Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2023/475 E. 2023/1227 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/475 – Karar No:2023/1227
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/475
KARAR NO : 2023/1227

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2022
NUMARASI : 2021/457 E-2022/816 K

ASIL VE BİRLEŞEN 2013/851 VE 2014/696 E. SAYILI DAVALARDA
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALARIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2023
Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli dava ve birleşen davalarda mahkemece dava ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili özetle; taraflar arasında, … 1. ve 2. Etap Komple Altyapı Projelerinin Hazırlanması İşi’ne ilişkin 06.09.2011 tarihli taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını; bu sözleşmenin iş artışına ilişkin 6. maddesinde, ayrıca yapılması istenen projeler olduğu takdirde karşılıklı mutabakat sonucu ücretlendirileceğinin yazıldığını; davalı şirketin talebi üzerine … Komple Altyapı Projesinin 3. ve 4. Etabına ait projelerinde müvekkili tarafından hazırlandığını ve işin KDV hariç 200.000 TL karşılığında hazırlanması hususunda anlaşma sağlandığını, bu hususta elle hazırlanmış ve imzalanmış tutanak bulunduğunu, davacı müvekkilinin üstlendiği edimini yerine getirdiğini ve (KDV dâhil) 203.600 TL bedelli faturayı kestiğini, davalının borcu ödemediğini ve alacağın tahsili için Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6650 E. sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını ve davalının takibe itiraz ettiğini; bu sebeple, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra ve inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; 06.09.2011 tarihli sözleşmede bilahare iş artışına gidilerek 3. ve 4. Etap işlerinin ilave edildiğini; sözleşmede iş artışı bedelinin tespiti için hüküm bulunmadığını, davacı ve davalı şirket yetkilileri arasında iş artışı bedeli için idarenin ortak girişime ödeyeceği bedelin yarısının davacı şirkete ödenmesi konusunda mutabakata varıldığını, bu tutarın 215.000 TL’nin yarısı olacağını; iş artışı hususunda idare tarafından toplam tutara dâhil projelerin eksik ve kusurlarının 25.01.2013 tarihli yazıyla müvekkili tarafından davacı şirkete iletildiğini ve projede yapılması gerekli düzeltmelerin 30.01.2013 tarihine kadar yapılmasının istenildiğini; davacı şirket tarafından eksik ve hataların giderilmemesi nedeniyle davacı nam ve hesabına ödenmek üzere farklı firmalarla 3 adet 67.000 TL bedelli sözleşmeler imzalandığını ve iş bedellerinin ödendiğini, davacının gerekli çalışma ve düzeltmeleri yapmaması sebebiyle iş sahibi tarafından sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin 50.000 TL teminatının iade edilmediğini, bakiye 97.747,69 TL ile ilave işler bedeli 71.000 TL’nin ödenmediğini¸ davalının doğrudan 285.747,69 TL zararının doğduğunu savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2013/851 esas sayılı davada davacı vekili özetle; taraflar arasında, … 1. ve 2. Etap Komple Altyapı Projelerinin Hazırlanması İşi’ne ilişkin 06.09.2011 tarihli taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 6. maddesinde iş bedelinin KDV hariç 285.000 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin 109.000 TL ve 188.330 TL tutarlı iki adet fatura düzenlediğini; birinci hakedişin ödendiğini fakat 188.330 TL tutarlı ikinci hakedişin eksik ödendiğini ve 72.330 TL bakiye alacak kaldığını, alacağın tahsili için Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/16018 E. sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını ve davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 06.09.2011 tarihli sözleşme kapsamında müvekkilinin 109.000 TL tutarlı ilk faturayı ödediğini, 188.330 TL tutarlı faturanın ise 116.000 TL’sinin ödendiğini, kalan 72.330 TL’nin iş sahibi tarafından projelerin onaylanmaması ve ortak girişim hakedişlerini ödememesi, davacı tarafından yapılan projedeki eksik ve kusurların giderilmemesi nedeniyle iş sahibinin sözleşmeyi feshetmesi nedenleriyle ödenmediğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2014/696 esas sayılı davada davacı vekili özetle; 06.09.2011 tarihli sözleşme kapsamında hazırlanan projelerin değişiklikler nedeniyle en az dört kez tekrar yapıldığını, sözleşmenin ilave işler kısmından kaynaklanan 30.540 TL’nin tahsil için fatura düzenlenmişse de ödenmediğini, 2013/1011 sayılı takibin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaline, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle; davaya konu faturanın sözleşme kapsamındaki işlere ilişkin olmadığını, sözleşme kapsamındaki 1. ve 2. Etap projelerine ilişkin iş sahibi tarafından müvekkiline ilave iş bedeli olarak ödeme yapılmadığını, davacının yaptığı işlerin onaya tabii olduğunu ve projelerin eksik ve hatalar nedeniyle onaylanmadığını, iş sahibinin girişim ortaklığının sözleşmesini feshettiğini savunarak davanın reddine, kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; “Asıl ve birleşen davalarda, davalı tarafından nama ifa yapıldığı ve 12.000+15.000+40.000=67.000,00 TL nama ifa nedeniyle bu tutarların davacı alacağından mahsubu gerektiği savunulmuştur. Yukarıda açıklandığı gibi taraflar arasında, 06/09/2011 tarihli “… Altyapı Projelerinin Hazırlanması İşi” başlıklı taşeronluk sözleşmesi imzalanmış ve 1. ve 2. Etap Altyapı projelerinin hazırlanması davacı tarafından yerine getirilmiştir. Bu sözleşmenin tutarı adi ortaklığın defterine kayıt edilmiştir. O halde bu sözleşme yönünden eksik iş ve nama ifa koşulları bulunmayacaktır. Taraflar arasında, davalı şirketin talebi üzerine … Komple Altyapı Projesinin 3. ve 4. Etabına ait projelerin de davacı tarafından hazırlanması işi yönünden ise yanlar arasında yapılan bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Dolayısıyla iş artışı miktarı dosyadaki belgelerle ve beyanlarla belirlenebilirken iş miktarı konusunda bir belirleme mümkün değildir. O halde iş artışı yönünden eksik iş olduğu ve bunun nama ifa edildiğinin ispatı davalıda olup, davalının dava dışı firmalara ait yalnızca sözleşme örneklerini sunarak faturaya dayanmayan iş nedeniyle nama ifanın bulunduğunu ispatından söz edilemez. Bu sebeple, koşulları bulunmayan nama ifa yönünden mahsup isteminin reddi gerekmiştir. Bilirkişilerin son ek raporu ile yukarıda açıklama ve kabullere uygun düşmeyen görüşleri dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında uygulanabilir görülmemiş, Mahkememizden verilen 13/02/2019 tarih, 2014/695 Esas, 2019/116 Karar sayılı kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 tarih, 2019/679 Esas, 2021/692 Karar sayılı ilamıyla “…Mahkemece yapılan yargılama kapsamında bilirkişi raporu ve ek raporlar alınmış ise de, davalının bu iddia ve delilleri gereğince dosya kapsamına uygun denetlenebilir bir inceleme yapılmamış, alınan son ek raporda davacının yazılı ve sözlü eser sözleşmeleri gereğince işleri değerlendirilmeksizin davalının dava dışı iş sahibiyle yaptığı sözleşme kapsamı ve miktarı taraflar arasındaki sözleşme kapsam ve miktarına oranlanmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapıldığı görülmüştür. Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemece yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki yazılı ve sözlü eser sözleşmesi kapsamında kabulünde olunulan iş bedelleri esas alınarak dava dışı işsahibi ve müşavir firmaca davalıya hitaben eksik ve ayıplı işlere yönelik yazılar ve eki belgeler ile davalı tarafça davacıya bu nedenle gönderilen yazı ve belgeler ile dava dışı iş sahibinin belirlediği eksik ve ayıplı işler de davacının sözleşmeler kapsamında sorumlu olduğu iş kalemleri bulunup bulunmadığı, varsa bu kalemler yönünden davalının davacıya uyarıda bulunup bulunmadığı saptanarak bu kalemlerin davalı tarafça giderildiğine ilişkin delilleri de değerlendirilmek suretiyle davacı iş bedelinden mahsubu gereken bir bedel olup olmadığı belirlenmek suretiyle asıl ve birleşen davaların sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından…” denilerek kaldırıldığı anlaşılmış, karar doğrultusunda eksikliklerin giderilmesi için Bilirkişi heyetinden raporlar alınmış ve alınan raporlara göre davacı tarafından yapılan işte tespit edilen eksik ve ayıplı işler nedeniyle davacının alacağından mahsup yapılması gerektiği ayrıca, işin tamamlanmaması nedeniyle, asıl işveren tarafından işin fesih edildiği, davalının irat kaydedilen 50.000,00 TL tutarındaki teminat mektubu bedelinin davacı taşeron tarafından karşılanması gerektiği, bildirilmiştir. Somut olayda; asıl davada uyuşmazlık eser sözleşmesi kapsamında iş artışından doğan faturaya dayalı alacağın tahsiline yöneliktir. Davalı tarafından ileri sürülen ve yapılan işte meydana gelen ayıplı işler ve eksik imalat nedeniyle davanın 86.615,50 TL asıl alacak üzerinden kabulüne, İş artışının miktarı ile tutarı çekişmeli olup alacak yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekmiştir. Birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/851 E., 2014/759 K. sayılı dava dosyası, sözleşmenin 6.maddesine göre ikinci hakedişe esas düzenlenen KDV dâhil 188.330,00 TL tutarlı faturadan bakiye 27.107,35 TL’nin tahsiline ilişkindir. Adi ortaklığın defterlerinde bu faturanın kayıtlı olduğu sabittir. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de icra takip dosyası dayanağı faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu ve bu şekilde alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür. Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/696 E., 2014/308 K. sayılı dava dosyasında; sözleşme gereğince yapıldığı ileri sürülen ilave iş nedeniyle düzenlenen KDV dâhil 25.884,98 TL tutarlı fatura alacağı davanın konusu edilmiş olup, bu faturanın adi ortaklığın defterinde kayıtlı olduğu belirgindir. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta ise de icra takip dosyası dayanağı faturanın davalı defterinde kayıtlı olduğu ve bu şekilde alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür. Davacının, rededilen miktar yönünden takibe geçilmesi haksız olmakla birlikte kötüniyeti ispatlanamadığından, davalının koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddi” gerektiği gerekçesiyle “1-Asıl davada: A) Davanın kısmen kabulü ile; Davalının, Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6650 E. sayılı takip dosyasında vaki itirazının; 86.615,50 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına; asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %9,00 ve değişen oranlarda faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, B) Koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine, 2-Birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/851 E., 2014/759 K. sayılı dava dosyasında: A) Davanın kısmen kabulü ile, Davalının, Ankara 14. İcra Müdürlüğü’nün 2012/16018 E. sayılı takip dosyasında vaki itirazının; 27.107,35 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına; asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %16,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, B) Hükmolunan alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.421,47 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Davalının, koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine, 3-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/696 E., 2014/308 K. sayılı dava dosyasında:
A) Davanın kısmen kabulü ile,
Davalının, Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1011 E. sayılı takip dosyasında vaki itirazının; 25.884,98 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına; asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
B) Hükmolunan alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.177,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Davalının, koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine” karar vermiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yalnızca projelerin hazırlanması ve elektronik ortama aktarılması işini üstlendiği ve edimlerini eksiksiz yerine getirdiği, ıslak imzalı ve el yazılı “Müteahhit Firmalarla Olan Hesap Durumu” belgesinin bu durumu açıkça ortaya koyduğu, davalının ayrıca binaların inşa edilmesi işini taahhüt ettiği, ana iş verene karşı edimlerini yerine getirmemesinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı, bu itibarla davalının eksik ve ayıplı işleri nedeniyle oranlama yapılarak hesaplanmasının doğru olmadığı, 16.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın, müvekkilinin eksik ya da kusurlu iş yaptığına dair savunmasını kanıtlayamadığının ve müvekkili nam ve hesabına yaptırıldığı öne sürülen bedellerin müvekkili alacağından düşülemeyeceğinin belirtildiği, projelerin 21.02.2012 tarihinde … tarafından teslim alındığı, ilave işler konusunda …’in 20.07.2012 tarihli faturayı imzaladığını ve 26.07.2012 tarihinde 50.000 TL, 20.08.2012 tarihinde 74.000 TL ödeyeceği şeklinde şerh düştüğü, teknik bilirkişi …’ın raporunda sözleşmeye göre proje hizmetlerinin yapıldığını, ek işler ile 3-4 etap işlerine ilişkin projelerin 01.05.2012 tarihinde teslim edildiğini belirlediği, yine mahkemece alınan heyet raporunda hazırlanan projelerin TOKİ ile davalı arasındaki proje takip formlarına göre ana iş veren tarafından onaylandığının tespit edildiği, kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin taleplerinin tamamında haklı olduğunun belirtildiği, kaldırma kararı üzerine alınan bilirkişi heyet raporunda ise, kaldırma kararının dikkate alınmadığı ve bilirkişi heyetinin tarafların kabulünde olan, ihtilafsız hususlara da müdahale ettikleri, alternatifli hesaplamada taraflarca kabul edilen iş bedelleri ile tarafların ticari defterlerine kaydettikleri borç ve alacak kayıtlarının göz ardı edildiği, oranlama yapılmak suretiyle hesap çıkarılmasının doğru olmadığı, hatta bilirkişilerin revize iş bedelindeki oranı asıl ve ilave işe de uyguladıkları, bilirkişilerin hukuka aykırı olarak yaptıkları hukuki değerlendirme esas alınarak davalının irat kaydedilen teminat mektubu bedelinin müvekkili alacağından mahsup edilmesinin doğru olmadığı, bilirkişi heyetinin alternatifli olarak yaptığı iki numaralı hesaplama doğrultusunda davaların kabulüne karar verilmesi gerektiği, alacak likit olduğundan asıl davada müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin de doğru olmadığı nedenleriyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava ve birleşen davalar, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli olup, mahkemece dava ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında özellikle mahkemenin gerekçeli kararında yargılama sürecinin anlatıldığının ve Dairemizin kaldırma kararı sonrasında alınan dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir nitelikteki bilirkişi raporunun hükme esas alındığının anlaşılmış bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1-b.1 madde gereğince esastan reddine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL + 269,85 TL + 269,85 TL olmak üzere toplam 809,55‬ TL istinaf karar harcından yatırılan 179,90 TL + 179,90 TL + 179,90 TL olmak üzere toplam 539,7‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 269,85‬ TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-) İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçları ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır