Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2796 E. 2023/2926 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2796 Esas – 2023/2926 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2796
KARAR NO : 2023/2926

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2021
NUMARASI : 2021/398 Esas – 2021/863 Karar

DAVACI/
TEMLİK ALAN :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF TALEBİNDE
BULUNAN : Davalı

Karar Tarihi : 30/11/2023
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 04/12/2023

Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı…. ile banka müşterisi …. San. ve Tic. Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve işbu Genel Kredi Sözleşmesinin şirket ortakları ve yetkilileri tarafından da müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalandığını, borçlu şirket adına kredi kartı tahsis edildiğini, geri ödemelerin yapılmadığını, söz konusu borçların ödenmemesi üzerine, davalı bankaca 07/03/2018 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5027 takip sayılı dosyası üzerinden krediyi kullanan …. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve müşterek borçlu, müteselsil kefil davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz nedeniyle durduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5027 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin devamını, %20 oranından az olamamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalının davacı Banka’ya borcu bulunmadığını, bu itibarla gerek icra takibinde gerekse huzurdaki davada talep edilen anapara ve faiz tutarlarının hukuken kabulünün mümkün olmadığı, her ne kadar davacı tarafça, işbu davada ve davaya konu icra takibinde davalılardan …’e husumet yöneltilmiş ise de, davacının talebine dayanak olarak gösterdiği belgeler incelendiğinde, davalı …’den alınan kefaletin yasal mevzuat ile aranan geçerlilik koşullarını taşımadığı, bu itibarla …’e husumet yöneltilemeyeceğinin açık olduğunu, davacı tarafça icra takibinde borçlu olarak gösterilen … ile …’e huzurdaki davada husumet yöneltilmemiş olmasının da, davacı yanın ne denli haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyanla davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 19/11/2021 tarihli kararla; “(…) Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; davanın Ankara 15. İcra müdürlüğünün 2018/5027 esas sayıda icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, davanın yasal süresi içerisinde açıldığı, davalının davacı ile asıl borçlu …. San. ve Tic. Ltd.Şti. Arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kefil olduğu, hükme elverişli bilirkişi raporu kapsamında davalı … için, dosya içeriğinde bulunan bilgi ve belge incelemeleri neticesinde temerrütün oluşmadığı, davacı bankanın icra takip tarihi18/04/2018 itibariyle alacağının 14.386,53 TL Ana para (Temerrüt faiz oranı %28,08), 1.110,76TL işlemiş %22,08 Akdi faiz (820,61+290,15 TL ) işlemiş %28,08 Temerrüt faizi, 41,03 TL %5 BSMV toplamı 345,17 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 15.883,49 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, kabul edilen kısmın likit olduğunu anlaşılmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesine (…)” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; asıl borçlu … Malz. Tic. A.Ş.’nin defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda müvekkilin borclu olduğuna dair tespitlerin eksik incelemeye dayandığını, davalı için temerrüt oluşmadığını, bankacılık Hizmet Sözleşmesinin son sayfasındaki imza ve kaşe bölümünün okunamayacak durumda olup rapor hazırlamaya elverişli olmadığını, alacak likit olmadığı ve hesaplamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, davalıdan alınan kefaletin geçerlik koşullarını taşımadığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, istinaf talebinde bulunan tarafın sıfatı da gözetilmek sureti ile yapılan inceleme neticesinde; dosya kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine ve ayrıntılı, gerekçeli bilirkişi raporu içeriğine göre; davalı kefilin asıl borçlu şirketin sözleşme tarihinde ortağı olduğu ve kefalete ilişkin şekli şartların sağlandığı da nazara alınarak, mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.085,00-TL harçtan peşin alınanın mahsubuyla bakiye kalan 813,75-TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yapılan toplam 13,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 30/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip