Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/333 E. 2021/1045 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/333 Esas – 2021/1045 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/333
KARAR NO : 2021/1045

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI :

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili 31/12/2015 tarihli dava dilekçesiyle; davalılardan… Bankası tarafından ……….sayılı World Business (ticari) şirket kartının müvekkil adına tahsis edildiğini, müvekkiline verilen banka kartı bilgileri kullanılmak suretiyle müvekkilin bilgisi ve onayı dışında, gerekli imza ve kimlik kontrolleri yapılmadan, diğer davalılardan sigorta firmalarının yetkili acentelerince bazen aynı gün içinde 4 ya da 5 adet poliçenin farklı kişiler adına düzenlendiğini, poliçe bedellerinin müvekkile ait kredi kartı bilgileri kullanılmak suretiyle gerek mail order, gerekse internet bankacılığı kullanılmak suretiyle müvekkilin bilgisi ve rızası dışında tahsil edildiğini, taraflarınca tesbit edilebilen zarar miktarının 44.387,12.-TL olduğunu, açılan kamu davası üzerine Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …….. K. sayılı dosyası ile sanığın 5 yıl hapis ve 3.000.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, zararın oluşmasında sorumluluğu bulunan davalılar hakkında 15/01/2015 tarihli ihtarnameler keşide edilmiş ise de, dava dışı … Ltd. Şti.’nce yapılan 1.000.-TL,… Hiz. Ltd. Şti.’nce yapılan 820,48.-TL ve…A.Ş.’ince yapılan 720,68.-TL geri ödemeler dışında davalılarca ceza davasının sonucuna göre işlem yapılacağı bildirilmiş ise de, ceza davasında mahkumiyet kararı çıkmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir ödeme yapmadıklarını, yüksek mahkeme kararlarında, bankaların gördükleri hizmetin gereği olarak tüm önlemleri düşünmek ve hizmetlerinin yüksek düzeyde güvence ortamı içinde yürütmek zorunda bulunduklarını, davalı banka ve diğer davalı sigorta şirketlerinin kredi kartının yetkisiz kişi tarafından kullanılmasında ihmal ve kusurlarıyla neden olduklarını, tüm zararları tazmin etmekle yükümlü olduklarını belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000.-TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile tüm davalılar için ayrı ayrı ıslah edilen tutarı belirtmek sureti ile talebini toplam 21.960,88.-TL’ye çıkarmıştır.
Davalı… Bankası A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesiyle; davacı firmanın ticari kredi kartını…isimli şahsın kullandığını, bu şahsın Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/89 Esas sayılı dosyasından ceza aldığını, öncelikle bu dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesini talep ettiklerini, dava dışı bu kişinin cezasının kesinleşmesi halinde zararın tazmini için öncelikle davacının bu kişiye yönelmesinin gerektiğini, dava dışı…isimli şahsın söz konusu kredi kartı ile davacının bilgisi dışında birçok sigorta firmasından mail order ve internet bankacılığı yoluyla harcamalar yaptığını, bu harcamalardan geç haberdar olunduğunu, bu harcamalar dolayısıyla toplamda 44.387,12.-TL zararının oluştuğunu, bu zararların oluşumuna müvekkil bankanın ve diğer davalı sigorta şirketlerinin sebebiyet verdiğinin iddia edildiğini, dava konusu işlemlerde müvekkil bankanın yasal mevzuat, sözleşme ve ayrıca dava konusu işlemler hakkında uygulanan Bankalararası Kart Merkezi Kartlı Ödeme Sistemleri kurallarına uyulduğunu, bu kuralların sahte işlem kabul edilmemesi hakkındaki 3. maddesinde, Kartlı ödeme sektöründe, kart hamillerinin bilgisi dışında, üçüncü şahıslar tarafından gerçekleştirilen işlemlerin genel olarak “sahte işlem” olarak adlandırıldığını, kayıp, çalıntı ya da manyetik şeridi kopyalanmış bir kart ile yapılan işlemler veya kart hamili bilgisi dışında kart numarası kullanılarak sanal ticaret işyerlerinde ya da posta/telefon siparişi (MO/TO) şeklinde gerçekleştirilen işlemlerin sahte işlemlere örnek olarak gösterilebileceğini, kart hamili bankası, kendisine yapılan ihbar doğrultusunda sahte işleme ilişkin tüm bilgileri uluslararası kartlı ödeme sistemleri kuruluşlarına düzenli olarak bildirmekle yükümlüdür. hükmünün bulunduğunu, davacı firma tarafından yapılan işlemlerin kartın fiziken kullanımı ve şifre girmek suretiyle değil kart bilgileri kullanılmak ve form doldurmak suretiyle yani mail order olarak gerçekleştirildiğinden işlemin sahte uyarısı vermediğini, bunun çok önemli bir nokta olduğunu, ayrıca, bugüne kadar bankaya kayıp çalıntı gibi bir başvurunun da yapılmadığını ve bu konuda bankanın uyarılmadığını, bu nedenle, işlemler esnasında kartın diğer normal kartlar gibi kullanıma açık olduğunu, bankanın herhangi bir uyarı olmadan iddia konusu durumu tesbit etmesinin mümkün bulunmadığını, üye İşyerleri hakkında uygulanan yeknesak kuralların 5. maddesinde belirtilen 120 günlük itiraz süresinin de geçirildiğini, kart hamili davacı firma yetkilisi …’nin yasal süreleri içinde müvekkil bankaya söz konusu harcamaların kendisi tarafından yapılmadığını belirtmek suretiyle itiraz etmediğini, 05/01/2005 tarihli itiraz dilekçesi ile bankaya başvurduğunda bir çok işlemin 120 günlük itiraz süresini kaçırdığını, müvekkil Bankanın bu itirazları incelemeye aldığını, hamilin itiraz süresi içinde kalan harcamalarının iade edildiğini, fakat, itiraz süresi geciktirilen harcamaların iade edilmediğini, davacı firma yetkilisinin harcamalara ilişkin itirazının müvekkil bankaya 15/01/2015 tarihinde ulaştığını, itiraz tarihi itibariyle geriye dönük olarak 120 gün içindeki işlemler için firmalara bildirim yapıldığını, bazı işlemleri firmaların karta iade ettiğini, süresi içindeki bazı işlemlerin ise müvekkil Bankaca chargeback yapılarak davacı firmaya iade edildiğini, fakat 120 günlük itiraz süresi kaçırılan işlemlerin ise geç itiraz olarak değerlendirildiği ve ödenmediğini, zira, bankanın bu sürelere titizlikle riayet etmek zorunda olduğunu, kartın fıziken kullanımı ve şifre girilmek suretiyle değil de sadece kart bilgileri kullanılmak ve form doldurmak suretiyle mail order olarak gerçekleştirildiğinden işlemin sahte uyarısı vermemesi, işlem tarihlerinden önce bankaya herhangi bir kayıp çalıntı talimatı verilmemesi nedeniyle bankaya kusur izafe edilemeyeceğini, sahtelik söz konusu ise kart hamilinin süresinde (120 gün içinde) itiraz etmemesi nedeniyle bir kısım harcamaların da iade edilmediğini, bankaların chargeback hususunda Uluslar arası kart kuruluşlarının kurallarına bağlı olduklarını ve bu kurallara uymak zorunda olduklarını, kart kuruluşlarının kurallarının geçerli olduğu her yerde itiraz (chargeback) ve süre mekanizmasının aynı şekilde işlediğini, davacı firmanın imzaladığı Ticari Kart sözleşmesinin 13. maddesinde «Müşteri ile yapılan işlemlere son ödeme tarihinden itibaren 10 gün içinde Bankaya başvurmak suretiyle itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hesap özetinin kesinleşir.» hükmünün bulunduğunu, davacının ticari hesap hareketlerini takip etmediği ve banka ile imzaladığı sözleşme hükümlerine aykırı olarak 10 günlük itiraz süresini kaçırdığını, bu nedenle, davacının 44.387,12.-TL zararının olduğu iddialarını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; dava dilekçesinde belirtilen … sayılı kart ile muhtelif acenteler tarafından poliçe işlemleri yapıldığını, buna göre davacıya ait karttan 3.151,12.-TL prim tahsilatı yapıldığını, muhtelif tarihlerde kart bankası tarafından 2.539,62.-TL iade işlemi yapıldığını, … Acentesi tarafından elden 05/02/2015 tarihinde toplam 1.416,54.-TL iade edildiğini, istirdat dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya 805,04.-TL fazla iade işlemi yapıldığının sabit olduğunu, buna göre şirketin davacıya iade etmediği primin bulunmadığını, ……. sayılı poliçe ……..partaj sayılı ………Hizmetleri tarafından kesildiğini,…… sayılı poliçelerin ……..Sigorta tarafından kesildiği,……….sayılı poliçelerin ……partaj sayılı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından kesildiğini, davacı vekili taleplerine Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. E. sayılı dosyasından verilen… K. sayılı kararı dayanak gösterdiğini, gerekçeli kararda kredi kartı bilgisi ile hangi işlemlerin işbu yargılamaya konu olduğunun açık bulunmadığını, davacının iddia ettiği zararının oluşup oluşmadığının tesbiti için izni ve bilgisi olmadan kullanıldığını iddia ettiği………… sayılı kart hesabının kayıtlarının ve işlemlerinin ayrıca kartla ilgili tüm müşteri dosyasının incelenmesini talep ettiklerini, davacının adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre şirketlerinin sorumlu olduğu iddiasında olduğunu, fakat sigorta acenteleri ile sigorta şirketleri arasındaki ilişkinin adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine tabi olmadığını, TBK’nın 49/1 maddesine göre kusurlu bulunması halinde acentenin tazminattan sorumlu tutulması gerektiğini, dava konusu bir kısım poliçeleri düzenleyen acentelerden…………. Sigorta Aracılık Hizmetleri ve … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile müvekkili arasında düzenlenen acente sözleşmeleri gereğince (Sözleşme md.3.e ve 2. ve 3. maddeleri ve özellikle 3/5-6) işbu davaya konu taleplerin acentelerin sorumluluğunda bulunduğunu, haksız fiil nedeniyle müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı………..A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; davanın zamanaşımı sebebi ile reddinin gerektiğini, dava konusu talep hakkında poliçe tanzim eden acentelerin işlemlerinde müvekkil kooperatifin herhangi kusuru ihmali veya sorumluluğunun bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen …………. sayılı world ticari şirket kartı ile ………… Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından; 24/02/2014-24/02/2015 vade tarihli ve ….. numaralı ZMSS poliçesi için 24/02/2014 tarihinde 549,23.-TL tahsil edildiğini, 12/12/2014 tarihinde (sigorta konusunun) satış nedeniyle poliçenin iptal edilerek 122,02.-TL’sinin kredi kartına iade edildiğini, 16/08/2014-16/08/2015 vade tarihli 546884 sayılı ZMSS poliçesi için 16/08/2014 tarihinde 597,19.-TL tahsil edildiğini, söz konusu poliçe tanzim ve prim tahsil işlemlerini müvekkil kooperatif acentesi ……..Aracılık Hizm. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirdiğinden ilgili poliçe asıllarının, tahsilat makbuzlarının ve her türlü evrakın bu acenteden celbedilmesini talep ettiklerini, acentenin, aracılık yaptığı sözleşmelerde veya bu sözleşmelerin akdedilmesi sırasında müvekkilinin menfaatlerini koruma borcu altında olduğunu, bu nedenle, acentenin sözleşme yapacağı kişileri özenle seçmek ve bunların ödeme gücünü araştırmakla yükümlü olduğunu, dava konusu sigorta poliçelerini tanzim eden… Sigorta Aracılık Hizm. Ltd. Şti. ile müvekkil Sigorta Kooperatifi arasında akdedilen 27/06/2013 tarihli Sözleşme Yapma ve Prim tahsil Etme Yetkisini Haiz Sigorta Aracılık Sözleşmesinin 22. maddesi gereğince de söz konusu taleplerden müvekkil sigorta kooperatifi değil, ilgili acentenin sorumluluğunun bulunduğunu, ayrıca, sigorta aracısı yetkilileri, çalışanları ve üçüncü kişiler tarafından kredi kartı yoluyla yapılacak tahsilat hatalarından ve/veya kasti eylemlerinden doğan veya doğacak zarar, masraf ve borçlardan da sigorta aracısı münhasıran sorumlu olacağını, bu nedenle, ……. Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’ne davanın ihbarına karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil şirketin sorumluluğunun da temerrüt tarihinden itibaren başlayacağını belirterek, avans faizi talebinin reddi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……….Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; davalılar arasında dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir davalı için ayrı dava ikame edilmesinin gerektiğini, dava dilekçesinin bu hali ile dava şartlarını ihtiva etmediğinden esasa girilmeden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin tebliği üzerine yapılan araştırmada söz konusu kredi kartından müvekkil şirketin iki acentesi tarafından cüz’i miktarda çekim işleminin yapıldığını, bu işlemlere ilişkin olarak ceza davası kapsamında davacı tarafça acentelerine hitaben ibraname verilerek herhangi bir talepte bulunulmayacağının taahhüt edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafça 44.387,12.-TL zarar oluştuğu iddia edilmiş olup kısmi dava açılamayacağını, kabul anlamına gelmemek üzere, davacının prim iadelerini talep ettiği poliçeleri düzenleyen acentelerin eylemlerinden müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, müvekkil şirket acentelerinin poliçenin düzenlenmesinde, primin tahsilinde şahsi kusurları var ise TBK. 49 maddesi gereğince sorumluluklarının bulunduğunu, bu itibarla, müvekkil şirket açısından davanın reddinin gerektiğini, ceza davasında verilen hükmün TBK 74. maddesi uyarınca bağlayıcı olmadığını, haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığından reddinin gerektiğini, davacı tarafça müvekkil şirket tarafından düzenlendiği iddia edilen poliçelerin hangi acenteler tarafından düzenlendiğinin açıklattırılması gerektiğini, bu bağlamda, ilgili tüm acentelerden ilgili olduğu belirtilen poliçe asıllarını talep ettiklerini, davacı tarafça 10/02/2015 tarihinde müvekkil şirkete gönderilen dilekçe ile müvekkil şirket acenteleri tarafından düzenlendiği iddia edilen poliçe bedellerinin iadesi talep edilmiş ise de müvekkil şirket tarafından gönderilen 26/02/2015 tarihli cevabi yazıda …’ye ait belirtilen kredi kartından tüm işlemlere ait bilgilerin ekli listede sunulduğunu, yapılan görüşmelerde söz konusu işlemlerin …’nin arkadaşı…tarafından yaptırıldığı bilgisinin edinildiğini, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin…. sayılı davanın görülmeye başlanmış olması ve yapılan harcamalar üzerinden 1-2 yıl geçtiği halde hiçbir itirazın şirkete yapılmaması nedeniyle, dava sonucuna göre gerekli işlemlerin yapılacağının davacı tarafa bildirilmiş ise de davacı tarafça ceza yargılaması sonucunda herhangi bir bilgi verilmeden dava açma yoluna gidildiğini, bu nedenle, davacı tarafın iddiası gibi bir durumun varlığı halinde müvekkil şirketin değil acentenin sorumluluğunun bulunduğunu, sorumluluğun temerrüt tarihinden itibaren başladığı ve temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…………Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, zarar miktarının dava dilekçesinde 44.387,12.-TL olarak belirtildiği, davalılar arasında dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir davalı için ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, dava dilekçesinin tebliği üzerine yapılan araştırmada söz konusu kredi kartından müvekkil şirketin iki acentesi tarafından 229,39.-TL (……………) ve 1.456,91.-TL (……………. çekimler yapıldığının tesbit edildiğini, davacının kredi kartı ekstrelerine herhangi bir itirazda bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı……..Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle; …….. Bankası’nın ……… sayılı kredi kartı ile müvekkil şirket nezdinde düzenlenen ……… sayılı 3 adet poliçenin mevcut olduğunu,……sayılı poliçe dolayısıyla alınan 1.439,30.-TL tutar ile ……sayılı poliçe dolayısıyla alınan 302,90.-TL tutarların itiraz üzerine tahsilatın yapıldığı kredi kartına iade edildiğini,…… sayılı poliçenin itiraz tarihinde vadesinin tamamlandığını, talep edildiği tarih itibariyle poliçenin düzenlendiği tarihten itibaren 19 aylık bir süre geçmiş olup 19 aylık süre zarfında bilgisi dışında kredi kartından 44.387,12.-Tl çekim yapıldığının tesbit edilememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, meblağın büyüklüğü dikkate alındığında kredi kartından yapılan çekimin fark edilmemesinin mümkün bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi diğer davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, cevap dilekçesi vermeyerek davayı inkar etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:

Mahkemece; davanın, davacının kredi kartından belirtilen harcamaların yapılıp yapılmadığı, harcamaların davacının bilgisi dahilinde olup olmadığı, davacının bilgisi ve onayı dışında gerçekleşen harcamalar yönünden davacının müterafik kusuru ve ihmalinin olup olmadığı, kredi kartının kötüye kullanılması ile ilgili olarak davalı bankanın sorumlu olup olmadığı, acentelerin eylemlerinden sigorta şirketlerinin sorumlu olup olmadıkları, davalı sigorta şirketleri arasında müteselsil sorumluluk olup olmadığı, her bir davalı için alacağın miktarı, faiz başlangıç tarihi ve faizin türü konularına ilişkin olduğu, Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/02/2015 tarih ve……esas,…… karar sayılı dosyası incelendiğinde; “İddia, sanık savunması, katılan beyanları, banka kredi kartı ekstreleri ve dosyadaki diğer delillerin değerlendirilmesinden, müşteki …’nin ……….. Ltd. Şti. isimli firmanın sahibi ve yetkilisi olduğu, ayrıca firma adına… Bankası’ndan kredi kartı çıkarttığı ve bankaya otomatik ödeme talimatı verdiği, kredi kartını aldıktan sonra bir dönem kartı kullandığı ancak daha sonraki tarihlerde şahsi kartlarının olması sebebiyle bu kartlarını kullandığı, sanığın ise sigortacılık yaptığı ve bir şekilde müştekiye ait kredi kartını ele geçirdikten sonra her ay dikkat çekmeyecek miktarlarda bu kredi kartını kullanmak suretiyle müştekiyi borçlandırdığı ve borcun da müştekinin daha önce verdiği otomatik ödeme talimatı uyarınca her ay ödendiği, kendisine gelen bir ekstreyi inceleyen müştekinin 2013 yılında olayın farkına vararak kredi kartının kullanıldığı firmanın yetkilisi olan tanık ……….’ya ulaştığı, onun tarafından da bu kartın sanık tarafından kullanıldığının ifade edildiği ve bu şekilde sanığa ulaşıldığı, sonuç itibariyle sanığın aynı suç işleme kastı altında ve değişik tarihlerde müştekinin kredi kartını kullandığı, 44.387.-TL harcamanın 35.000.-TL kısmının müştekinin hesabından zaman içinde tahsil edildiği, en son müştekinin hacze maruz kalmamak için 6.358.-TL daha ödemede bulunduğu ve müştekinin zararının karşılanmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 245/1 maddesinde, başkasına ait bir banka kartını veya kredi kartını ele geçiren veya elinde bulunduran kimsenin kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırarak kendisine veya başkasına yarar sağlamasının suç olarak kabul edildiği, kartın kötü kullanımı için fıziken ele geçirilmiş veya elde bulunduruluyor olmasına gerek olmadığı, fıziken ele geçirilmeyen veya elde bulundurulmayan kredi kartı ile ilgili de anılan suçun işlenebileceği, çünkü kullanılan kredi kartı tabirinin 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu’nda «…fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını da» içine alacak şekilde tanımlandığı, bu suçun oluşması için failin, ele geçirilmiş olan veya elinde bulundurulan banka veya kredi kartını mağdurun rızası dışında kullanılması gerektiği, mağdurun rızasının sakatlanarak elde edildiği durumlarda da mağdurun rızasının olmadığının kabulünün gerektiği, mağdurun bir kimseye kartını yalnız belirli işlemleri yapmak için veya belirli süreliğine vermiş ise failin mağdurun talimatı dışında yaptığı işlemler yönünden de mağdurun rızasının olmadığının kabulü gerektiği, somut olayda, sanığın müştekinin rızası dışında banka kartını kullanarak menfaat temin ettiği anlaşıldığından TCK. 245/1 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, aynı suç işleme kararı altında farklı zamanlarda eylemini birden fazla gerçekleştirdiği anlaşıldığından sanığa verilecek cezada TCK. 43/1 maddesi gereğince arttırım yapılması gerektiği”, belirtilerek sanık …………in sübut bulan başkasına ait banka ve kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan dolayı sanığın neticeten 5 yıl hapis ve 3.000.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 01/04/2015 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, dosyaya sunulan bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde,……..Bankası’nın 16/02/2016 tarihli yazısında belirtilen …… sayılı kredi kartından davalı sigorta şirketlerine ödenen tüm sigorta primlerinin listesinin hesaplamalarda temel kabul edildiği, bu listedeki sigorta primi borç kayıtlarının usulsüz olarak davacının ……. Ltd. Şti.’ne tahsis edilen bu Business Kart Hesabına (ekstrelerine) kaydedildiği, söz konusu Business Kartın davacı Şirket tarafından yetkilisine (…’ye) tahsis edildiği, 25/02/2013 yılında başlayan ve 2013 yılı da dahil olmak üzere 2014 yılında yoğun olarak devam eden (usulsüz) sigorta primi taksit ödemelerinin (davacının kredi kartı hesabına borç kayıtlarının) tazminat talebi yönünden zamanaşımına uğrayıp uğramadığı; davacı tarafın zarar ve tazminat yükümlüsünü hangi tarihte öğrendiği dosya kapsamında tesbit edilemediğinden bu iddia ile ilgili kanaatin oluşmadığı, sigorta şirketlerinin yaptığı işlemler ile ilgili borç kayıtlarının 2013 yılında başladığı, dava tarihinin ise 31/12/2015 olduğu, bu sebeple, davacının (zararın artmasına sebebiyet verdiğinden) müterafık kusurunun bulunduğu, bu işlemin kartın yasal hamili … tarafından yaptırılmış olabileceği, kredi kartı mail order işlemlerine açılan şahısların kredi kartı numaralarını daha özenle saklamaları ve kartın bilgilerinin başkalarının eline geçmemesi için azami gayreti sarf etmeleri gerektiği, bu açıdan da davacının müterafık kusurunun bulunduğu, davalı… Bankası’nın da olayda sorumluluğunun bulunduğu, mezkûr Bankanın sorumluluğunun toplam zararın %20’si olduğu, davacının zarar gören sıfatıyla müterafık kusurunun %30, davalı sigorta şirketlerinin kusur derecelerinin ise %50 olduğunun belirtildiği ve buna göre ek bilirkişi raporunda sigorta şirketlerinin ayrı ayrı sorumlu oldukları bakiye miktar, davacının %30 müterafik kusuru, acentelerin bakiye miktarın %50’si oranında sorumluluğu ve ……… Bankası’nın bakiye %20 oranındaki sorumluluklarını belirten raporun sunulduğu gerekçesiyle; “1-Davacı tarafça davalı ………aleyhine açılan davanın reddine,
2-Davacı tarafça diğer davalılar aleyhine açılan davada,
Davalı ………. Sigorta Şirketi yönünden 3.444,98 TL,
Davalı… Sigorta A.Ş. yönünden 2.190,35 TL,
Davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden 1.268,72 TL,
Davalı ……… Sigorta A.Ş. yönünden 281,05 TL,
Davalı …….. A.Ş…….igorta A.Ş.) yönünden 389,17 TL,
Davalı ……. Sigorta A.Ş. yönünden 843,10 TL,
Davalı……. Sigorta A.Ş. yönünden 61,03 TL,
Davalı ……. A.Ş. yönünden 1.804,50 TL,
Davalı……A.Ş. yönünden 6.054,18 TL,
Davalı ……. Bankası yönünden 6.534,83 TL olmak üzere, belirlenen bu miktarlar üzerinden dava tarihi 31/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her bir davalı yönünden ayrı ayrı tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı… Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle; dava konusu işlemlerin kartın fiziken kullanımı ve şifre girmek suretiyle değil, kart bilgileri kullanılmak ve form doldurmak suretiyle mail order olarak gerçekleştirildiğinden işlemin sahte uyarısı vermediğini, ayrıca, dava konusu işlemlerin yapıldığı kart için bugüne kadar bankaya kayıp çalıntı gibi bir başvurunun da yapılmadığını, bu konuda bankanın hiç uyarılmadığını, bilirkişi ek raporunda mail order sisteminde ve internet üzerinden kredi kartı ile yapılan alışverişlerde 3D güvenlik sisteminin uygulanması gerektiği ve müvekkil bankanın olayda %20 oranında sorumlu olduğunun bildirildiğini, fakat bu sistemin uygulanabilmesi için kart sahibinin bu hizmetlere kayıtlı üye işyerlerinden alışveriş yapmış olmasının gerektiğini, üye işyerlerinin bu sisteme dahil olmadığını, bu nedenle, müvekkil bankanın kusurunun bulunmadığını, 5464 sayılı Kanun’un şikayet ve itirazlar başlığı altında düzenlenen 112/2 maddesinde, kredi kartı ile yapılan işlemlere, son ödeme tarihinden itibaren on gün içinde, kart çıkaran kuruluşa başvurmak suretiyle itiraz edilebileceği, kredi kart hamilinin yapacağı başvuruda hesap özetinin hangi unsurlarına itiraz ettiğini gerekçesiyle belirtmek zorunda olduğunu, süresi içinde itiraz edilmeyen hesap özetinin kesinleşeceğinin bildirildiğini, davalı bankanın kusurlu olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle; müvekkil şirket yönünden 281,05.-TL’lik tutara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu tutarın internet üzerinden acentelere verilen şifre ve kullanıcı kodu ile sigorta poliçesi tanzim edildiğini ve müşteri tarafından ibraz edilen kredi kartı ile sanal ekran üzerinden poliçe pirim tahsilatı yapıldığını, davacının kredi kartı ekstresine itiraz etmediğini, davacının tamamen kusurlu olduğunu, bankaya yüklenen %20’lik kusurun olması gerekenden az olduğunu, davacı tarafın tüzel kişilik olup, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne uymadığını, kredi kartı ekstrelerini kontrol etmediğini, itiraz etmediğini, müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesiyle; davanın kısmi dava olarak açılmış ise de talep edilmeyen kısım için zamanaşımı süresinin dolduğunu, bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, kusurun büyük çoğunluğunun sigorta şirketlerine verilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, taraflarınca sunulan poliçe işlemlerine ilişkin tablo ile bilirkişi raporunda tespit edilen tahsilat miktarlarının farklılık arz ettiğini, olayın sigorta şirketi olan müvekkilin kusuru ile meydana gelmediğini, Sigorta Acenteleri Yönetmeliği uyarınca da, personelin yürüttüğü mesleki işlemlerden dolayı üçüncü kişilere verecekleri zarardan teknik personel ve bağlı bulundukları acenteler sorumludur düzenlemesinin bulunduğunu, bu bağlamda; dava konusu olay nedeniyle acentelerin bir sorumluluğunun doğması halinde dahi bu hususta müvekkil şirketin değil direkt ilgili acentenin sorumluluğunun mevcut olduğunu, ıslah dilekçesi ile müvekkil şirket aleyhine açılan davanın 75.-TL’den 3.444,98.-TL’ye ıslah edildiğini, davacının kredi kartından bilgisi dışında çekim yapılmak suretiyle poliçe tanzim edildiği iddiası ile müvekkil şirketin sebepsiz zenginleştiği gerekçesi ile açılan davada zamanaşımı süresinin iki yıl olduğunu, poliçe primlerinin 2013-2014 yıllarında tahsil edildiğini, davanın belirsiz alacak davası şartlarını taşımadığı ve dava dilekçesinde bu konuda herhangi bir açıklama bulunmaması ve bu doğrultuda davanın kısmi dava olarak açıldığı dikkate alındığında, ıslah dilekçesi ile talep edilen kısım için zamanaşımı süresinin dolduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekmekte iken mahkemece tüm alacak yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının kredi kartından yine davacı için düzenlenmiş poliçenin priminin çekildiğini, yargılama sürecinde davanın ihbarını talep ettikleri halde bu hususta bir karar verilmediğini, yine davacının ıslah talebine zamanaşımı itirazında bulunulduğu halde, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, davanın 31/12/2015 tarihinde açılmış, zamanaşımı kesilmiş ise de 31/12/2017 tarihinde ıslah için zamanaşımının dolduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve müvekkil şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesiyle; müvekkil sigorta şirketinin özen yükümlülüğüne aykırı davranışının bulunmadığını, asla davayı kabul manasına gelmemekle birlikte, müvekkil sigorta şirketinin söz konusu tahsilatlar bakımından bir sorumluluğunun bulunmadığı, bir an için acentenin hatalı bir işleminin söz konusu olduğu düşünülse dahi, yalnızca konu tahsilatları ikame eden personelin bağlı bulunduğu acentenin sorumluluğunun doğacağının izahtan vareste olduğunu, kartı kullanmaya yetkili ….. ekte sunulan ibraname ile acentelerinin mağduriyetini giderdiğini belirttiğini ve ödeme sonrası bu poliçeye ilişkin hakkından feragat ettiğini, mahkemece müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğuna ilişkin aksi kanaate olsa bile tüm ödemelerin iade edilmediğine ilişkin belirlemenin yerinde olmadığını, ……… yıllarca(2013 yılından beri) aynı kredi kartına ekstre ödemesi yaptığını, hesap hareketlerine itiraz etmediğini, ancak, aylar sonra dava açtığını, asla davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia olunan mevcut bir zarar varsa dahi bu zararın davalı… Bankasının mail order sistemi sebebiyle oluştuğunun belirlenmesi karşısında, müvekkil şirkete kusur atfedilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı, kredi kartından bilgisi ve onayı dışında harcamalar yapıldığını, davalı banka ve diğer davalı sigorta şirketlerinin kredi kartının yetkisiz kişi tarafından kullanılmasına ihmal ve kusurlarıyla neden olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000.-TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25/01/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporunda gösterilen tutarları esas alarak tüm davalılar için ayrı ayrı ıslah tutarını belirtmek suretiyle, toplam 21.960,88.-TL üzerinden davasını ıslah ederek arttırmıştır.
HMK’nın 57. maddesinde, ihtiyari dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller sayılmaktadır. Dava konusu hak ve borcun birden fazla kişi arasında ortak olması halinde bu kişiler birlikte dava açabilir veya birlikte dava edilebilirler. Alacaklı müteselsil borçlulara veya bunlardan bazısına karşı alacak davası açabilir. Bu halde, davalı müteselsil borçlular arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Yine birden fazla kişinin ortak bir işlem ile borç altına girmiş olması halinde borç bölünebilen bir borç ise birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılması ihtiyaridir ve bu kişiler arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Bunlardan başka davanın birden fazla kişi hakkında aynı veya benzer sebepten doğmuş olması halinde de ihtiyari dava arkadaşlığı bulunur.
Dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. (HMK m.57). İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Değişik bir ifadeyle, davalı sayısınca dava söz konusu olup, her bir davanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.

Mahkemece, davalı …….Sigorta dışındaki diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar……. Sigorta A.Ş., …… Sigorta Şirketi, …….Sigorta A.Ş., ……Sigorta A.Ş. ve… Bankası A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
Davalılar……… Sigorta A.Ş., ………..Sigorta Şirketi ve…… Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurularının incelenmesinde;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341. maddesindeki 1.500-TL istinaf kanun yolu parasal sınırının 3.000-TL’ye çıkarıldığı, 2019 yılı karar tarihi itibariyle bu sınırın 4.400.-TL olduğu, davalı …..Sigorta A.Ş.’nin istinaf talebine konu olan 281,05.-TL’nin, davalı ……… Sigorta Şirketi’nin istinaf talebine konu olan 3.444,98.-TL’nin ve davalı …… Sigorta A.Ş.’nin istinaf talebine konu olan 843,10.-TL’nin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352. maddesi gereğince, davalılar …… Sigorta A.Ş.,……… Sigorta Şirketi ve ……. Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvuru dilekçelerinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı …… Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusu ise; istinaf incelemesine konu mahkeme kararının davalı ……Sigorta A.Ş.’nin vekili bulunmamasına rağmen, vekili olduğu belirtilen Av. …….’a 07/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, Av. ……’ın kendisinin …… Sigorta A.Ş. vekili olduğunu belirterek, kararın tashihini istediği, mahkemece kararın tashihine karar verilerek Av. ……….ın …….. Sigorta A.Ş. vekili olarak belirlendiği, davalı ………. Sigorta A.Ş.’nin 08/11/2019 tarihinde istinaf dilekçesi ibraz edilmesi karşısında, söz konusu istinaf başvurusu HMK 345. maddesinde belirtilen iki haftalık başvuru süresinden sonra yapılmış ise de, davalı……… Sigorta A.Ş.’ye yapılan tebligat usulüne uygun olmadığından, istinaf süresinde kabul edilerek incelenmiştir.
Dava, davacının kredi kartı bilgileri kullanılmak suretiyle bilgi ve onayı olmadan davalı sigorta şirketlerinin acentelerince gerekli imza ve kimlik kontrolleri yapılmadan farklı kişiler adına poliçeler düzenlenmesi ve poliçe bedellerinin müvekkile ait kredi kartı bilgileri kullanılmak suretiyle bilgisi ve rızası dışında tahsil edilmesi nedeniyle zararın tahsiline yönelik olarak açılmıştır.
Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/02/2015 tarih ve……… Esas ve ……… Karar sayılı kararı ile dava konusu olayın faili olan dava dışı ……….’in hapis ve adli para cezaları ile cezalandırıldığı, söz konusu kararın kesinleştiği, söz konusu kararda olayın; “müşteki …’nin …………. Ltd. Şti. isimli firmanın sahibi ve yetkilisi olduğu, ayrıca firma adına… Bankası’ndan kredi kartı çıkarttığı ve bankaya otomatik ödeme talimatı verdiği, kredi kartını aldıktan sonra bir dönem kartı kullandığı, ancak, daha sonraki tarihlerde şahsi kartlarının olması sebebiyle bu kartlarını kullandığı, sanığın ise sigortacılık yaptığı ve bir şekilde müştekiye ait kredi kartını ele geçirdikten sonra her ay dikkat çekmeyecek miktarlarda bu kredi kartını kullanmak suretiyle müştekiyi borçlandırdığı ve borcun da müştekinin daha önce verdiği otomatik ödeme talimatı uyarınca her ay ödendiği, kendisine gelen bir ekstreyi inceleyen müştekinin 2013 yılında olayın farkına vararak kredi kartının kullanıldığı firmanın yetkilisi olan tanık ……….’ya ulaştığı, onun tarafından da bu kartın sanık tarafından kullanıldığının ifade edildiği ve bu şekilde sanığa ulaşıldığı” şeklinde kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, kredi kartı bilgileri kullanılmak suretiyle müvekkilinin bilgisi ve onayı dışında gerekli imza ve kimlik kontrolleri yapılmadan davalı sigorta firmalarının yetkili acentelerince farklı kişiler adına poliçe düzenlendiği, poliçe bedellerinin de mail order sistemi ile şirkete ait kredi kartı bilgileri girilerek haksız yere tahsilat yapıldığını, haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Davacının kredi kartından üçüncü kişilere ait poliçelerin bedellerinin ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık üçüncü kişinin işlemiş olduğu haksız fiilden dolayı davalı … Sigorta A.Ş.’nin hukuken sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Haksız fiil sorumluluğunun unsurları eylem, hukuka aykırılık, zarar, illiyet bağı ve kusur’dur.
Somut olayda tartışılması gereken; meydana gelen zarar ile davalı sigorta şirketi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususudur. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin, dava dışı … … haksız fiillerinden sorumlu olabilmesi için, haksız fiilin davalı sigorta şirketinin düzenlemiş olduğu sigorta poliçeleriyle ilgili işlemlerden kaynaklanması gerekir. Oysa, sigorta poliçeleri gerçek olup, haksız fiili işleyenin dava dışı üçüncü kişi…olması ve zararın o kişinin eyleminden kaynaklanması nedeniyle, meydana gelen zararla davalı … Sigorta A.Ş. arasında uygun illiyet bağı bulunmamaktadır.
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından üçüncü kişilere ilişkin olarak düzenlenen sigorta poliçe bilgilerine göre sigorta primleri kredi kartından tahsil etmiştir. Kredi kartının mutlaka sigortalı kişiye ait olması gerekmez, üçüncü kişilere ait kredi kartlarından da sigorta poliçe bedelleri ödenebilir. Davalının bu konuda araştırma yapması beklenemez. Davalı sigorta şirketi, gerçek anlamda sigorta poliçelerini düzenlemiş olup tahsil etmesi gereken alacağını almıştır. Bu olay sebebiyle, davalının mal varlığında herhangi bir artış meydana gelmemiş, sebepsiz olarak ta zenginleşmemiştir. Bu nedenle, davalının meydana gelen zarardan dolayı herhangi bir kusuru bulunmadığı, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin yasal koşullar oluşmadığı gibi, sebepsiz zenginleşme sorumluluğunun yasal unsurları da oluşmamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş., üçüncü kişinin haksız fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz (Yargıtay 11. H.D.’nin 09/11/2020 tarihli ve 2019/2105 Esas, 2020/4870 Karar sayılı kararı).
Hal böyle olunca, istinaf edenin sıfatı gözetilerek davalı … Sigorta A.Ş. yönünden mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Davalı… Bankası A.Ş.’nin istinafına gelince;
Bilirkişi raporu ile davacının kredi kartından yapılan sigorta işlemlerinin mail order yoluyla gerçekleştirildiğinin belirtilmesi, kredi kartı ile mail order işlemlerini yapabilmek için kredi kartının bu işlemlere açtırılması gerektiği, bu işlemin kredi kartının yasal hamili tarafından yaptırılması gerektiği, bu durumda bu işlemin kartın yasal hamili olan davacı tarafından yaptırılmış olabileceği, davacının kredi kartı bilgilerini başkalarının eline geçmemesi için gerekli özeni göstermediği, bu durumda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunması da gözetilerek, davalı… Bankası A.Ş.’nin kusur ve ihmalinin bulunmayıp, kendisine sorumluluk yüklenemeyeceği gözetilmeden, mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Dava dosyası kapsamı, mevcut kanıt durumu ve HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme ile yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar… Bankası A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurularının kabulüne, davalılar … Sigorta A.Ş., … … … Sigorta Şirketi ve … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvuru dilekçelerinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi ve ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar… Bankası A.Ş. ile … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Davalılar…Sigorta Şirketi, … (…) Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvuru dilekçesinin kesinlik yönünden REDDİNE,
3-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 18/06/2019 tarih, …/… Esas – …/… Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
4-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
5-Davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve… Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE,
-Davacı tarafından bu davalılar yönünden yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve… Bankası A.Ş., tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 75.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne ödenmesine,
-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
-Davalı… Bankası A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı… Bankası A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davacı tarafça diğer davalılar aleyhine açılan davada,
Davalı …Sigorta Şirketi yönünden 3.444,98.-TL,
Davalı… Sigorta A.Ş. yönünden 2.190,35.-TL,
Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 1.268,72.-TL,
Davalı … (…uro) Sigorta A.Ş. yönünden 281,05-.TL,
Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) yönünden 389,17.-TL,
Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 843,10.-TL,
Davalı …. … Sigorta A.Ş. yönünden 61,03.-TL,
Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 1.804,50.-TL,
olmak üzere, belirlenen bu miktarlar üzerinden dava tarihi 31/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her bir davalı yönünden ayrı ayrı tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 702,42.-TL harcın davalılardan…Sigorta Şirketi 235,32.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 149,62.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 86,70.-TL’sinden, … (…) Sigorta A.Ş. 19,20.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) 26,55.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 57,60.-TL’sinden, …. … Sigorta A.Ş. 4,15.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 123,28.-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 4.703,90.-TL yargılama giderinin davalılardan (…Sigorta Şirketi 1.575,81.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 1.001,93.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 580,50.-TL’sinden, … (…) Sigorta A.Ş. 128,50.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) 177,81.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 385,75.-TL’sinden…Sigorta A.Ş. 28.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 825,60.-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 4.080.-TL vekalet ücretinin davalılardan … Sigorta Şirketi 1.367.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 869,06.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 503,50.-TL’sinden, … (…) Sigorta A.Ş. 111,40.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) 154,24.-TL’sinden, … Sigorta A.Ş. 334,60.-TL’sinden, S.S. Koru Sigorta A.Ş. 24,10.-TL’sinden, Mapfre Sigorta A.Ş. 716,10.-TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASI
11-Davalıların her biri tarafından yatırılan istinaf harçlarının talepleri halinde yatıran davalıya iadesine,
12-Davalı ….. Bankası A.Ş. tarafından yapılan toplam 54.-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı… Bankası A.Ş.’ye ödenmesine,
13-Davalı … (…) Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
14-Davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
15-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan toplam 55,40.-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ne ödenmesine,
16-Davalı… Sigorta A.Ş. tarafından yapılan toplam 9.-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı… Sigorta A.Ş.’ne ödenmesine,
17-Davacı tarafından istinaf gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
18-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine;
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 352. ve 353/1-b.2 maddeleri gereğince, kesin olmak üzere, 22/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarih : 22/04/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır