Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1094 E. 2022/256 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2022

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalıların oluşturduğu … Adi Ortaklığı arasında 29.02.2016 tarihinde Üsküdar … İlkokulu, …. olmak üzere toplam 4 okulun “alüminyum cephe kaplama” İşi yapımı için taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, çalışılacak alan oluşmadığı için müvekkil şirketin bekletildiğini, müvekkilinin sözleşmede ve onaylı projede belirtilen imalata uygun şekilde, kendisine usulüne uygun teslim yapılmadığı halde, çalışmaya başladığını, ancak davalıların oluşturduğu Adi Ortaklığın, müvekkili şirkete 03.06.2016 tarihli tutanak ile “İş programına uyulmadığı, ekip sayısını arttırmadığı ve şantiyeye gerekli malzemelerin getirilmediği” bahisle Ankara 24. Noterliğinin 13.06.2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarını gönderdiği, gerçekte böyle bir tutanağın bulunmadığını, müvekkiline teslim edilmediğini, kaldı ki işin yapımı sırasında müvekkil şirketten kaynaklı hiçbir gecikme yaşanmadığını, davalıların tekrar Ankara 24, Noterliğinin 07.09.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı İle; idare’nin yetkili vekil ….. 02.09.2016 tarihli “Uygunsuzluklar ve kusurların Düzeltilmesi” yazısında belirttiği eksikliklerin bulunduğunu ve müvekkil şirketin bu eksikleri gidermesini, aksi takdirde sözleşmeye göre cezai şart bedellerinin tahakkuk ve tahsil edileceğini belirtiğini, bu ihtar içeriğinin haksız olup eksik olduğu iddia edilen işlerin bulunmadığını, aksine işlerin sözleşmeye ve Müşavir firma tarafından onaylı projelere uygun olarak yapıldığına ilişkin kayıtlar mevcut olduğunu, bu ihtar gönderilmeden önce işlerin %90’nını tamamlanmış olup davalılar tarafından geçici kabulün yapıldığını, müvekkil şirketin imalatları sözleşmeye, mimari proje ve onaylı projelere göre gerçekleştirdiğini, yapılan işlerin teslimi sonrası davalıların sözleşme edimlerini yerine getirmeyerek işin kalan kısmının bedeli olan 535.980,63 TL nin sadece 318.000,00 TL lik kısmını ödeyeceklerini, müvekkil şirketin kabul etmemesi halinde ödeme yapmayacaklarını belirterek, müvekkil şirketin ekonomik olarak zor durumda olmasından faydalandığını, kötüniyetli ve hukuka aykırı olarak müvekkil şirket çalışanı …’a ibraname imzalatarak sadece 318.000,00 TL lik ödeme yaptıklarını belirterek, faturadan kaynaklı 217.980,63 TL alacağın davalılardan fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkillerini ibra ettiğini, müvekkillerinden alacağı olmadığını, yer tesliminin 06/04/2016’da yapıldığının, davacının kaşe ve imzasıyla kabulünde olup, davacının taahhüt ettiği süreye uymayarak gecikmeye girdiğini, müvekkilinin davacıya kestiği ve davacının inkar ettiği faturalardaki işler, davacının yükümünde olmasına rağmen yapmadığı ve müvekkilin ifa ettiği işlere dair olduğunu, davacı, kaşe ve imzasını havi 6 hakedişi ve eklerinde yer alan bu tutarları müvekkiline cezaları ile ödemek zorunda olduğunu, davacının müvekkillerine borçlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacı firmanın tacir niteliğine sahip olduğu, basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, imzasının sorumluğunu bilebilecek özen ve dikkati göstereceğinin kanunen kendinden bekleneceği, sözleşme konusu işlemlerin sözleşme hükümlerine uygun nitelikte olarak yerine getirilmediği, davalının sözleşmenin kendisine sağladığı hakkı kullandığı ve kesintiye gittiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 132.maddesinin, “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir”. hükümlerine haiz olduğu, ibranamenin borcu sona erdiren hallerden olduğunu, dosyada bulunan ibraname nedeniyle borcun sona erdiği, davacı tarafından işlerin zamanında yapılmadığı, sözleşmede belirtilen özellikte malzeme kullanılmaması nedenleriyle davalının hakedişte sözleşme hükümleri gereğince kesinti yapmasında herhangi bir beis görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işin yapılacağı yerlerin sözleşmedeki sürede davacıya teslim edilmediğini, davalının kusuru nedeniyle gecikme olduğunu, dosyadaki belge ve delillerin incelenmediğini, ibranamenin şirket çalışanı …’a baskı ve zorla imzalatıldığını, ibranamenin imzalanmaması halinde hiç ödeme yapılmayacağının söylendiğini, müvekkili şirketin ekonomik olarak zor durumda olmasından dolayı imzalamak zorunda kaldığını, geçici kabullerin yapıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle ibranamenin zor ve baskı ile imzalatıldığının kanıtlanamadığı, davacı şirket çalışanı olduğu belirtilen …’a verilen vekaletnamede ibra yetkisinin bulunduğu, aksine bir iddianın bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
….