Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2023/469 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/72 Esas – 2023/469 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2023/469

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2021
NUMARASI : 2020/396 Esas – 2021/241 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : …

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin ağaç ürünleri satışı yapan bir firma olduğunu, müvekkilinin satış yetkilileri ile … numaralı telefonla irtibata geçen ve kendisini …’ün eşi olarak tanıtan ve de Şanlıurfa’da aradığını belirten …isimli kişinin sipariş ettiği ürünlerin bedelini eşine ait kredi kartı hesabından yapacağını belirterek eşine ait kimlik bilgilerini ve teslimat adresini WhastApp üzerinden gönderdiği ve bilahare de mail order formu doldurularak gönderildiği, sipariş edilen mallar bedeli 25.370,00-TL’nin hesaptan çekildiğini, tahsilattan sonra sevk irsaliyesi, fatura ve mail order formuna istinaden 244382 onay numaralı üye işyeri slibi ve tahsilat makbuzunun düzenlendiğini, ürünlerin Şanlıurfa’daki alıcı adresine …’un kullandığı araca yüklenerek gönderildiğini, adreste ürünün teslim alındığını ancak teslime dair evrakların imzalanmadığını, adı geçen şoförün tehdit edildiğini, bu teslimden sonra da …’ün davalı bankayı arayarak kart bilgilerinin kullanılarak kartta bilgi dışında ödeme yapıldığı şikayetinde bulunduğu ve davalı bankaya siparişe ve ödemeye dair tüm belgeler ve ürün teslimine ilişkin belge sunulmasına rağmen, bankanın, müvekkili hesabına sipariş edilen ürünler karşılığı aktarılan 25.370,00 TL’ yi müşterinin hesabına iade ettiğini, bankanın kendini yargı mercii yerine koyarak bu işlemi gerçekleştirdiğini, müvekkilinin malının elinden çıkması vede ödenen bedelin geri alınması nedeniyle zarara uğradığını, Şanlıurfa C.Başsavcılığının 2020/14186 soruşturma numaralı dosyasından şikayette bulunduklarını yine işlem yapılırken ödeme silibinden anlaşılacağı üzere 244382 onay numarası ile işlem yapıldığını, bu onay kodunun banka sisteminde kart sahibinin telefon numarasına gönderilmeden ve müşteriden onay alınmadan yapılmasının imkansız olduğunu, adı geçen kart sahibinin söz konusu dolandırıcılık fiilinde yardım sağlayan kişi olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu , bankanın söz konusu parayı bloke etmek yerine müvekkil hesabından çekerek kart sahibi hesabına iadesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek , söz konusu işlem bakımından bankanın güvenlik zafiyetinin olduğu ve de müvekkilinin onayı olmaksızın müvekkilinin hesabında bulunan paranın çekilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu işlemin mail – order ile gerçekleştirildiğini, uluslararası kartlı ödeme sistemleri kuruluşlarının belirlediği kurallar çerçevesinde kartın fiziken kullanılmadığı, mail-order yada 3D Secure olmayan harcamalarda kart hamilleri harcamaların kendine ait olmadığı gerekçesiyle itiraz etmeleri durumunda itiraza konu bu harcamaların işyeri sorumluluğunda olduğunu, itiraza konu harcamanın kart hamili tarafından yapıldığının ispatı için kartın POS Makinasından geçirilmiş ve işlemlerin kart hamili tarafından da şifresi alınarak gerçekleştirilmiş olması yada 3D Secure üzerinden şifreli gerçekleştirilmesinin gerektiğini, söz konusu olayda kartın fiziksel olarak kullanılmadığı, kart hamilinin harcamanın kendisine ait olmadığını belirterek itirazda bulunduğu, davacı şirketten harcamaya ilişkin bilgi ve belgelerin celbi ve incelemesi sonucunda, söz konusu mail-order yoluyla gerçekleşen işlemden dolayı sorumluluğun üye işyeri davacıya ait olması nedeniyle, itiraz sürecinin kart hamili lehine gerçekleştirildiğini ve kart hamiline iade edildiğini, yine davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi, Bankacılık Hizmet Sözleşmesinin ilgili hükümlerinde Mail-Order ile gerçekeleşen harcamalarda kart hamilinin itirazı halinde, sorumluluğun bizzat davacıda olacağının düzenlendiğini, ayrıca 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun üye işyerine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 17/2. maddesinde, üye işyerlerinin mal ve hizmet bedeli karşılığının banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek, ayrıca üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgiler ile kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgiler karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlü olduğu, bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerlerinin sorumlu olduğu hususunun düzenlendiğini, davacının dava konusu işlemde gerekli kontrolleri yapmadığı vede davacının kabul ettiği üzere malın teslim edildiği kişilerin kart hamili olup olmadığına dair hiçbir kontrolün yapılmadığından kart hamili dışında formda yer almayan birine malın teslim edilmesi nedeniyle meydana gelen zararda davacı üye işyerinin sorumlu olduğunu, yine dava konusu işlemin Mail-Order ile gerçekleştirildiğinden kart hamiline ait GSM hattına SMS gönderimi yapılması ve SMS den yer alan şifrenin girilmesi gibi bir prosedörün uygulama yükümlülüğünün bulunmadığını, dolayısıyla bankalarının dava konusu işlemde güvenlik zafiyetinin bulunmadığını, müvekkili bankanın yasal düzenlemeye uygun şekilde kart sahibinin itirazını değerlendirdiğini ve işlem yaptığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 16/04/2021 tarihli kararla; “(…) Tüm dosya kapsamı, dava, cevap, taraflar arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesi hükümleri, mail-order işlemine ilişkin bankaca gönderilen bilgi ve belgeler ile hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı işyerinin, kart hamilinin yakını olduğunu telefonla kendisine ileten kişinin mal siparişi kabul ederek ve mail-order yöntemini kullanarak, dava dışı davalı bankanın kredi kartı müşterisine ait kredi kartından mal bedelini tahsil ettiği, söz konusu malı, kart hamili olup olmadığı tespit edilmeden teslim ettiği, kart hamilinin harcamanın bilgisi dışında yapıldığı itirazı üzerine bankaca, taraflar arasındaki üye işyeri sözleşmesi kapsamında işlemin şifresiz gerçekleştirilmesi vede kart sahibinin kimlik ve imza kontrolünün yapılmamış olması nedeniyle, söz konusu bedelin kart hesabına iade edilmesi işleminde, üye işyeri sözleşmesi ve kredi kartları kanunu hükümlerine aykırılığın vede davalı bankaya atfı kabil bir kusurun bulunmadığı anlaşılmakla (…)” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; davaya konu tüm işlemlerin sipariş formu, fatura ve mail order formları ile ispatlandığını, siparişe konu ürünlerin de teslim edildiğini ve fakat karşı tarafın teslim formunu imzalamadığını, olayla alakalı ceza soruşturmasının halen derdest olduğunu, davalı Banka’nın tüm bunlara rağmen sipariş bedelini karşı tarafa iade etmesinin hatalı olduğunu, işlem sırasında GSM şifresinin kullanılıp kullanılmadığı hususlarının sorulması gerektiğini, tanık …’un dinlenmemesinin doğru olmadığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından mail-order yöntemiyle satılan mal bedelinin kart hamilinin itirazı üzerine davalı Banka tarafından kendi hesabından alınması nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme tarafından, gerçekleştirilen işlemde Banka’nın değil davacı yanın kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı yanca istinaf edilmiştir.
Ancak; Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesine göre hukuk hakimi, ceza hakiminin beraat kararı ile bağlı olmasa da mahkumiyet kararı ve ceza yargılamasında sabit olan maddi olgular ile bağlıdır.
Davacının şikayeti üzerine, dava konusu olay hakkında ceza soruşturması başlatıldığı açık olup, soruşturma sonucunun ne olduğu, ceza davası açılıp açılmadığı ve kesin hüküm ile sonuçlanıp sonuçlanmadığına dair bilgi bulunmamaktadır. Bu noktada, mahkemesince anılan soruşturmanın sonucunun eldeki davaya etkisi göz ardı edilip sonucunun TBK’nın 74. maddesi ışığında değerlendirilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, davacı tarafından düzenlenen 05/08/2019 tarihli sevk irsaliyesine göre malın sevk edilmek üzere teslim edildiği araç sürücüsü …’un tanık sıfatıyla dinlenmesinin gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.
Hal böyle olunca, tacir olan davacının düzenlediği fatura, sevk irsaliyesi ile gerekiyorsa ticari defterlerinin de incelenerek yapılan işlemin gerçek bir satışa işaret edip etmediğinin 5464 sayılı Yasa, ceza soruşturması, tanık beyanı ve Yerleşik Yargıtay uygulamaları ışığında değerlendirilmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 353/1-a-6 maddesinde öngörülen şartlar gerçekleştiğinden davacının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ve ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 16/04/2021 tarih, 2020/396 Esas – 2021/241 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 221,40-TL istinaf harcının talep halinde iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 51,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından istinaf gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine;
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 23/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarih : 27/02/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır