Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/544 E. 2023/717 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/544 – Karar No:2023/717
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/544
KARAR NO : 2023/717

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 14.06.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.06.2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2023 tarih ve 2022/6-1019 E-2023/267 K sayılı bozma kararı üzerine dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmesi ile duruşmalı yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkilinin, 01.05.2014 tarihinde davalı ile yaptığı sözleşme gereğince Orman İşletme Müdürlüklerinin ihtiyaç duydukları promosyon malzemeleri, logo, tabela ve yönlendirme levhaları ürettiğini ve sözleşme gereğince davalıdan gelen siparişleri davalıya satarak fatura ettiğini ve siparişte belirtilen orman işletme müdürlüklerine gönderdiğini, sözleşmenin 4. maddesine göre siparişe bağlanan mal ve malzemelerin ödemelerinin faturanın vakfa ulaşmasını takiben en geç 20 gün içinde yapılması gerektiğini, ancak davalının faturaların kendilerine ulaşmasını müteakip 20 gün içinde ödemesi gereken borç bakiyesini bütün ihtarlara rağmen ödememesi üzerine müvekkili tarafından Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4884 sayılı dosyası ile davalı aleyhine 366.942,99 TL miktarında alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibindeki 163.482,96 TL’lık borcu kabul ettiğini ve kabul ettiği kısma ilişkin miktarı, harç faiz ve sair giderlerini ödediğini, geri kalan kısma haksız olarak itiraz ettiğini ve itiraz ettiği kısım için icra takibinin durdurulduğunu, ancak her ne kadar 366.942,99 TL üzerinden icra takibinde bulunulmuş ise de rakamın sehven yazıldığını, zira borçlunun takipten önce de kısmi ödemede bulunduğunu ve kabul ettiği kısım düşüldükten sonra kalan borç bakiyesinin 151.011,50 TL olduğunu belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; Müvekkilinin davacı şirket ile Orman Genel Müdürlüğü kurumsal kitabında belirlenen standartlarda davacının ürettiği logo, tabela ve yönlendirme levhaları, promosyon malzemelerinin temin edilebilmesi için 01.05.2014 tarihli sözleşme imzalandığını, akdedilen sözleşme kapsamında tedarik edilen ürünler bulunmakla birlikte, davacının sorumluluğunda olan eksik ve ayıplı ürünler bulunduğu gibi, hesap mutabakatının davacı ile sağlanamadığını, davacının takip yaptığı Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4884 sayılı icra dosyasında ödenmeyen bedel 203.460,03 TL olmasına karşın, sehven bedelin yüksek gösterildiği, takip öncesi ödeme yapıldığı gibi gerçek dışı beyanlarla 151.011,50 TL tutarındaki bedel için itirazın iptali davası açıldığını, taraflar arasında TTK’nın 89. maddesi kapsamında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davaya dayanak gösterilen cari hesap ekstresini kabul etmediklerini, henüz hesap mutabakatının da sağlanmadığını, borca ve icra takibine kısmen itiraz edildiğini belirterek davanın reddine ve takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; Davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının 150.849,70 TL’lık meblağa ilişkin kısmının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının takibe itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2017 tarih ve 2016/323 E.-2017/957 K. sayılı kararının davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine mahkememizin 30/12/2020 tarih ve 2020/1185 E.-2020/1372 K. sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4884 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın 150.849,70 TL’lık miktar bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2021 tarih ve 2021/2614 E.-2021/2145 K. sayılı kararında özetle; “…1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davacının temyiz itirazlarına gelince; … Somut olayda; davacı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş, ilk derece mahkemesince bu talep kabul edilmiş, bölge adliye mahkemesince bu talebin reddine karar verilmiştir. Dava, itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin olup alacağın, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu ticari kayıt ve belgeler esas alınarak bilirkişi tarafından belirlenmesinin alacağın likit (belirlenebilir) bir alacak olduğu olgusunu değiştirmeyeceği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle oy çokluğu ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında Dairemizin 2022/130E-278K.sayılı ve 16.03.2022 tarihli kararı ile 30/12/2020 tarih ve 2020/1185 E.-2020/1372 K. sayılı önceki kararında direnilmesine karar verilmiş, direnme kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2022/2642 E-4150 K sayılı 15.09.2022 tarihli kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2023 tarih ve 2022/6-1019 Esas- 2023/267 Karar sayılı ilamında özetle”… somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada alacağın faturalara dayalı, hesaplanabilir nitelikte ve likid olduğu, davalı tarafından borç tutarının bilindiği ve takibe itiraz dilekçesinde açıkça tutarı belli olan borcun bir kısmına itiraz edildiği, yargılamayı gerektirmeyen gerçek miktarı belli ve sabit olan alacağın ticari kayıt ve belgeler esas alınarak hesaplanması amacıyla bilirkişi incelemesi yapıldığı, bilirkişiden rapor alınmasının alacağın likid olma vasfını değiştirmeyeceği, icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir…Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında alacağın niteliğinin ve miktarının tartışmalı olması nedeniyle likid olmadığı, icra takibi faturalara dayalı olarak yapılmış olsa da; alacağın cari hesaptan kaynaklandığı ve taraflar arasında hesap mutabakatının bulunmadığı, alacağın varlığının yargılama aşamasında bilirkişiden alınan rapora göre belirlendiği, muayyen ve likid bir alacaktan söz edilemeyeceği belirtilerek direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir… Hâl böyle olunca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından, hükmün Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle oy çokluğuyla ile kararın bozulmasına kesin olarak karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında Dairemizce yapılan duruşmada, davacı vekili Hukuk Genel Kurulu bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili dava konusu alacak likit olmayıp, yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, bozma kararına katılmadıklarını belirtmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereğince davadaki alacağın likid olduğu, icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından, davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, diğer hususların Özel Daire bozma ilamı kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4884 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın 150.849,70 TL miktar bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla istemin reddine, hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
Davalının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2016/4884 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazının 150.849,70 TL’lık miktar bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.304,54 TL harçtan peşin alınan 744,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.560,35 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 23.627,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davada reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 161,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 744,19 TL peşin karar harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından ödenen 231,80 TL posta ve tebligat masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.231,80 TL yargılama giderinden davadaki kabul oranına göre hesaplanan 2.229,34 TL’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafından yapılan 54,00 TL posta masrafı ve 81,75 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 135,75 TL yargılama giderinden davada reddedilen orana göre hesaplanan 0,15 TL’sının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9- 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 14.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır