Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/895 E. 2023/922 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/895 – Karar No:2023/922
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/895
KARAR NO : 2023/922

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 03.08.2023
NUMARASI : 2023/295 E

İHTİYATİ HACİZ TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLLERİ :
KARŞI TARAF
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati haciz

KARAR TARİHİ :20.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :20.09.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkemece verilen ara kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Taraflar arasında … parselde bulunan fabrikaya ait taş duvar kazısı, taş duvar imalatı, hatıl işçiliği, küpeşte imalatı yapılması konusunda 21.01.2021 tarihli fiyat teklifi doğrultusunda anlaşmaya varıldığını, toplam iş bedelinin 340.000,00 TL + KDV olarak kararlaştırıldığını, fiyat teklifi üzerine varılan anlaşma neticesinde müvekkili tarafından işe başlandığını, bedelin 6 ay sonrası için yazılacak çek ile yapılması konusunda anlaşıldığını, teslim tarihinin ise taraflar arasında kararlaştırılmadığını, inşaata başlamasının ardından davalı tarafından, fiyat teklifine ve varılan anlaşmaya dahil olmayan ek imalatlar ile buna bağlı olarak masrafların karşılanmasının talep edildiğini ve müvekkilince iyiniyetli olarak ek imalatlar yapıldığını ve buna bağlı masrafların da karşılandığını, ek imalatların tamamı ve ek imalat neticesinde yapılan masrafların miktarının dava konusu parselde yapılacak keşif neticesinde ortaya çıkacağını, fiyat listesinde belirtilen ve anlaşmaya varılan taş duvarları müvekkilinin derz dolgu, yapılan fazla imalat ve kullanılan fazla beton ile birlikte, iskele bedeli ile hasır çelik bedeli de kendisi tarafından karşılanacak şekilde davalıya 30.10.2021 tarihinde teslim ettiğini ve yapılan imalatlara ilişkin 1 nolu hakediş bedeli olarak 30.06.2021 tarihli 590.000,00 TL bedelli faturayı kestiğini, teslimin yapıldığı 30.10.2021 tarihinden bu yana davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek, müvekkili tarafından yapılan işlerle ek imalatlar bedeli ve ek imalatlardan kaynaklı masraflar nedeniyle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 600.000,00 TL’nin (401.200,00TL kısmı için 21.07.2021 tarihinden, 198.800,00 TL’lik kısmı için teslim tarihi olan 30.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek) avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 29.07.2023 tarihli dilekçesiyle 16 parselin davalı adına tahsisli olmasına ve işin müvekkili tarafından yapıldığının davalı tarafından kabul edilmesine karşın bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, her ne kadar davalının cevap dilekçesinde ödeme yapıldığı belirtilse de ödeme mevcut olmadığından ödemeye ilişkin hiçbir belgenin ibraz edemediğini, davalının kötü niyetli ve mal kaçırma niyetinde olduğunu ve dava konusu işin yapıldığı 100516 ada 16 parsel üzerindeki tahsis hakkını devretmek üzerinde olduğunu öğrendiklerini belirterek davalının mal kaçırma ihtimaline binaen taleplerinin kabulü ile 600.000,00TL alacak için … parsel üzerindeki tahsis hakkı ve tahsis hakkının devri neticesinde davalının elde edeceği devir bedeli de dahil olmak üzere davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyaten haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı …: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 3.maddesine göre ticari işletmeyi ilgilendiren her türlü işin ticari iş sayılacağının belirtildiğini, mahkemelerin görevine ilişkin hususun kamu düzenine ilişkin olduğunu ve mahkemece resen gözetilmesi gerektiğini, somut olayda tüzel kişi sıfatına haiz olmadığından tarafına dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu arsasının çevresine yapılacak duvar işi için kendisine ait parsele komşu parsellerde bulunan iş yerleri ile ortak alan olarak belirlenen duvarların yapılması için komşu parsel iş yerleri ile de görüşerek davacı taraftan fiyat teklifi alındığını, davacı tarafın söz konusu parseli yerinde inceleyerek plan ve projesini hazırladığını, davacıya yapılması istenilen tüm işlerin söylendiğini davacının da fiyat teklifi sunduğunu, akabinde davacı tarafça fiyat teklifinde belirtilen işlerin yapıldığını, davacının işi tamamlamasından sonra fiyat teklifinde belirtilen tutarı hisseleri oranında komşu parsellerde bulunan … tarafından davacı tarafa ödendiğini, yine kendisine ait tutarın da davacıya ödendiğini, davacının herhangi bir ödeme yapılmadığı yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, duvar yapımı sonrasında komşu parselde bulunan tüm ortaklarla kendisinin ödeme yapmasına rağmen davacının kötüniyetli olarak kendisinden sözleşme ile belirtilen tutarın çok üzerinde bir bedelin ödenmesi talebinde bulunduğunu, davacının sözleşmeye ek olarak işler yaptığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, davacıya duvar yapımından kaynaklı olarak herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın görev ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: İhtiyati haciz isteminin İİK’un 257 vd. maddelerinde düzenlendiği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için en önemli koşullardan birinin, alacağın varlığının ortaya konması gerekliliği olduğu, bunun haricinde alacağın muaccel olması ve rehinle de temin edilmemiş olmasının da zorunlu olduğu, muaccel alacaklar da ise; İİK’un 257/2 maddesindeki koşulların varlığı iddia ve (yaklaşık olarak) ispat edilebilmesi halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği, dosya incelendiğinde bu aşamada davacının yukarıda belirtilen kanun maddesinde bahsedilen yaklaşık ispat anlamında delil sunmadığı, dosya kapsamı dikkate alındığında alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava konusu işin müvekkilince yapıldığının davalı tarafından kabul edildiğini ve işin bitirilmediğine ilişkin bir itirazının da bulunmadığını, davalının ödemeye ilişkin hiçbir belge ibraz edemediğini, işin yapıldığı arsanın davalıya ait olup davalı adına tahsisli olduğunu ve işin müvekkili tarafından yapıldığına ilişkin davalının bir itirazının da bulunmadığını, dava konusu işin bitirilmesine karşın bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, davalının mal kaçırmak için işlemlerde bulunduğunun öğrenildiğini, işin bedelini ödemeyen davalının dava konusu işin yapıldığı 100516 ada 16 parsel üzerindeki tahsis hakkını devretmek üzere olduğunu, tahsis hakkının ve tahsis sonucunda davalıya ödenecek bedelin haczedilememesi durumunda, dava sonucunda yapacakları icra takibinin de semeresiz kalacağını, davalının işin müvekkili tarafından yapıldığına ilişkin kabulü ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmadan ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiğini, işin yapıldığı yerin davalıya ait olduğunu, işin müvekkili tarafından yapıldığını davalının kabul ettiğini, davalının işin tamamının yapıldığını kabul ettiğini ve eksik iş itirazında bulunmadığını, davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını ve ödemeye ilişkin bir belge ibraz edilmediğini, bunların dikkate alınmadığını, yaklaşık ispat yükünün çok daha üzerinde bir derecede alacağın varlığı ve müvekkilinin haklılığının ortaya konulmuş olduğunu belirterek, mahkemenin 03.08.2023 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada ihtiyati haciz istemine ilişkin olup mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 257. maddesine göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir.
İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterlidir
Taraflar arasında 21.01.2021 tarihli 340.000,00 TL+KDV bedelli sözleşme ilişkisinin bulunduğu, aleyhine ihtiyati haciz istenilen davalı tarafça bedelin ödendiği ve talep edilen miktarın sözleşme bedelinden fazla olduğu belirtilmiş olmakla, sözleşme bedeli üzerinde yaklaşık ispat kuralları dikkate alınarak davacının ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme ara kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.08.2023 tarihli ve 2023/295
Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde talep hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 269,85 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olarak 20.09.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır