Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1168 E. 2021/2279 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI …

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI :
Davacı vekili 14/06/2018 tarihli dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı arasında üye iş yeri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği davalı bankanın müvekkilinin tüm hesaplarını bankada topladığını, müvekkil şirketin müşterileri tarafından yapılan ödemelerin davalı banka şubesince tahsil edildiğini, davalı banka ile 02.07.2013-13.08.2013 tarihleri arasında 595 müşteriden toplam 621 adet İşlemde 1.849.486,00 TL tahsilat sağlandığını, davalı bankanın yaklaşık olarak %10 civarında müşterinin itirazı üzerine, müvekkilin hesaplarının tamamına bloke koyduğunu, müvekkilinin hesaplarına bloke konulmasıyla yeni tahsilatlar yapamadığı gibi mevcut paraları da kullanamadığını, diğer bankalarda da sırf bu bloke işlemi nedeniyle ….. anlaşması yapamadığını, müvekkilin bu süreçte tüm çeklerinin yazıldığını, hakkında takipler açıldığını, müvekkilinin davalı bankanın bloke işlemi nedeniyle ağır maddi zarara maruz kaldığını, yüksek miktarda paranın bloke hesapta tutulması ve uzunca bir süre tasarruf edilememesi nedeniyle maruz kalınan zararın hesaplanarak (munzam zarar ve diğer haklar saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 10.000,00 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; gelen chargeback talepleri nedeniyle müvekkil bankanın ödeyeceği tazminatlar düşünülerek davacının hesapları üzerine tedbiren bloke konulduğunu, bloke işleminin keyfi ya da hukuk dışı bir uygulama olmadığını, davada zaman aşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. Maddesi gereğince davalının hesaptan son işlem tarihi olan 03.02.2015 tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açmadığı davanın 14.06.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmış olmakla alacağın zamanaşımına uğradığı kanaatiyle;
Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; bloke konulan hesabın hala aktif olduğunu, bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere 66.003,58 TL tutar üzerinde bloke işleminin hala devam ettiğini, hesaptaki toplam tutara yönelik uygulanan işlem nedeniyle doğan zararın tahsili için dava açıldığını, bu nedenle zaman aşımı süresinin işlemeye başlamadığını belirterek verilen kararın kaldırılması yönünde istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanmış olan üye iş yeri sözleşmesi nedeniyle davalı bankada bulunan, davacıya ait hesaba uygulanan bloke işleminden kaynaklanmakta olup, davacı bu işlem nedeniyle ve hesaptaki parayı uzun bir süre kullanamamasından dolayı uğradığı maddi zararların tazminini istemiş, davalı işlemin müşterilerden gelen harcama itirazları doğrultusunda tesis edildiğini ve haklı olduğunu savunmuş, Mahkemece, TBK 72. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zaman aşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkin olup, olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 146.maddesinde ( 818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıl, dava tarihinin ise 14.06.2018 olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek, taraf delilleri toplanmak suretiyle, iddia ve savunmalar doğrultusunda araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle davada zaman aşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; tarafların iddia ve savunmalarının esaslı unsurlarını oluşturan ve eldeki davanın niteliği itibariyle mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak tüm esaslı delillerin toplanmamış ve mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesinde öngörülen şartlar gerçekleştiğinden davacının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi ve ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 09/01/2020 tarih ve … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
3-Dava dosyasının yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine İADESİNE,
4-Davacıdan alınan 54,40 TL istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,50 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı istinaf gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dairemizce verilen kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 03/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarih: 03/11/2021