Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/699 E. 2023/885 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/699 – Karar No:2023/885
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/699
KARAR NO : 2023/885

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2023
NUMARASI : 2022/773 E-2023/47 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı arasında devam eden cari ticari hesap ilişkisi kapsamında müvekkili firmanın, taşeron olarak hizmet verdiği davalı firmaya yaptığı imalat ve ihzaratlar karşılığı düzenlediği faturayı davalıya tebliğ ederek ifa ettiği hizmeti sözleşme kapsamında teslim ettiğini, aralarındaki cari hesaba istinaden bakiye 61.623,92 TL’lik alacağın tüm talep ve ihtarlara rağmen ödenmediğini, tahsili için davalı aleyhine Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2021/3335 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek; itirazın iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı takdirini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin … A.Ş. olan ünvanının 03/01/2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan 25/12/2017 tarihli yönetim kurulu kararı gereğince, … A.Ş. bünyesinde birleşme ile değiştiğini, müvekkili ile …. A.Ş. ve …. Ltd. Şti. İş Ortaklığı arasında “… Projesi İçin 1. Etap Altyapı İşleri Sözleşmesi”(“Sözleşme”) akdedildiğini, davaya konu takibin dayanağı olarak gösterilen hesap kaydının da … İş Ortaklığı’na ait olduğunu, müvekkilinin … İş Ortaklığı’na halihazırda ödemesi gereken muaccel olmuş bir borcunun da bulunmadığını, müvekkili … ile davacı … arasında akdedilmiş bir sözleşme olmadığı gibi, İş Ortaklığı’ndan ayrı bir hukuki veya ticari ilişki de bulunmadığını belirterek; davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı takdirini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, somut uyuşmazlıkta davalı ile davacı ve onun adi ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu firmanın oluşturduğu iş ortaklığı arasında sözleşme imzalandığı, anılan sözleşme uyarınca taraflar arasında ticari ilişki olduğunun uyuşmazlık konusu olmadığı, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, tarafların mutabık olduğu sözleşme ve tüm dosya kapsamından, davacı ile dava dışı firmanın oluşturduğu adi ortaklıkla davalı arasında sözleşme imzalandığı, takibe konu para alacağının bu sözleşmeden kaynaklandığı, davacı ile dava dışı firma arasındaki iş ortaklığının adi ortaklık niteliğinin bulunduğu, adi ortaklığın tek başına tüzel kişiliğinin olmadığı, para alacaklarının tahsili ve takibinde bütün ortakların talepte bulunmasının gerektiği, işbu davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğu, davanın takip talebindeki şartlara göre çözümleneceği, takip talebinin salt davacı tarafça yapılamayacağı, adi ortakların birlikte talepte bulunması gerektiği, ortaklardan birinin eksikliğinin sonradan takip talebinde giderilemeyeceği, bu dava bakımından davacının tek başına taraf ehliyetinin olmadığı ve dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili ile dava dışı ….A.Ş.arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin hukuken bulunmadığı, dolayısıyla her bir ortağın müstakilen kendi adına alacağı talep ve tahsile hakkının bulunacağı açık olmasına rağmen Mahkemenin ortaklardan birinin eksik olmasının taraf ehliyetini oluşturamayacağı yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, adi ortaklar arasındaki iç ilişkinin, sözleşmenin diğer tarafı olan davalı firma açısından önem arz etmeyeceği gibi borcu sona erdiren bir neden de olmadığından adi ortaklıkta ortakların tamamının alacağı birlikte talep edebilecekleri yönündeki mahkeme tespitinin de adi ortaklık hukukunun genel ilkelerine aykırı olduğunu, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığın taraf ehliyeti de olamayacağından her bir ortağın ayrı ayrı ortaklık adına hareket edebileceğini ve taraf ehliyetinin bulunduğunun içtihatlar ve yasa gereği olup mahkemenin aksi yöndeki kararının dosya içeriğine, hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, alacağı her bir ortağın talep hakkı mevcut olduğundan dava açılmasında da diğer ortağın bulunması zorunluluğu bulunamayacağından taraf ehliyeti eksikliğinden söz edilmesinin mümkün olmadığını belirterek; Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesaba dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine dair kararına karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının da ortağı olduğu … A.Ş. Ve ….Ltd.Şti. İş Ortaklığı ile davalı arasında düzenlenen “… Projesi için 1.Etap Altyapı İşleri Sözleşmesi” niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron adi ortak; davalı yüklenicidir. İş bu dava, bu sözleşme kapsamında yapılan imalatların bakiye bedeli için adi ortaklardan biri tarafından yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı ile dava dışı ….A.Ş. sözleşmedeki işi, iş ortaklığı olarak birlikte taşeron sıfatıyla yapmayı üstlendiklerinden aralarındaki ilişki adi ortaklık ilişkisidir.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından icra takibinin adî ortaklığı oluşturan tüm ortaklar tarafından yapılması ve davanın da tüm ortaklar tarafından açılması gerekir. Zira, ortaklar davada mecburi dava arkadaşı durumundadırlar. Birlikte icra takibi yapılmadığı ya da dava açılmadığı taktirde, diğer ortakdan muvafakat alınması ya da ayrı bir dava açılarak birleştirilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Aksi takdirde usulüne uygun bir icra takibi yapıldığından ve dava açıldığından söz edilemez. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 17/05/2016 tarih ve 2016/894 Esas-2016/2845 Karar sayılı kararı)
Bu durumda, davacının tek başına dava açamayacağı dikkate alınarak, dava dışı diğer adi ortak ….A.Ş.’nin davaya muvafakatinin bulunduğuna dair muvafakatnamenin sunulması ya da ayrı bir dava açılarak eldeki bu dava ile birleştirilmesi ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2023 tarih ve 2022/773 Esas -2023/47 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır