Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/872 E. 2023/892 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/872 – Karar No:2023/892
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/872
KARAR NO : 2023/892

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 06/03/2023
NUMARASI : 2023/156 E

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN- DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF-
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Alacak, Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
TALEP KONUSU : İhtiyati tedbir

KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2023

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan ihtiyati tedbir talepli alacak ve menfi tespit istemlerine ilişkin davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; … ilçesindeki 50 Unit … Yapım işi ile ilgili olarak tüm mekanik tesisat işlerinin malzemeli ve işçilikli olarak anahtar teslimi yapılması hususunda müvekkili şirket ile davalıların oluşturduğu iş ortaklığı arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı yüklenici şirketlerin işin tamamlanması gereken 31/12/2021 tarihi itibariyle inşaatı tamamlayamadığını, davalı tarafından aralarındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin üstlendiği işi % 80 ve üzerinde oranda tamamlamasına rağmen eksik hakediş ödemesi yapıldığını, davalının idare tarafından belirlenen hakediş oranlarının altında ödeme yaptığını, yine müvekkiline sözleşme gereğince ödemesi gereken fiyat farkı ödemelerinin de yapılmadığını ve haksız yere müvekkiline ait iş sahasındaki depoda bulunan malzemelere de el konulduğunu, müvekkili tarafından iş bedeli alacağına istinaden düzenlenen bir kısım fatura bedellerinin de ödemediğini belirterek; davalıların kusurlu eylemleri nedeni ile sözleşmenin ifasını zorlaştırarak haksız fesihte bulunarak, fiilen sözleşmedeki edimlerini yerine getirmelerini engellemeleri nedeniyle sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğinin tespitini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve ileride artırılmak üzere şimdilik; 01/02/2021 sözleşme tarihinden 01/04/2022 tarihine kadar, sözleşmede belirlenen davalı tarafın idareden aldığı oranlarda ödenmeyen tüm hakediş bedellerinden doğan şimdilik 50.000,00 TL’nin, davalıların idareden aldıkları hakediş oranlarına göre müvekkiline ödenmeyen eksik hakedişlerden doğan 5.000,00 TL’nin, davalılar uhdesinde kalan malzeme ve makine bedellerinin rayiç değerlerinden kaynaklanan 10.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, kararname ile davalının idareden aldığı fiyat farklarını müvekkiline yansıtmadığından bu bedellere karşılık şimdilik 5.000,00 TL’nin muacceliyet tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, müvekkiline ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklanan 5.000,00 TL’nin, haksız fesih nedeni ile müvekkilinin uğradığı zararın tesbiti ve şimdilik 5.000,00 TL zararın temerrüt tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, sözleşme uyarınca müvekkili şirkete ödenecek istihkaklardan kesilen 5.000,00 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, haksız fesin nedeni ile; 01/02/2021 düzenleme tarihli, 455.000,00 TL bedelli, davalı iş ortaklığı adına düzenlenen ve borçlusunun müvekkili şirket kefilinin ise, … olan teminat senedinden ötürü müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, senedin iptalini ve iadesini, senedin icra takibine konulmaması ve 3.kişilere devir ve cirosunun önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 06/03/2023 tarihli ara kararı ile; 6100 sayılı HMK’nın 389/1.maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmüne ve aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde ise “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmüne yer verildiği, değinilen yasa hükümlerinden de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için hakkın elde edilebilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ve tedbir talep eden tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, bu bağlamda, dava dilekçesi ve ekindeki taşeron sözleşmesi ile diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; istemin taraflar arasında imzalanan Taşeron Sözleşmesinin 8.maddesi gereğince sözleşme konusu iş bedelinin % 10’u oranında davacı taşeron şirket tarafından keşide edilerek davalı yüklenici şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığına verilen bono nedeni ile ihtiyati tedbir istemine ilişkin olduğu, taşeron sözleşmesi hükümleri bağlamında senedin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği ve talepte bulunan davacıya iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği, senedin dava dışı 3. kişilere cirosunu engelleyici ve tedavül kabiliyetini ortadan kaldıran nitelikte 3.kişilerin hukuki durumunu da etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, yine aynı senedin davalı yüklenici şirketler tarafından icra takibine konulmamasına yönelik olarak yaklaşık ispat koşuluna uygun delilin de mevcut olmadığı gerekçesiyle; yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; davalı iş ortaklığının sözleşmeyi haksız olarak bozması neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, sözleşme feshedilmekle davalılara herhangi bir borcu ve külfeti bulunmadığını, teminat senedinden ötürü, davalı iş ortaklığının hak talep etme şartlarının oluşmadığını, teminat senedinden dolayı müvekkili şirketin borcu da bulunmadığını, sözleşme bozulduğundan, teminat senedinin bedelsiz kaldığını, kendi edimini layığı ile yerine getirmeyen davalıların, bu senedi kullanma tehlikesi nedeniyle müvekkilinin ağır bir mağduriyet yaşayabileceğini, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, teminat senedinin halen davalılarda bulunduğunu, açılan dava nedeni ile kötüniyetli olarak ciro edilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, dosyaya ibraz edilen deliller ile yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleştiğini, senedin teminat senedi olduğunun da sözleşme ile açıkça ortada olduğunu belirterek; mahkeme ara kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir istemlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve menfi tespit davasında menfi tespit talep edilen senet ile ilgili ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Somut olayda; ihtiyati tedbir talebine konu edilen 01/02/2021 düzenleme tarihli, 455.000,00 TL bedelli, davalı iş ortaklığı adına düzenlenen ve davacının borçlu, dava dışı …’nun kefil olduğu senedin, taraflar arasında düzenlenen 01/02/2021 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında verilen teminat senedi olduğu mahkemenin de kabulünde olup, özellikle sözleşmenin feshedildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı ortaklık tarafından da davacı hakkında eksik ve ayıplı işler bedeli ile cezai şart talepli olarak Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/421 Esasında açılan davanın, iş bu dava ile birleştirilmesine karar verildiği, ihtiyati tedbir talep edilen senedin dava konusu olup, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği, sadece davanın tarafları yönünden sonuç doğuracak şekilde ve yasada amaçlanan yarar da dikkate alınarak yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2023 tarih ve 2023/156 Esas sayılı ara kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

4-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf talep eden ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-f maddesi gereğince KESİN olarak 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip