Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/755 – Karar No:2023/979
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/755
KARAR NO : 2023/979
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2022
NUMARASI : 2021/724 E-2022/577 K
DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
ASIL VE KARŞI
DAVANIN KONUSU : Alacak- Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl davada alacak, karşı davada davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tazminat davasında mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı- karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 08/04/2006 tarihli sözleşme ile A ve B olmak üzere iki blokun kalorifer, müşterek tesisat, doğalgaz, yangın tesisatlarının malzeme ve işçilik dahil olmak üzere yapımını üstlendiklerini, sözleşmede yazılı işler eksiksiz olarak tamamlandığı halde davalı şirketin alacaklarını ödemediği gibi Ankara 25. Noterliğinin 04/12/2008 tarihli ihtarı ile, bazı imalatların projesine ve teknik şartnamesine uygun yapılmadığı ve işin de süresinde tamamlanmadığı gerekçesiyle cezai şart uygulanacağını ihtar ettiğini, bunun hakkın kötüye kullanılması olduğunu Ankara 31. Noterliğinin 16/12/2008 tarihli cevabi ihtarnamesi ile karşı tarafa bildirdiklerini, zira işin fen ve sanat kurallarına uygun olarak teslim edildiği gibi, gecikmenin de müvekkilinden kaynaklanmadığını, davalının eksikliklerin giderilmesi hususunda öncesinde bildirimde de bulunmadığını, ayrıca Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1125 D.İş sayılı dosyası ile yapılan işlerin bedelinin tespit ettirildiğini, davacı şirket yetkilisinden alınan bilgiye göre yapılan işin toplam tutarının 190.591,00 TL olduğunu, yapılan toplam ödemenin ise 100.180,00 TL olduğunu, kısmi ödemelerin elden, nakit makbuz karşılığı ve çekle yapıldığını, davalı tarafından işçilere makbuz karşılığı yapılan ödemeler için de müvekkilinden makbuz istendiğinden, bu ödemelerin yapılacak hesaplamada mükerrer alınmaması hususunun re’sen gözetilmesini talep ettiklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin 18/12/2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve davalıya teminat olarak verilen senedin müvekkiline iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin taahhüdünde bulunan …. … Kooperatifinin bir kısım işlerinin yapımının davacıya taşeron sözleşmesi ile verildiğini, davacının bir kısım işleri ayıplı olarak yerine getirdiğini, bir kısım işleri ise hiç yerine getirmediği gibi işi ifa ederken önceden yapılmış bir kısım işlere de zarar verdiğini, eksik işleri tamamlaması ayıplı işleri ve verdiği zararı düzeltmesi için Ankara 25. Noterliği’nin 04/12/2008 ve 39427 yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiklerini ancak davacının eksiklikleri tamamlamadığını ve zararı gidermediğini belirterek; asıl davanın reddini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının yaptığı eksik, ayıplı ve yanlış imalatlar ile daha önce yapılmış olan imalatlara vermiş olduğu zarar, taahhüdün zamanında ve sözleşmeye uygun ifa edilmemesi nedenleriyle sözleşme gereğince uygulanması gereken ceza bedeli, davacının sözleşme ile üstlendiği edimini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirketin hakedişinden kesinti yapılmasına neden olunması, davacıya imalatında fazla ödeme yapılmış olması, davacının kısmen yaptığı imalatlar nedeniyle ödemelerini aldığı halde fatura düzenlememiş olmasından kaynaklı müvekkili zararı ve diğer nedenlerden kaynaklanan zararlarından şimdilik 50.000,00 TL’nin ihtar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ilk olarak 11/12/2017 tarih ve 2010/270 Esas-2017/951 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, 35.553,62 TL’nin 19/04/2010 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 21/10/2021 tarih ve 2021/445 Esas-2021/927 Karar sayılı kararı ile; “Taraf iddia ve savunmalarında ödeme miktarı ihtilaflı olup, davalı-karşı davacı tarafından ticari defterlerine kayıtlı ödemeler dışında yukarıda belirtilen bir kısım çeklerle de ödeme yapıldığı iddiasında bulunulmuş ise de; mahkemesince ilgili bankalardan bu çeklere ilişkin celbedilen bilgi ve belgelere göre, bu ödemelerin taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadıkları, davalı-karşı davacı tarafından yapılan iş bedeli ödemesine dahil edilmesi gerekip gerekmediği hususlarında denetlenebilir bir bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır” gerekçesi ile diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin davalı-karşı davacı vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Dairemizin yukarıda belirtilen kararından sonra mahkemece yapılan yargılama sonucunda; asıl ve karşı davanın, taraflar arasında yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayan eser sözleşmesi kapsamında karşılıklı alacak ve tazminat istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı, dava, cevap, karşı dava, taraflar arasında yapılan sözleşme, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1125 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporları ile hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek raporlar ve BAM kaldırma kararı sonrası alınan 06/04/2022 tarihli ek rapor birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı taşeronun yapmış olduğu imalat bedelinin 135.733,62 TL, davalı ödemesinin 104.445,00 TL ve bakiye imalat bedelinin 31.288,62 TL olduğu, rapora esas alınan tespit raporunda da işin sözleşmeye uygun olarak imal edildiği görülmekle nesafet kesintisi yapılmadan bu bedelin ödenmesi gerektiği ve de temerrüde düşürücü nitelikte bir ihtarın bulunmadığı da nazara alınarak tarafların tacir olması nedeniyle dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte bu miktarın davalı karşı davacı yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerektiği, yine davacı vekilince sözleşme gereğince teminat senedi verildiği ve iadesi istenmiş ise de; teminat verildiğine ilişkin delil sunulmadığı gibi verildiği kabul edilse dahi mevcut aşamada iade şartlarının da oluşmadığı, karşı davada; davalı taşeronun işin geç teslimine sebebiyet vermediği bu nedenle ceza kesintisi yapılamayacağı ve de diğer talepleri yönünde davasını ispata yarar delil sunarak ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile; 31.288,62 TL’nin 19/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda; mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı hesaplama içeren, dosya kapsamında bulunan makbuz ve çekler ile yapılan ödemeleri, dosya kapsamında bulunan Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/40 D.İş dosyası ile yapılan tespitleri dikkate almayan bilirkişi raporlarına dayanılarak verilen kararının eksik inceleme nedeniyle kaldırılması gerektiğini, davacının işi bitirip teslim etmeden gittiğinin ve müvekkilinin keşide ettiği Ankara 25. Noterliği’nin 04/12/2008 tarih 39427 yevmiye sayılı ihtarı gereğini yerine getirmediğinin, eksik ve ayıplı işlerin müvekkili tarafından dava dışı … ve tesisatçı … Kooperatifine yazılan müzekkereye verilen 24/05/2011 tarih 959 sayılı cevabı ile sabit olduğunu, davacının 10/04/2006-10/06/2006 tarihleri arasında taahhüdünü yerine getirmesi gerektiği A blok inşaatının 2005 yılında bittiği, 06/12/2006 tarihinde B blok asansör kulesi ve çatı katı betonunun atıldığı halde, bir kısım imalatın 2008 yılında yaptığı dikkate alındığında, davacıdan kaynaklı gecikme olduğunun kabulü ile gecikme cezası hesaplanmamasının hatalı olduğunu, eksik ve kusurlu imalatlar yönünden hükme esas alınan bilirkişi görüşünün, o tarihte binalarda kimsenin oturmaması dolayısıyla da kullanım olmaması ve 11. Sulh Hukuk Mahkemesi tespit dosyasında sağlıklı ölçüm ve değerlendirme (hava muhalefeti nedeniyle keşif tarihinde ölçüm yapılmamış, uzun zaman sonra ölçüm yapılarak rapor düzenlenmesi raporlar arasında ciddi zaman farkı olması, inşaatın ve imalatın devamlılığı) yapılmamış olması nedeniyle hatalı olduğunu, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1125 D.İş dosyası ile yapılan tespitin gıyaplarında olduğunu, bilirkişi raporunun tebliğ edilmediğini, inceleme 2008 yılında yapıldığı halde ek raporun 2010 yılında düzenlendiğini, istinafa konu kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1125 D.İş raporuna dayanılarak yapılan değerlendirmeler esas alındığından kararın kaldırılması gerektiğini, dava konusu binaların iş sahibi kooperatif tarafından 20/04/2010 tarihinde geçici kabulü yapılırken eksik işlerin tespit edildiğini ayrıca nefaset kesintisi yapıldığını, bu eksiklerin giderilmesi, yine imalatlar yapılırken diğer imalatlara verilen hasarın giderilmesi için müvekkili tarafından dava dışı …Ltd.Şti.firmasına ve …’ya imalatlar yaptırıldığını, Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1125 D.İş raporunun delil niteliği olmadığından, davacının taşeron olarak imalat yaptığı binaların inşaatı nedeniyle müvekkili şirket ile iş sahibi kooperatif arasında kesin hesaba ilişkin ihtilaf nedeniyle kesin hesaba esas Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/40. D.İş dosyasında yerinde yapılan inceleme ile davacının yaptığı, her iki bloğun kalorifer, müşterek tesisat, doğalgaz ve yangın tesisatlarının toplamının 121.394,74 TL olduğunun tespiti nedeniyle bu tutara sözleşme gereğince %20 tenzilat uygulanmak ve davacı nam ve hesabına yapılan, yaptırılan ve iş sahibi kooperatif tarafından müvekkilinden kesilen tutarlar dikkate alınarak davacı alacağının tespiti gerektiğini, dava konusu tip projenin ikiz A ve B bloktan oluştuğunu, davacının ilk olarak A blokta imalata başlayıp tamamladığını ve bu blok ile ilgili tüm imalat nedeniyle 1 nolu hakedişin düzenlendiğini, bu halde B blok için de davacının yapabileceği imalat miktarının da ancak A blok kadar olabileceğini, yani A ve B blok için toplam imalat bedelinin 32.710,84×2=65.421,68 TL olabileceğini, nitekim davacının düzenleyip müvekkiline de teslim ettiği 1 ve 2 nolu hakediş toplamının 59.417,10 TL olup, 6.004,58 TL için son hakediş yapılması mümkün olduğu dikkate alındığında, Mahkemenin işi eksik bırakıp inşaat mahallini terk eden davacının tek taraflı düzenlediği ve müvekkiline teslim/tebliğ etmediği, işin tamamını kapsayan 10/07/2008 tarihli 3 nolu hakedişe itibar edilerek düzenlenen bilirkişi raporunu esas alarak karar tesis etmesinin hatalı olduğunu, taraflarınca sunulan ödeme belgeleri ile davacıya 106.887,00 TL ödendiğinin ispatlandığını, listesi bildirilen 20.658,00 TL ödemenin yapıldığının da dosya kapsamı ile sabit olduğunu, buna rağmen yapılan ödemenin 100.180,00 TL olarak kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hatalı hesaplanan davacı alacağından sadece 8.000,00 TL nefaset bedeli indirimi yapıldığını, davacının eksik ve ayıplı imalatı nedeniyle yapılan ödemeler başlığı altında açıklanan ve müvekkilinden kesildiği ispat olunan 17.810,00 TL indirimin yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, yargılamanın devamı sırasında, itirazlarının karşılanması taleplerine rağmen, ısrarla aynı bilirkişi heyeti ile inceleme yaptırılarak yargılamaya devam olunduğunu, bilirkişi heyetinin itirazlarını karşılamak yerine kök rapora atıfta bulunmak suretiyle ek rapor düzenlediğini, mahkemenin bu rapora dayanarak karar tesis etmesinin hatalı olduğunu, sözleşmede, sözleşme tarihinden sonra iş süresi içinde taahhüdünün tamamının ifasına kadar, fiyatların yükselmesi, malzeme, işçilik vs. fiyat artışı nedeniyle fiyat farkı talep edilemeyeceği, süre uzatımı isteğinde bulunulamayacağı düzenlenmiş olup, hesaplamanın 2006 yılı Bayındırlık Birim Fiyatları üzerinden %20 tenzilat ile yapılması gerektiğini, kök rapora bu konuya yönelik itirazlarına rağmen 05/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda 2008 yılı birim fiyatlarından yapılan hesaplamada ısrar edilmiş olmasının ve bu rapora dayanılarak karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu, %18 oranında KDV uygulanarak toplam davacı alacağı belirlenmiş ise de davacının 3 nolu hakediş için fatura düzenlememesi nedeniyle KDV hesaplanmasının hatalı olduğunu, sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca, kesin kabul işlemleri yapılmadığından %10 kesintilerin ödenme koşulunun da oluşmadığını, mahkemece bu hususun da dikkate alınmadığını, davacıya 107.757,00 TL+13.858,00 TL= 121.615,00 TL ödeme yapıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, davacının toplam alacağı 70.455,79 TL olup, ödeme tutarı 121.615,00 TL’den düşülmesi halinde müvekkilinin davacıdan 51.159,21 TL alacaklı olduğunun sabit olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmeye uygun olarak işi bitirip teslim etmeden inşaat mahallini terk ettiğini ve Ankara 25. Noterliği aracılığı ile gönderilen 04/12/2008 tarihli ihtara icabet etmediğini, bu nedenlerle sözleşme gereği her türlü gecikme için beher gün için 100,00 TL gecikme cezası hesaplanması gerektiğini belirterek; mahkeme kararının kaldırılmasını itirazlarının karşılanması için yeni bilirkişi heyeti ile inceleme yaptırılmasını, asıl davada davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dairemizin 06/06/2023 tarih ve 2023/383 Esas-2023/667 Karar sayılı geri çevirme kararı uyarınca, davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik nispi istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı eksikliğinin ikmal edildiği anlaşılmıştır.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizin yukarıda özetlenen kararından sonra mahkemesince alınan 06/04/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, Dairemiz kararı gözetilerek yapılan incelemede davalı-karşı davacının yapmış olduğu ödemeler toplamının 104.445,00 TL olarak hesaplandığı, davacı-karşı davalının yapmış olduğu tüm imalat bedelinin ise 135.733,62 TL olup, yapılan ödemeler düşülmek suretiyle bakiye alacağının belirlendiği görülmüştür.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı- karşı davacı vekilince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı- karşı davacı vekilince istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince asıl davaya yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 2.137,33 TL istinaf karar harcından peşin alınan 534,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.602,98 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsili Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince karşı davaya yönelik istinaf başvurusu yönünden alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı- karşı davacı vekili tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda asıl dava yönünden 362/1-a maddesi gereğince KESİN, karşı dava yönünden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması nedeniyle HMK’nun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır