Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2020/1030 E. 2022/309 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1030 Esas
KARAR NO : 2022/309 Karar (İnceleme aşamasında/Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi/HMK m.353/1-b.1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2014/371 Esas-2020/165 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
ASIL DAVANIN DEĞERİ : 795.126,65 TL

BİRLEŞEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2016
NUMARASI : 2016/721-2016/348

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
BİRLEŞEN DAVANIN
DEĞERİ : 635.402,70 TL

KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2022

Dava ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 29/08/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 14.06.2011 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalının yüklenicisi bulunduğu … projesi kapsamındaki iletim kanalı, sifon-1, iletim tüneli çıkış portal kazısı, yükleme havuzu-1, yükleme havuzu-2, cebri boru-1, cebri boru-2, santral binası-1, santral binası-2, sifon-2, hidromekanik donatı, yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işlerinin götürü bedel anahtar teslimi KDV hariç 2.660.484,52 Euro bedelle müvekkili tarafından üstlenildiğini, 01.08.2011 tarihinde yer tesliminin gerçekleştirildiğini ve bu tarihten sonra müvekkili tarafından işin yapımına başlandığını, işin yapımı sırasında davalı yanca sözleşme hükümlerine riayet edilmediğini, müvekkiline yer tesliminin usulüne göre yapılmadığını, kesin proje teslim edilmediğini, uygulama projesi ile iş yaptırıldığını, bu nedenle iş kalemlerinde de farklılıklar, artışlar söz konusu olduğunu, ara hak edişlerin de sözleşmede belirlenen şekilde gerçekleştirilmediğini, tüm bunlara rağmen işin yapımına devam edilmekte iken davalı şirketin 20.02.2012 tarihli yazısı ile “Sözleşmenin yüklenici tarafından feshi başlıklı 14.2 maddesi uyarınca” sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, davalı tarafından sözleşme ile üstlenilen edimlerin gerçekleştirilmediğini, müvekkili şirket tarafından 11.07.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek; müvekkili firmanın, sözleşmenin fesih tarihine kadar gerçekleştirmiş olduğu iş bedeli, kâr mahrumiyeti, çekle yapılan ödemeler dolayısıyla müvekkili firma tarafından ödenen faiz tutarları, avans sebebiyle müvekkili firmaya yüklenen beş aylık faiz yükü, fesih nedeniyle son yapılan hak ediş tutarından bakiye alacağı bulunduğu belirtilerek ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zarara ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, uğramış olduğu zarar toplamı 85.937,00 TL ve yoksun kalınan kar bedeli olarak da 756.936,00 TL olmak üzere toplam 842.873,00 TL alacağın KDV’si ile birlikte ödenmesi, aksi takdirde temerrüde düşeceğinin ihtar edildiğini, davalının Ankara 38. Noterliği’nin 24.07.2012 tarih, … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile sözleşmenin kendilerince haklı ve usulüne uygun olarak feshedilmiş olduğunu, uğranıldığı iddia edilen zararlardan hiçbir şekilde sorumlu bulunmadıklarını, muaccel olmuş bir borçlarının bulunmadığını, 8.000,00 TL muaccel alacağın 23.07.2012 tarihinde banka hesabına yatırıldığını bildirdiğini, sözleşmenin 5.1 maddesi uyarınca müvekkili firmaya sözleşme tarihinde ve işin devamı sırasında kesin projeler verilmediğinden uygulama projesi ile işin yapımının devamında aksaklıklar yaşandığını, yer tesliminin de öngörülen usulde ve sürede gerçekleştirilmediğini, ara ödemelerin düzenli yapılmadığını, hak ediş bedellerinin hesaba aktarılması gerekirken çekle ödeme yapılması nedeniyle, müvekkili firma tarafından sıkıntıya girildiğini, bu nedenle kullanılan krediler vs. nedenlerle müvekkili firmanın ciddi bir mali kriz yaşadığını ve kurulduğu günden bu yana ilk kez kendi çeklerini ödeyemez hale geldiğini ve çeklerin arkasının yazıldığını, davalının sözleşmeyi haksız fesih nedeniyle müvekkili firmanın kâr mahrumiyetine uğradığını ve bu zararın tazmin edilmesi gerektiğini, müvekkili firmanın davalı yanın sözleşmeye aykırı tüm tutumlarına rağmen edimlerini yerine getirmek için madden ve manen çok büyük bir çaba sarf ederek işin yapımını sürdürdüğünü, davalı yanın akde aykırı tutumları nedeniyle ciddi mağduriyetinin söz konusu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin haksız feshi sebebiyle kar mahrumiyeti olarak 5.000,00 TL ve uğranılan zararlar karşılığı olarak da 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin sözleşmenin feshi tarihi olan 20.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 14.06.2011 tarihli sözleşmenin davalı tarafça haksız feshinden kaynaklanan kâr mahrumiyeti ve uğranılan zarardan kaynaklanan alacaklarının tahsili için Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/371 Esas sayılı dosyasında halen derdest olan dava açtıklarını, ancak müvekkilinin uğradığı zararların sadece bu dosyadakilerle sınırlı olmadığını, iletim kanalı ve diğer işlerde … nolu pozla gösterilen kazı-dolgu işleri makine ile birim m3 fiyatı 3,65 Euro olarak belirlendiğini, 5 nolu hak edişte keşif miktarları 94.000 m3 toplam imalat miktarının 84.833,637 m3 olarak, sözleşme birim fiyatı da 2.10 Euro olarak gösterildiğini, buna göre 131.492,13 Euro eksik olarak hesaplandığını, beton ve betonarme betonun sözleşmede m3 birim fiyatının 80 Euro olmasına rağmen hak edişte 65 Euro olarak gösterildiğini, imalat miktarının 1.416,250 m3 olduğunu, hak edişte 21.243,75 Euro eksik hesaplama yapıldığını, sifon 1 imalatında da her zeminde dolgu yapılması imalatının m3 X 3.65 Euro’dan hesaplanması gerekirken 1905 m3 lük imalatın 2.10 Euro/m3’ten hesaplandığını, aradaki farkın 2.952,75 Euro olduğunu, yine Sifon 1 imalatında yer alan beton veya betonarme betonunun sözleşmede m3 birim fiyatın 80 Euro olduğunu, hak edişteki hesaplamada 65 Euro olarak gösterildiğini, aradaki farkın (144m3)x(15 Euro/m3) = 2.160 Euro olduğunu, 5 nolu hak ediş nedeniyle müvekkiline yapılan eksik ödeme miktarının toplam 157.848,63 Euro olduğunu, sözleşme kapsamında bulunan yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işlerinin müvekkilince tamamlandığını ancak bu işe ait ücretten bakiye 134.344 Euro’nun ödenmediğini, sözleşme bedeli olan 2.660.484,52 Euro üzerinden 41.414,00 TL damga vergisinin müvekkilince ödendiğini, yaptırılmayan iş tutarına oranlanacak damga vergisi tutarının müvekkiline iadesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 5 nolu hakedişte eksik ödenen miktarlar için şimdilik 1.000,00 Euro’nun, yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli için şimdilik 1.000,00 Euro’nun, damga vergisinden kaynaklanan şimdilik 1.000,00 TL’nin işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/09/2016 tarihli dilekçesiyle, asıl davada kâr mahrumiyeti taleplerini 600.045,88 TL’ye, uğranılan zararlar için taleplerini 195.080,77 TL’ye yükseltmiş temerrüt tarihi olan 24.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davadaki 5 nolu hak edişte eksik ödenen miktarlar için taleplerini 347.266,98 TL’ye yoldan kaynaklı ödenmeyen hak ediş bedeli taleplerini 258.424,10 TL’ye, damga vergisisinden kaynaklanan taleplerini de 29.711,62 TL’ye yükseltmiş ve noksan harcı tamamlamış,
Temlik alan … … Dan. Müş. İst. Teks. Gayr. Otom. Gıda Tic. Ltd. Şti’ye vekili 27/09/2016 tarihli ıslah dilekçesi ve ekinde mahkememize hitaben alacağın temlik edildiğine ilişkin temlik eden ve temlik alan vekillerinin müşterek imzalı tarihsiz dilekçesi ile asıl ve birleşen dava dosyalarındaki dava konusu dosya alacaklarını, ıslah talep haklarını sözleşmeden ve davalardan kaynaklı tüm hakların devrini 15.01.2016 tarihli sözleşme ile … … Dan. Müş. İst.Teks. Gayr. Otom. Gıda Tic. Ltd.Şti.’ye devredildiğini bildirmiş, 15.01.2016 tarihli temlik sözleşmesi ibraz etmiş,
Dosyaya sunulan 27/06/2018 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik alan tarafça davalardan kaynaklı tüm hakların davacı … Tic. Ltd. Şti’ne temlik edilmiş olduğu görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 01/10/2012 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde açıkça 85.937,00 TL zararın olduğu iddia edildiğinden kısmi dava açılmakta hukuken korunması gereken bir yarar bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin taahhüdü altında gerçekleştirilen, asıl işvereni … İnş. Tur. Tic. A.Ş. olan … Hidroelektrik Santralleri projesi kapsamındaki, iletim kanalı, Sifon-1, İletim Tüneli Çıkış Portal Kazısı, Yükleme Havuzu-1, Yükleme Havuzu-2, Cebri Boru-1, Cebri Boru-2, Santral Binası-1, Santral Binası-2, Sifon-2, Hidromekanik Donatı, yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işlerinin alt yüklenici olarak davacı tarafından anahtar teslimi götürü bedel esasına göre yapılması ve tamamlanması amacıyla 14.06.2011 tarihinde “Mühendislik Tedarik ve İnşaat Sözleşmesi” akdedildiğini, ancak yer teslimi yapılıp işe başlanılmasından sonra davacı tarafin ihmal ve kusurlu imalatları ve sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle müvekkili şirket yetkililerince usulüne uygun olarak haklı nedenle sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafın iddialarını ispatla yükümlü olduğunu, 14.06.2011 tarihli sözleşmenin müvekkili şirket tarafından usulüne uygun olarak ve haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafın sözleşmenin feshine kadar olan süreçte sözleşme konusu işi ifa ederken, sürekli sözleşme hükümlerine aykırı hareket ettiğini, alanında uzman ve basiretli bir iş adamından beklenen dikkat ve özeni göstermediğini, 14.06.2011 tarihli sözleşmenin Yüklenicinin Feshi başlıklı 14. maddesinde, 14.2 sayılan hallerle sınırlı kalmamak üzere, alt yüklenici (müvekkili şirket) tarafından tek taraflı olarak haklı nedenle feshedilebileceğinin düzenlendiğini, iyi niyetle tüm sözlü uyarıların yanında davacı tarafa 07.02.2012 tarihli … sayılı “Uyarı ve Talimatlara Uyulması” konulu bir ihtar yazısı gönderildiğini, davacı tarafça bu yazıya herhangi bir cevap verilmediği gibi mevcut sözleşmeye aykırılıkları gidermeye yönelik tek bir girişiminin de olmadığını, müvekkili şirketin asıl işverene karşı sorumluluğu devam ettiğinden ve taahhüdünde bulunan işin süresinde gereği gibi yerine getirmesi gerektiğinden, davacı tarafin yetersizliği ve/veya başarısızlığının tespit etmesi, işleri zamanında yetiştiremeyeceği kanaatine varması sebebiyle haklı nedenle sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafın, müvekkili şirketten muaccel olmuş bir alacaklarının bulunmadığını, feshin haklı nedene dayandığını, iddia ettikleri sözde zararlardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, iş sahibi … İnş.Tur.Tic.A.Ş. tarafından müvekkili şirkete gönderilen yazıların, davacı tarafın, sözleşme hükümleri ve eklerine uygun hareket etmediği ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini açıkça ortaya koyduğunu, davacı tarafın sözleşme konusu işi anahtar teslimi götürü bedel ile müvekkili şirkete zamanında gereği gibi ifa edip teslim etmeyi taahhüt ettiğini, işin anahtar teslimi esasına göre yapılmasından dolayı da iş ile ilgili her türlü sorumluluğun alt yükleniciye ait olduğunu, ancak asıl iş sahibi olan firmanın muhatabı müvekkili şirket olduğundan, sözleşme konusu işin yapımı ile ilgili tüm eksiklik ve aksaklıkların müvekkiline iletildiğini, iş sahibi tarafından müvekkili şirkete gönderilen yazılarda özetle, davacı tarafın anahtar teslimi esasına göre teslim etmekle yükümlü olduğu sözleşme konusu işlerdeki eksiklik ve aksaklılarm teknik olarak ifade edildiği, alt yüklenicinin gerekli hassasiyeti ve özeni göstermediği, alt yükleniciye (davacı tarafa) güvenlerinin kalmadığı, bu ekip ve ekipmanla işin süresinde gereği gibi teslim edilemeyeceği, gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğinin ifade edildiğini, davacıya, 14.06.2011 tarihli sözleşmeden doğan muaccel olmuş tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, davacı şirketin, müvekkilinden hiçbir alacağının kalmadığını, bunun dışında işbu dava ile iddia edilen sözde zararlarından da müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, bu iddialara ilişkin tek bir somut hukuki bir delil de sunulmadığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarihli, 2014/371 Esas ve 2020/165 Karar numaralı kararında özetle; asıl dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zarar ve kâr mahrumiyetinin davalı yükleniciden tahsili, birleşen dava, 5 nolu hak edişte eksik hesaplanan imalat bedelinin, yoldan kaynaklanan imalat bedelinin ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle yüklenici tarafından ödenmesi gereken damga vergisinin davalı yükleniciden tahsili istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini bildirmişler, 14/06/2011 tarihli sözleşme ve ekleri sunulmuş, davalı vekili tarafından 14/06/2011 tarihli sözleşmenin revize edildiğine ilişkin tarihsiz ek sözleşme ile 01.09.2016 tarihli hukuksal görüş sunulmuştur.
Taraflar arasında 14/06/2011 tarihli sözleşme yapıldığı, bu sözleşmede davalının yüklenicisi bulunduğu …Elektik Santralleri Projesi Kapsamında iletim kanalı, sifon-1, iletim tüleni çıkış portal kazısı, yükleme havuzu -1, yükleme havuzu-2, cebri boru-1, cebri boru-2, santral binası-1, santral binası-2, sifon-2, hidromekanik donatı, yollarda stabilize alt temel ve satır kaplama işlerinin yapımının KDV hariç 2.660.484,52 Euro götürü bedelle davacı tarafından üstlenildiği, işin 01/08/2011 tarihinde yer tesliminin gerçekleştirildiği, davalının 20/02/2012 tarihli yazı ile sözleşmeyi “sözleşmenin yüklenici tarafından feshi” başlıklı 14.2. maddesine dayanarak feshettiğini davalı tarafa bildirdiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafın 14/06/2011 tarihli sözleşmeyi feshetmekte haklı olup olmadığı, davacı alt yüklenici şirketin sözleşmenin feshinden kaynaklı mahrum kaldığı kar tutarı, işin gerçekleşme oranının dışında kalan damga vergisi tutarı talep edilip edilemeyeceği, sözleşmenin devamı süresinde davalı yüklenicini sözleşmeye aykırı davranmasından kaynaklı davacının uğradığı zarar bulunup bulunmadığı, bu zararların davalı tarafından tazmininin gerekip gerekmediği, davacının yapmış olduğu işlerden dolayı bakiye hak ediş alacakları olup olmadığı, taraflar arasında ek sözleşme yapılıp yapılmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı tarafça, davalı tarafından sunulan ek sözleşmenin yapılmadığı, sözleşme altındaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddia edilmiş ise de, taraflar arasında, Eylül 2011 – 17.02.2012 tarihleri arasında 5 adet hak ediş düzenlendiği, her iki tarafın da imzası bulunan hak edişlerde sözleşme bedeli olarak revize edilen 2.860.280Euro bedel yazıldığı, bundan da Ek Sözleşmenin ilk hak edişten önce yapıldığının anlaşıldığı, tüm hakedişlerin davacı alt yüklenici ve davalı yüklenici tarafından imzalanmasından, ek sözleşmedeki değişiklerin tarafların kabulünde olduğu ve ihtilafın hallinde asıl sözleşmede değişiklik yapan ek sözleşme ile revize edilen miktarların esas alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; teknik açıdan değerlendirme yapmaya yetecek belgeleri sunulmadığından feshin haksız olup olmadığı bakımından değerlendirme yapılamadığı, feshin haksız olduğu iddiası çerçevesinde davacının talep ettiği zarar kalemlerini belgeleriyle kanıtlaması gerektiği bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; davalı yüklenicinin alt yükleniciye yer teslimini 01.08.2011 tarihinde yaptığı, imalatın yapılmasını sağlayacak projeleri zamanında temin ederek teslim etmediği, imalat yapılacak sahalara giriş izinlerinin imalat programına uygun alınmadığı, sözleşme kapsamındaki imalatlardan sadece iletim hattı ve sifon-l kısmındaki imalatların yaptırıldığı, hak ediş ödemelerinde sözleşme maddelerine uyulmadığı, 07.02.2012 tarihli ihtarda ve 20.02,2012 tarihli fesih yazısında sözleşme nedenine sebep olacak hususların sözleşme kapsamındaki fesih maddelerine göre açık net belirtilmediğinden sözleşme feshinin haksız yere yapıldığı, 5 nolu hak edişteki birim fiyata bağlı toplam eksik hesaplama miktarının 118.412,75 Euro olduğu, 2.075.604,24 Euro tutarındaki imalat fesih nedeni ile yapılamadığı, davacını alacağının olup olmadığının hesaplanabilmesi için bilirkişi heyetine bir muhasebeci mali müşavir dahil edilerek tarafların defterlerinin incelenerek taraflar arasındaki ödentilerin tespit edilmesi sonucu çıkarılabileceği, davacının diğer zararları ile ilgili hesaplamanın mali müşavirce yapılması gerektiği bildirilmiştir.
Bilirkişi kuruluna mali müşavir eklenmek suretiyle alınan 26.09.2016 tarihli ek raporda özetle; 10.11.2014 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan maddi hatanın düzeltilmesinden, yapılan iş miktarı farkından, düşük hesaplanan birim fiyat farklarından, yol işlerinin yapımı farkından kaynaklı olarak eksik hesaplanan 5 nolu hak edişden dolayı dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 275.314,13 Euro alacaklı olduğu, davacının haksız fesihten dolayı yapamadığı işten dolayı 272.748,13 Euro kardan mahrum kaldığı, davacıya yaptırılmayan işin sözleşme damga vergisi yönünden davacının davalıdan 29.711,62 TL alacaklı olduğu, davacının hakedişlerinin geç ödenmesi, vadeli çeklerle ödenmesi veya hiç ödenmemesi nedeniyle, kullandığı krediler için sözleşme tarihinden sonra bankalara yapmış olduğu faiz, BSMV vb. ödemelerden dolayı davacının davalıdan 33.057,53 TL alacaklı olduğu, sözleşmenin haksız şekilde fesih edilmesi ve özellikle davalı tarafın edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa etmemesi veya geç ifa etmesi nedeniyle davacı şirketin bazı ödemelerini yapamaz hale geldiği ve aleyhine başlatılan icra takip dosyalarının masraflarından kaynaklı olarak 162.023,24 TL zarara uğradığı, icra dosya masraflarından kaynaklı olarak, dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 162.023,24 alacaklı olduğu bildirilmiştir.
İtirazlar da dikkate alınarak mahkememizce ikinci bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; davalı tarafından 27.10.2017 tarihli dilekçesi ekinde sunulan tarihsiz “Sözleşme Değişikliği Hakkında Ek Sözleşme”de, 14.06.2011 tarihli sözleşmenin bazı maddelerinin karşılıklı anlaşma sonucunda değiştirildiğinin belirtildiği, ek sözleşme ve ekinde birim fiyatların bulunduğu listelerin yer aldığı, ek sözleşmede sözleşme bedeli 2.860.279,50 Euro olarak revize edildiği, bazı ürünleri miktar ve birim fiyatlarının da değiştirildiği, taraflar arasında, Eylül 2011 – 17.02.2012 tarihleri arasında 5 adet hak ediş düzenlendiği, her iki tarafında imzası bulunan hakkedişlerde sözleşme bedeli olarak revize edilen 2.860.280 Euro bedel yazıldığı, bundan da Ek Sözleşmenin ilk hakedişten önce yapıldığının anlaşıldığı, tüm hak edişlerin davacı alt yüklenici ve davalı yüklenici tarafından imzalanmasından, ek sözleşmedeki değişiklerin tarafların kabulünde olduğu ve ihtilafın hallinde asıl sözleşmede değişiklik yapan ek sözleşme ile revize edilen miktarların esas alınması gerektiği, sözleşmenin 8.2 maddesinde işin tamamlanma süresinin 480 gün olduğu, Sözleşmenin 8.3 maddesinde ayrıntılı iş programı düzenleneceği ve yüklenicinin onayına sunulacağı, onaylanan iş programına uyulacağının ifade edildiği, sözleşmenin 8.4 maddesinde işin tamamlanma süresi mücbir sebepler veya yükleniciden kaynaklanan nedenlerden kaynaklanması durumunda alt yükleniciye ilave süre verileceği, sözleşmenin 8.5.b. maddesinde işin tamamlanma süresi yetkili makamlardan kaynaklanan nedenlerin olması durumunda alt yükleniciye ilave süre verileceği, sözleşme 8.6 maddesinde iş programında belirtilen işlerin zamanında tamamlanamadığı takdirde her gün için sözleşme bedelinin %0,1 oranında ceza kesileceği, Sözleşnıenin 14.1 maddesinde (düzeltme ihbarı) alt yüklenicinin yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda yüklenicinin alt yükleniciye durumun mahiyetine uygun bir ihtarda bulunarak makul bir süre içinde bu yükümlülüğünü yerine getirip temerrüdü gidermesini isteyeceği, sözleşmenin 14.2 maddesinde (sözleşmenin yüklenici tarafından feshi) alt yüklenicinin ihtarname hükümlerine uymaması yüklenicinin sözleşmeyi tek taraflı fesh edebileceği, a,b,c…m fıkralarında feshe ilişkin hususlara yer verildiği, taraflar arasındaki yazışmalara bakıldığında daha önce verilen uygulama projeleri ile kesin projeler arasında uyumsuzluklar olduğu, birtakım değişikliklerin olduğunun anlaşıldığı, İletim Kanalı ve Sifon-1 imalatlarının verilen sürelere uygun olarak ilerlediği, ancak Yükleme Havuzu-1, Cebri Boru-1, Santral Binası-1 imalatlarında iş programına göre 17.02.2012 tarihine göre geciktiği, 14.06.2011 tarihli sözleşme ekinde kesin projelerin verilmediği hususunun tarafların kabulünde olduğu, imalatların sözleşme ekinde verilen uygulama projeleri ile yapıldığının anlaşıldığı, daha sonra tam zamanı belli olmamakla birlikte 2011 senesi sonu 2012 senesi başı bir takım kesin projelerin temin edildiğinin anlaşıldığı, imalata yönelik projelerin işin başında eksik olarak verildiği, süreç içerisinde projelerde değişikliklerin olduğunun anlaşıldığı, bu durumun da imalat aşamasında bir takım gecikmelere doğal olarak neden olduğu, iş programında meydana gelen gecikmelerin 34 gün işyeri geç teslimi de dikkate alındığında normal olduğu, davalı yüklenicinin gözüken bu gecikmeler ile ilgili süreç içerisinde yazılı bir uyarısının olmadığı, davalının; 07.02.2012 tarihli davacı alt yükleniciye yönelik yazısında; “yapılan imalatlarda, arazi çalışmalarında ve şantiyenin sevk ve idaresinde görülen aksaklık ve kusurların düzeltilmesi hususunda, şantiye yönetiminize yapılan uyarı ve verilen talimatlara ısrarla uyulmadığının belirtildiği, bu hususun devam etmesi halinde sözleşme şartlarının gerektirdiği hükümlerin uygulanacağı hususunun” bildirildiği, 20.02.2012 tarihli davacı alt yükleniciye yönelik yazısında; “mühendislik ve tedarik inşat sözleşmesinin sözleşme 14.2 maddesine göre feshedildiği hususunun” belirtildiği, davalının bu yazılarına bakıldığında; Sözleşmenin 14.1 maddesinde belirtilen “altyüklenicinin yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda yüklenicinin altyükleniciye durumun mahiyetine uygun bir ihtarda bulunarak makul bir süre içinde bu yükümlülüğünü yerine getirip temerrüdü gidermesini isteyeceği” hususuna uygun olarak yukarıda belirtilen 07.02.2012 tarihli yazıda makul bir süre ifade edilmeden 20.02.2012 tarihinde sözleşmenin fesih edildiği, dava konusu işle ilgili fesihten önce davalı yüklenici tarafından, davacı alt yükleniciye gönderilen 14.08.2011 tarihli yazıda; kazıdan çıkacak malzemelerin depolanacağı stok sahaların krokilerinin gönderildiği belirtilerek başka yere malzeme dökülmemesinin istendiği (yazının karşı yana tebliğ belgesinin bulunmadığı ancak davacı delilleri arasında dosyaya ibraz edildiği), 24.10.2011 tarihli yazıda; şantiyede bulundurulması gereken topograf ekibini en kısa sürede oluşturması gerektiği, aksi halde sözleşmenin 4.1.a. maddesinin (şantiyede bulundurulmayan teknik personel için günlük cezai müeyyide belirlenmiş) uygulanacağının bildirildiği (yazının karşı yana tebliğ belgesinin bulunmadığı ancak davacı delilleri arasında dosyaya ibraz edildiği), 28.11.2011 tarihli yazıda; Sözleşmeye göre şantiyede bulundurulması gereken ölçüm aletlerinden NİVO’nun hatalı çalıştığını, yeni bir … temin edilene kadar beton atımının durdurulduğunun bildirildiği (yazının aynı gün hak edişlerde de adı ve imzası bulunan davacı şantiye şefi …’ya elden tebliğ edildiği), 01.02.2012 tarihli yazıda; iletim kanalı iç kazısı imalatlarında zemin iyileştirme yapılmasının uygun görüldüğü, santral binası bölgesindeki DSİ sulama kanalının kırılmasında sakınca olmadığını, Mayıs 2012 tarihinden önce bitirilmesi için bu kısımda ivedilikle çalışmaya başlanılmasının bildirildiği (yazının aynı gün hak edişlerde de adı ve imzası bulunan davacı şantiye şefi …’ya elden tebliğ edildiği), 07.02.2012 tarihli yazıda; yapılan imalatlarda, arazi çalışmalarında ve şantiyenin sevk ve idaresinde görülen aksaklık ve kusurların düzeltilmesi hususunda, şantiye yönetiminize yapılan uyan ve verilen talimatlara ısrarla uyulmadığının belirtildiği, bu hususun devam etmesi halinde sözleşme şartlannın gerektirdiği hükümlerin uygulanacağı hususunun bildirildiği (yazının aynı gün hakkedişlerde de adı ve imzası bulunan davacı şantiye şefi …’ya elden tebliğ edildiği),11.02.2012 tarihli yazıda; bazı personelin çalışmalar sırasında kişisel koruyucular (baret, iş ayakkabısı, iş gözlüğü….) kullanmadan çalıştığı, aşın yağmur yağması nedeniyle şevlerden aşağıya sürekli toprak kaydığı, şev altında çalışmaya başlanmadan önce şevlerin kontrol edilmediği, oysa sürekli kontrol edilerek araç, insan ve hayvan düşmesini önleyici tedbirler alınması (korkuluk yapılması gibi) gerektiği, sosyal tesisteki merdivenlere korkuluk yapılmadığı, oysa çift taraflı korkuluk yapılması gerektiği, yemekhanede ocak ve işçi yatakhanesinde kullanılan sanayi tüplerinin uygunsuz ve tehlikeli bir şekilde taşındığı, oysa tüp deposu yapılarak iş güvenliği (ateşle yaklaşma, sigara içilmez gibi) levhaların konulması gerektiği, su kanalları üzerine çıkmak için uygun yürüme yolları ve merdiven yapılmadığı, 10×10 ahşap üzerinde yüründüğü, oysa sağlam malzemeden 60cm genişliğinde, çift taraf korkuluktu merdivenler yapılması gerektiği, kompaktör kayışının korumasının bulunmadığı, yemekhane ve çay ocağında çalışan personelin portör ve akciğer filmlerinin tamamlanması ve yemeklerden şahit numuneler alınması gerektiği, JBC operatörünün G sınıfı operatör belgesinin olmadığı, inşaat işinde çalışan tüm personel için özlük dosyası (sağlık raporu, iş güvenliği eğjthm, yapacağı işle ilgili diploma ve belgeler, adli sicil kaydı, ikametgah gibi) hazırlanması gerektiği, bu hususların devam etmesi halinde sözleşme şartlarının gerektirdiği hükümlerin uygulanacağının bildirildiği (yazının karşı yana tebliğ belgesinin bulunmadığı), bu yazılara davacı yüklenicinin cevap verdiğine dair dosyada her hangi bir belge bulunmadığı, dava konusu işle ilgili fesihten önce işveren … İnşaat Turizm ve Ticaret AŞ. tarafından, davalı yüklenici şirkete gönderilen yazılarda hem yüklenicinin hem de alt yüklenicinin çalışması ile ilgili de uyarılar yapıldığı, özellikle 07.02.2012 tarihli yazıda; “… alt yüklenicinin çalışmalarını bu şekilde devam ettirmesi halinde sözleşmeden doğan hakların kullanılarak sahadan uzaklaştırılacağı, teknik personelin eksik olduğu, alt yüklenicinin çalışmalarını arazide bire bir kontrol etme zorunluluğu olduğu, bu durumun alt yükleniciniye olan güvenlerinin kalmamasından kaynaklandığı” gibi ifadeler kullanıldığı, bunun üzerine davalı yüklenici 07.02.2011 ve 11.02.2011 tarihli yazılarda davacı alt yükleniciyi uyararak ardından sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin 14.2.1. maddesinde düzenlenen “yüklenicinin, alt yüklenicinin yetersizliğini veya başarısızlığını tespit etmesi veya alt yüklenicinin işleri zamanında yetiştiremeyeceği kanaatine varması;..” nedenine dayalı feshin haklı olduğu ancak fesihle ilgili süreçte her iki tarafında kusuru bulunduğu, asıl davada; davacı alt yüklenicinin kâr kaybı talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden talebin yerinde olmadığı, mahkemece aksi kanaate varılması halinde; taraflar arasında akdedilen 14.06.2011 tarihli Sözleşme Değişikliği Hakkında Ek Sözleşme hükümleri nazara alındığında ve alt yüklenici kârının %15 olarak takdir edilmesi durumunda kar mahrumiyetinin; 2.863.332,62 Euro x 15% = 429.499,89 Euro KDV dahil olarak hesap edildiği, davacı alt yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zarar talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden talebin yerinde olmadığı, mahkemece feshin haksız olduğu kanaatine varılması halinde ise; davacı alt yüklenicinin kabul ettiği ödeme yöntemi nedeni ile zarar ettiği iddiasının yerinde olmadığı, yapılan işe orantılı olarak hakedişlerin belirtilen sürelerde ödendiği ve bu sebeple icra dosyasından kaynaklanan zararların bu iş ile ilişkilendirilemeyeceği, birleşen davada; 5 no.lu hakediş de ek sözleşme ile revize edilen birim fiyatlara göre hesap yapıldığından eksik ödeme yapılmadığı, 5 no.lu hakedişe yönelik yapılan hesaplamalarda imalatın %30 oranında bitirildiğinin tarafların imzaladığı metraj cetvelinden tespit edildiği, davacı alt yüklenici tarafından da imalat seviyesinin %100 yapıldığını ispatlayan herhangi bir belge sunmadığı, davacının yoldan kaynaklı ödenmeyen hak ediş bedeli talebinin yerinde olmadığı, damga vergisi ödemesinden doğan zarar talebi: davacı alt yüklenicinin zarar talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden talebin yerinde olmadığı bildirilmiştir.
İtirazlarda dikkate alınarak mahkememizce üçüncü bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; davacı alt yükleniciye ilk kez 07.02.2012 tarihinde somut nedenlere dayanmaksızın ve makül süre verilmeksizin yapılan imalatlarda, arazi çalışmalarında ve şantiyenin sevk ve idaresinde görülen aksaklık ve kusurların düzeltilmesi hususunda şantiye yönetimine yapılan uyarı ve talimatlara ısrarla uyulmadığı, bu hususun devam etmesi halinde sözleşme şartlarının gerektirdiği hükümler uygulanacağı belirtildiği, akabinde 13 gün sonra 20.02.2012 tarihinde hangi eksiklik nedeniyle feshedildiği belirtilmeksizin ve tespit yapmadan fesih edilmesinin uygun olmadığını, diğer taraftan davalı yüklenicinin gözüken bu gecikmeler ile ilgili süreç içerisinde yazılı bir uyarısının olmadığı, ek sözleşmeye göre yapılan hesaplar sonucunda davacının davalı şirketten talep edebileceği net mahrum kalınan karın 89.143,96 Euro olduğu, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile davacı alt yüklenicinin zarar talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden talebin yerinde olmadığı, ödemelerin zamanında yapıldığı ve 2011 yılı sonuna kadar tüm hak edişler yapıldığı dönemde avans sebebiyle gecikmenin söz konusu olmadığı, 2012 yılına 53.701,44 TL avans bakiyesinin yansıtıldığı, 2012 şubat ayma kadar ödemelerin aksamadığı, sadece 2012 yılında 8.000,00 TL bakiye ödemesinin geciktirildiği, bir kısım ödemeler çekle yapılmış ise de söz konusu çeklerin alınmasından bu ödeme yönteminin davacı tarafından kabul edildiği, dolayısıyla davacı alt yüklenicinin kabul ettiği ödeme yöntemi nedeni ile zarar ettiği iddiasının yerinde olmadığı, alacağın geç ödenmesi nedeniyle 3. kişilere ödenemeyen borçlarla ilgili başlatılan icra dosyasından kaynaklanan zararların bu iş ile ilişkilendirilemeyeceği, birleşen davada 5 no.lu hakedişde ek sözleşme ile revize edilen birim fiyatlara göre hesap yapıldığından talebin yerinde olmadığı,yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli ile ilgili her ne kadar imalatın %100 oranında bitirildiği iddia edilmiş ise de; dosya içeriğinde yapılan incelemelerde 5 no.lu hakedişe yönelik yapılan hesaplamalarda imalatın %30 oranında bitirildiğinin tarafların imzaladığı metraj cetvelinden tespit edildiği, kaldı ki davacı alt yüklenici tarafından da imalat seviyesinin %100 yapıldığını ispatlayan herhangi bir belge veya bilgi ibraz edilmediğinden talebin yerinde olmadığı, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle gerçekleşme oranının dışında kalan 41.378,73 TL damga vergisi tutarının talep edilebileceği bildirilmiştir.
Dosya kapsamına ve sunulan delillere uygun olan ikinci bilirkişi heyeti raporu mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve bilirkişi raporlarına göre, sözleşmeye göre davalı taraf yer tesliminde 34 gün gecikmiş ise de alt yüklenici davacı tarafından, yer tesliminin yapılması gerektiği veya yer tesliminin usulsüz yapıldığı konusunda davadan önce gönderilen her hangi bir ihtar bulunmadığı, Yükleme Havuzu-1, Cebri Boru-1, Santral Binası-1 imalatlarında iş programına göre 17.02.2012 tarihine göre geciktiği, davacı tarafın çekleri almakla söz konusu ödeme şeklini kabul ettiği, davalı defterlerine göre ödemelerin zamanında yapıldığı, davacı alt yüklenici 11.07.2012 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarında, son hak edişten bakiye 8.210,00TL alacağı kaldığını beyan ederek, ihtarın tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmesini istediği davalı yüklenicide 24.07.2012 tarih ve … yevmiye no.lu cevabında 8.000,00TL bakiye borcunu, davacının banka hesabına 23.07.2012 tarihinde ödediğini bildirdiği, 14.06.2011 tarihli sözleşme ekinde kesin projelerin verilmediği hususunun tarafların kabulünde olduğu, imalatların sözleşme ekinde verilen uygulama projeleri ile başlandığı, daha sonra 2011 senesi sonu 2012 senesi başı bir takım kesin projelerin temin edildiğinin anlaşıldığı, imalata yönelik projelerin işin başında eksik olarak verildiği, süreç içerisinde projelerde değişikliklerin olduğunun anlaşıldığı, bu durumun da imalat aşamasında bir takım gecikmelere neden olduğu, iş programında meydana gelen gecikmelerin 34 gün işyeri geç teslimi de dikkate alındığında normal olduğu, davalı yüklenicinin gözüken bu gecikmeler ile ilgili süreç içerisinde yazılı bir uyarısının olmadığı, dava konusu işle ilgili fesihten önce davalı tarafından davacı tarafa 14.08.2011, 24.10.2011, 28.11.2011, 01.02.2012 tarihli uyarı yazılarının gönderildiği, işveren … İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş tarafından davalı yüklenici şirkete gönderilen yazılarda hem yüklenicinin hem de alt yüklenicinin çalışması ile ilgili de uyarılar yapıldığı, özellikle 07.02.2012 tarihli yazıda; “… alt yüklenicinin çalışmalarını bu şekilde devam ettirmesi halinde sözleşmeden doğan hakların kullanılarak sahadan uzaklaştırılacağı, teknik personelin eksik olduğu, alt yüklenicinin çalışmalarını arazide bire bir kontrol etme zorunluluğu olduğu, bu durumun alt yükleniciniye olan güvenlerinin kalmamasından kaynaklandığı” gibi ifadeler kullanıldığı, bunun üzerine davalı yüklenici 07.02.2011 ve 11.02.2011 tarihli yazılarda davacı alt yükleniciyi uyararak ardından 20.02.2012 tarihinde sözleşmeyi fesih etttiğini, sözleşmenin 14.2.1. maddesinde düzenlenen “yüklenicinin, alt yüklenicinin yetersizliğini veya başarısızlığını tespit etmesi veya alt yüklenicinin işleri zamanında yetiştiremeyeceği kanaatine varması;…”nedenine dayalı olarak davalı tarafça yapılan feshin haklı olduğu ancak fesihle ilgili süreçte her iki tarafında kusuru bulunduğu, asıl davada; davacı alt yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararlar ve kâr kaybı talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden davacının kar kaybı ve zarar taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından asıl davada davanın reddine,
Taraflarca imzalanan 5 nolu hak edişte ek sözleşme ile revize edilen birim fiyatlara göre hesap yapıldığından eksik ödeme yapılmadığından davacı tarafın bakiye hakediş bedeli talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafça yoldan kaynaklı ödenmeyen hakediş bedeli ile ilgili her ne kadar imalatın %100 oranında bitirildiği iddia edilmiş ise de 5 no.lu hakedişe yönelik yapılan hesaplamalarda imalatın %30 oranında bitirildiğinin tarafların imzaladığı metraj cetvelinden tespit edildiği, davacı alt yüklenici tarafından da imalat seviyesinin %100 yapıldığını ispatlayan herhangi bir belge sunulmadığı, davacının yoldan kaynaklı ödenmeyen hak ediş bedeli talebinin yerinde olmadığı, davacı alt yüklenicinin damga vergisi ödemesinden doğan zarar talep edebilmesi için sözleşmenin feshinde tamamen kusursuz olması gerektiğinden talebin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından birleşen davada davanın da reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen dosyanın davacı vekili 25/08/2020 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı nedene dayanmadığını, sözleşmenin feshinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenmiş ek sözleşmenin de bulunmadığını ve savunmanın genişletilmesi mahiyetindeki ek sözleşme bulunduğu iddialarına muvafakat etmediklerini, taraflar arasındaki tek bir sözleşmede birim fiyatların belli olduğunu ancak ilk hak edişte yapılan hatanın beş hak edişte de devam ettiğini, işin haksız olarak feshi sonrasında yapılan hatanın farkına varılarak eksik ödemelerin davalıdan talep edildiğini, ara hak edişlerin avans niteliğinde olduğunu, eksik veya fazla yapılan ödemelerin kesin hesap sırasında düzeltileceğini, haksız fesih sonrasında durum tespit tutanağının düzenlenmediğini, kesin hesap ve kesin hak ediş işlemlerinin yapılmadığını, istinaf sırasında yapılacak incelemede 14/06/2011 tarihli sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalı tarafın hak edişlerde hatalı yazılan fiyatları avantaja çevirmek için tarihsiz, imzalayanı belli olmayan bir ek sözleşme ortaya çıkardığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarına göre davalı tarafın yaptığı feshin haksız olduğunun saptandığını, fesih sebebinin gösterilmediğini, 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmenin feshine ilişkin kararın yerinde olmadığı hususunda saptama yapıldığını, ayrıntılı gerekçelere yer verildiğini, bu raporun hükme esas alınması gerektiğini, bu raporun aynı zamanda dosyaya sunulan 04/04/2016 tarihli ilk bilirkişi heyetinin raporu ile de uyumlu olduğunu, müvekkiline yüklenebilecek bir kusurdan bahsedilmediğini, müvekkiline bir uyarı yapılmadığını ve fesih sebebi olarak da bu şekilde bir gerekçe gösterilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin feshinde hiçbir şekilde kusurunun bulunmadığını, müvekkiline gönderildiği iddia edilen uyarı yazılarını da kabul etmediklerini, bu yazıların müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin, davalının verdiği uygulama projesine göre imalat yaptığını, akabinde kesin projeye ve davalı istemine göre imalatlar yapmak durumunda kaldığından şantiye sahasında bir kısım dağınıklığın bulunmasının normal olduğunu ve bu durumun müvekkili aleyhine yorumlanmaması gerektiğini, aksaklık olarak değerlendirilebilecek hususların davalı eylemleri sonucunda gerçekleştiğini, 20/02/2012 tarihli yazı ile de sözleşmenin feshedildiğinin müvekkiline bildirildiğini, işveren ile yüklenicinin aralarında yaptığı yazışmaların ve yüklenicinin her zaman düzenleyebileceği yazıların müvekkili aleyhine delil olarak kullanılmayacağını ve bu nedenlerle müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, aksi yöndeki gerekçelerle verilen mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aşamalardaki tüm beyanlarını tekrar ettiklerini, yer tesliminin zamanında yapılmadığını, davalı tarafından alınması gereken resmi kurum izinlerinin zamanında alınmadığını, müvekkilinin avanslarının tam ve zamanında ödenmediğini, kesin projelerin zamanında verilmediğini, yine hak ediş bedellerinin zamanında ödenmediğini, geriye 300 gün kalmışken yapılan feshin müvekkili aleyhine kullanılamayacağını, müvekkiline herhangi bir kusur ve gecikmesinin olduğuna dair ikaz yapılmadığını, haksız fesihle birlikte durum tespit tutanağı düzenlenmediğini, ek sözleşme olduğu iddia edilen belgenin davadan yaklaşık 5 yıl 2 ay sonra dosyaya sunulduğunu, müvekkilinin imzasını içermediğinden kabul etmediklerini, müvekkilinden kaynaklı bir gecikmenin bulunmadığını, yine müvekkilinin kabulünde olmayan imzasız ek sözleşmeye göre tasfiye hesabının yapılamayacağını, sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, zamanında yapılmayan ödeme nedeniyle müvekkilinin faiz yüküyle karşılaştığını, yine yol imalatının tamamının yapıldığını, aksi yöndeki bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, tüm bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve asıl ve birleşen davalarının kabulüne karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili 25/09/2020 havale tarihli, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf başvuru dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacının, dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğüne uymadığını, bu sebeple gerçeğe aykırı iddialarının dikkate alınmaması gerektiğini, taraflar arasında 14/06/2011 tarihli sözleşme ile bu sözleşmede değişiklik yapan ek sözleşmenin akdedildiğini, bilirkişi raporları davacı lehine gelmekte iken davacının ek sözleşmeye herhangi bir itirazda bulunmadığını, ne zaman ki gerçeğe uygun biçimde ek sözleşme dikkate alınarak rapor düzenlenip davacının haksızlığı ortaya konulduğunda davacının o an itibariyle ek sözleşmeye itiraz etmeye başladığını, ek sözleşmede davacı yetkilisinin imzası bulunduğu gibi davacının, kendisinin düzenlediği hak edişlerde ve faturalarda dahi sözde itiraz ettiği ek sözleşmeyi baz aldığını ve taraflar arasındaki iş ve uygulamaların ek sözleşmeye göre yapıldığını, buna rağmen davacının kabulünde olduğu açık olan ek sözleşmeye davacı yanın itiraz ederek hata iddiasında bulunmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, müvekkili şirkete ana yüklenici tarafından, davacının sorumluluğunda olan işlerdeki sözleşmeye ayıplar, aykırılıklar ve ayıplar ve aykırılıklar sebebiyle pek çok kez uyarıda bulunulduğunu, bu aykırılıkların düzeltilmesinin talep edildiğini, davacının ise bu konuda tek bir adım dahi atmadığını, bu sebeple müvekkili tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşme hükümlerine uygun olarak haklı nedenle feshedildiğini, fesihten sonra bakiye alacağın da ödenerek müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, tam kusurlu olan davacının müvekkilinden kâr mahrumiyeti veya herhangi bir ad altında zarar talep edebilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki tüm uygulamaların ek sözleşme çerçevesinde yürütüldüğünü, hak edişlerin ve faturaların sözleşme değişikliği hakkında ek sözleşme baz alınarak düzenlendiğini, müvekkilinin de dava dışı …’in yüklenicisi olduğunu ve bu sözleşme çerçevesinde davacı ile 14/06/2011 tarihinde ”Mühendislik, Tedarik ve İnşaat Sözleşmesi” akdedildiğini, söz konusu projede iş sahibinin …, ana yüklenicinin …, yüklenicinin müvekkili … Ltd. Şti, alt yüklenicinin ise davacı şirket olduğu, sözleşme hükümlerinin açık olduğu, yine 14/06/2011 tarihli bu sözleşmenin bazı maddelerinin ek sözleşme ile değiştirildiğini, yani revize edildiğini ve bazı imalatların birim fiyatlarının değiştirildiğini ve taraflar arasındaki tüm uygulamaların sözleşme değişikliği hakkında ek sözleşme dikkate alınarak yürütüldüğünü, beş adet hak ediş de ek sözleşmeye göre düzenlenerek pursantaja göre yapıldığını ve 5 nolu hak edişte ise karma sistem uygulanarak her türlü yol işlerinin gerçekleştirilmesinin pursantaja göre diğer imalat kalemleri için ise birim fiyat esası dikkate alınarak hesaplamalarda bulunulduğunu, ek sözleşmeye uygun olarak düzenlenen hak edişlerin davacı tarafça ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığını ve bu hak edişlere göre davacı tarafından düzenlenen faturaların müvekkiline sunulduğunu, ana yüklenicinin müvekkilinin iş kapsamından çıkardığı işlerin davacının da iş kapsamından çıkarıldığını, davacının ek sözleşmeye yönelik yaptığı itirazların geçerliliğinin bulunmadığını, ek sözleşmenin süresinde dosyaya ibraz edildiğini, nitekim 12/10/2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde de ek sözleşmenin itirazlarına dayanak oluşturduğunu, bu itiraz dilekçelerinin davacı vekiline tebliğ edildiğini, davacı vekilinin itiraz dilekçelerine karşı beyan dilekçesini dosyaya ibraz ettiğini ancak bu dilekçesinde ek sözleşmeye tek bir itirazda dahi bulunmadığını, bilirkişi raporlarına karşı da aşamalardaki tüm beyanlarını tekrar ettiklerini, tüm bu sebeplerle müvekkilinin haklı nedenle sözleşmeyi feshetmesi ve fesihte kusursuz olması sebebiyle davacının asıl ve birleşen davadaki taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıya ödemelerin de zamanında yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre de sözleşmenin uygulanmasına ve işlerin yürütülmesine ait tüm vergi ve resimler ile damga vergisinin davacı-alt yükleniciye ait olduğunun açıkça düzenlendiğini, bu sebeple müvekkilinden damga vergisi talebinde de bulunulamayacağını, yol imalatına ilişkin alacak talebinin de bilirkişi raporlarında da vurgulandığı üzere yerinde olmadığını, 5 nolu hak edişin de revize edilen birim fiyatlara göre düzenlenmiş olduğundan ve davacı tarafça ihtirazi kayıtsız imzalandığından davacının eksik hak ediş alacağı isteminin de yerinde olmadığı, tüm bu sebeplerle davacının haksız istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen 14/06/2011 tarihli ve konusu davalının yüklenicisi bulunduğu … projesi kapsamındaki iletim kanalı, sifon-1, iletim tüneli çıkış portal kazısı, yükleme havuzu-1, yükleme havuzu-2, cebri boru-1, cebri boru-2, santral binası-1, santral binası-2, sifon-2, hidromekanik donatı, yollarda stabilize alt temel ve satıh kaplama yapımı işleri olan, götürü bedel anahtar teslimi KDV hariç 2.660.484,52 Euro bedelli Mühendislik, Tedarik ve İnşaat Sözleşmesi’nden kaynaklanmakta olup, davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir.
Davacı-alt yüklenici, asıl ve birleşen davada, taraflar arasındaki bu sözleşmenin davalı yüklenici tarafından 20/02/2012 tarihinde haksız olarak feshedildiğini belirterek asıl davada haksız fesihten kaynaklanan müspet ve menfi zararların davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davasında ise yine taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yanca feshi nedeniyle 5 nolu hak edişten kalan bakiye ve eksik ödenen hak ediş alacağı ile yol imalatına ilişkin olarak ödenmeyen imalat bedeli alacağının ve yüklenici tarafından ödenmesi gereken damga vergisi tutarının davalıdan tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalı yüklenici vekili davaya cevaplarında, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı-alt yüklenicinin sözleşme gereklerine uymaması ve işi zamanında yetiştiremeyeceğinin anlaşılması sebebiyle davacıya yapılan uyarılardan sonra aynı durumun devam etmesi gözetilerek ve sözleşmeye uygun bir şekilde haklı nedenle müvekkili tarafından feshedildiğini, fesihten sonra davacı-alt yüklenicinin bakiye hak ediş alacağının da ödendiğini, müvekkilinin fesihte haklı olup davacının fesihte tam kusurlu olduğunu, bu sebeple müspet ve menfi zarar talebinde bulunamayacağını, yine taraflar arasında düzenlenen tüm hak edişlerin taraflar arasında düzenlenen ilk sözleşmenin değiştirildiği ek sözleşmeye göre düzenlenmiş olduğunu ve hak edişlerin her iki tarafça ihtirazi kayıtsız imzalandığını, bu sebeple de davacının 5 nolu hak ediş alacağının eksik birim fiyatlara göre düzenlendiğine yönelik iddialarının doğru olmadığını, yol imalatının yapılan pursantaja göre bedelinin hak edişler ile ödendiğini, bu alacak talebinin de yerinde olmadığını, sözleşmeye göre damga vergisinden davacı-alt yüklenicinin sorumlu olduğunu, bu alacak kalemine yönelik talebin de haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda üç farklı bilirkişi kurulundan alınan raporlar sonrasında bu raporlardan ikinci bilirkişi kurulunun raporu hükme esas alınmak suretiyle buna göre taraflar arasındaki fesihte her iki tarafın da kusurlu olduğu, davalı yüklenicinin yer teslimini 34 gün gecikmeli olarak yaptığı, kesin projeleri sözleşme sırasında sunmadığı, işin yapımı sırasında sunduğu, davacı taşeronun da uyarılara rağmen sözleşme gereklerini tam olarak yerine getirmediği, teknik personelinin yetersiz olduğu, sahadaki çalışmaları ile çevreye ve üçüncü kişilere zarar verdiği, hatalı ve yetersiz ekipman bulundurduğu ve işin yapımını geciktirdiği, fesihte her iki tarafın da kusuru bulunduğundan davacının asıl davadaki haksız fesih sebebiyle müspet ve menfi zarar isteminde bulunamayacağı, birleşen davadaki taleplerden 5 nolu hak edişte yapılan imalatlara ilişkin hesap ve ödemelerin revize edilen sözleşmedeki birim fiyatlara göre hesaplandığından bu konuda davacıya eksik ödeme yapılmadığı, davacının, yol imalatının %100 oranında tamamlandığı iddiasının doğru olmadığı, yol imalatının %30 oranında tamamlandığının tarafların imzaladığı metraj cetvelinden tespit edildiği, yine sözleşmenin feshinde kusurlu olan davacı taşeronun damga vergisi isteminde bulunamayacağı kabul edilerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı asıl ve birleşen dosyada davacı vekili yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurmuştur.
Mahkemece de yukarıdaki yasal düzenlemelere uygun olarak dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu anlaşılmakla ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, birleşen davada talep edilen damga vergisinden taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı-alt yüklenicinin sorumlu olduğunun anlaşıldığı, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin asıl ve birleşen davada verilen mahkeme kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 – Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2020 tarihli 2014/371 Esas-2020/165 Karar sayılı kararı asıl ve birleşen dava yönünden usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2 – Davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL maktu istinaf harç bedelinin mahsubu ile kalan 26,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harç bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3 – Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – İstinaf başvurusu sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5 – Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …