Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/827 – Karar No:2023/1085
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/827
KARAR NO : 2023/1085
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2018/538 E-2020/348 K
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023
Davacı vekili tarafından davalı hakkında açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı yüklenici arasında 02/11/2016 tarihli “… Konut Ahşap İşleri Yapım İşi” sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin yapacağı inşaatta istediği ürünlerin kalitesini ve niteliğini sözleşmede açıkça yazdığını, davalı firmadan bu çerçevede fiyat teklifi alındığını, bedelinin de ödendiğini, ancak davalının sözleşmede belirtilen imalatlar yerine, daha az kalitede ve sözleşmede belirtilenlerden farklı imalatlar gerçekleştirdiğini, yalnızca uzman kişiler tarafından yapılacak detaylı incelemede tespit edilebilecek bir konu olan malzeme farklılığının, taraflarınca teslimden sonra fark edilmesinden hemen sonra, durumun davalı tarafa ihbar edildiğini ve fakat gerekli düzeltmeler yapılmayınca Mahkemeden tespit talep edildiğini, yapılan bu ayıplı ve eksik ifaların, Kırıkkale 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/28 D.İş numaralı dosyasıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesiyle tespit edildiğini, tespit raporunda, sözleşmeye aykırı olarak yapılan ifalar ile eksik ifaların toplamda 207.070,00 TL bedelde olduğunun belirtildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin, 207.070,00 TL tutarındaki alacağının tahsili için İstanbul 25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9152 Esas sayılı dosyasıyla takip başlattığını, davalı yanın söz konusu takibe ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazının taraflarınca kabul edildiğini, bunun üzerine Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6244 Esas sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrine davalı yanın haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek; davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/6244 Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 02/11/2016 tarihli “… Konut Ahşap İşleri Yapım İşi” sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden örnek dairenin ahşap imalat ve montajlarının 2017 yılının Mayıs ayında yapıldığını, davacı tarafça bu imalatların beğenilmesi üzerine tüm dairelerin ahşap işlerinin örnek daireye uygun şekilde yapıldığını ve 2017 yılının Ağustos ayında teslim edildiğini, aradan bir yıla yakın bir süre geçtikten sonra ve davacı şirketteki isim (… inşaat A.Ş. iken … İnşaat A.Ş. olarak isim değiştirerek) ve yönetim değişikliğinden sonra sanki ortada gizli ayıp varmış ve yeni ortaya çıkmış gibi tespit yaptırılarak talepte bulunulduğunu, Türk Ticaret Kanunu’undaki ayıp ihbarına ilişkin süreler gözönünde bulundurulduğunda, işin tamamının tesliminden yaklaşık 7 ay sonra talepte bulunmayacağını, mahkemece yapılan tespiti ve alınan bilirkişi raporundaki tespitleri kabul etmediklerini, hesaplamaların piyasa rayiçleri ile ilgisiz ve fahiş olduğunu belirterek; davanın reddini ve %20 kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın eser sözleşmesi kapsamında, işin eksik/ayıplı yapıldığı iddiası ile bedelden indirim talebine ilişkin olduğu, TBK’nın 470. maddesi düzenlemesine göre eser sözleşmesinin, yüklenicinin bedel karşılığı bir eser meydana getirdiği sözleşme türü olduğu, TBK’nın 474. maddesi gereği; iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, TBK’nın 475 maddesinde, eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik hakların düzenlendiği, davacı iş sahibinin, davalı yüklenici şirketin kabulünde olan 02/11/2016 tarihli sözleşme kapsamında yapılan ahşap işlerinde sözleşmede belirtilen kalitedeki imalatlar yerine, daha az kalitede farklı imalatlar gerçekleştirdiğini, (“laminant” malzemesi yerine PVC, yine “mdflam” malzemesi yerine “suntalam”) kullanıldığını belirterek, sözleşmeye aykırı ifalarla ilgili fiyat farkını talep ettiği, davalı yanın, yapılan ahşap işlerinde nitelikleri sözleşmede belirtilenden farklı nitelikte malzeme kullanıldığını kabul ederek, bu hususun davacı tarafça bilindiği ve kabul edildiğini savunduğu, 12/08/2017 tarihli ve 19/08/2017 tarihli davacı … temsilen şirket yönetim kurulu üyesi … imzalı “Tutanaktır” başlıklı belge ibraz edilmiş ise de; dosyaya ibraz edilen İstanbul Ticaret Sicil kayıtlarından davacı şirketin 11/05/2016 tarihli imza sirkülerine göre Holding’e ait imza yetkilerinin A, B, C grubu olarak üç grupta toplandığı, B grubu imza yetkisinin Yönetim Kurulu Başkanı … ve Yönetim Kurulu Üyesi … tarafından iki kişinin şirket kaşesi ve ünvanı altında müşterek imzasını taşıması gerektiğinin belirtildiği ve B grubu imza yetkileri arasında ticari şirketler nezdinde temsil ve ilzam edilmesinin de bulunduğu, somut olayda; 17/08/2017 tarihli tutanakta, sadece davalı şirket yöneticisi olduğu belirtilen “…’in” imzası bulunup davacı şirketle ilgili imza olmadığı, 19/08/2017 tarihli tutanakta da, şirket kaşesi olmadan sadece “…” adı altında imza olduğu, B grubu imza yetkisini kullanma gerekliliği olan şirket kaşesi üzerinde Yönetim Kurulu Başkan ve Üyesinin imzasının olmadığı, dolayısı ile tutanaklarda davacı şirket usulüne uygun temsil edilmediğinden, sözleşmede farklı malzeme kullanıldığının davacı şirket tarafından kabul edildiği savunmasına itibar edilmediği, davalı tarafın da kabulünde olduğu üzere, bilirkişi kurulundan alınan 25/06/2019 tarihli kök rapor ve 19/05/2020 tarihli ek raporla malzemenin farklı kullanıldığının ve farklı malzeme bedeli arasında fark olduğunun tespit edildiği, tarafların ticari defterlerinin incelendiği özetle; davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirket tarafından düzenlenmiş fatura ve ödeme bilgilerine göre, 1.203.77,16 TL alacağına karşılık 1.203.177,16 TL tutarlı tahsilat ve denkleştirme kayıtları ile hesabın kapatıldığı, davalı şirketin ticari defterlerini ibraz edeceğini bildirmesine rağmen daha sonra bilirkişilere davacı şirketle kayıtlarının örtüştüğü bilgisi verilerek ticari defterlerin incelenmeye sunulmadığı, bilirkişilerce inşaatta kullanılan ahşap imalatlar ile sözleşmede belirtilen ahşap imalatların farklı nitelikte olduğunun tespiti ile bedeller arasındaki farkın Yargıtay Özel Dairenin benimsediği “nispi metod hesaplaması” ile hesaplandığı, sonuç olarak, 189.987,00 (KDV hariç) bedelin indirilmesi gerektiğinin tespit edildiği, toplanan delillerden; davacı iş sahibi şirket ile davalı şirket arasında yapılan tarafların kabulünde olan 02/11/2016 tarihli “… Konut Ahşap İşleri” yapım işine ilişkin “götürü usulde” yapılan sözleşmedeki işlerin davalı tarafından yapılıp teslim edildiği, davacı tarafça malzemenin sözleşmeye aykırı olarak kullanıldığından bahisle bedel indirimi istendiği, davalı yanın cevap dilekçesinde; Mayıs 2017’de örnek dairenin yapıldığını, Ağustos 2017’de tüm işin teslim edildiğini bildirdiği, işin tesliminden 7 ay sonra talep edildiğinden ayıp ihbarına ilişkin sürelerin geçtiği iddia edilmiş ise de; öncelikle imalatta hangi malzemenin kullanıldığı hususunun teknik bir iş olup, ayıp olarak nitelendirilmesi halinde “gizli ayıp” olarak nitelenebileceği, teslim tarihi ile ilgili davacı şirketin yetkili temsilcilerinin imzalarını taşıyan tutanağın dosyaya ibraz edilmediği, dosyaya ibraz edilen tutanak ve savunmalardan, davacı yanın bu durumu tespit ettikten sonra Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemelerinde tespit yaptırdığı, eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının her tür delille ispat edilebileceği, davanın da zamanaşımı süresince açılabileceği (zamanaşımı dolduğunda eksik borç olacağından itirazı olmaz ise süreden sonrada açılabileceği) dolayısı ile davacı taraf sözleşmeye aykırı üretim nedeni ile TBK’nın 475. maddesi kapsamında bedelden indirim istemekte haklı olduğu, götürü usulde yapılan sözleşmede bilirkişi kurulunun “nispi metod hesaplaması” ile yaptığı hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/538 Esas sayılı dosyasında 189.987,00 TL asıl alacakla ilgili borçlu itirazının iptali ile takipten itibaren asıl alacağa uygulanacak yasal faizi ile takibin devamına, alacak likit olmadığından bilirkişi incelemesi ve hesaplamalarla tespit edildiğinden, icra inkâr tazminatı şartları oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Kırıkkale 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/28 D.İş tespit dosyasında alınan 25/01/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine Kırıkkale 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/28 D.İş tespit dosyasında alınan 25/01/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda alacağın miktarının belli, sabit ve borçlu davalı tarafından belirlenebilir olması nedeniyle, icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, bu taleplerinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın tamamının ve icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; dosyaya sunulan 12/08/2017 tarihli ve 19/08/2017 tarihli tutanakların, muhtelif tarihlerde yapılan onlarca mail yazışmalarının hiçbirinin incelenmediğini, davacının malları suntalam malzeme olarak kabul ettiği iddialarının hiç araştırılmadığını, şantiyede şantiye şefi, proje yöneticisi gibi yetkili idareciler çalıştıran bir holdingde, holding sahibinin, genel müdürünün, imza yetkilisinin, şantiye alanında işlerin başında sürekli olarak bulunduklarını, her işi bizzat kendilerinin yürüttüklerini, her kâğıda sadece kendilerinin imza attığını söylemenin abesle iştigal olduğunu, mahkemenin hem davalı şirket yöneticisi …’in, hem davacı şirket şantiye şefi …’in, hem de davacı şirketin proje yöneticisi …’in imzalarının bulunduğu 12/08/2017 tarihli tutanağı gözardı ettiğini, bu tutanak ve dosyaya sunulan diğer tutanak ve maillerden imalatların farklı malzemeden yapıldığı hususunun davacı şirket tarafından bilindiğini, bu şekilde işin devamına ve montajına rıza gösterilerek yapılan imalatın kabul edildiğini, yine mahkemenin ayıbın tespit edildiği tarihi ortaya koyan 12/08/2017 tarihli tutanağı ve bu tutanaktan sonra imalatlara devam edilmesi talimatı verildiğini gösterir mail yazılarını gözardı etmesinin doğru olmadığını, yine bu yazılı ve imzalı belgeler ve mail yazışmalarının delil başlangıcı dahi kabul edilmemesinin ve davanın ispatı için tanık deliline dayanılmasına, tanık isim ve adreslerinin de bildirilmesine rağmen tanıkların dinlenmemesinin de hatalı olduğunu, davacının uyuşmazlık konusu malzemenin gizli ayıplı olduğunu iddia ettiğini, kendilerinin ise, bu ayıpların tutanakla kabul edildiğini, bunların açık ayıp olduğunu ve tacir olan davacının TTK’da belirtilen ayıp ihbar sürelerine uymadığını savunduğunu, bu noktada, mahkemece eserdeki ayıpların gizli mi açık mı olduğunun tespit edilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu ayıpların niteliklerine ilişkin hiçbir tespit ve açıklamada bulunulmadığını, kök rapora itirazlarında 12/08/2017 tarihli tutanak ile suntalam olarak üretildiği tespit edilen ve bu hali ile montajları yaptırılan mutfak dolapları, vestiyer ve soyunma odası dolaplarının hesaplamadan dışlanması gerektiğine, diğer kalem işler için ise ayıpların niteliğinin araştırılması gerektiğine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğunu, mahkemece bu itirazlarının da dikkate alınmadığını, dosyada mübrez yazılı, imzalı belgeler, mail yazışmaları ve delillerinin aksine hiçbir delil sunamayan, ayıplarla ilgili tespit tarihinden sonra 259.677,16 TL işlem yaparak cari hesap ilişkisini sıfırlayan davacının işin tamamını teslim aldıktan 7 ay sonra açtığı davada, gizli ayıp olduğunu ve bunu sonradan gördüğünü beyan ettiğini bu doğrultuda da hiçbir araştırma yapılmadığını belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını, Dairemizce yapılacak yargılamada tanıklarının dinlenmesini, gerektiğinde mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak davanın reddini, Dairemizce yargılamaya gerek görülmemesi halinde kararın bozulmasını, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesini, müvekkiline %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalat nedeniyle fazla ödemenin istirdadı için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 20/01/2023 tarih ve 2021/345 Esas-2023/63 Karar sayılı geri çevirme kararı ile heyetçe incelenmesine gerek görüldüğünden … Holding’in … İnşaat A.Ş. İle bağlantısını gösterir belgelerin taraflardan temin edilmesi, ayrıca 19/07/2017 tarihli tutanağı imzalayan … hakkında davacı vekilinin suç duyurusu ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasının onaylı örneğinin temin edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin geri çevirme kararı sonrasında davalı vekilinin 24/02/2023 tarihli dilekçesi ve bu dilekçe ekindeki Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nüshaları ile Ankara C.Başsavcılığı’nın 2020/96171 Soruşturma numaralı evrakının UYAP kayıtları dosyaya derc olunmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 02/11/2016 tarihli … Konut Ahşap İşleri Yapımı Sözleşmesi, niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Bu sözleşme ile davalı taşeron, davacı yüklenicinin üstlendiği … Konut yapılması işinin, sözleşmede nitelikleri ve birim fiyatları gösterilen ahşap işlerini yapmayı üstlenmiştir. Sözleşmenin “Sözleşme ve Eklerine Uymayan İşler” başlıklı 18.maddesinde ise, taşeronun yüklenicinin projelerinde kendiliğinden hiçbir değişiklik yapamayacağı, bununla birlikte taşeron tarafından proje ve teknik şartnameden farklı olarak yapılmış olan işlerin, teknik ve sanat kurallarına ve istenen özelliklere uygun olduğu yüklenici tarafından tespit edilirse, bu işlerin yeni şekilleri ile kabul edilebileceği, ancak bu takdirde taşeronun daha büyük boyutta, daha kaliteli veya fazla miktarda malzeme kullanıldığını, daha az işçilik ve süre harcandığını öne sürerek ilave bedel talep edemeyeceği, bu gibi hallerde hakediş raporlarında proje ve şartnamelerde gösterilen veya yazılı talimatla bildirilen şartlara göre hesaplanmış miktarların geçerli olacağı, bu şekilde yapılan işlerin boyutları, el emeği değeri ve malzemesi daha az ise, bedelinin yeni miktarlara uygun olarak daha az ödeneceği kabul edilmiştir.
Yine, taraflar arasındaki sözleşmenin yüklenici olarak tarafı olan … İnşaat Anonim Şirketi’nin 21/08/2015 tarihinde tek ortaklı olarak kurulduğu, 18/07/2016 tarihinde sermaye artışı yaptığı, sermayenin tamamının … Holding A.Ş. tarafından taahhüt edildiği, 03/10/2017 tarih ve 9421 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan ünvan değişikliği ile … İnşaat A.Ş. ünvanını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmede söz konusu yapılacak işlerin ve birim fiyatlarının açıkça belirtilmiş olmasına ve yapılan işlere ilişkin davalı şirket yetkilisinin de imzası bulunan tutanaklarla yapılması gereken ve yapılan imalatlara yönelik farklılıkların belirlenmiş bulunmasına, bu hususun ayıp ihbarı niteliğinde bulunmasına, sözleşmenin 18. maddesi hükmüne göre, proje ve teknik şartnameden farklı yapılmış olan işlerin boyutları, el emeği değeri ve malzemesi daha az ise bedelinin yeni miktarlara uygun olarak daha az ödeneceğinin kabul edilmiş olmasına, mahkemece de belirtildiği ve kabul edildiği üzere 19/08/2017 tarihli tutanağın bedel indirimi yönünden davacıyı bağlayıcı nitelikte bulunmadığının anlaşılmasına, mahkemece, dosya kapsamına uygun denetlenebilir nitelikteki bilirkişi incelemesiyle talep edilebilecek bedelin tespit edilmiş olup, alacağın likit olmadığının da anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusu yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.978,01 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.244,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.733,51 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraf vekilleri tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinden bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır