Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/615 E. 2023/987 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/615 – Karar No:2023/987
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/615
KARAR NO : 2023/987

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2023
NUMARASI : 2023/98 E-2023/134 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :04.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :04.10.2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili: Müvekkili şirket ile davalı … (…) arasında, müvekkili şirket bünyesinde faaliyet gösteren … …’nin konferans salonun koltuklarının yapılmasına dair 22.05.2018 tarihli sözleşmenin imzalandığını davalı tarafından koltukların yapılarak müvekkiline teslim edildiğini, gelinen aşamada, konferans salonu koltuklarında yer alan açılır kapanır mekanizmaların kırılmakta, koltukların açılıp kapanma özelliklerinin kullanılamamakta, bir kısım koltukların ise hiç oturulamayacak durumda olduğunu, işbu durumun imalatın tamamlanmasından bu yana devam ettiğini, sorunların karşı yana bildirilmekte olduğunu, teslimden itibaren 2 yıl boyunca karşı yanca, arızalanan koltukların onarıldığını, ancak daha sonra her onarım için ücret istenmeye başlandığını, haricen yapılan tespit üzerine koltuklarda kullanılan mekanizmaların ilk yapımdan itibaren ayıplı olduğunun öğrenildiğini, karşı yana bu mağduriyetin bildirildiğini, arızanın giderilmesi ile oluşan zararın tazmini talep edilmişse de, bu talebin garanti süresinin dolduğu gerekçesi ile reddedildiğini, aksine arızanın giderilmesi için ücret karşılığı teklif yapıldığını, talepleri üzerine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/119 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını ve tespit sonucunda davalı tarafından yapılan konferans salonu koltuklarında gizli ayıp bulunduğu, koltuk mekanizmalarının değiştirilmesi gerektiğinin belirlendiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili: Taraflar arasında 22.05.2018 tarihinde … … konferans salonuna 845 adet koltuk yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, işin yapılarak 29.08.2018 tarihli teslim tutanağı ile teslim edildiğini, kabul etmemekle birlikte, ayıplı maldan sorumluluğun, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, 29.08.2018 tarihli teslim tutanağından itibaren iki yıllık süre geçtiğinden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkili yönünden bir garanti süresinin de bulunmadığını, buna rağmen sonraki yıllarda mekanizmada değişim talep edildiğini ve bu talebin müvekkili tarafından iyiniyetli olarak karşılandığını, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, bozulmaların kullanım hatası ve zemin bozukluklarından kaynaklandığını, ayrıca müvekkilinin verdiği 2 yıllık garanti süresi içinde verilen mekanizmaların montajının ise davacı tarafından yapıldığını, bozulmaların hatalı montajlardan kaynaklandığını, gizli ayıbın söz konusu olmadığı gibi müvekkilinin sorumluluğunun da bulunmadığını, davacı tarafından alınan bilirkişi raporunda bilirkişinin konunun uzmanı olmadığını, raporu kabul etmediklerini, ayrıca rapordaki değerlendirmede çelişki bulunduğunu belirterek davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın sözleşmeden kaynaklı ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşme suretinin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/119 D. İş sayılı dosyasının teslim tutanağı ile getirtilmesi gerekli evrakların incelendiği, taraflar arasında yapılan 22/05/2018 tarihli sözleşme uyarınca adresi verilen … binası içinde bulunan Konferans Salonunun koltuklarının yapılması konusunda tarafların anlaştıkları, davacının işveren, davalının ise yüklenici olarak gösterildiği, yapılması gerekli koltuk sayısının 845 artı %1 adet olarak belirlendiği, işin teslim tarihinin 30/06/2018 olarak sözleşmenin tarihinden sonra 7 hafta belirlendiği, davalının cevap dilekçesiyle birlikte sunduğu 29/09/2018 tarihli teslim tutanağına göre 848 koltuğun eksiksiz ve sağlam olarak davacıya teslim edildiği belirtilerek taraf temsilcilerince imza altına alındığı, davacının düzenlenen bu teslim tutanağına açıkça itirazının bulunmadığı, Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonraki fiil ve işlemlere TBK hükümlerinin uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki yazılı eser sözleşmesi ilişkisinin 2018 yılında kurulduğu, bu sebeple taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinde TBK’nın zamanaşımına ilişkin 478. maddesinin uygulanması gerektiği, TBK’nın 478. maddesinde, ”Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
” denildiği, somut olayda, davacının sözleşme konusu bir kısım koltukların ayıplı olduğu ve kullanılmaz halde bulunduğundan bahisle söz konusu ayıpların tazmini nedeniyle eldeki davayı açtığı, davalının süresinde verilen cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunduğu, koltukların taşınır mahiyette olduğu, eldeki davanın koltukların tesliminden itibaren 2 yıl içinde açılması gerekirken bu süre içinde açılmadığı, davacı tarafından davalı yüklenicinin meydana getirdiği imalat sebebiyle ağır kusurlu olduğu da iddia edilip ispatlanamadığından ve zamanaşımını kesen ve durduran sebeplerin varlığı da davacı tarafça ispatlanamadığından dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş bulunduğu gerekçesiyle, davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Taraflar arasında akdedilen 22.05.2018 tarihli sözleşme uyarınca, davalı tarafından yapımı yüklenilen okul konferans salonu koltuklarının zaman içerisinde kırılması, kullanılmaz hale gelmesi neticesinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/119 D.İş sayılı tespiti ile imalatın gizli ayıplı olduğunun öğrenildiğini ve müvekkili zararının tazmini için dava açıldığını, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kanun koyucunun zamanaşımı süresini düzenlerken ayıbın niteliğini de gözettiğini, gizli ayıp halinin zamanaşımı süresinden muaf tutulduğunu, koltuklarda yer alan açılır kapanır mekanizmaların kırıldığını, koltukların açılıp kapanma özelliklerinin kullanılamadığını, bir kısım koltukların ise hiç oturulamayacak durumda olduğunu, işbu durumun imalatın tamamlanmasından bu yana devam ettiğini, sorunların karşı yana bildirilmekte olduğunu, teslimden itibaren 2 yıl boyunca karşı yanca, arızalanan koltukların onarıldığını, ancak daha sonra her onarım için ücret istenmeye başladığını, haricen yapılan tespit üzerine, konferans salonu koltuklarında kullanılan mekanizmaların ilk yapımdan itibaren ayıplı olduğunun öğrenildiğini, karşı yana bu mağduriyetin bildirildiğini, arızanın giderilmesi ile oluşan zararın tazmini talep edilmişse de, bu talebin garanti süresinin dolduğu gerekçesi ile reddedildiğini, aksine arızanın giderilmesi için ücret karşılığı teklif yapıldığını, eser sözleşmelerinde ayıba karşı tekeffül ve gizli ayıp şartlarının mevcut olması sebebiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve ödenen istinaf başvuru harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 04.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır