Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/801 E. 2023/1019 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/801 – Karar No:2023/1019

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/801
KARAR NO : 2023/1019

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2018/582 E-2020/601 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2023

Davacı vekili tarafından davalılar hakkında açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davalılardan … yönünden; HMK’ nun 114/1-d ve 115/1-2. maddeleri gereğince pasif husumete yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, davalı …. A.Ş yönünden kısmen kabulüne dair verilen kararına karşı davacı vekili ve davalılardan …. A.Ş vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkilinin, sokak tabelası alım işi ihalesine iştirak ederek davalı … ile 11/06/2012 tarihli sözleşme akdettiğini, 22/06/2012 tarihli yer teslim tutanağı ile işe başladığını, her ne kadar iş sadece alım işi gibi ifade edilmiş ise de, gerçekte imal ve montaj işlerini de kapsadığını, işin asıl sahibinin … Belediye Başkanlığı olduğunun sözleşmenin ifası sırasında anlaşıldığını, davalı …’ın olmayan bir işi müvekkiline ihale ettiğini, müvekkilinin eksiksiz ve ayıpsız olarak işi teslim ettiğini, buna karşın davalı … …’nün hazırlamış olduğu teknik çizim ve projelerin uygulanamaz oluşu, bazı sokakların fiilen açılmamış olması, bazı ibarelerde değişiklik yapılmasının istenmesi, bazı mahallelerin yeni mahallelere ayrılması gibi mücbir nedenlerle ortaya çıkan gecikmeler için süre uzatımı verilmeyerek müvekkilinin hakedişlerinden haksız ceza kesintileri yapıldığını, idareden kaynaklı değişiklikler nedeniyle teknik şartnameye uygun yapılan imalatların yeniden yapıldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirketin uğradığı zarar ve alacak miktarı olarak 571.611,37 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …; diğer davalı … ile aralarında imzalanan 08/06/2012 tarihli sözleşme ile dava konusu işin …’a verildiğini, işin … tarafından tamamlanarak teslim edildiğini ve geçici kabulünün yapıldığını, yüklenicinin müvekkili idarenin onayını almadan işi alt yükleniciye veremeyeceğini, diğer davalının müvekkilinden onay almadığını, kaldı ki, iş alt yükleniciye verilmiş olsa dahi bunun yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; müvekkilinin işi … Belediye Başkanlığı’ndan alarak bilahare kanunun verdiği yetkiye istinaden davacıya ihale ettiğini, teslim süresi 180 gün olan işte davacıya 38 gün süre uzatımı verilerek yardımcı olunduğunu, davacının işlerin büyük kısmını eksik yaptığını, hakediş raporlarına da usulüne göre itiraz etmediğini, 1 nolu hakedişi itirazsız imzaladığını, 2 nolu hakedişi itiraz kaydıyla imzalamış ise de itirazının ne olduğuna dair dilekçe vermediğini, 3 nolu hakedişi ise imzalamadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmediğini ve davacının müvekkiline karşı sorumluluğunun devam ettiğini, davacının müvekkili şirkette bu miktar alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen 30/12/2016 tarih ve 2014/1152 Esas-2016/873 Karar sayılı; davalı … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulüne; 141.199,98 TL’nın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine dair kararına karşı davacı vekili ve davalılardan …. A.Ş vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonucu verilen; 12/07/2018 tarih ve 2017/553 Esas-2018/768 Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasındaki sözleşmeler düzenlendikleri tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı ……A.Ş. yüklenici, diğer davalı … iş sahibidir. Davalılar arasında düzenlenen 08/06/2012 tarihli sözleşme ile davalı … ..A.Ş., … ilçelerinde Cadde ve Sokak Tabelalarının Yapım işini götürü olarak 894.889,50 TL+ KDV bedel ile üstlenmiştir. Sözleşmenin 9.2 maddesine göre işin süresi işyeri teslim tarihinden itibaren 210 gün olup, iş yeri teslimi 13/06/2012 tarihinde yapılmış, daha sonra alınan süre uzatım kararı ile işin teslim tarihi 28/01/2013 olarak belirlenmiştir. 04/03/2013 tarihinde yapılan incelemede işin tamamlanmadığı anlaşıldığından 50 gün cezalı süre verilmiş, işin geçici kabulü ise 10/07/2013 tarihinde yapılmıştır. 12/07/2013 onay tarihli geçici kabul tutanağında, işin bitirildiği tarihin 30/04/2013 olduğu, söz konusu işin %95,90 oranında tamamlandığı kabul edilmiştir. Davacı taşeron ile davalı yüklenici ……A.Ş. arasında düzenlenen 11/06/2012 tarihli sözleşme ile davacı, idarenin ihtiyacı olan ve miktarları belirtilen sokak tabelası imalat ve montaj işini birim fiyatlı olarak 748.968,00 TL + KDV bedel ile üstlenmiştir. Sözleşmenin 10.3.1 maddesine göre işin süresi 180 gün olup, iş yeri teslimi 22/06/2012 tarihinde yapılmış, 07/12/2012 onay tarihli Olur’a ve bu olura dayalı olarak düzenlenen 10/12/2013 tarihli süre uzatım tutanağına göre, işin bitim süresi 28/01/2013 olarak belirlenmiştir. Davacı taşeron, 22/04/2013 tarihli dilekçesi ile dava konusu işe ilişkin imalatları tamamlandığını davalı yüklenici …Ltd.Şti’ye bildirmiş, aynı tarihli davalı yüklenici tutanağı ile işin bitirilmediği tespit edilmiştir. Mahkemece atanan inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek raporda; iş sahibi ve yüklenici arasında düzenlenmiş olan 3 nolu hakedişteki imalatların tamamının davacı tarafından yapıldığı kabul edilmiş, bu imalatlar ile davalı yüklenici ……A.Ş. tarafından düzenlenen ancak davacı taşeron tarafından imzalanmayan 3 nolu hakedişte gösterilen imalatlar arasındaki fark esas alınarak iş bedeli hesaplanmıştır. Ayrıca, ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dosyaya muavin defter kayıtları ve faturalar sunulmuş, ancak mahkemece ticari defterler üzerinde herhangi bir inceleme yaptırılmamıştır. Davacı taşeron ile davalı yüklenici …A.Ş. arasındaki akdi ilişki, davalılar arasında yapılan geçici kabulden de anlaşıldığı üzere sona ermiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf esas itibariyle, ifa ile sonuçlanan sözleşme kapsamında talep edilebilecek iş bedeli alacağı olup, iş bu davada yapılması gereken; tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirilerek kesin hesabın çıkarılmasıdır. Alınan teknik bilirkişi raporu, hesaplama yöntemi itibariyle kesin hesabın çıkarılmasına esas alınabilecek nitelikte olmadığı gibi, tarafların ticari defterleri üzerinde de inceleme yaptırılmamıştır. Açıklanan nedenlerle; tarafların ticari defter ve kayıtları incelenip kesin hesap çıkarılmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin bu yönden kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dairemizin bu kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonucunda; mahkemece; davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, gecikme cezasının hesap ve değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki ihtilafın, işin gecikmesindeki sorumluluğun kime ait olduğu hususu ile davacının kesin hesap alacağından kaynaklandığı, sözleşmenin 10. maddesinde yer tesliminden sonra işe başlanılacağı ve 180 gün içerisinde işin geçici kabul aşamasına getirileceğinin kararlaştırıldığı, 22/06/2012 tarihli yer teslim tutanağında, işe 25/06/2012 tarihinde başlanılacağı ve işin 21/12/2012 tarihinde bitirileceğinin belirtildiği, davalı … muhasebe ve mali işler sorumlusunun 07/12/2012 tarihli gerekçe yazısında, mahalle adlarının değiştirilmesi sebebiyle …’e 28/01/2013 tarihine kadar süre verilmesi gerektiğinin belirtildiği ve 07/12/2012 tarihli Olur ile bahse konu sürenin verilmiş olup taraflarca 10/12/2012 tarihli tutanağın düzenlendiği, davalı …’ın davacıya gönderdiği 04/03/2013 tarihli yazısında, 28/01/2013 tarihi itibariyle sürenin dolduğunu, ancak işin tamamlanmadığını, bu tarihten itibaren cezalı çalışıldığını, yazının tebliğ tarihinden itibaren 50 gün daha cezalı çalışabileceklerini bildirdiği, benzer şekilde 28/03/2013 tarihli yazıda da cezalı sürenin 29/01/2013 tarihinde başladığının belirtildiği, buna rağmen davacı şirketin ise sadece 17/04/2013 tarihli yazısında idarece yapılan değişiklikleri açıklayarak, bu hususları şifahen muhataplara bildirdiğini belirttiği, her ne kadar davacı vekilince gecikmenin davalı … Belediyesi’nden kaynaklandığı, gecikilen sürenin mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürmüş ise de, bu iddiasına ilişkin kanıtlarını ibraz etmediği, bu durumda, işin bitmesi gereken 28/01/2013 tarihi ile davacının faaliyetini durdurduğu 22/04/2013 tarihleri arasındaki 84 gün boyunca cezalı çalıştığının kabul edildiği, sözleşmenin 27. maddesinde, gecikilen her gün için sözleşme bedelinin %0,5’i oranında gecikme cezası kesileceğinin hüküm altına alındığı, bu durumda gecikme cezası tutarının(748.968,00TL x %0,5 x 84 gün =) 314.566,56 TL olduğu, davacı vekilince bu oranın fahiş olduğu ve indirilmesini talep edilmiş ise de; kural olarak tarafların serbest iradeleriyle imzaladıkları sözleşmeye uymak zorunda oldukları, yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182/1. maddesi hükmünce tarafların cezanın miktarını serbestçe tayin edebilecekleri, akde bağlılık ilkesi uyarınca da haklı neden olmaksızın kararlaştırılan cezanın değiştirilmesini veya bütünüyle ortadan kaldırılmasını talep edemeyecekleri, Borçlar Kanunu’nun 182/III. maddesi hükmü gereğince hakim “fahiş” gördüğü cezaları tenkis ile mükellef ise de; kural olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca tacir olan tarafların cezanın fahiş olduğundan bahisle tenkisini isteyemeyecekleri, somut olayda taraflar tacir olduğundan cezai şarttan tenkis yapılmadığı, (Yargıtay 15.H.D’nin 2018/3492 Esas, 2019/190 Karar – 2014/6827 Esas, 2015/1046 Karar sayılı ilamları aynı yöndedir.) hakediş raporlarının incelenmesinde; tahakkuk tutarlarının 1 nolu hakedişte 71.200,02 TL, 2 nolu hakedişte 208.017,48 TL, 3 nolu hakedişte 400.508,52 TL olduğu; yükleniciye ödenecek tutarların 1 nolu hakedişte 63.021,03 TL, 2 no.lu hakkedişte 91.927,44 TL, 3 no.lu hakedişte 202.032,00 TL olduğunun görüldüğü, davacının kesin hakedişinin hesap ve değerlendirilmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre; sözleşme bedelinin 748.968,00 TL + KDV = 883.782,24 TL olup, taraflar arasında KDV dahil 679.726,02 TL tutarlı ilk 3 faturanın ihtilafsız olduğu, davalının davacıya yaptığı ödemeler toplamı olarak 312.170,87 TL’nin de taraflar arasında ihtilafsız olduğu, yine ilk 3 faturaya konu KDV dahil 679.726,02 TL’nin hesabında 4779 adet tabela için 2’şer TL’den toplam 9.558,00 TL kesinti yapılarak hesap çıkartılmış olmasının da taraflar arasında ihtilafsız olduğu, davalıya teslim edilen ve montajı yapılan 4.779 adet direk ile 5.433 adet kapı numarasına ilaveten davalıya teslim edilen fakat montajı yapılmayan 775 direk ve 10150 kapı numarasının bedelleri de eklenerek, fakat 736 adet eksik şapka minha edilerek davacının hakediş tutarı toplamın 704.071,85 TL + KDV = 830.804,78 TL olarak hesaplandığı, zira davacının, montajını yapmadığı fakat teslim ettiği direk ve kapı numaralarını montajsız birim fiyat üzerinden davalıdan talep edebileceği, ancak, montajı yapılan direklerin yanısıra montajı yapılmayan direkler için de gramaj farkı nedeniyle davalı lehine 2’şer TL kesinti yapılması gerekmekte olup bu durumda, tüm direklerin sayısı olan 5554 adedi için 2’şer TL’den toplam 11.108,00 TL kelepçe kesintisi yapılması gerektiği, bu durumda, imalat bedeli olarak hesaplanan 830.804,78 TL’den, kelepçe kesintisi yapıldığında kalan tutarın 830.804,78 – 11.108,00 = 819.696,78 TL olduğunun belirlendiği, ihtilaflı olan, sözleşme damga vergisi, fatura mukabili trafik güvenlik malzemesi, test bedeli, 23/08/2012 tarihli ceza tutanağı toplamı olan 12.279,49 TL’nin de davacı alacağından tenzil edilmesi gerektiği anlaşılmakla; 819.696,78 TL’den 12.279,49 TL’lik kesinti yapıldığında kalan tutarın 807.417,29 TL olduğunun belirlendiği, son olarak, ihtilafsız ödemeler toplamı 312.170,87 TL mahsup edildiğinde kalan davacı hakkediş alacağının 495.246,42 TL olduğunun hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.1.1.maddesinde, davacının 45.000,00 TL nakit teminat verdiğinin yazılı olduğu, sözleşmenin 16.2.1.maddesinde kabulden itibaren en az 2 yıl garanti süresi öngörüldüğü, 11.3.1.maddesinde de garanti süresinin bitiminden sonra teminatın tamamen iade edileceğinin düzenlendiği, dava tarihi itibariyle henüz 2 yıllık süre dolmamış olmakla nakit teminatın davacıya iadesinin koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak davacının alacak miktarına eklenmediği gerekçesiyle; davalı T.C … yönünden; asıl işveren … Belediyesi ile diğer davalı …’ın aralarında imzalanan 08/06/2012 tarihli sözleşme ile dava konusu işin …’a verildiği, işin … tarafından tamamlanarak teslim edildiği ve geçici kabulünün yapıldığı, yüklenici …’ın davalı idarenin onayını almadan işi alt yükleniciye veremeyeceği, …’ın bu konuda onay almadığı, davalı … Belediyesi ile davacı alt yüklenici arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı, bu nedenle davalı … Belediyesi’nin taraf ehliyeti bulunmadığından, davalı … Belediyesi yönünden HMK’ nun 114/1-d ve 115/1-2. maddeleri gereğince pasif husumete yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, davalı …. A.Ş yönünden; davacının davalı …’tan dava tarihi itibariyle talep edebileceği hakediş alacağının KDV dahil 495.246,42 TL olduğu, binde 5 üzerinden 84 gün için 314.566,56 TL gecikme cezası kesilmesi gerektiği, buna göre 495.246,42 – 314.566,56 = 180.679,86 davacı alacağının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 180.679,86 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkeme aşamalarında, bilirkişi heyetinin toplam alacak yönünde belirttiği 495.246,42 TL bedele itiraz etmediklerini, uygulanacak gecikme cezasının hakkaniyete uygun olması gerektiğini ,eğer uygulanacak ise onbinde 6 uygulanması gerektiğini çünkü hiçbir işin tamamının yaklaşık 3/2’sinin cezaya mahsup edilemeyeceğini, bunun hakkaniyete uygun olmayacağını belirtmelerine rağmen mahkemece istinafa konu hatalı kararın verildiğini, müvekkili şirketin, işin yapımında gecikmeye sebep teşkil edecek hiç bir eyleminin olmadığını, davalı tarafından verilen süre uzatımının sadece, YSK’nın kararına istinaden yapılması gereken imalatları ve değişiklikleri kapsayan bir süre olmakla birlikte, ihale kapsamı dışında yapılan işçilik ve imalatlarla ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, bu süre dışında da kendi istedikleri değişiklikler için herhangi bir süre uzatımı verilmediğini, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere davalı … A.Ş’nin, diğer davalı … Belediyesi bünyesinde bir şirket olup yapılan işle ilgili müvekkili şirketi alt yüklenici olarak Fen İşleri Daire Başkanlığı’na tanımlatmadığını, buna rağmen iş süresi boyunca müvekkili şirketin tüm iletişiminin Fen İşleri Daire Başkanlığına Bağlı Numarataj Şube Müdürlüğü’ne tabi olduğunu, işin süresi bittikten sonra da müvekkili şirketin iletişiminin devam ettiğini, işin süresi içerisinde montaj işleri başlatıldığında müvekkili şirkete verilen bir takım koordinatlara gidildiğinde cadde olması gereken yerin park, sokak olması gereken bir yerin arsa, bina ve okul kapı numaraların ise büyük oranda müvekkili şirkete verilen liste ile örtüşmediğinin ortaya çıktığını, bu hususların … ve … Belediye Başkanlığı’na yazı ile bildirildiğini, yazıların dosyada mevcut olup, bu yazılara herhangi bir cevap verilmediğinin de görüldüğünü, gecikmelere ilişkin iddiaları yönünden bilirkişi raporlarında gerekli değerlendirmelerin yapılmadığını, gecikmenin sorumlusunun tespit edilmediğini, işin gecikmesi olmuşsa da bunun sorumlusunun müvekkili şirket değil … ve … Belediyesi olduğunu, bu sebeple … Belediyesi hakkında davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu sebeplerle davanın kabulü ile, hiç değilse de hakkaniyete uygun bir gecikme cezası verilmesi gerektiği halde, aksi bir karar ile sadece 180.679,86 TL alacağın kabulü ve kalan kısmının reddine ilişkin kararın yasaya ve hukuka uygun olmadığını belirterek; mahkemenin önceki beyan ve delillerinde de bahsedilen tüm hususlar ile gecikmeye sebebiyet vermedikleri dikkate alındığında haklı ve sübut bulan davanın kısmen reddine ilişkin hukuka aykırı kararının lehlerine kaldırılmasını, davalı şirket ve kurumlarca yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ..A.Ş. vekili istinaf başvurusunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının tüm işi tamamladığı kabulü ile hesaplama yapıldığını, ancak imalatların davacı tarafça tamamlanmadığını, nitekim, müvekkili şirket tarafından eksik kalan işlerin tamamlanması adına …. Şti.’ye KDV hariç 41.875,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin bilirkişi tarafından hesaplamaya dahil edilmediği gibi davacı tarafından kesilen son faturanın müvekkilince, dava konusu işin süre uzatım kararlarına rağmen süresinde tamamlanmamış olması sebebiyle kabul edilmediği hususunun da göz ardı edildiğini, ayrıca ticari kayıtların incelenmesinden davacının ticari defter ve kayıtlarına itibar edilemeyeceğinin de aşikar olup, bu sebeple imalat bedelinin 830.804,78 TL değil, 679.726,02 TL olarak kabul edilmesi gerektiğini, yukarıda da belirtildiği gibi bilirkişi tarafından yapılan imalat bedeli hesaplamasının hatalı olduğunu, taraflarınca düzenlenen hakedişler nazara alındığında davacı yana ödenmesi gereken tüm bedellerin ödenmiş olup davacının herhangi bir alacağının kalmadığını, sonuç itibariyle kendisine verilen süre içerisinde sözleşme ile üstlendiği işi tamamlamayan davacının hakedişinden yapılan gecikme cezası kesintisinin yerinde olup müvekkili tarafından sağlıklı bir şekilde tutulan resmi şirket kayıtlarına itibar edilerek ve işin tamamlattırılması için …. Şti.’ye yapılan ödemelerin de göz önüne alınarak imalat bedelinin 679.726,02 TL olduğunun kabulü gerektiğini, bu zamana kadar dosya kapsamında düzenlenen tüm bilirkişi raporlarında davacının alacağına ilişkin bir tutarlılık sağlanamadığını, her defasında farklı miktarlar tespit edildiğini, taraflarına bilirkişi raporlarına yapılan itirazların genel itibariyle dikkate alınmadığını ve hatalı hesaplamalarla dolu raporlar üzerinden hüküm kurularak taraflarının hak kaybına maruz bırakıldığını belirterek; istinaf başvurularının kabulü ile itirazları doğrultusunda mahkeme kararının bozularak dosyadan yeniden incelenmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın; davalı … Fen İşleri Daire Başkanlığı yönünden; HMK’ nun 114/1-d ve 115/1-2. maddeleri gereğince pasif husumete yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, davalı …. A.Ş yönünden kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalılardan …. A.Ş vekilince süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 18/05/2023 tarih ve 2021/932 Esas-2023/594 Karar sayılı geri çevirme kararı uyarınca eksik gönderilen delil klasörlerinin de gönderildiği görülmekle tarafların istinaf başvurularının esası incelenmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf esas itibariyle, ifa ile sonuçlanan sözleşme kapsamında talep edilebilecek iş bedeli alacağı olup, Dairemizin yukarıda özetlenen kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda, tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirilerek sözleşme kapsamındaki işin kesin hesabının çıkarıldığı, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … …. A.Ş vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … …. A.Ş vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı … ….A.Ş.’den alınması gereken 12.342,24 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.085,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.256,68‬ TL harcın davalı … …. A.Ş’den tahsili Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvuruları nedeniyle davalı … …. A.Ş. ve davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır