Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/825 E. 2023/1030 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/825 – Karar No:2023/1030
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/825
KARAR NO : 2023/1030

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2023
NUMARASI : 2023/15 E-2023/212 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak, Tapu İptal Ve Tescil (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak, tapu iptal ve tescil davasında mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 14/01/2011 tarihli düzenleme şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Villa Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sonrasında “proje tadili mutabakat tutanağı” düzenlendiğini ve daha önce hazırlanan projeler kapsamında 29/08/2014 tarihinde yapı ruhsatının alınması ile işin tamamlandığını, bugüne kadar yapılan tüm imalat fark bedellerinin davacı tarafça karşılandığını, davalının davacıya herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle öncelikle imalat fark bedellerini ve ek imalatların tespiti ile bedelinin davacıya ödenmesini, inşaatın tamamlanmasına rağmen devredilmeyen 7,36 ve39 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına kayıt ve tescilini, 01/10/2016 tarihli taahhüt sözleşmesi kapsamında 11 ve 12 nolu konutların sözleşme kapsamından çıkarılması ve bu konutlara ilişkin imalat bedellerinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sözleşmenin üzerinden 10 yılı aşkın bir sürenin geçmesine rağmen inşaatın bitirilmediğini, başlangıçtan itibaren çeşitli bahanelerle müvekkilinin oyalandığını, davacı tarafın sadece kaba inşaat yapacağını, 24 aylık tanınan sürede işi yapamadığını, sürenin 31/12/2017 tarihine kadar uzatılıp konut sayısının 15’e düşürüldüğünü, yapıldığı iddia edilen dairelerinde birçok eksiği bulunduğunu, proje değişiklikleri için davalının 100.000,00 TL ödemek zorunda kaldığını, bu ödemelerin tamamının davacı tarafça müvekkiline ödenmediğini, neticede davacının üstlendiği edimini yerine getirmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ilk olarak Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, mahkemenin 21/12/2021 tarih ve 2021/103 Esas- 2021/463 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 31/01/2020 tarih ve 2022/183 Esas- 2022/212 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiş ve dosya Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/326 Esasına kaydedilmiş, mahkemece 03/11/2022 tarih ve 2022/326 Esas- 2022/1026 Karar sayılı kararı ile yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, işbu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olup, dosya Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/15 Esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, davacının talepleri arasında … nolu bağımsız bölümlere ilişkin tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tapuya kayıt ve tescilinin de bulunduğu, yetkili mahkemenin taraflarca sözleşme ile belirlenmesine dair HMK’nun 17.ve 18.madde de hüküm bulunduğu, yapılan yetki anlaşmasının geçerli olabilmesi için HMK.’nun 18/1 maddeye göre kesin yetki halinin bulunmaması gerektiği, HMK’nun 12.madde de; “taşınmaz üzerinde ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar da taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesinin bulunduğu, davacının taleplerinden birinin de 3 adet bağımsız bölüm tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili olduğundan davanın taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu, HMK’nun 12.madde kapsamında taşınmazların bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğu ve kesin yetki hali HMK.’nun 114. madde kapsamında dava şartı olup, mahkemece tarafların yetki itirazı olmasa dahi resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili ile davalı yüklenici SS. … arasında, Ankara Gölbaşı Noterliği’nin 14.01.2011 tarih ve 1083 yevmiye numarasına kayıtlı ‘‘Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Villa Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’’ imzalandığını, bu sözleşmeye göre yüklenicinin 24 ay içerisinde inşaatı tamamlayıp teslim etmeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 26. maddesinde “Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmünün yer aldığını, müvekkilinin ikametgahının da Ankara’da olduğunu, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.12.2021 tarih ve 2021/103-463 numaralı kararında da “…Dava konusu somut olay değerlendirildiğinde, Tarafların yapı kooperatifi olduğu görülmektedir. Yapı Kooperatiflerinin hukuki niteliği konusu doktrinde ve yargıtay kararlarında uzun bir süre boyunca tartışılmıştır. 12.11.2021 tarihli ve 2020/2 Esas sayılı İBK kararı ile kooperatiflerin tacir olduğu belirtilmiş olduğundan uyuşmazlığı inceleme görevi asliye ticaret mahkemesindedir. (Emsal Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.HD 2020/1002 E., 2021/1149 K ve 02.12.2021 tarihli kararı) Görev kurallarının derhal uygulanması gerekeceğinden mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” belirtildiği gibi, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu belirterek, mahkemece verilen yetkisizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır