Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1074 E. 2023/1639 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Daire 2023/1074 Esas – 2023/1639 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1074
KARAR NO : 2023/1639

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2022
NUMARASI : 2022/807 Esas – 2022/976 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : Başkent Üniversitesi Rektörlüğü

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI :
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin kardeşi müteveffa …’un karaciğer rahatsızlığından dolayı ve organ nakli işlemleri için davalı … Üniversitesi … Hastanesi’ne yatırıldığını, tedavi süresi içerisinde müteveffa …’un kronik solunum yetmezliği, karaciğer yetmezliği, akut böbrek yetmezliği, siroz gibi rahatsızlıkların teşhisinin konulduğunu, müteveffanın yaklaşık 40 gün kadar hastanede yattığını ve bu süre zarfında yapılması gereken ve zorunlu olarak söylenen herhangi bir organ nakli işleminin gerçekleştirilmediğini ve sonrasında da vefat ettiğini, …’un vefatından sonra … Üniversitesi … Hastanesi yetkililerinin, hastane tedavi masrafları, organ nakli masrafları adları altında müvekkili ile ölen hasta yakınlarından para istediğini, SGK’nın organ nakline ilişkin yönetmeliğine göre organ nakli ve buna ilişkin tedavi gider ve masraflarının tamamının SGK tarafından karşılandığını ve hastanenin hasta veya hasta yakınlarından herhangi bir ücret talep edemeyeceğini, bu düzenlemelere rağmen davalı hastanenin davacıdan haksız ve yasaya aykırı bir biçimde nakil ve tedavi bedeline karşılık 28.05.2022 tanzim tarihli ve 03.06.2022 vade tarihli, 24.616,00 TL, 45.539,00 TL ve 17.994,-TL bedelli senetleri imzalamadıkları takdirde müteveffanın cenazesinin verilmeyeceğinin söylendiğini, bunun üzerine davacının bu senetleri imzalamak zorunda kaldığını, davacının imzalamak durumunda kaldığı, 45.539 TL bedelli senedin davalı tarafından takibe konulduğunu, takip dosyasının da Ankara 15. İcra Dairesi’nin 2022/10645 E. Sayılı dosyası olduğunu, davacı tarafça imzalanan senetlerin gerçek bir para borcunu ifade eden, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren senetler olmadığını, imzalanan senetlerin geçersiz olduğunu, borç tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın kabulü ile dava konusu, alacaklısı davalı, borçlusu davacı olan senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, Ankara 15. İcra Dairesi’nin 2022/10645 esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Tensiben karar verildiğinden dava dilekçesi davalıya gönderilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, eldeki davadaki uyuşmazlığın doğrudan bonodan kaynaklanmadığı, açılan bu davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmış; Davaya bakmaya Ankara Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine, Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Davacı vekili, müvekkilinin kardeşinin davalı hastanede gördüğü tedavi nedeniyle haksız şekilde talep edilen fatura tutarının tahsili için başlatılan icra takibi ve senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkemece, görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile davının reddine karar verilmiş, karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir.
6502 Sayılı Kanun’un 3. maddesinde “ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
i)Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
k)Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l)Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade eder hükmü ile,
73. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü bulunmaktadır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu gibi, HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Her ne kadar yerel mahkemece, uyuşmazlıkla ilgili Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça, tedavi ücretine ilişkin düzenlenen senetler yönünden menfi tespit talep edildiği, davacının tüketici vasfı taşımadığı, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanmadığı ve davaya bakmakla tüketici mahkemelerinin değil genel (Asliye hukuk mahkemelerinin) mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek, bu doğrultuda görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; tüm bu hususların gözardı edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK’nun 355. maddesi gereğince yapılan inceleme neticesinde; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.3 maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği anlaşıldığından, davalının istinaf talebinin kabulüne ve kamu düzeni de gözetilerek ilk derece bu doğrultuda görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; tüm bu hususların gözardı edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı bulunmuş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi ve ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2022 tarih ve 2022/807 Esas – 2022/976 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
3-Dava dosyasının yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
4-Davalı tüketici harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı tarafından yapılan 150,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 15/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarih: 15/06/2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır