından kesilen faturalardan kaynaklı (eksik işler nedeniyle ödenmeyen) 42.725,84 tl bakiye mevcut olduğundan, 72.079,12-tllik yansıtma fatura işlenince alt hesap toplamı 29.353,28-tl olduğunu, ancak, müvekkilinin bu iş nedeniyle toplam ödediği tutar/zararı olan 72.079,12-tl nin tamamının iadesinin gerektiğini, faturanın tek başına borç doğuran hukuki bir özellik taşımadığını, uyuşmazlık halinde, malın teslim edildiğini, işin yapıldığını vs. borcun ifa edildiğini faturayı düzenleyip gönderenin (satıcı, işi yapan…), usulüne uygun olarak ispat etmesi gerektiği yasa ve yerleşik içtihatlarla sabit olduğunu,. (tmk. m. 6; hmk. m. 190/ no.1) yerleşik Yargıtay içtihatlarında faturanın tek başına borç doğurmayacağı, fatura konusu işin yapıldığının/hizmetin verildiğinin/malın teslim edildiğinin vs. alacaklı tarafından ispat edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, Yargıtay 11. HD. nin e. 2004/7832, k. 2005/4738 t. 5.5.2005 tarihli kararı ve istikrar kazanmış bir çok kararın da bu doğrultuda olduğunu, “…dava, taşıma sözleşdayalı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğunu, davacı taşıyanın düzenlediği fatura, davalı taşıtan tarafından süresinde itiraza uğramamış ve takip dosyasında temel ilişki benimsemek suretiyle faturadaki miktarın bir kısmı olan 5000 USD lik bölümün fatura tarihi esas alınarak ödendiğini, mahkemece, benimsenip hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu doğrultusun davacı taşıyanın taşıma işini gereği gibi yapmadığının tespitine rağmen, davalı taşıyanın yukarıda yazılı faturayı ticari defterlerine kaydetmesi ve TTKnın 23. Mad hükmünce 8 günlük sürede itiraz etmemesi ve dolayısıyla fatura münderecatının aynen kesinleştiği sonucuna varılarak, davanın kabulüne karar verildiğini, oysa, faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sade faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğar; yoksa faturanın verilmeden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımadığını, uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanmasının gerektiğini, ayrıca, davalıya tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesi söz konusu olmadığını, faturanın def kaydnın taşımanın gerçekleştiğine yalnızca karine teşkil ettiğini, bu karinenin aksinin ispatının her zaman olanaklı olduğunu, somut olayda, taraflar arasında temel ilişkide davalı tarafından davacının edimini yerine getirmediği savunulup uyuşmazlık konusu edildiğine göre, dairenin 2.6.2003 gün 234-5836 nolu ilamına yanlış anlam yüklenerek faturanın kesinleştiğinden söz edilmesinin olanaklı olmadığını, bu durumda, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, taraflar arasında temel ilişki olan taşıma ilişkisinde davacının edimini yerine getirip getirmediği hususunda ispat yükünün davacı da olduğu gözetilmek, davacıya ispat olanağı sağlanmak ve sonucuna göre karar verilmek gerekirken, yerinde bulunmayan yazılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediğini, huzurda ki dava da, muavin defter kaydı gereği 29.353,28-tl üzerinden takip yapılmış ise de, yargılama sonucunda davacı/karşı davalının edimlerini yerine getirmediğinin tespiti halinde, bakiye tutara ilişkin haklarını saklı tutuklarını bu hususlar dikkate alınmaksızın, hiçbir inceleme yapılmaksızın, delilleri toplamaksızın salt sözleşmenin birim fiyatlı olduğundan bahisle davanın usulden reddilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf dilekçelerinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasındaki 26/12/2013 tarihli ve konusu patlatılmış kazı malzemesinin yüklenmesi, taşınması ve döküm yerinde serilerek tesviye edilmesini konu alan sözleşmeden kaynaklanan alacak, karşı dava ise yine aynı sözleşmeden kaynaklanan davacı taşeron tarafından sözleşme kapsamında yapılmayan işlerin davacı namına dava dışı üçüncü kişilere yaptırıldığından bahisle bu işler karşılığı düzenlenen fatura bedelinin tahsili için karşı davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadan dava açıldığından arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, karşı davanın ise, karşı davaya ve icra takibine konu olan faturanın sözleşmede yapılmadığı iddia olunan işlere ilişkin olarak düzenlendiği, bu işler için birim fiyatlı sözleşme kapsamında davacıya zaten ödemenin yapılmadığı kabul edilmek suretiyle karşı davanın da esastan reddine dair karar verilmiş bu karar karşı taraf vekillerinde yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamı incelendiğinde davacı-karşı davalı vekilinin dava açılmadan önce … Arabuluculuk Bürosuna başvuruda bulunduklarını söyleyerek dosya numarasını bildirdiği, buna rağmen asıl davada dava dilekçesine ekli olarak sehven karşı davaya ilişkin taraflar arasında düzenlenene arabuluculuk tutanağının ibraz edildiği, bu hususun maddi hataya dayalı olduğunu davacı tarafca belirtilmesine rağmen mahkemece dosya numarası bildirilen … Arabuluculuk Bürosunun arabuluculuk son oturum tutanağının sunulması için davacı tarafa yasa gereği kesin süre verilmeden davanın arabuluculuk şartı yerine getirilmeden bahisle usulden reddine karar verilmesi bu sebeple usul ve yasa hükümlerine aykırı görülmüştür.
Mahkemece davacı tarafa … Arabuluculuk Bürosunun son oturum tutanağının dosyaya sunulması için süre verilmesinden sonra her iki dava yönünden esasa girilerek ve dava dışı iş sahibi idaredeki tüm ihale dosyası da getirdildikten sonra uzman bir bilirkişi kurulundan davacı taşeronun sözleşme kapsamında üstlendiği işleri yapıp yapmadığı, yaptığı ve yapmadığı işlerin bedellerinin sözleşmedeki birim fiyatlarla bedeli hesaplanarak ve davalı-karşı davacı tarafından yapılan ödemelerin de mahsubu konusunda denetime elverişli şekilde rapor alındıktan ve tarafların itirazları olduğu takdirde tarafların yaptığı itirazlarında gözetilerek değerlendirilmesi suretiyle asıl ve karşı davada buna göre karar verilmesi gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının dairemizce kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-ve a-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde asıl ve karşı davanın sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE,
2- Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 Tarih ve 2019/590 Esas 2020/210 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-4.ve a-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf başvurularının kabul edilmiş olması nedeniyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığını, davacı tarafça yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının ve karşı davacı tarafça yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talepleri halinde taraflara iadesine,
5-Taraflarca yatırılan 148,60’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e -imza