Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/510 E. 2023/791 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/510 – Karar No:2023/791
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/510
KARAR NO : 2023/791

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2021
NUMARASI : 2017/266 E-2021/112 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalı firmaya proje, tadilat ve dekorasyon hizmeti verdiklerini, işin bir kısım bedelini tahsil ettiklerini, davalının bir kısım bedeli ödemekten imtina ettiğini, ödenmeyen miktarın tahsili için Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4771 sayılı dosyasıyla başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, 2 adet faturaya dayalı olarak başlattıkları takipte, bakiye fatura bedellerini talep ettiklerini, davalıya ait … adresindeki bağımsız bölümdeki, dava dilekçesinde belirtilen; 1-Hafriyattan artan ve iş makinalarının ulaşıp alamadığı fazla bahçe topraklarının el yordamıyla atılması, 2-Bahçe istinat duvarı için temel ve perde duvar yapılması, 3-Kum, çimento, alçı, tuğla, inşaat demiri, alçıpan, vida, tesisat malz, elektrik malz, değişik ebat ve kalınlıklarda kutu profil, izelasyon malzemeleri, dönüştürücü ve bağlayıcı kimyasal astarlar, temizlik- inşaat çalışmaları için gerekli sarf malzemeler (kürek, keser, kazma, el arabası, eldiven vb.), zemin ve pencere muhafazaları için karton naylon bant vb, mekanik oda için vitra 1.sınıf seramik fayans kalekim derz dolgu, mekanik oda seramik ve fayans uygulaması, wc ler için ithal … markâ gömme rezervuar takımları, 4-Dış cephede iptal edilen ve yer değişikliğinden kaynaklanan boşlukların tuğla duvar örülerek kapatılması, 5-Değişik ebat ve kalınlıklarda kütu profil kullanılarak taşıyıcı karkas ve kaplama profili oluşturularak alçıpan asma tavan ve giydirme duvarlar yapılması, 6-Eski ve bozuk duvarların taraklanarak kimyasal astar sürülüp yeniden alçı sıva yapılması, 7-Çatı katının tümünde pencereli ve sabit alüminyum doğrama, normal kanatlı kapı, çatı arasının açılarak yapılan depo kapısı ve bekleme alanından terasa çıkış için sürgülü … kapı yapılması, 8-VREF merkezi klima sistemi için altyapı; gaz boruları ve drenaj borularının çekilmesi, 9-Zeminden ısıtma uygulaması yaptırılıp; üzerine iki etaplı şap işçiliği yaptırılması, 10-Mevcut terasa çıkış kısmının yıkılarak, Mimari projesinde olmayan yeni ilave bölme ile büyütülmesi, 11-Bahçe tesviye işleri, 12-Ağustos 2016 ile Şubat 2017 tarihleri arasında çalışan işçi ve ustaların SGK giderleri, 13-Ağustos 2016 ile Şubat 2017 tarihleri arasında … harcamaları; Yakıt, telefon, yemek, harçlık bahşiş, nakliye, tedarik, firmalar ile irtibat ve anlaşmalar için ziyaret, tüm iç mimari yerleşim projelerinin hazırlanması, zaman içinde projedeki tadilatların işlenip yenilenmesi ve çalışılacak firmalara bilgi verilip yeni projelerin iletilmesi, yerleşim ve iç mimarisi hazırlanmış projelerin profesyonel destek alınarak 3D hale getirtilmesi, kopyalama ve kırtasiye vb, 14-Çatı katı çatı karkas içleri poliüretan püskürtme köpük ile min 5cm kaplama yaptırılması (tavan içi komple, betopan ve alçıpanla kaplı dış ve iç duvarların içleri dahil), 15-Çatı katı ve diğer katlardaki tadilatlardan dolayı hem el ile taşınamayan hem de bina içi merdiven mesafesinden dolayı transferi yapılamayan büyük ölçekli camların taşınması için kiralanmış vinç bedeli, 16-Yeni yapılmış pencereler ve eskiden hatalı olan pencere ve denizliklerinin yeniden mermer imalatları olmak üzere 16 kalem imalatın yapıldığını, belirtilen işlerin hepsini tamamlayıp davalıya teslim ettiklerini ileri sürerek, davalının Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4771 sayılı takibine yönelik itirazının iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafa borçlarının bulunmadığını, davacının belirttiği işlerin davacı şirket tarafından yapılmadığını, işleri zamanında ve gereği gibi ifa etmediğini, davacıya ödemenin defaten yapıldığını, davacının ödemelerin karşılığı olan işler tamamlanmadan şantiye alanını terk ettiğini, işleri kendisinin yaptığına dair delil sunmadığını, keyfî olarak salt fatura ve irsaliye olmadan sunmuş olduğu faturaların kabul edilmeyip davacıya iade edildiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sözlü anlaşmaya göre davacının, davalı adresindeki taşınmazın işyeri olarak kullanılması için gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, ancak işleri tamamlamadığını, işlerin, mevcut taşınmazlarındaki kira akdi sonu olan 15.11.2016 tarihine kadar bitirmeyi taahhüt ettiği halde işi tamamlamadan inşaatı terk ettiğini, kira kontratı sona erdiği halde yeni adrese taşınamadıklarını, işi başka taşeronlara tamamlattıklarını, davacıya yapılan ödemelerin iş karşılığı değil avans olarak verildiğini, uğradıkları zararın tazmini için dava haklarını saklı tuttuklarını savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı, eser sözleşmesinin sözlü olarak kurulduğu, uyuşmazlığın davacı tarafından üstlenilen imalatların tamamlanıp tamamlanmadığı ve tamamlanan imalatlardan dolayı bakiye alacağın olup olmadığı ve takip tarihi itibariyle miktarının belirlenmesine ilişkin olduğu, eser sözleşmelerinde işin tamamlanarak teslim edildiğinin ispatının yükleniciye, iş bedelinin ödendiğinin ispatının ise iş sahibine ait olduğunu, bu bağlamda, faturanın tek başına işin yapıldığına dair ispat gücü bulunmadığını, davacının yaptığı iddia edilen imalatların tespiti amacıyla 20/02/2018 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan 16/04/2018 tarihli birinci bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine ek rapor alındığı, ikinci bilirkişi heyetinden alınan 01/10/2019 tarihli rapor ve 20/12/2019 tarihli ek raporlarda yapılan imalatların tek tek değerlendirilerek fatura tarihi itibariyle davacının 8.970,00 TL, takip tarihi itibariyle 21.153,50 TL alacaklı olduğu ancak iç mimari projelendirme bedelinin hesaplanmadığını ve takdirin mahkemeye bırakıldığının belirlendiği, söz konusu işin mahkemenin takdiri ile çözümlenebilecek nitelikte olmadığından TMMOB, İç Mimarlar Odası İç Mimari Proje Hiz. Asgari Ücretleri celp edilerek bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı ve TBK 481. maddeye göre eserin yapıldığı zamandaki değerinin esas alınarak düzenlenen ek raporda, kök rapordaki görüşler devam ettirilerek, ayrıca iç mimarlık hizmet bedeli, kontrolörlük bedeli ve 3D görselleştirme bedeli olmak üzere toplam 44.550,00 TL bedelin tespit edildiği, 2 rapor arasında çelişkiler bulunması nedeniyle, 30/12/2020 tarihli 3. raporun bilirkişi heyetinden alındığı, raporda daha önce düzenlenen bilirkişi raporları da tartışılmak suretiyle hesaplama yapıldığı, işin tamamlandığı tespit edilen 2016 yılı raiç bedelleri esas alınarak, davacının yaptığı imalatların bedelinin belirlendiği, ayrıca oda tarafından belirlenen asgari ücret baz alınarak 9.450,00 TL 3D görseller/ mekanpersfektifleri bedelinin eklenerek, KDV dahil iş bedelinin 253.641,00 TL olarak belirlendiği, 3. bilirkişi heyetinden alınan raporun hükme esas alındığı, hükme esas alınan raporun ilk 2 raporun arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alındığı ve düzenlenen raporda ayrı ayrı değerlendirme yapıldığı, davacı tarafın mimari proje bedeli yönünden talebinin değerlendirilmesinde, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere böyle bir projenin varlığının ispatlanamadığı, yine ikinci bilirkişi raporunda kontrolörlük hizmet bedeli hesaplanmış ise de, 3. bilirkişi raporunda belirtildiği üzere yüklenici davacının işveren adına kendi kendini denetlemesinin söz konusu olamayacağından, böyle bir hizmet bedelinin hesaplanmasına da gerek olmadığı kanaatinin bildirildiği ve bu tespitin işin mahiyeti gözetildiğinde yerinde olduğundan davacı tarafın imalat bedelleri dışında sadece 3D görsel çalışmaları nedeniyle bedel talep edebileceğinin kabulünün gerektiği, 3. bilirkişi heyet raporunda KDV hariç imalat bedelinin 205.500,00 TL olarak belirlenirken, oluşturulan tablonun 11. sırasında yer alan imalat bedeli, 2. bilirkişi raporundan ayrılarak 1.000,00 TL fazla belirlendiği, davacı vekilinin 21/10/2019 tarihli ikinci bilirkişi heyeti ek raporuna karşı beyanında imalat kalemleri için belirlenen rakamları kabul ettiği ve bu kabul davalı lehine usulü kazanılmış hak doğurduğundan, 3. bilirkişi heyeti raporu sonuç kısmından 1.000,00 TL mahsup edilmek suretiyle davacının imalat bedelinin 204.500,00 TL olarak kabul edildiği, bu tutara 9.450,00 TL 3D görsel bedeli eklenmek suretiyle, yapılan işin KDV’siz bedelinin 213.950,00 TL olduğu, bu tutara KDV eklendiğinde 252.461,00 TL’ye ulaşıldığı ve bu tutardan dosyaya sunulan ödeme belgeleri ve tarafların defterleri incelenerek belirlenen 234.700,00 TL ödeme tutarı düşüldüğünde, davacının 17.761,00 TL alacaklı olduğu ve bu tutar yönünden takibe yapılan itirazın iptaline , davacı alacağının, keşif yapılmak suretiyle 3 ayrı bilirkişi raporu ile belirlenebilen eser sözleşmesine dayalı bakiye alacak olduğundan likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, kabul edilen tutar üzerinde takip yapılmasının davacıyı kötü niyetli kılmayacağı ve zaten davacının takipte kısmen haklı olduğu gerekçesiyle, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda; kararın hem esas hem de usul yönünden hatalı olduğunu, 3. ayrı heyetten rapor alındığını ve 2. heyet tarafından müvekkiline hak ettiği iç mimarlık hizmet bedelinin hesap edilmiş iken, 3. ve son raporda yine iç mimarlık hizmet bedelinin hesap edilmediğini, müvekkilince yapılan işin malzeme ve diğer fiyatlar yönünden her 3 bilirkişi heyetinde de aşağı yukarı aynı fiyatlamanın yapıldığını, iç mimarlık hizmet bedelinin hesap edilmemesinin hiçbir hukuki gerekçesinin olmadığını, 2. bilirkişi raporunda iç mimarlık hizmet bedeli toplamının 44.500,00 TL olarak hesap edildiğini ancak 3. bilirkişi raporunda hukuki dayanaktan yoksun olarak bu bedelin 9.450,00 TL olarak belirlendiğini ve bu durumun kabulünün mümkün olmadığını ve dosya kapsamına uygun olmadığını, inşaat imalat işini %100’e yakın kısmını bitiren bir iç mimarın hak ettiği iç mimarlık hizmet bedelinin hesap edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, 3.bilirkişi raporunda proje olmadığı öne sürülerek bu bedelin reddedildiğini, dava dosyasında gözüken 3D görüntülerinin yapılacak imalatın uygulama ve projenin son durumunu gösterir veriler olduğunu, bu sayede işveren hangi tasarım ve malzeme kriterleri ile projenin hayata nasıl geçeceğini gerçeğe en yakın görüntülerle göreceğini ve bu doğrultuda 3D render’ların hazırlanabilmesi için tüm projelerin, malzeme listelerinin ve yapılacak işlerin hazırlanıp bitmiş olmasının gerektiğini, aksi bir durumun doğanın kanunlarına aykırı olacağını, her ne kadar mimari proje olsa da mevcut alandan rolevesi alınmadan ön projenin hazırlanamayacağını, ön proje olmadan da kesin proje, mahal listeleri ve kullanılacak malzeme seçimi yapılamayacağını, bu nedenle dosyaya sadece binanın boş haldeki mimari projesi ve yapılan iş ve imalatların gözükeceğini, yerleşim planları olan iç mimari proje sunulduğunu, projelerin dijital ortamda hazırlandığı için baskı alınırken ölçü vb detaylar gizlenerek alındığını, ayrıca dava dosyasında TMMOB İç mimarlar Odasından; iç mimari proje bedeli, kontrollük ve render ücretleri istenerek dosyaya sunulduğunu ve aynı ücretlerin 2.bilirkişi heyeti tarafından da onandığını, aynı bilirkişinin kendisiyle çelişkili olarak hazırladığı teknik raporun 7,8,10 ve 12.maddelerindeki fiyat analizlerini dosyadaki “iç mimari projelerden” aldığının açıkça belirtilerek raporlandığını, bilirkişi heyetinin görmek istediği tüm proje ve malzeme detaylarının davacının çalışmış olduğu firma ve kişilerle yapmış olduğu mail trafiğinde açıkça gözükeceğini, mahkeme gerekçesine katılmadıklarını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde kabul şeklinde değerlendirilecek bir beyanın da bulunmadığını, 3. bilirkişi raporuna yapılan itirazların bu kapsamda değerlendirilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili şirketçe onaylanmış ve kabul edilmiş bir mimari proje örneğinin olmadığını, bu konuda ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkilinin imzasına havi onay evrakının sunulmasının, aksi halde iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinde ve devamında sunulan belgelerde, kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm çalışanlarını müvekkilinin inşaatında çalıştırdığını, malzemeleri kendi aldığını ve bir takım makbuzlarla kendi inşaat hizmetini sunduğu iddiasında bulunduğunu, bilirkişi ek raporunda ise malzeme kontrolü, işçilik ve ekipman kontrolü adı altında kontrolörlük bedeli adı altında bir kalem tesis edildiğini, davacının açıkça proje ve tasarım diye iddia ettiği işi kendisinin yaptığını iddia ettiğini, bu hususun bir nevi mükerrer alacak talebinde bulunmaktan farksız olduğunu, iddia edilen 3D görsel ve perspektif çalışmalarının dava dışı Neverland firması tarafından tamamlandığını ve belgelerinin dosyada mevcut olduğunu, davacının yaptığı işi ayıplı yaptığını, işi teslim etmediğini, buna ilişkin ispat araçlarının sunulduğunu, öte yandan ispat yükünün davacının üstünde olduğunun Kanun ve Yargıtay içtihatları gereği olduğunu (Yargıtay HGK’nun 17/06/2015 tarih ve 2014/11 E- 2015/1670K sayılı ilamı), davacının bu hususu ispat edemediğini, diğer yandan davacının mimarı projesini gerçekleştirdiğinin iddia ettiği görsellerdeki bir bölümün, mevzuatça hukuka aykırı bulunduğunu ve bu hususta yıkım kararı tesis edildiğini (Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin ilamı dosyaya sunulmuştur), davacının ayıplı hizmetinin bu mahkeme ilamı ile tescillendiğini, işin kabulünün yapıldığına dair bir belgenin sunulmadığını, ayıplı bırakılan iş için herhangi bir bedel talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm hizmetleri başka şirketlerin tamamladığını, yüklenicinin eseri iş sahibinin amacına uygun ve fen ve teknik kurallar gözetilerek, iş sahibine teslim ettiğini ispatla yükümlü olduğunu (Yargıtay 15. HD’nin 30/01/2017 tarih ve 2015/5841 E- 2017/343 K sayılı ilamı), ispatlanamadığı takdirde istikrar kazanmış Yargıtay 15. Hukuk Dairesi kararları ile eksik bırakılan iş bedellerinin düşülmesi ve iş sahibi lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, HMK’nun 25.maddesi gereğince dava dilekçesinde talep edilmeyen ve sonradan iddia konusu olmayacak delillerin toplanamayacağını, davacının dava dilekçesinde iç mimarlık hizmet bedeli adı altında bir talebinin bulunmadığını, HMK’da delillerin nasıl sunulacağının açıkça düzenlendiğini (HMK m121, 129/2, 140/5), davacının bu anlamda mimarlar odası belgesine dayanmasının iddianın genişletilme yasağı olduğunu, böyle bir alacak kaleminin dava dilekçesinde istenmediğini, davacının delil listesinde dayanmadığı ve sonradan iddiasını genişleterek dayanak yaptığı TMMOB İç Mimarlar Odası Proje Çizim Ve Sunuş Standartları Şartnamesi’ndeki ön koşullar gerçekleşmeden mimari proje talebinin kabul edilemeyeceği, müvekkili tarafına sunulmuş ve imza karşılığı verilmiş bir belge bulunmadığını, itirazın iptali davasının, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğunu, HMK’nun 190.maddesindeki ispat külfetinin dikkate alınması gerektiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının her bir alacak kalemini ayrı ayrı faturalandırarak ispat etmek zorunda olduğunu, dava dilekçesinde ve eklerinde ve ön inceleme aşamasına kadar talep edilmeyen mimari hizmet bedelinin bu aşamada talep edilemeyeceğini, eksik ve ayıplı yapılan işlerin başka bir mimarlık firmasına yaptırılarak, buna ilişkin ödeme belgelerinin sunulduğunu, davacının işlerini eksik ve ayıplı yaparak, iş yerini terk etmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ve işin başka taşeronlar tarafından tamamlandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dairemizin 01/03/2023 tarih ve 2021/430 Esas- 2023/254 Karar sayılı geri çevirme kararı gereğince, mahkemesince Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2018/1221 Esas ve 2019/510 Esas sayılı dosyalarının ikmal edilerek, istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın gönderildiğini anlaşılmıştır.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle tarafların tacir olup, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2018/1221 Esas ve 2019/510 Esas sayılı dava dosyalarına ilişkin kararlarında yapı kayıt belgesi alınması halinde ilgili kuruma başvuruda bulunmak suretiyle dava konusu belediye encümeni kararının iptali yönünde işlem tesis ettirme olanağı bulunduğu, başka bir deyişle idare mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda verilen kararın, davacı tarafından anılan kanun maddesi kapsamında alınan yapı kayıt belgesi var ise, başvuru yapılmasına ve davalı belediyece de işlem tesis edilmesine engel oluşturmayacağının belirtilmiş olmasına, tarafların aralarında sözlü eser ilişkisi kurulduğunu kabul etmiş olup, mahkemece mahallinde keşifle yapılan imalatların ve bunların bedelinin yapıldığı tarihteki piyasa rayiçleriyle belirlenmesine, ödendiği ihtilafsız olan 234.700,00 TL’nin mahsup edilerek hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 1.213,25 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL+ 303,32 TL olmak üzere toplam 362,62‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 850,63‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır